İlamsız takipte borçlulardan birinin itiraz etmesi ve diğerine devam edilmesi halinde dava açma süresi ne zaman başlar?

Meslektaşlar, başlıkta özetlediğim sorun şu şekilde;

İlamsız takibimizde iki borçlu var, biri itiraz ederek kendisi için takibi durdururken diğeri hareketsiz kaldığından onun hakkında takip kesinleşti.

İtirazın kaldırılması için 6 aylık, iptali için 1 yıllık süre kanun hükmüne göre tebliğle başlar fakat çalışan arkadaşlarımız itiraz etmeyen borçlu için sürekli talepte bulunarak dosyayı ilerletmeye çalışmışlar. Tabii bu arada itiraz da bize tebliğ edilmedi, herhangi bir tebligat çıkarılmadı.

Kanun açıkça dava açma sürelerinin tebliğle başlayacağını söylemesine rağmen dosyada talepler olması nedeniyle itirazdan haberdar olduğumuz gerekçesiyle dava açma süremizin kaçıp kaçmadığı hakkında endişelerim var. Konu hakkında bilgisi, deneyimi, Yargıtay kararı olan meslektaşlardan yardım bekliyorum.

Teşekkürler.

sizin söylediğiniz gibi itirazın kaldırılması için 6 ay itirazın iptali için bir yıl içinde dava açılmalı ve buradaki süreler itirazın tebliği ile başlar

benim fikrim icra dosyasında fiziki olarak itiraz evrağı yoksa , uyap sisteminde görünen bir itiraz evrağı yoksa sizin itiraz edilmesini herhangi bir şekilde öğrenmiş olamayacağınız için süre başlamamış our tebliğ olunmayan hallerde öğrenme ile süreler başlar

Alıntı: Yazan güncel hukuk icra dosyasında fiziki olarak itiraz evrağı yoksa , uyap sisteminde görünen bir itiraz evrağı yoksa sizin itiraz edilmesini herhangi bir şekilde öğrenmiş olamayacağınız için süre başlamamış olur

Keşke öyle olsaydı, dosyanın içinde fiziken var itiraz

''..Alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemezse, bir daha borçlu hakkında aynı alacaklı için ilamsız takip talebinde bulunamaz. Altı aylık süre, hak düşürücü niteliktedir. Alacaklı bu süreyi geçirdikten sonra itirazın kaldırılmasını isterse, icra mahkemesi talebi esasa girmeden süre aşımından dolayı reddedecektir. İcra mahkemesi altı aylık sürenin geçip geçmediğini kendiliğinden gözetmek zorundadır. Borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmeden anılan hak düşürücü süre başlamaz. İtiraza yönelik bir tebligat yapılmadığı için 7201 Sayılı kanunun 32. maddesinin de olayda uygulama olanağı yoktur. O halde; alacaklının talebinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir...''T.C.YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2011/44 K.2011/15717 T. 14.7.2011

Yargıtay'ın tebliğ tarihini öğrenme tarihi, öğrenme tarihini de itirazdan sonra dosyaya ilk talebin açıldığı tarih olarak değerlendiren kararları mevcut. Görüş bu yönde. Ki bence de doğrusu budur.
Dolayısıyla diğer borçlu için dahi olsa dosyaya itirazdan sonra talep açtığınız ilk tarih itirazı öğrenme tarihi olarak kabul edilmelidir.
Ancak eğer talepler UYAP üzerinden açıldıysa ve UYAP'ta itiraz yoksa, dosyanın fiziken incelenmediği, dolayısıyla itirazın da görülmediğinden bahsedebilirsiniz.
(Yargıtay kararları elimin altında yok. Ama Kazancı, e-uyar vb aratarak kolayca bulabileceğinizi düşünüyorum.)