3g Desteği ile Canlı Yayında Keşif Yapılabilir mi?

Bildiğimiz gibi Kadastro davalarında delillerin taşınmaz başında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ancak yörede güvenlik sorunları varsa ve Jandarma güvenlik önlemleri alamıyorsa keşif yapılacak yere bir kameraman bilirkişi gönderilip bu bilirkişiye sağa dön, ilerle, şuraya yaklaş... şeklinde talimatlar verilerek canlı yayında keşif yapılması mümkün müdür? (tabi ki canlı yayın CD'ye kaydedilecek, keşif anı da yazılı tutanağa bağlanacak)

Konu hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum.

Güvenlik saglanamiyorsa kamera kaydi nasil yapilacak?

Keşif heyeti oraya gittiğinde güvenlik sağlanamıyor. Sivil giyimli kameraman oraya gittiğinde dikkat bile çekmeyecektir.

Gelişen teknoloji ile mümkün olarak gözükmekte, ancak Yargıtay gelişen teknolojiyi kararlarında pek değerlendirmiyor.
Jandarmanın güvenlik sağlayamadığı bir bölgede operatör servislerinin 3G desteği olma ihtimali de düşük, 3G desteği olmayan yerlerde Edge hızında bağlantı sağlanıyor bu tabi görüntü aktarımının çok yavaş olmasına sebep olacaktır.

Eğer güvenlik sıkıntısı terör değilse, Jandarma Genel Komutanlığına müzekkere yazarak daha çok sayıda personelin görevlendirilmesi talep edilebilir. (duruma göre bölük gibi) Ancak terör tehlikesi mevcutsa kamera kaydı ile keşif denenebilir, sonuçta hakimlik, savcılık, avukatlık kamu görevi olsa da, kolluk görevi olmadığından kendini gerekirse tehlikenin içine atma yükümlülüğü olduğunu düşünmüyorum.

bana göre hakimin keşif yapılan yerde mutlaka bulunması gerekmekte.Eğer ortada terör sorunu varsa ve devlet orada hakimini koruyamıyorsa,zaten orası ülke toprağı olmaktan çıkmıştır,keşif yapmanın manası da yoktur.

Alıntı: Yazan cikan Bildiğimiz gibi Kadastro davalarında delillerin taşınmaz başında değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak yörede güvenlik sorunları varsa ve Jandarma güvenlik önlemleri alamıyorsa keşif yapılacak yere bir kameraman bilirkişi gönderilip bu bilirkişiye sağa dön, ilerle, şuraya yaklaş... şeklinde talimatlar verilerek canlı yayında keşif yapılması mümkün müdür? (tabi ki canlı yayın CD'ye kaydedilecek, keşif anı da yazılı tutanağa bağlanacak) Konu hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum.

Keşif sırasında katip, mübaşir, bilirkişi, taraflar ve vekilleri olmayabilir ama hakim ya da mahkeme heyeti mutlaka keşif mahallinde olmalıdır. Başka türlü keşif yapılamaz. Güvenlik nedeniyle hakimin gitmediği ama birilerinin (mesajınıza göre bilirkişi ve kameramanın) olası bir saldırıya feda edildiği bir keşif düşünülemez bile.

İsin vahameti, garametinden daha büyük!
3G,4G yetmezse, KESİF uçakları ne güne duruyor...........

Efendiler beyler, siz herhalde benim yaşadığım ülkede yaşamıyorsunuz!

Hadi bakalım Hakim - Savcı sıfatıyla Şemdinlinin dağlarında bir keşif yapmayı deneyin! Kaçırılmanız hiçkimseyi şaşırtmayacaktır. Akşam haberlerinde en fazla 20 saniye anlatılacak bir hikaye olursunuz. Benim anlatmaya çalıştığım şey şu: oranın yerlisi olan bir kameraman, dikkat çekmeden ve ne yapmaya çalıştığı bile belli olmadan taşınmazı canlı yayında görüntüleyebilir. Ancak oraya mahkeme heyeti veya savcı gittiğinde çatışma bile çıkabilecektir.

Buradan anladığım şu ki; avukat-hakim-savcı olan arkadaşlar bile bu işe sıcak bakmazlarken yargıtay ve müfettişlerin bu işe sıcak bakmasını beklemek yanlış olacaktır. Memleketimin her köşesinde rahatlıkla gezebileceğim günlerin özlemi ile...

Allah Yardımcınız Olsun; kesfin selameti icin gerekli güvenlik önlemlerini almaları icin Valilik Makami'na basvurabilirsiniz belki de..

Amin... Güvenlik önlemlerinin alınamayacağını, imkansız olduğunu bildiriyorlar...

Ana kural ; delilin bizzat hakim tarafından değerlendirilmesidir. Hatta aksinin mevzuatta yasak olduğunu biliyoruz ; ancak ceza davalarında , varlığından bile emin olunmayan x ajan ifadelerine göre karar veren mahkemeleri de biliyoruz.Bu sebeple ; yani tanık dinlerken Türkçe bilmek dışında hiçbir uzmanlık gerektirmeyen durumda bile hakimin bizzat hazır bulunmaması hukuku incitmezken ; zaten haritanın toprağa uygulanması konusunda herhangi bir eğitim ve bilgiye sahip olmayan hakimin fiili olarak olay yerinde bulunmaması neden hukukdışı olsun ! Kaldıki canlı yayın ile fiili bulunma açısından hakimin hakimiyeti açısından ne eksiklik olacak ki ?

Alıntı: Yazan cikan Memleketimin her köşesinde rahatlıkla gezebileceğim günlerin özlemi ile...

Dileğinize katılıyorum.

Alıntı: Yazan cikan Amin... Güvenlik önlemlerinin alınamayacağını, imkansız olduğunu bildiriyorlar...

Bu yanıt gerekçe gösterilerek keşif yapılmamalıdır. Bırakın utanması gerekenler utansın ve çözüm bulsun.

Alıntı: Yazan cikan Efendiler beyler, siz herhalde benim yaşadığım ülkede yaşamıyorsunuz! Hadi bakalım Hakim - Savcı sıfatıyla Şemdinlinin dağlarında bir keşif yapmayı deneyin! Kaçırılmanız hiçkimseyi şaşırtmayacaktır. Akşam haberlerinde en fazla 20 saniye anlatılacak bir hikaye olursunuz. Benim anlatmaya çalıştığım şey şu: oranın yerlisi olan bir kameraman, dikkat çekmeden ve ne yapmaya çalıştığı bile belli olmadan taşınmazı canlı yayında görüntüleyebilir. Ancak oraya mahkeme heyeti veya savcı gittiğinde çatışma bile çıkabilecektir. Buradan anladığım şu ki; avukat-hakim-savcı olan arkadaşlar bile bu işe sıcak bakmazlarken yargıtay ve müfettişlerin bu işe sıcak bakmasını beklemek yanlış olacaktır. Memleketimin her köşesinde rahatlıkla gezebileceğim günlerin özlemi ile...

Kesinlikle o bölgede çok fedakarca görev yapıldığını düşünmek ve koşulları anlamak zorundayız. Bu yönden size görevinizde kolaylık ve sabır diliyorum. Kimse körü körüne, bile bile tehlikeye atılmanızı sizden bekleyemez.

Bu konudaki fikrim şöyle:

Keşif ile ilgili kanun hükmü normal koşulları esas alarak ihdas edilmiştir. (HMK. 288) Başka bir deyişle kanun koyucu keşif bakımından HMK.291. maddede yer alan keşfe katlanma zorunluluğu ile asla mukayese ve izah edilemeyecek ölçüde zor koşulların olduğu hallerde, özetle yaygın terör olayları veya savaş hali gibi olağanüstü durumlarda keşfin nasıl yapılacağına dair bir hüküm vaz etmediğine göre, böyle bir durumda kanundaki boşluğu doldurmak hakimin vazifelerinden birisi olmalıdır. (TMK.1)

Ben sizin durumunuzda kalsaydım, öncelikle keşfin selametle yapılıp yapılamayacağı konusunda kolluk güçlerinden yazılı görüş alıp, olumsuz cevap verilmesi halinde kanunda bu tür durumlarda keşfin nasıl yapılması gerektiğine dair bir hükmün olmadığını ve MK.1'e göre hakimin kanun boşluğunu doldurarak yargılamayı tamamlamak zorunda olduğunu gerekçe gösterip, keşiften beklenen yararı sağlayacak şekilde görsel imkanları ( fotoğraf gibi veyahut keşif alanının tüm ayrıntısının kaydedildiği video kayıtlar gibi) kıyasen uygulardım.

Böyle bir kararı Yargıtay bozacaksa da buyursun kararı bozsun!

Alıntı: ...zor koşulların olduğu hallerde, özetle yaygın terör olayları veya savaş hali gibi olağanüstü durumlarda keşfin nasıl yapılacağına dair bir hüküm vaz etmediğine göre, böyle bir durumda kanundaki boşluğu doldurmak hakimin vazifelerinden birisi olmalıdır.

Görüşe katılmakla birlikte, zor koşullar arasında terör olaylarının sayılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Savaş hali, doğal felaketler, vb olabilir ama devlet, "terör olayları nedeniyle güvenliği sağlayamıyoruz, o yüzden keşfi şöyle yapın" diyemez. Çünkü birisi çıkar, "sen ne işe yarıyorsun o zaman", der. Diğeri çıkar, "güvenliğini sağlayamadığın yerde senin hakiminin sözü geçmez", der.

Konuyla ilgili olaraksa; güvenliği sağlamak devletin sorumluluğudur. Bundan kaçış da yoktur. "Bu seferlik şöyle olsun", "3g orada iyi çekiyor", vb hukuka uymaz. Hakim, güvenliğin sağlandığına inanınca gider ve bizzat keşfi yapar.

Alıntı: Yazan izavukat Görüşe katılmakla birlikte, zor koşullar arasında terör olaylarının sayılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Savaş hali, doğal felaketler, vb olabilir ama devlet, "terör olayları nedeniyle güvenliği sağlayamıyoruz, o yüzden keşfi şöyle yapın" diyemez. Çünkü birisi çıkar, "sen ne işe yarıyorsun o zaman", der. Diğeri çıkar, "güvenliğini sağlayamadığın yerde senin hakiminin sözü geçmez", der. Konuyla ilgili olaraksa; güvenliği sağlamak devletin sorumluluğudur. Bundan kaçış da yoktur. "Bu seferlik şöyle olsun", "3g orada iyi çekiyor", vb hukuka uymaz. Hakim, güvenliğin sağlandığına inanınca gider ve bizzat keşfi yapar.

Endişenizi anlıyorum. Böyle bir durumda mahkeme kararını yazarken kolluk makamlarının cevabi yazısına atıf yapıp, terör ibaresini karara hiç yazmadan, güvenliğin sağlanmasının mümkün olmadığı ve bu durumun süreklilik arzettiğinin belirlendiğini, bu şekli ile keşfin selametle tamamlanmasının imkansız olduğunun anlaşıldığını belirtip, olağanüstü duruma yönelik boşluk dolduran gerekçesini yazmasında ben mahsur göremiyorum.

Kadastro keşiflerinde ihtilaf taşınmazın sınırları ile ilgili ise bilirkişinin mutlaka yerinde ölçümler yapması gerekmektedir. Böyle bir keşifte hakimin delili 5 duyuyla algılaması değil, bilirkişinin yaptığı ölçümleri denetlemesi söz konusudur. Bu anlamda mutlaka en azından bilirkişinin keşif mahallinde olması gerekir. Hakim canlı bağlantı ile işlemleri izleyebilir. Öte yandan bu yer benimdi davalıya yazılmış gibi ihtilaflarda taşınmaz tanıklara gösterilip sorulmalıdır. Coğrafi konumu çok belirgin işaretlerle belli olan bir parselin tanıklara bu şekilde tarif edilerek kimin olduğunun sorulması mümkün olabileceği gibi görüntüleri izletilerek sorulması da mümkündür. Güvenlik gereğince olmasa bile pratiklilk, emek ve zaman kaybını önlemek uğruna bu tip uygulamaların yerleşmesinin çok iyi olacağını düşünüyorum ve destekliyorum. Öte yandan bir yerde güvenlik sorunu olması oranın ülke topraklarından çıkmış sayılması sonucunu doğurması mümkün değildir. Hacıhüsrevde de güvenlik sorunu olabilir ama kimse burayı ülke topraklarından çıkmış saymaz, saymayı da düşünmez.