Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ceza dosyasında yalan tanıklık

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-05-2014, 15:13   #1
hayalihakime

 
Varsayılan ceza dosyasında yalan tanıklık

Bir hakaret, yaralama, tehdit vs. dosyasında yalnızca bir tanığın beyanına dayanarak kişi hakkında dava açılıyor.Ancak tanığın beyanları kamera kayıtları ile örtüşmediği gibi olayın taraflarının iddialarıyla da örtüşmüyor.Örnegin taraflar yumruk attı derken tanık poşet fırlattı diyor.Görüntülerde ikisine dair de durum yok.Tanık kişi sunu dedi derken taraflar başka bir şeyden bahsediyor.Ayrıca tanık olayın çıktığı işyerinin çalışanı, orada bulunuyor ancak alan çok büyük ve kamera kayıtlarında tanığın olay sırasında orada bulunmadığı görülüyor.Savcı tanığı tekrar dinlemiyor ve kolluğun tanık dinleme yetkisi olmadığından tanık hakkında mahkeme aşamasına kadar suç duyurusunda bulunulamıyor.Yalnızca görüntüler ve taraflarla tanığın beyanının örtüşmemesi yalan tanıklıkta delil için yeterli midir? Şimdiden çok teşekkürler..
Old 13-05-2014, 10:01   #2
serdar30

 
Varsayılan

Kolluk tarafından tanık olarak ifade alınması mümkün değildir. Dolayısıyla kolluk tarafından tanık olarak dinlenen kişi hakkında yalan tanıklığa ilişkin hükümler de uygulanamayacaktır.
YARGITAY 4. Ceza Dairesi Esas:2009/16212 Karar:2009/12656 Tarih:24.06.2009

Yalan tanıklık yapmak suçundan sanık F...'nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 272/3-2, 62, 52/2. maddeleri gereğince 4.000 yeni Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 28/06/2006 tarihli ve 2005/257 esas, 2006/357 sayılı kararının Adalet Bakanlığınca 14.05.2009 gün ve 2008/5629 sayılı yazısı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.06.2009 gün ve 2009/134870 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:

Tebliğnamede “Tüm dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın pazar yerinde meydana gelen bir hırsızlık olayına ilişkin Sandıklı Cumhuriyet Başsavcılığının 2005/1138 sayılı soruşturması kapsamında 29/08/2005 tarihinde polis karakolunda alınan ifadesinde, faillerden birinin mağdurun cebinden cüzdanı çekerken, diğerinin de mağdurun arkasında durarak perdeleme yaparken gördüğünü söylediği, ancak 31/08/2008 tarihinde Savcılıkta alınan ifadesinde şüphelilerden Gülcan İriyiğit'in kendisine hakaret etmesinden dolayı kızdığından, şüphelilerin suçu işledikleri şeklinde ifade verdiğini beyan ettiği, bu beyanları nazara alınarak sanığın yalan tanıklık suçundan mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 30/01/2002 tarihli ve 2001/17125 esas, 2002/1028 sayılı kararında belirtildiği üzere, kolluk önünde verilen ifadenin yalan tanıklık suçunu oluşturmayacağı cihetle, unsurları oluşmayan müsnet suçtan sanığın beraati yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

Gereği görüşüldü;

Ceza yargılamasında beyan delilleri arasında yer alan tanık anlatımları, kanıt araçlarından olduğundan, tanıkların çağrılması ve dinlenilmesi yöntemleri yasada ayrıntılı olarak düzenlenmiş (CYY. m. 43 ila 61) ve adaleti yanıltmaya neden olabilecek gerçeğe aykırı tanıklıkta bulunulması da suç olarak düzenlenmiştir. Belirtilen yasal hükümler uyarınca soruşturma evresinde tanık dinlemeye yetkili olan makam Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme, naip hakim veya istinabe olunan hakimdir (Centel, Nur/Zafer, Hamide, Ceza Muhakemesi Hukuku, 5. Bası, İstanbul 2008, s. 236). Adli görevleri nedeniyle kolluk görevlilerinin olayla ilgili görgüsü olan kişileri "ifade sahibi" sıfatıyla dinlemeleri, onlara "tanık" sıfatını vermemekte ve yasadaki tanıklığa ilişkin hükümlerin uygulanmasını gerektirmemektedir. Dolayısıyla doktrinde de belirtildiği üzere (Tezcan, Durmuş/Erdem, M.Ruhan/Önok, Murat, Ceza Özel Hukuku, 6. Bası, Ankara 2008, s.880; Ünver, Yener, Adliyeye Karşı Suçlar, İstanbul 2008, s. 186) kolluğun "tanık dinleme" yetkisi bulunmamaktadır.

5237 sayılı TCY.nın 272. maddesinde düzenlenen yalan tanıklık suçunun oluşması için tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde ya da mahkeme veya yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapılmasının zorunlu bulunması, başka deyişle hukuksal bir uyuşmazlığa konu bir olayla ilgili olarak bilgisini aktaran kişinin yasalar gereği “tanık” sıfatıyla dinlenilmesinin gerekmesi ve ceza soruşturmasında 5271 sayılı CYY. hükümleri uyarınca kolluğun tanık dinleme yetkisinin bulunmaması ve incelenen dosyada hükümlünün kollukta verdiği ifadeye dayalı olarak kamu davasının açılması karşısında, suçun oluşmadığı gözetilerek beraat hükmü kurulması yerine, hükümlülüğe karar verilmesi yasaya aykırı görüldüğünden, 5271 sayılı CYY.nın 309/4-d maddesi uyarınca Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 28.6.2006 tarihli ve 2005/257 esas, 2006/357 sayılı kararının YASA YARARINA BOZULMASINA, suç öğelerinin oluşmaması nedeniyle sanık Fatih Tunca'nın, hakkında yalan tanıklık suçundan açılan kamu davasından BERAATİNE, 24.06.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yalan Tanıklık/azmettirme rcakmak Meslektaşların Soruları 1 16-09-2013 10:05
yalan tanıklık suçu incelemeleri Samet İLDEŞ Ceza Hukuku Çalışma Grubu 0 30-12-2010 20:07
yalan tanıklık tuba Meslektaşların Soruları 1 05-03-2008 17:00
Yalan Tanıklık av.gzm Meslektaşların Soruları 3 17-09-2007 11:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,16844893 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.