Bankada Unutulan Para

Arkadaşlar Merhaba.

Bir anne kendisi ve o tarihlerde reşit olmayan iki çocuğu için bankada hesap açmış.

Gel zaman git zaman bu paranın varlığı unutulmuş. Sonra çocuklar cüzdanı bulmuşlar. (şimdi çocuk değil kocaman adamlar)

Para 1988 yılında yatırlımış, O zamanın parasıyla toplam 30.000 Lira. ( O zaman güzel paraymış)

Şu zamanda her 3 kişide hayatta ve paramızı isteriz diye feryat figan haldeler

Bu konuda bilgilerinize açığız

Sevgiyle kalın.

Sayın Seyit Sönmez,

Bildiğim kadarıyla 10 yıl boyunca işlem görmeyen hesaplardaki paralar Fon'a devrediliyor.

4389 Kanun no'lu Bankalar Kanununun Mevduata ilişkin hükümlerini düzenleyen 10. maddesinin 4. bendinde bu konuya atıfta bulunulmuştur.

Alıntı: 4. Bankalar nezdindeki her türlü mevduat, emanet ve alacaklardan en son talep, işlem veya mudiin herhangi bir şekilde yazılı talimatı tarihinden başlayarak on yıl içinde aranmayanlar zamanaşımına tabidir. Zamanaşımına uğrayan mevduat, emanet ve alacaklar Fona gelir kaydedilir. Bununla ilgili esas ve usuller Kurulca belirlenir.

Kanun metni böyle, belki uygulamada farklılık söz konusudur. İyi çalışmalar.

Kanun hükmüne göre, 10 yıllık bir zamanaşımı sözkonusu. Yani bu süre dolmuş veya kısa bir süre içinde dolacak. Ancak benim anladığım kadarıyla annenin parayı yatırma yılı 1998; yani, bu tarihten sonra, 1 lira bile faiz işletilmiş ise-mesela 1999 yılında- zamanaşımı bu son işlem tarihinden itibaren başlar. Yani zamanaşımı her yeni işlemde kesilir. Bildiğim kadarıyla da bankalar vadesiz bile olsa mevduat hesaplarına cüzi bir miktar faiz işletmekteler. Umarım henüz 10 yıl olmamıştır.

Paranın hesaba yatırılmasının üzerinden 20 yıl geçmiş Av. Bülent beyin yazdığı kanun maddesi sizin sorunuzun cevabını teşkil etmektedir.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=5819

mevdutlar 10 yıllık zaman aşımına tabii.Ancak sürenin dolmasına 3 ay kala bankaya bildirilmiş olan adrese tebligat yapılmış mı?Yapılmamışsa ya da başka bir adrese yapılmışsa şansınız yüksek.Bende de benzer dava var.Ama adrese süresinde tebligat yapılmış.Yine de davayı açıp AİHM götürmeyi düşünüyorum.Zira duyduğum kadarıyla olumlu yanıt alınıyormuş.Yanlız davayı TMSF ye mi Banka şube Müdürlüğüne mi yoksa her ikisine birden mi açacağımı bilemiyorum.Böyle dava açanlar varsa lütfen bilgi eklesinler.

AYrıca tebliggatın içeriği paranın zamanaşımına uğrayacağı uyarısı .İlgili mevzuatı kontrol etmenizi öneririm.

arkadaşlar biliyorum konunun üzerinden epey vakit geçmiş ama acaba bu süreye kamulaştırma bedelleri de dahil midir diye sormadan geçemedim.. )

Merhaba,
Benzer bir durumla karşı karşıyayız. A şahsına 1980 yılında piyangodan para çıkıyor 10000 Lira şahıs vadeli hesaba yatırdığı parayı 1981 yılı ortalarına kadar işletiyor.Sonra bu parayı çocuklarım kullanır ilerde, dokunmamayım diyerek hesap cüzdanını kaldırıyor bir yere ve sene 2009. A yastık altı ettiği cüzdanı buluyor ama epey bir düşüdükten sonra hatırlıyor paranın nereden geldiğini. Evet zamanaşımı yıllar önce dolmuş ancak A'ya herhangi bir tebligat yapılmamış. Öncelikle TMSF ye bir dilekçeyle mi başvurmalı yoksa dava mı açmalı değerli fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Konuyla ilgilenenlere benim de bir sorum olacak. Şöyle ki; A şahsı hayattayken devlet tarafından kamulaştırma yapılıyor ve kendisine bir banka hesabı açılıyor. Kamulaştırma bedeli banka hesabına yatırılmadan A vefat ediyor, ancak bedel yine de A'nın banka hesabına yatıyor. Varisler bu parayı uzun yıllar takip etmiyorlar; ta ki şimdiye kadar. Veraset ilemlerı ellerinde var, menkul elbette ki zamanaşımına uğradı; ama kendilerine zamanaşımı süresinden 3 ay evvel bir tebligat yapılmamış. Ayrıca A'nın vefatına rağmen banka hesabına para yatıran Devlet'in herhangi bir sorumluluğu olabilir mi?

Bu konuda dava açanlar ne gibi sonuçlar aldılar?
Teşekkürler

Y. 11. HD. E. 2004/820 K. 2004/9907 T. 18.10.2004
Dava, davalı bankanın Bulancak Şubesi'nde 28.4.1986 tarihinde davacı adına açılan vadeli, dövize çevrilebilir mevduat hesabında bulunan 5.000. DM.nın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili davanın zamanaşımına uğradığını savunduğu gibi, banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacıya ait mevduatın bulunmadığını da savunmuştur.
Bankalar Kanunu'nun 10/3. maddesi uyarınca davacının mevduat hesabındaki parayı talep etme hakkı sınırlandırılamaz. Öte yandan, usulünce düzenlenmiş ve yetkilisinin imzasını taşıyan hesap cüzdanı, müşterinin banka nezdindeki mevduatını kanıtlayıcı bir belgedir.
Banka, hesap cüzdanındaki mevduat miktarınca müşteriye karşı borçlu olup, bunu kanun ve sözleşme hükümlerine göre, geri ödemekle yükümlüdür. Somut olayda banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacının mevduatına rastlanılmamış olmasında davacıya atfı kabil bir kusur bulunmamaktadır. Kaldı ki; bankaca davacının mevduatında bu miktar paranın bulunmadığı veya hesap cüzdanının sahteliği ileri sürülmemiştir.
Davacı adına hesabın açıldığı 28.4.1986 tarihinde yürürlükte bulunan 3182 sayılı Bankalar Kanununun 36 ncı maddesinde, her türlü mevduat son talep, işlem veya mudiin herhangi bir şekilde yazılı talimatı tarihinden başlayarak 10 yıl geçtiği halde, sahipleri tarafından aranmamış olan mevduatları, sahiplerinin mevcut adreslerine bir mektupla bildirildikten sonra, bu sürenin bitimini izleyen takvim yılı başından itibaren 6 ay içerisinde bankalarca sahiplerinin isim, kimlik ve adresleri gösterilmek suretiyle düzenlenecek bir cetvel ile Merkez Bankası'na devredileceği; aynı fıkranın 3 ncü bendinde ise, tutar ve değeri 1.500.000 TL'yi aşanların, Resmi Gazete ile ilan edileceği, bu ilandan itibaren 1 yıl içinde sahip veya mirasçıları tarafından aranmayan mevduat, emanet ve alacaklarının bu sürenin bitiminde Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'na gelir kaydedileceği öngörülmüştür. Bu hüküm, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4491 sayılı Bankalar Kanunu'nun 10/4 maddesiyle değiştirilmiş, adı geçen madde uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 27.06.2001 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulan Bankalar Kuruluş ve Faaliyetleri Hakkındaki Yönetmeliğin 35 nci maddesinde, hak sahiplerinin uyarılmasının iadeli taahhütlü bir mektupla yapılması hüküm altına alınmış, 1 yıllık süre ise 3 aya indirilmiştir.
Açıklanan yasa hükümleri karşısında bankalarda bulunan mevduat ve bu cümleden sayılan emanet ve alacakların 10 yıl sonra zamanaşımına uğraması, bankaca gerçekleştirilecek ilan tebligatının yapılması koşuluna bağlıdır. Başka bir anlatımla, sahipleri hakkında bu yönde uygulama yapılmadan banka nezdindeki hakları ve alacakları kendiliğinden zamanaşımına uğramaz. Esasen Dairemizin uygulamaları da bu yöndedir. O halde, mahkemece yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda araştırma yapılarak davacının talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

1972 yılında açılan bir hesaptaki parayı almak için dava açtığımızda bunu o bedel üzerindenmi isteyeceğiz.bu bedele bankanın iadeli taahhütlü mektup göndermesi gereken zamandan itibarenmi faiz işletilecek yoksa ta 1972 den beri mi faiz işletilecek.hesap vadesiz hesap.yorumlarınızı bekliyorum.Tahminime göre vadesiz hesaptaki para 10 yıl geçince bilgi verilmediği için ve fona da devredilmediği için banka uhdesinde haksız olarak kalmıştır ve fona devredilmediği için paranın sahibi hala hesap sahibidir.ve 10 yılı müteakip tarihten bugune kadar haksız fiilden dolayı paraya faiz işletilerek bugun istenebilir.ama eminde değilim bununla ilgili görüşlerinizi bekliyorum .yoksa o günün 100.000 lirası bugünde aynen verseler beyhude bir emek olacaktır.

Bir sonuca ulaşabilen meslektaşımız var mıdır acaba ?