Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tazminatta Faiz Başlangıcı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-03-2006, 17:17   #1
Av.Hüseyin Erdayandı

 
Varsayılan Tazminatta Faiz Başlangıcı

Sayın Meslektaşlarım,
Trafik kazasından kaynaklanan madi ve manevi tazminat istemli davada ;fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan kısmi dava (maddi tazminat için) B.Kişi raporuna göre ıslah edilmiş ve yeni miktar üzerinden hüküm kurulmuş ve alacağın tamamı için kaza (olay) tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir.Şimdi burada:Faiz başlangıcı için olay tarihi mi?Dava tarihi mi?Islahtan sonraki miktar için ıslah tarihi mi ölçü alınacak?Yargıtay 4.9.11.Hukuk dairelerinin farklı tarihlerde farklı kararları var.Konu hakkında meslektaşlarımın görüşlerini bekliyorum.Varsa bu konuda Yargıtay'ın yeni kararlarını da belirtirlerse sevinirim.Saygılarımla.
Old 10-03-2006, 14:49   #2
ALİ HAKAN AKALIN

 
Varsayılan

Islahtan sonraki miktar için ıslah tarihinin esas alınacağını düşünüyorum. Bu konuda YKD ' örnek kararlar var.
Old 10-03-2006, 15:18   #3
dertunc

 
Varsayılan

Ben olayı haksız fiilden kaynaklandığı için faizin başlangıç tarihinin de kaza tarihi olacağı şeklinde değerlendiriyorum. 2 yıl önce bir iş kazası dosyamda faizin başlangıcı ıslah tarihi olarak kabul edildi. Temyiz ettim.Yargıtay kaza tarihi olarak düzelterek onadı.Size eğer zamanınız varsa bu kararın tarih ve nosunu göndereceğim. Ancak dosya ayrıldığım büroda kaldı. Bu nedenle ancak pazartesi mümkün olabilir. Saygılar.Av.Dudu Ertunç
Old 10-03-2006, 15:33   #4
Desarac

 
Varsayılan

Sayın Ertunç,
benim bilgilerim de faizin, haksız fiil tarihinden itibaren işleyeceği doğrultusunda.ilgili kararı gönderirseniz sevinirim.


saygılarımla.
Old 11-03-2006, 12:03   #5
Av. Eylem T.K

 
Varsayılan

Olay haksız fiilden kaynaklandığı için faize başlangıç tarihi "zararın meydana geldiği tarihtir" Zarar olay tarihinde meydana gelşise olay tarihidir.
Old 14-03-2006, 00:46   #6
mskocak

 
Varsayılan

Olay haksız fiilden kaynaklandığı için faizin başlangıç tarihi zararın meydana geldiği tarihtir. Her ne kadar ıslah ile miktar artırılsa dahi bu kısım da yeni bir dava niteliğinde olduğu için bu kısım içinde zarar tarihinden itibaren faiz işlenmesi gerekmektedir.
Old 22-03-2006, 14:08   #7
BİRGÜL GÜNEŞ

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım Yargıtay'ın yerleşik içtahatlarına göre tazminat davalarında faiz başlangıç tarihi haksız fiil tarihi olarak tespit edilmiştir.Islahtan sonraki kısım için ise ıslah tarihinin esas alınması gerekmektedir.
Av. Birgül GÜNEŞ
Old 05-04-2006, 12:37   #8
Jackal14

 
Varsayılan

Arkadaşlar konuya ilişkin olarak Yargıtay'ın uygulaması aynen şöyle;

Tazminat davalarında eğer yasa gereği olay tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekiyorsa ıslahla müddeabih arttırlsa dahi faiz uygulaması olay tarihinden başlatılır. Zira Islahla müddeabihi arttırmak niteliği itibariyle bir ek davadır. Siz Haksız fiilden kaynaklanan bir tazminat talebine ilişkin olarak ayrı bir ek dava açmış olsa idiniz, 2. ek davada da faiz uygulaması olay tarihinden itibaren olacaktı. Ancak dava tarihinden itibaren yazsal faiz uygulanması gereken durumlarda; ıslahla müddeabihin arttırılması halinde ıslah edilen miktar için yatırılan harç tarihi ıslah tarihi olarak kabul edilip bu tarihten itibaren faiz uygulanması gerekir. Nitekim ayrı bir dava açarak, diğer bir ifade ile ek dava açarak tazminat talep etmiş olsa idiniz, mahkeme ek dava ile talep edilen miktar için ek dava tarihinden itibaren faiz uygulayacaktı.Örneğin kıdem tazminatına ilişkin olarak iş akdinin fesh edildiği tarihen itibaren bankalarca nevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanması gerektiği yasanın amir hükmüdür. Kıdem tazminatına ilişkin olarak ıslahla müddeabih arttırılsa dahi faize iş akdinin fesh edildiği tarihten itibaren hükmedilmesi gerekeceğinden ıslah tarihinden itibaren faiz uygulaması hatalı olacaktır. Ancak aynı davada ihbar tazminatı yönünden ıslahla müddeabih arttırılmış ise; ihbar tazminatına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekeceğinden ıslahla arttırılan miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmelidir.
Old 05-04-2006, 12:41   #9
Jackal14

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/12977
K. 2005/2971
T. 3.2.2005
• İŞÇİ ALACAĞI DAVASI ( İhbar ve Kıdem Tazminatı İle İzin Ücreti-Pazar ve Genel Tatil Ücretinin Ödetilmesi İstemi-Hafta Tatilinde Çalışma Konusunun İspatlanamamış Olması )
• ISLAH ( Kıdem Tazminatı Dışındaki Islahla Artırılan Diğer İşçi Alacaklarına Islah Tarihinden İtibaren Faiz İşletilmesinin Gerekmesi )
• FAİZ BAŞLANGIÇ TARİHİ ( Islahla Artırılan ve Hüküm Altına Alınan Kıdem Tazminatı Dışındaki Diğer İşçi Alacaklarına Islahtan İtibaren Faiz İşletilmesinin Gerekmesi )
1086/m.83
4857/m. 46
ÖZET : Davacının hafta tatillerinde çalıştığı konusunda kanıt bulunmadığı halde hafta tatili ücret alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.

Islahla arttırılan ve hüküm altına alınan kıdem tazminatı dışındaki alacaklara ıslah tarihinden faize karar verilmesi gerekir.

DAVA : Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, izin ücreti, pazar ve genel tatil ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacının hafta tatillerinde çalıştığı konusunda kanıt bulunmadığı halde hafta tatili ücret alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.

3- Islahla arttırılan ve hüküm altına alınan kıdem tazminatı dışındaki alacaklara ıslah tarihinden faize karar verilmesi gerekirken dava tarihinden faize karar verilmesi de doğru değildir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 3.2.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 05-04-2006, 12:41   #10
Jackal14

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/24737
K. 2005/14029
T. 21.4.2005
• KIDEM TAZMİNATI FAİZİNİN BAŞLANGICI ( Akdin Feshi Tarihinden İtibaren Faiz Yürütülmesi Gerekirken Islah İle Artırılan Miktara Islah Tarihinden İtibaren Faize Karar Verilmesinin Hatalı Olması )
• GEÇERLİ FESİH ( Hüküm Altına Alınan Kıdem Tazminatına Fesih Tarihinden İtibaren En Yüksek Mevduat Faizi Yürütüleceği - Islah İle Artırılan Miktara Islah Tarihinden İtibaren Faize Karar Verilmesinin Hatalı Olması )
• EN YÜKSEK MEVDUAT FAİZİ ( Hüküm Altına Alınan Kıdem Tazminatına Fesih Tarihinden İtibaren Yürütüleceği )
• ISLAH ( Hüküm Altına Alınan Kıdem Tazminatına Fesih Tarihinden İtibaren En Yüksek Mevduat Faizi Yürütüleceği - Islah İle Artırılan Miktara Islah Tarihinden İtibaren Faize Karar Verilmesinin Hatalı Olması )
1475/m.14
ÖZET : Hüküm altına alınan kıdem tazminatına, fesih tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizine karar verilmesi 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi ve Yargıtay'ın yerleşik uygulaması gereğidir. Bu nedenle, kıdem tazminatının tamamına, akdin feshi tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, ıslah ile artırılan miktara, ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, izin ücreti, bayram, hafta ve genel tatil gündelikleri ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde S.S. Aksak Köyü Tarımsal Kalkınma Koop. ve davacı davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının temyiz itirazları ile davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Hüküm altına alınan kıdem tazminatına fesih tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizine karar verilmesi 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesi ve dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir. Bu nedenle kıdem tazminatının tamamına akdin feshi tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken, ıslah ile arttırılan miktara ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 05-04-2006, 12:47   #11
Jackal14

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/15621
K. 2004/5242
T. 21.4.2004
• ISLAH ( Dilekçesinde Belirtilen Zarara Olay Tarihinden İtibaren Faize Hükmetmek Gereği - Trafik Kazası Sonucu Yaralanma Nedeni İle Maddi ve Manevi Tazminat İstemi )
• FAİZ BAŞLANGICI ( Trafik Kazası Sonucu Yaralanma Nedeni İle Maddi ve Manevi Tazminat İstemi - Islah Dilekçesinde Belirlenen Zarar İçin Olay Tarihinden İtibaren Hükmedilmesi Gereği )
• TEMERRÜT ( Trafik Kazası Sonucu Yaralanma Nedeni İle Maddi ve Manevi Tazminat/Faiz Başlangıcı - Islah Dilekçesi İle İstenen Zararın Olay Tarihi İtibariyle Doğduğu/Aynı Tarihte Davalıların Temerrüde Düştüğü )
• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Trafik Kazası Sonucu Yaralanma Nedeni İle/Faiz Başlangıcı - Islah Dilekçesi İle İstenen Zararın Olay Tarihi İtibariyle Doğduğu/Aynı Tarihte Davalıların Temerrüde Düştüğü )
1086/m.83
ÖZET : Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar tarafından verilen ilk ve daha sonra ıslah olarak nitelendirilen dilekçede hüküm altına alınacak tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte tazminini istemişlerdir. Mahkeme ise daha önceden açılan davada istenen zarar için olay tarihinden, ıslah dilekçesi ile istenen tazminata ıslah talebi tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Islah dilekçesi bir davadır. Nitekim davacılar tarafından harcı ödenmiş ve dilekçe karşı tarafa tebliğ edilmiştir. Islah dilekçesi ile istenen zarar da olay tarihi itibariyle doğmuştur. Böylece davacılar bu tarihte zarar görmüşler ve aynı tarihte davalılar da temerrüde düşmüşlerdir. Bu durumda talep de gözetilerek ıslah dilekçesinde belirtilen zarara olay tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekir.
DAVA : Davacı Ş.A. ve diğerleri vekili Av. T.E. tarafından davalı H.E. ile Ş.Tur. Ltd. Şti. aleyhine 20.8.2000 gününde verilen dilekçe ile yaralamalı trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminatın dava ve ıslah dilekçesi ile istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminatın kısmen, manevi tazminatın aynen kabulüne dair verilen 18.9.2003 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili Av. T.E. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminatın kısmen, manevi tazminatın aynen kabulüne karar verilmiş, karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar tarafından verilen ilk ve daha sonra ıslah olarak nitelendirilen dilekçede hüküm altına alınacak tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte tazminini istemişlerdir. Mahkeme ise daha önceden açılan davada istenen zarar için olay tarihinden, ıslah dilekçesi ile istenen tazminata ıslah talebi tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Islah dilekçesi bir davadır. Nitekim davacılar tarafından harcı ödenmiş ve dilekçe karşı tarafa tebliğ edilmiştir. Islah dilekçesi ile istenen zarar da olay tarihi itibariyle doğmuştur. Böylece davacılar bu tarihte zarar görmüşler ve aynı tarihte davalılar da temerrüde düşmüşlerdir. Bu durumda talep de gözetilerek 4.2.2003 tarihinde verilen ıslah dilekçesinde belirtilen zarara olay tarihi olan 18.4.1999 tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekirken, ıslah dilekçesinin verildiği tarih itibariyle karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 2. bendinde yer alan ""ıslahın yapıldığı 4.2.2003"" tarihinin silinmesine, yerine ""olay tarihi olan 18.4.1999"" tarihinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21.4.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 05-04-2006, 15:52   #12
Av.Hüseyin Erdayandı

 
Varsayılan

Sayın Jackal 14,
Yargıtay kararlarıyla konuya açıklık getirdiğiniz için çok çok teşekkür ederim.Yeterince aydınlandım.Ancak hala beni tatmin etmeyen durum ise 9.Hukuk Dairesinin kıdem tazminatı alacağının dışında (bu da yasadan kaynaklanıyor) işverenin haksız feshine rağmen diğer alacak kalemlerinde-eğer işveren dava tarihinden önce temerrüde düşürülmemişse-faiz başlangıcı olarak dava tarihini ve ıslah varsa bu tarihi ölçü alması tazminatı doğuran olayın-durumun ne zaman gerçekleştiği sorununun hiç önemli olmadığını göstermektedir.Burada iki daire (4 ve 9) arasında görüş farklılığı olmaktan çok birinde olayın haksız fiilden kaynaklandığı diğerinde ise sözleşmeden ya da yasadan kaynaklandığı sorunu olarak değerlendirilmesi bence hakkaniyete çok uygun düşmemektedir.Diğer bir deyişle her iki durumda da tazminat miktarı belli değilken (hatta işçi alacaklarında daha belirlenebilir) fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan kısmi davalardan sonra ıslah ile artırılan miktarlar için faiz başlangıcı olarak birinde olay tarihini diğerinde ıslah tarihini kabul etmek; doğan alacak açısından niçin farklı olsun?Bu konuda doyurucu bir açıkalmaya ne doktrinde ne de uygulamada rastladım.Arkadaşların yorumlarını bekliyorum.
Old 06-04-2006, 11:26   #13
Jackal14

 
Varsayılan

Hüseyin Bey
Sizin görüşünüze ben de katılıyorum. Nitekim usul hukukumuzda "Islah" yargılama sırasında tüm işlemleri yenileyen,ve dava dilekçesinin baştan itibaren düzeltilmesini sağlayan bir taraf işlemidir. Bu nedenle hüküm ve sonuçlarını davanın açıldığı tarihten itibaren doğurur. Yargıtay başta böyle düşünüp faiz uygulamasını ilk dava tarihinden itibaren başlatıyordu. Hatta bu uygulamaya ilişkin kararı da ekte sunuyorum. Ancak daha sonra görüş değiştirilerek yukarıda anlattığım uygulamaya geçildi.
saygılarla


ISLAH KONBUSUNDA ESKİ UYGULAMAYA İLİŞKİN YARGITAY KARARI

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/4378
K. 2002/3518
T. 11.3.2002

KIDEM TAZMİNATI ( Dava Devam Ederken Davacının Islah Talebinde Bulunması )
• İŞÇİLİK HAKLARI ( Dava Devam Ederken Davacının Islah Talebinde Bulunması )
• ISLAH ( Dava Dilekçesinin Baştan İtibaren Düzeltilmesine Yönelik Bir Taraf Usuli İşlemi Olması )
• FAİZ ( Islah Sonucu Artırılan Miktarlar İçin Dava Tarihinden İtibaren Faiz Yürütülmesi )
1475/m.14


ÖZET : Islah, dava dilekçesinin baştan itibaren düzeltilmesine yönelik bir taraf usul işlemidir. Bu niteliği itibarıyla ilk davanın devamı olup, yeni bir dava değildir. Böyle olunca sonuçlarını ilk dava tarihinde meydana getireceğinden ıslah sonucu arttırılan miktarlar için ıslah tarihinden değil, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Mahkemece bakiye miktarlar için ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalıdır.

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma parası, ödenmeyen maaş alacağı, vergi iadesi ile nema alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı kısmi dava açarak kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istedikten sonra, yargılama devam ederken dava konusunu ıslah ederek, belirlenen tüm alacaklarına karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece belirlenen tüm alacaklar hüküm altına alınmış ise de, kıdem tazminatı dışındaki işçilik alacaklarına ilk talep edilen kısmi miktarlara dava tarihinden bakiyelere ise ıslah tarihinden yasal faiz uygulamasına karar verilmiş ve davacı lehine 4.12.2001 tarihinden önce yürürlükteki avukatlık ücret tarifesine göre vekalet ücreti takdir etmiştir.

Verilen karar aşağıdaki gerekçelerle hatalı bulunmuştur.

1. Islah, dava dilekçesinin baştan itibaren düzeltilmesine yönelik bir taraf usul işlemidir. Bu niteliği itibarıyla ilk davanın devamı olup, yeni bir dava değildir. Böyle olunca sonuçlarını ilk dava tarihinde meydana getireceğinden ıslah sonucu arttırılan miktarlar için ıslah tarihinden değil, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Mahkemece bakiye miktarlar için ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalıdır.

2. Diğer taraftan 4.12.2001 tarihinde yürürlüğe giren yeni avukatlık asgari ücret tarifesi'nin 21. maddesi ile "Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hükmün verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır." kuralı getirilmiştir. Bu kurala göre karar tarihinde dava konusu kabul edilen miktarlar yönünde yeni tarifeye göre belirlenecek vekalet ücretinin karar altına alınması gerekir. Mahkemece önceki tarifeye göre vekalet ücretinin kabulü ayrı bir bozma nedeni yapılmıştır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.3.2002 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

HUMK.nun 87/son cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptalinden önce fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan kısmi davada davalı önceden temerrüte düşürülmemişse, dava açılmakla oluşan temerrüdün ilk kısmi davaya konu alacaklarla ilgili olduğu, bilahare açılan ek davada istenen bakiye alacaklarla ilgili olarak ek dava tarihi itibariyle borçlunun temerrüte düşürüldüğü, bunun sonucu olarak ek davaya konu alacaklara ek dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği, gerek dairemiz, gerek Hukuk Genel Kurulunca istikrarlı şekilde kabul edilmektedir.

Anılan Anayasa Mahkemesi kararından sonra, ilk davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuşsa, ek dava açılmasına gerek kalmadan, açılan ilk davanın yargılaması sırasında ek davaya konu olabilecek bakiye alacaklar ıslah yoluyla istenebilmektedir.

Dava konumuzda böyle bir ıslah söz konusudur. Burada ıslah yoluyla istenen bakiye alacaklarla ilgili olarak faiz başlangıcı ilk dava tarihimi, yoksa ıslah tarihimi olacaktır.

Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, harç alınması, zaman aşımı ve temerrüte düşürülme gibi usul ve yasa hükümlerini değiştirmiş değildir. Bu nedenle ilk kısmi davada istenen miktarla ilgili olarak önceki gibi faiz başlangıcının ilk dava tarihi, ıslah sureti ile istenen bakiye alacaklara ise, ıslah talebi ile ilgili harcın yatırılma, başka bir anlatımla ıslahın gerçekleştiği tarihin faiz başlangıcı olarak kabulü gerekir.

Bu sebeplerle daire çoğunluğunun ıslaha konu bakiye alacaklara ilk kısmi dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği yolundaki bozma kararına katılamıyorum.

Kararın bu yönden de Onanması görüşündeyim.
Old 25-11-2010, 14:35   #15
av_fikret

 
Varsayılan Yargıtayın uygulama değiştirmesi

[quote=Jackal14]Hüseyin Bey
Sizin görüşünüze ben de katılıyorum. Nitekim usul hukukumuzda "Islah" yargılama sırasında tüm işlemleri yenileyen,ve dava dilekçesinin baştan itibaren düzeltilmesini sağlayan bir taraf işlemidir. Bu nedenle hüküm ve sonuçlarını davanın açıldığı tarihten itibaren doğurur. Yargıtay başta böyle düşünüp faiz uygulamasını ilk dava tarihinden itibaren başlatıyordu. Hatta bu uygulamaya ilişkin kararı da ekte sunuyorum. Ancak daha sonra görüş değiştirilerek yukarıda anlattığım uygulamaya geçildi.
saygılarla

Yargıtayın görüş değiştirmesinin gerekçesi nedir.? Merak ettim.
Old 31-05-2016, 16:15   #16
pranga

 
Varsayılan

arkadaşlar sunduğunuz emsal kararlar ile soru bağlantısız duruyor.
iş kazası nedeniyle tazminatta elbette kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmektedir. Dava ve ıslah tarihlerinin bir önemi yoktur.

Diğer alacak kalemleri olan ücret, fazla mesai vs alacaklar için ise dava ve ıslah tarihleri faiz başlangıç tarihi olarak alınmalıdır. Bu durumlarda dahi, önceden çekilmiş bir ihtarla alacak kalemleri talep edilmiş ve davalı temerrüde düşürülmüş ise faiz başlangıç tarihleri dava veya ıslah tarihleri değil, faizin başlangıç tarihi olarak talepte temerrüt tarihi açıkça zikredilmiş ise temerrüt tarihi olacaktır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
manevi tazminatta uzamış ceza zamanaşımı av.mustafa akıncı Meslektaşların Soruları 6 16-03-2010 10:14
cd yazılı delil başlangıcı kabul edilebilirmi? Av.mdogan Meslektaşların Soruları 8 29-12-2006 16:02
Sigortalılığın başlangıcı Av.Murat Bölükbaş Meslektaşların Soruları 7 23-11-2006 20:26
yazılı delil başlangıcı Av.mdogan Meslektaşların Soruları 2 12-10-2006 23:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06618500 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.