İzmir barosundan T.B.B ye büyük tepki....

İzmir barosundan T.B.B ye büyük tepki....

''BAĞIMSIZ YARGI VE BAĞIMSIZ SAVUNMA

Ülkemizde, “AB Uyum Yasaları” adıyla yürütülen çalışmalar 1.Uyum Paketi olarak, 03.10.2001 tarih ve 4709 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yasa” ile başlatılmıştır. Hızlı yasalaşma sürecinde 10.Uyum paketine ulaşılmıştır.

Gelinen aşamada meclis gündeminde olup, “teknik uyum yasaları olarak” nitelendirilen yasalardan ilki “Mesleki Yeterlilik Kurumu Yasası”, olarak TBMM’nin olağanüstü toplantısında, benzer başka yasalarda olduğu gibi, kamuoyunu yeterince bilgilendirmeden ve yasama sürecinde yeterince tartışılmadan, 21 Eylül 2006 tarihinde kabul edilmiş, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da onaylanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu yasa, AB ülkelerinde diplomaların karşılıklı tanınmasını içeren “Genel Sistem Direktifleri” yöntemine uygun olarak çıkarılan 89/48/EEC, 92/51/EEC, 99/42/EC sayılı Konsey Direktiflerine uyumu ve bu direktiflerle öngörülen kurumun oluşturulmasını amaçlamaktadır.

Edinilmesi ve yapılması özel yasayla düzenlenmemiş mesleklerdeki kişilerin durumu, hizmetlerin serbest dolaşımı söz konusu olduğunda, diplomaların karşılıklı tanınması “yasayla düzenlenmemiş” alanlarda “mesleki yeterliliğin” belirlenmesi açısından bu yasa önem taşımaktadır.

Özel yasayla düzenlenmiş olan “Avukatlık, Tabiplik, Diş Hekimliği, Hemşirelik, Ebelik, Eczacılık, Veterinerlik, Mühendislik ve Mimarlık” meslekleri ile en az lisans düzeyinde öğrenimi gerektiren mesleklerin yasalarında da açıklanan AB “Genel Sistem Direktifleri” doğrultusunda değişikliklere gidilmektedir.

Bu anlamda avukatlık yasasında öngörülen değişiklikler de avukat ve avukat adaylarının geleceğini belirleyerek, savunma mesleğini tamamen yeniden yapılandırmaktadır.

Yeni bir “Avukatlık Yasası Değişikliği Taslağı” TBB’nin web sitesinde Başkan Av. Özdemir Özok’un imzasıyla 25.12.2006 tarihinde yayınlanmıştır. Barolara da gönderilen bu taslak hakkında görüş bildirilmesi istenilmektedir.

Taslak hiçbir değişikliğe uğramadan yasalaşırsa ;

Avukatlık mesleği kazanımlar, statüler, haklar ve yetkiler bakımından, avukatlar ve ücretli avukatlar olarak (kastlaşarak) eşit olmayan iki gruba ayrılmaktadır.

Ücretli avukatlar Avukatlık Yasası ve meslek kurallarına uymakla yükümlü olmakla birlikte, sicilleri ayrı tutulacak, TBB tarafından bastırılan ücretli avukat kimliği ve ruhsatı kullanacaklar, Baro Genel Kurulunda seçme, seçilme ve oy hakkına sahip olmayacaklar. Özetle Baro üyesi sayılmayacaklardır.

Ücretli avukatlar bağımsız vekâletname alamayacak, dava ve iş takip edemeyeceklerdir.

Ücretli avukatlara yanında çalıştıkları avukata/büroya/ortaklığa karşı disiplin suçu işlemeleri halinde çeşitli disiplin cezaları yanı sıra, ücretli avukatlar sicilinden çıkarılma cezası da uygulanacaktır.

Ücretli avukatların, iş sözleşmesi herhangi bir nedenle sona erdiği takdirde hem ücretli avukatlar sicilinden hem de Barodan kayıtları silinecektir.

Adli ve idari mercilere vekâletname sunan bir avukat bu işe ilişkin avukatlık sözleşmesini Baroya sunarak sözleşmenin asgari ücret tarifesine uygunluğunu vekâletnameye basılacak “avukatlık sözleşmesi görülmüştür” kaşesiyle belgelemeden hiçbir iş yapamayacaktır. İşlemi yapan Baro sözleşmedeki ücretin binde beşi oranında ücret alacaktır.

Her avukat mesleki sorumluluk sigortası yaptıracak ve primini ödeyecektir. Sigorta yaptırmayanların mesleki çalışmaları durdurulacaktır.

Avukatlar kayıtlı oldukları barolar tarafından düzenlenen meslek içi eğitim çalışmalarına yılda en az 50 saat katılmak zorunda kalacaklar, bu zorunluluğa uymayanların mesleki çalışmaları baro yönetim kurulu kararıyla durdurulacaktır.

Avukatlık şirketleri siciline kayıtlı olan şirketler Baro bölgesi içinde ya da dışında şube niteliğinde ikinci bir büro açabileceklerdir.

Halihazırda sadece danışmanlık yapabilen yabancı avukatlık şirketleri TBB’nin yabancı avukatlık ortaklıkları siciline kaydedilecekler ve bu yasa ile birlikte avukatlık da yapabileceklerdir. Bu şirketlerin Türk ortakları kendi adlarına vekâletname alamayacak, dava ve iş de takip edemeyeceklerdir.

Gelinen bu noktada bağımsız yargıdan ve bağımsız savunmadan söz edilemez. Tam bağımsız demokrasinin temel ilkeleri arasında sayılan savunma aynı zamanda adil yargılanma hakkının vazgeçilmez teminatıdır. Bağımsızlığın teminatı da, savunma mesleğinde kastlaşmaya ve ekonomik bağımlılığa karşı olmaktır.

Gerici iktidar ve AB politikalarının, ekonomik zorunlulukların kuşatması altında sürekli gerileyen savunmanın bağımsızlığı, savunma ve adil yargılanma hakkı TBB yönetimi tarafından hazırlanan yasa tasarısı taslağı ile tarihinin en ağır darbesiyle karşı karşıyadır.

Günümüz ekonomik koşullarında büro açma olanağı bulamadıklarından ücretli çalışmak zorunda kalan meslektaşlarımıza kölelik reva görülmektedir. Bu uygulama yerli işbirlikçi ve yabancı avukatlık tekellerine yol açma gayretinin diğer yüzüdür.

Türkiye’nin dört bir yanında şubeler açabilecek olan avukatlık şirketleri sermaye büyütürken sayıları giderek artan ücretli avukatların eski hak ve statülerinin ellerinden alınması, amaçlanan AB “Genel Sistem Direktifleri”nin de bir zorunluluğudur.

“Ücretli avukatlar Baro üyesi değildir, Baro Genel Kurulunda oy hakları yoktur” diyen bir düşünce esasen ücretli meslektaşlarımızı barolardan tasfiyeyi planlayarak TBB’yi ortaçağın lonca örgütüne dönüştürme politikasının ilk adımıdır.

Avukatlık ücret sözleşmesi düzenlenmesi ve Baroya onaylatılması zorunluluğu, sözleşme yapma alışkanlığı bulunmayan Türk toplumunu ve özellikle toplumun yoksul kesimlerini savunmasız bırakan bugünkü koşullarda “ne kadar para, o kadar savunma hakkı” gibi sakıncalı sonuçlar doğururken, avukatlık faaliyetini izleme, denetleme, kontrol yanında ağır bürokratik bir yükle karşı karşıya bırakacaktır.

Avukatların mesleki sorumlulukta hata yapma ve maddi bir zararla karşılaşma riskinin mesleki sorumluluk sigortasını zorunlu kılacak düzeyde olduğu varsayımından (-ki bu mesleğin itibarını da tartışmalı hale getirir) hareket eden yasa taslağı çok sayıda ücretli avukat istihdam edenlerin ihtiyacını gözetmektedir. Serbestlik yerine zorunluluk getirilmesi mesleği sermaye-piyasa-şirket ilişkileri üzerinden yeniden yapılandırma, tek ve bağımsız çalışan avukatları giderek piyasadan silme politikasının bir sonucudur.

Savunmanın bağımsızlığı, adil yargılanma ve savunma hakkı, avukatların mesleki sorunları yeni bir saldırı ile karşı karşıyadır. Avukatlığın sermaye mesleğine, baroların elitler şirketler platformuna, TBB’nin uluslararası tekellerin şubesine dönüştürülmesine izin verilmemelidir.

Tüm avukatları ve avukat adaylarını Molierac’ı ünlü ; “Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime, hele ne de iktidara tâbiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz, fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir (köle) kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı”. tanımına, mesleğimize ve meslek örgütümüze sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Av.Nevzat ERDEMİR
İzmir Barosu Başkanı''

Mesleki onurumuza, ünvanımıza, cübbemize, aşımıza ekmeğimize göz koyanlara dur diyen bu sesi ayakta alkışlıyor ve çağrısını destekliyorum.
Şimdi sıra diğer barolarda ... İzliyoruz ... Bekliyoruz ...
Saygılarımla.

Sevgili Ramazan,mesleki onurumuza,ünvanımıza ,cübbemize ,aşımıza göz koyanlara dur diyen sesi bende alkışlamak ve bu sesi duymak istiyorum,ama unutmayalım ki TBB'nin yönetim organlarını ve TBB'nin delegelerinin büyük bir çoğunluğunu İstanbul,Ankara ve İzmir Yönetimlerinin oluşturduğu delege
meslektaşlarımız oluşturmaktadır.İstersek TBB'nin sayfasına bir göz at.Ayrıca 5560 sayılı yasanın çıkmasınıda unutmayalım ki bu 3 büyük baromuz ve onların delegelerinin oluşturduğu TBB öncelik etmiştir.Avukatlık Yasa Tasarısı bu üç baro yönetimin anlayışının bir ürünüdür,bunu asla unutmayalım.Sevgiyle kalın.

Değerli meslektaşım.
Beni yalnızca mesajın içeriği ilgilendiriyor. Beni bilen bilir Ramazan şucu olmuş bucu olmuş mevzularına hiç bir zaman girmedim. Hep mesleğimin yanında durdum. Siyasi kimliklerini mesleki unvanının arkasına alabilen kişilerin yaratacağı bir tarafsız bölge oluşturulması amacıyla ülkemizde kurulan ilk avukat hakları merkezi kurucuları arasında yer aldım ve bu konuda uzun yıllardır mücadele verdim. Halende gücüm yettikçe mücadeleye katılmaktayım.
Benim burada gördüğüm merkezi anlayışla yerinden yönetim anlayışının çatışmasıdır.
Bu taslak karşısında susmak kabullenmektir.
Tüm barolardan ziyade tüm gruplar dergiler vb. herkez bu taslak karşısında tavrını netleştirmelidir.
TBB'nin Avukatlık kanunundaki konumu sorgulanmalı ve acilen değişikliğe gidilmelidir.
Saygılarımla

bu taslak geriçekilse bile, kiçekildiği söyleniyor, avukatlara ve avukatlık msleğine bu şekilde yaklaşan birlik yönetimkurulunun acilen istifa etmesi gerekir. çömlek patladı.

gövdem toz toprak göçük altında,gövdem un ufak enkaz altında...göçük altında kalmamak için...daha çok sese ihtiyacımız var...