Cİnsel İstismar Suçlarında Travma Sonrası Stres Bozukluğu sorunları

TCK 103/6 daki Cinsel suçlarda ruh sağlığının bozulması düzenlemesinin yeni sorunlara adaletsizliklere yol açtığını düşünüyorum.
Uygulamada hakimden önce hekimler ve psikologlar devreye girmekte ve yargılamada ağırlığını koymakta ' Travma sonrası stres bozukluğu ' raporları kolaylıkla verilmekte ve sanık ' taciz ve tesaddi gibi eylemlerde bile 15 seneden başlayan bir ceza yaptırmı ile karşılaşmaktadır.
Tecavüz (Organ dahli ) neyse ama tacizde, sarkıntılıkta bile ' travma sonrası stres bozukluğundan' 15 seneden aşağı olmayan bir ceza yargılamaları gittikçe çoğalıyor. Bu uygulama bana adil gelmiyor.
Ben diyorum ki , önce hakim mağdurla konuşsun ,baksın veya bu yöndeki iddiaları ciddi görürse psikologları hekimleri devreye soksun, diyorum.
Meslekdaşlarım bu konudaki deneyimlerini aktarabilir mi ?

sadece şüpheli yönünden değerlendirdiğiniz kanısındayım.Zira ortada 15 yaşından küçük bir çocuk veya 15 yaşından büyük ama hata hile tehdit sonucu iradesi ortadan kaldırılmış bir şahıs var.Olayın psikolojik etkilerinin ancak bir uzman yardımı ile ortaya konabileceği düşüncesindeyim yani ne bir hakim ne de bir avukat bu hususun uzmanı olmadığından takdir yetkisini hakimlere bırakmayı doğru bulmuyorum. Ama tabiki suç kapsamı çok geniş değerlendirilmiş yani tecavüz sarkıntılık ve taciz hepsi aynı madde kapsamında değerlendirilmiş bence daha ayrıntılı daha adil bir düzenleme getirilebilir bu yönden bende size katılıyorum

Sayın meslektaşım esasen 103/6 düzenlemesi ceza hukuku mantığına tamamen aykırı bir düzenlemedir.Gerekçe yaşı küçüğün korunmasıdır.Anayasa Mahkemesi Maddenin Anayasaya aykırı ve kanunilik ilkesine aykırı olmadığı yönünde karar verdi.Bu konu ile ilgili sitede makale var.Çocuğa karşı yapılan tüm istismarlar madde kapsamında değerlendiriliyor.Küçük mağdurlar çok iyi korunuyor yasal olarak, ancak netice de ortaya çıkan durum bazen adaletsiz olabiliyor.