Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İmzaya itiraz-karar- haczin kaldırılması.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-06-2009, 10:38   #1
av.knel

 
Varsayılan İmzaya itiraz-karar- haczin kaldırılması.

İmzaya itiraz davasının sonucunda; "davanın KABULÜNE, icra takibinin davacıya hasren İİK.nun 170/3 maddesi gereğince DURDURULMASINA, davacnın sair taleplerinin reddine" karar verilmiştir.

Bu karardan önce alacaklı/davalı müvekkilimizin taşınırlarını muhafaza altına aldırmış, taşınmazlarına haciz şerhi işletmiştir.

Bu karar ile birlikte müvekkilimizin taşınırlarını nasıl geri alabiliriz, taşınmazlardan haczi nasıl kaldırabiliriz?

Bu kararın icrası nasıl yapılmaktadır; hacizlerin kalkmasının dayanak maddesi nedir?
Old 12-06-2009, 15:40   #2
AV.SANEM

 
Varsayılan

Aynen BÖyle Bİr Olayla KarŞi KartŞiya KalmiŞtik. İcra MÜdÜrlÜĞÜ Karar RaĞmen; Tahsİl Harci Olmadan Hacİzlerİ KaldirmayacaĞina Karar Verdİ. İŞİmİz Acele OlduĞu İÇİn Hem Şİkayet Ettİk Hem De İhtİrazİ Kayitla Harci Ödedİk.İcra Mahkemesİ İse Haczİn Kalkmasi İÇİn Tahsİl Harci İstenmesİnİ DoĞru Bularak Kesİn Olarak Şİkayetİ Reddettİ Kİ O DÖnemede Haczİ Kaldirmalara İlİŞkİn MÜfettİŞlerİn Tahsİl Harci Alinmasi Konusunda YoĞun Baskilari Vardi. En SaĞlam Yol Menfİ Tespİt Davasi AÇmaniz.
Old 19-06-2009, 17:43   #3
av.knel

 
Varsayılan

Kararın kesinleşmesi ile davadan önce ihtiyadi haciz ile konan hacizlerin kalkması gerekmiyor mu?

Muhafaza altına alınan eşyaların, yediemin ücretinden kim sorumlu olacaktır?
Old 19-06-2009, 17:56   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Alıntı:
(Değişik 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.47) İcra mahkemesi, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur.

Alıntı:
- «İmza itirazının kabulüne» (ve «takibin iptaline») karar verir (mad. 170/III, c: 2).164 Yüksek mahkeme «bu durumda; önceki kararlarında «itirazın kabulüne ve takibin iptaline’ karar verilebileceğini» belirtmişken, son kararlarında165 -İİK. mad. 170/III, c: 2’yi dar yorumlayarak- ‘itirazın kabulüne ve takibin durdurulmasına’ karar verilmesi gerekeceğini belirtmeye başlamıştır...

Anımsanacağı gibi; yüksek mahkeme «borca itirazın incelenmesi» sonucunda, mahkeme «borca itirazın kabulüne» karar verilen durumlarda ayrıca kimi kararlarında «takibin iptaline» kimi kararlarında ise «takibin durdurulmasına» karar verilmesi gerekeceğini -İİK. mad. 169a/V uyarınca- belirtmişti...

Uygulamada; «imza itirazının kabulü» kararı ile birlikte «takibin durdurulmasına» karar verilen durumlarda; borçlunun -daha önce mahkemeden ihtiyati haciz kararı alınarak- taşınır ya da taşınmazı üzerine konulan hacizler ne bu kararın verilmesinden ve ne de kesinleşmesinden sonra, icra müdürlüklerine -takip «iptal edilmemiş olduğundan- kaldırılmamakta ve borçlular bunu sağlamak için ayrıca, alacaklıya karşı «olumsuz tesbit davası» açmak zorunda kalmaktadırlar. Bu nedenle, yapılacak bir kanun değişikliğinde, İİK. mad. 170/III, c: 2’nin «itirazın kabulü ile takibin duracağı ve kararın kesinleşmesi halinde takibin iptal edileceği» şeklinde değiştirilmesi isabetli olacaktır...

Av.Talih Uyar,Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile Takiplerde İmzaya İtiraz
Old 19-06-2009, 17:56   #5
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan

Takip borçlusuna ait olmayan imzadan dolayı, külfetlerin evrakta sahtecilik yapana yükletilmesi gerekirken, imzanın kendisine ait olmadığı anlaşılan takip borçlusuna yüklendiğini anlayamadım doğrusu. İhtiyati haciz kararından dolayı konulan hacizlerin kaldırılması için kararın kesinleşmesini beklemek mağduriyete yol açmaz mı? Cevap "Evet" ise, bunun tazmini için ihtiyati haciz kararı istenirken yatırılan teminata yönelinebilir mi? Usulü nasıldır?

Saygılarımla.
Old 19-06-2009, 18:17   #6
av.knel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Bülent Sabri Akpunar
Av.Talih Uyar,Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile Takiplerde İmzaya İtiraz

Yanıtınız için teşekkürler; ama bu işin kısa yolunu nasıl sağlayabiliriz. Menfi tespit davası çok külfetli bir yol. Bu davada sadece imzanın sahte olduğunu ispat ile davamızın ispatı gerçekleşir mi? Ayrıca menfi tespit davasında sahteciliğe dayandığımızda; bu konu hakkında bir de savcılığa şikayet gerekmez mi? Yani çok uzun bir yol görünüyor önümüzde.
Old 19-06-2009, 19:38   #7
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan

Yine Av.Talih Uyar'ın farklı bir makalesinden alıntıdır.

Alıntı:
Makale Adı: İHTİYATİ HACZİ TAMAMLAYAN MERASİM (İHTİYATİ HACZİN KESİN HACZE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ) (İİK. mad. 264)

«Kambiyo senedinde yer alan alacak için ihtiyati haciz kararı alınıp uygulandıktan ve borçlunun ödeme emrini aldıktan sonra icra mahkemesine başvurup ‘borca (veya imzaya) itiraz’da bulunması halinde, olaya alacaklının ‘itirazın kaldırılmasını’ icra mahkemesinden isteme (veya mahkemede ‘dava’ açma) zorunluluğunu öngören İİK. mad. 264/II hükmünün uygulanamayacağını, borçlunun bu durumda icra mahkemesinden ‘itirazın kabulüne’ dair karar alması halinde takibin duracağını, bu kararın kesinleşmesi halinde de takibin iptâli gerekeceğini” 12. HD. 22.11.1979 T. 8246/8999

«‘Kambiyo senetlerine ilişkin takibin iptâline’ dair icra mahkemesi kararının, uygulanan ihtiyati hacizin de kaldırılmasını gerektireceğini” 12. HD. 24.10.1978 T. 7826/8674

«İİK. 264'e göre ‘ihtiyati haczin kakıp kalkmadığına’ mahkemenin değil, icra mahkemesinin karar verebileceğini” 12. HD. 21.2.1977 T. 924/1745
Old 19-06-2009, 23:13   #8
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan

Bir önceki mesajımdaki makalede geçen Yargıtay'ın 12. Hukuk Dairesi'nce verilen üç adet kararı paylaşabilecek olan varsa memnun olacağım. Araştırmalarıma rağmen henüz bulabilmiş değilim. Kararların eski olması ayrıca geçerliliği yahut şimdiki zamana uygulanabilirliği yönünde kuşkular yaratsa da bu konuda Yargıtay'ın yerleşik içtihadının bulunmaması nedeniyle söz konusu kararlara bakmakta fayda olduğu kanısındayım.

Saygılarımla.
Old 19-06-2009, 23:26   #9
av.knel

 
Varsayılan

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2006/20711Yargıtay yeni karararında takibin iptaline karar verilemeyeceğini sözlüyor.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/20711

K. 2006/23553

T. 12.12.2006

• İMZAYA İTİRAZ ( Vekaleten İmzalandığı Yazılmamış Olsa Bile Vekaletname Veren Çekten Sorumlu Olacağı - Ticari Mümessilin İmzaladığı Senetler İyi Niyetli 3. Kişiler Bakımından İşletmeyi Bağladığı )

• VEKALETNAME VERENİN ÇEKTEN SORUMLULUĞU ( Vekaleten İmzalandığı Yazılmamış Olsa Bile Vekaletname Veren Çekten Sorumlu Olacağı - Ticari Mümessilin İmzaladığı Senetler İyi Niyetli 3. Kişiler Bakımından İşletmeyi Bağladığı )

• TİCARİ MÜMESSİLİN İMZALADIĞI SENETLER ( İyi Niyetli 3. Kişiler Bakımından İşletmeyi Bağladığı - Vekaleten İmzalandığı Yazılmamış Olsa Bile Vekaletname Veren Çekten Sorumlu Olacağı )

818/m. 449, 450

ÖZET : Ticari mümessil, bir ticarethane veya fabrika ve ticari şekilde işletilen diğer müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesesinin imzasını kullanarak vekaleten imza koymak üzere açık veya zımni yetki verilen kimsedir. Dosya kapsamından borçlu tarafından vekile, vekaletname ile açıkça çek tanzim etme yetkisi verildiği ve çekin vekil tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Ticari mümessilin imzaladığı senetler iyi niyetli 3. kişiler bakımından işletmeyi bağlar. Çekin vekaleten imzalandığı yazılmasa dahi vekalet veren düzenlenen çekten sorumludur. Her ne kadar vekil, vekaletten azledilmiş ise de, çek azil tarihinden önce düzenlenmiş olduğundan borçlunun sorumluluğunu etkilemez. Bu durumda borçlunun imza itirazının reddi gerekir.
DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu Ş. çekteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürerek imzaya itiraz etmiştir. Yargılama sırasında muhatap banka tarafından dosyaya gönderilen Kumluca Noterliğinin 20.04.2005 tarihli ve yevmiye nolu vekaletnamenin incelenmesinde, borçlu Ş.'nin çek keşide etme yetkisini de içerecek şekilde H.'yi vekil tayin ettiği tespit edilmiştir.
Bu vekaletname kapsamına göre H. borçluyu ticari işlerinde ve bankalarda temsil etmektedir.
Vekaletnamede öngörülen kapsamlı yetki nedeniyle K'nin borçlunun ticari mümessili olduğu kabul edilmelidir. Borçlar Kanunu'nun 449. maddesine göre ticari mümessil, bir ticarethane veya fabrika ve ticari şekilde işletilen diğer müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak vekaleten imza koymak üzere sarih veya zımni kendisine mezuniyet verilen kimsedir. Aym kanunun 45011. maddesinde de ticari mümessilin, hüsnüniyet sahibi 3. şahıslara karşı, müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun namına müessesenin gayesine dahil olan bütün tasarrufları yapmak selahiyetini haiz sayıldığı belirtilmiştir. Ticari senetlerin ticari işletme ile olan ilgisi iyi niyetli 3. kişilerce kolaylıkla anlaşılamayacağından ticari mümessilin imzaladığı senetlerin iyi niyetli 3. kişiler bakımından işletmeyi bağlayacağı öngörülmüştür ( HGK. 30.01.1980 tarih, 1979/1692 Esas, 1980/170 Karar ). Kaldı ki; somut olayda borçlu tarafından vekile, açıkça çek düzenleme yetkisi verilmiştir. Çekin "vekaleten" imzalandığı yazılmasa dahi yukarıda açıklanan kurallara göre vekalet veren bu çekten dolayı sorumludur. Her ne kadar borçlu tarafından Kumluca Noterliğinin 16.05.2005 tarih ve ... yevmiye nolu azilnamesi ile H. vekaletten azledilmiş ise de, çekin keşide tarihi azil tarihinden önce olduğundan, anılan azilname borçlunun sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Alacaklı vekili takip dayanağı çekin H. tarafından vekaleten keşide edildiğini ileri sürdüğüne ve borçlu vekilince çekteki keşide imzasının vekil H.'ye ait olmadığı yönünde bir iddiada da bulunmadığına göre mahkemece itirazın reddi yerine kabulü isabetsizdir.
Kabule göre de; İİK 'nun 170/3. maddesi gereğince inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığı, mahkemece aynı kanunun 68/a maddesine göre yapılan inceleme sonucunda anlaşılmış ise, itirazın kabulü ile birlikte takibintakibin durdurulması yerine iptaline karar verilmesi doğru değildir. durdurulmasına karar verilir. Mahkemece anılan yasa hükmüne aykırı olarak
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 19-06-2009, 23:34   #10
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan

Maalesef bulduğunuz karar Av.Talih Uyar'ın da belirttiği üzere son yıllarda Yargıtay'ın yerleşik olan içtihadını değiştirerek verdiği kararlardan birisidir üstadım. Bu da bize gösteriyor ki Yargıtay'ın içtihatlarından ziyade bir kanun boşluğunun doldurulmasının icap ettiği ve yeni bir kanun değişikliğinin gerçekleştirilmesiyle boşluğun giderilmesinin en doğru yaklaşım olacağıdır.

Ayrıca bulduğunuz bu kararın diğer işaret ettiği yön ise; hala icra mahkemelerinin takibin iptaline karar veriyor olmasıdır. Yani hem yüksek mahkeme bakımından, hem de yerel mahkemeler bakımından giderilmesi gereken ve kanun yapımı aşamasında belki de atlanan bir boşluk bulunmaktadır. Yeni bir davaya yer bırakmayacak şekilde ihtiyaten haczedilen malların üzerindeki haczin kaldırılması için gerek içtihadi gerekse kanuni düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.

Saygılarımla.
Old 19-06-2009, 23:45   #11
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

İcra Mahkemesinin imzaya dair incelemesi takip hukukuna dayalı ve sınırlı bir inceleme içermektedir. Menfi tespit ve istirdat davalarının ikamesi halinde imzaya dair incelemenin tekrar taleple genel hükümlere göre görülen bu davalarda da yapılabilmesi ve İcra Mahkemesinin imzaya dair kararının kesin hüküm teşkil etmemesi de bu sebepledir.
Kanaatimce bu olayda şayet takip iptaline dair bir düzenleme ve İcra Mahkemesinin "takibin iptaline" karar verebilmesi söz konusu olursa bu durum borcun esasına dair olacaktır ve bu durumda genel hükümlere mesnetle ikame olunacak bir davada "maddi anlamda kesin hüküm" itirazının ileri sürülüp sürülmeyeceğini tartışmamız gerekecektir???
Düzenlemenin hakkaniyete uygun olduğunu ve menfi tespit davası ikamesinin de en doğru yol olduğunu düşünüyorum.

Saygılarımla...
Old 19-06-2009, 23:50   #12
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan

Sayın Hades;

O halde ihtiyati haciz kararına binaen konulan takipte bonodaki imzaya itiraz eden borçlunun, imzaya itirazı davasının kabulü halinde eline geçen ne gibi bir hukuki yarar olacaktır? Lehtar değil ise bonoyu takibe koyan, kötüniyeti ispatlayamadıktan sonra kötüniyet tazminatı da söz konusu olmayacaktır. Salt takibin durması, hacizleri kaldıramadıktan sonra ne fayda sağlayacaktır?
Old 20-06-2009, 00:05   #13
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın E.Cihan Uysal,

Borçlu kambiyo senedine özellikle "taklit" ve/veya "sahte" bir imza atmışsa ve fakat aslen temel ilişkide alacaklıya borçluysa takibin iptal edilmesi halinde alacaklı ne yapacaktır??? Böyle bir durumun faturasını alacaklıya kesip ona mı genel hükümlere göre hakkını ara demeliyiz??

Saygılarımla...
Old 20-06-2009, 00:12   #14
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan

Sayın Hades;

Adli Tıp Kurumu bahsettiğiniz gibi atılan imzaların karakteristiği bakımından kime ait olduğunu çözebilmektedir. Eğer dediğiniz gibi olsaydı, tüm ticaret hayatı mensupları, farklı imzalar atarak sorumluluktan kurtulma yollarına başvururlardı. Bir imzanın borçluya ait olmadığı Adli Tıp Kurumu raporu ile sabitse, içtihadını daha sonra paylaşacağım üzere, artık imzanın ve alacağın ispat yükü alacaklıya geçmektedir.

Herşey bir yana; borçluyu zarara uğratmaktansa, alacaklının alacak iddiasını kanıtlaması bana sorarsanız daha mantıklı. (TMK m.6)

Gündüz saatlerinde fikir teatimize devam etmek dileğiyle

Saygılar sunarım
Old 20-06-2009, 00:18   #15
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım dikkat ederseniz "ispat yükü" açısından herhangi bir aksi iddiam yok. Söylemeye çalıştığım şey genel hükümler çerçevesinde yargılamanın yapılıp sorunun bu şekilde çözülmesine değin hakkın korunması ile ilgili. Kaldı ki borçlunun zararına binaen "menfi tespit davası" açma hakkı ve ayrıca imzaya itiraz davasında da İcra İflas Kanununda tazminat hükümleri mevcuttur. Düşüncenize saygı duymakla birlikte katılmadığımı belirtmek isterim.

Saygılarımla...
Old 19-04-2012, 08:34   #16
av.knel

 
Varsayılan

İlk soruyla bağlantılı olarak taşınmaz haczinin üzerinden iki yıl geçerse hacizler kalkar mı?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Haczin Kaldırılması Av.Olcay Pehlivanlıoğlu Meslektaşların Soruları 8 16-01-2012 04:06
gayrımenkulün kaydındaki haczin kaldırılması avbilgen Meslektaşların Soruları 3 31-10-2008 13:32
İmzaya itiraz-ACİL alev Meslektaşların Soruları 1 01-04-2008 11:56
haczin kaldırılması bilgan Meslektaşların Soruları 1 17-10-2006 22:41
Haczin Kaldırılması Av.Cengiz KOCABEY Meslektaşların Soruları 1 25-05-2002 13:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08667707 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.