Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Şirket adını değiştirerek mal kaçırma.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-08-2014, 11:37   #1
Av.Tuğba Göktepe

 
Varsayılan Şirket adını değiştirerek mal kaçırma.

Sayın Meslektaşlarım;
İş Mahkemesi neticesinde kazanmış olduğumuz meblağı icraya koyduk.Ancak işçi hakkı olan bu parayı tahsil ederken zorlanmaktayım,yardımlarınızı rica ediyorum.
Borçlu şirket sahibi,davalı konumda olan şirketini Ticaret Odası kayıtlarında "askı" ya almış,aynı adreste farklı bir şirket kurmuştur.Ticaret Odası'na yazılan müzekkereye cevap olarak "şirket askıdadır,adresi şu şekildedir " şeklinde cevap geldi.Yeni açtığı işyeri ile müzekkere cevabında gelen işyeri aynı adrestir.Aynı parekende işini yapmakta,aynı ürünleri satmakta,aynı kişi tarafından yönetilmektedir.Müvekkilim ile aynı caddede karşılıklı bulunmaları dolayısı ile gün içerisinde mağazaya kamyonlarla mal geldiği ve borçlunun borcunu ödeyecek maddiyata sahip olduğunu bilmektedir.
Bu durumda haciz yapıp,açılan istihkak davasında iki şirketin birbirinin devamı olduğunu mu ispatlamalı?
Ticarti terk suçundan dava mı açmalı?
Nitelikli dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda mı bulunmalı karar veremedim.
Old 05-08-2014, 14:44   #2
olgu

 
Varsayılan

Nitelikli dolandırıcılık biraz fazla iddialı olur.
istihkak prosedürünü işletmeniz daha hızlı ve çözüme yakın yol olur.
şirketin askıda olması ticari terk anlamına gelmez, askıya alınma sebebini tam olarak öğrenmeden icra mahkemesine bu yönde şikayet yoluna gitmeyiniz.

Alıntı:
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi E:2003/10954 - K:2004/1663
Esas no: 2003/10954
Karar no: 2004/1663
Tarih: 26.02.2004
ALACAKLIDAN MAL KAÇIRMA AMACI ( Borçlu Şirket İle Üçüncü Kişi Konumundaki Şirketin Tescil Adresleri Sorumlu Ortakları ve Faaliyet Konularının Aynı Olması Karşısında Şirketler Arasında Organik Bağın Bulunması Nedeniyle - İstihkak Davası )
KREDİ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN BORÇ NEDENİYLE HACİZ UYGULAMASI ( Şirketler Arasında Organik Bağın Bulunduğu ve İstihkak Davasının Alacaklıdan Mal Kaçırma Amacına Yönelik Olduğu - Davanın Reddi Gereği )
İSTİHKAK DAVASI ( Borçlu Şirket İle Üçüncü Kişi Konumundaki Şirketin Tescil Adresleri Sorumlu Ortakları ve Faaliyet Konularının Aynı Olması Karşısında Şirketler Arasında Organik Bağın Bulunması Nedeniyle Alacaklıdan Mal Kaçırma Amacı Olduğu - Reddi Gereği )
ŞİRKETLER ARASINDAKİ ORGANİK İLİŞKİ ( Borçlu Şirket İle Üçüncü Kişi Konumundaki Şirketin Tescil Adresleri Sorumlu Ortakları ve Faaliyet Konularının Aynı Olması/Alacaklıdan Mal Kaçırma Amacı Olduğu - İstihkak Davası )
ÖZET :
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle, borçlu şirketin kredi sözleşmesi adresiyle aynı olan ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste uygulanan haciz nedeniyle üçüncü kişi konumundaki şirket tarafından açılan istihkak davasında, borçlu şirket ile üçüncü kişi konumundaki şirketin tescil adresleri, sorumlu ortakları ve faaliyet konularının aynı olması karşısında, şirketler arasında organik bağın bulunduğu ve istihkak davasının alacaklıdan mal kaçırma amacına yönelik olduğu sonucuna varılmalı, davanın reddine karar verilmelidir.
DAVA :
Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı ( alacaklı ) vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş, mercice, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi H.Pat tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR :
Uyuşmazlık, 3. kişinin İİK'nın 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Borcun kaynağı toplam 2.462.993.222.369 TL. tutarındaki Genel Kredi Sözleşmesidir. Borçlu şirkete ait kredi sözleşme adresi ile ödeme emri tebliğ adresinin 3. kişi davacı şirketin tescil adresi olduğu açıktır. Haciz, 15.2.2000 tarihinde fabrika müdürü K.B. huzurunda yapılmıştır. K.B., ekli sicil kayıtlarına göre ( Borçlu ) şirketin fabrika müdürü olup B. grubu imzaya da yetkili olduğu ortadadır. Yine ( borçlu ) şirket ortağı ve müdürü olan C.F.Y.'nin 3. kişi şirkette Yönetim Kurulu Başkanı olarak ortak olduğu da sicil kayıtları ile sabittir. Her iki şirketin tescil adresleri, sorumlu ortakları ve faaliyet konuları aynı olmakla şirketler arasında organik bağın bulunduğu, istihkak davasının alacaklıdan mal kaçırma amacını içerdiği açıktır. Ayrıca, borç doğumundan sonraki tarihe ait ve her zaman düzenlenmesi olanaklı fatura ile alacaklının haklarını etkilemeyen adi nitelikteki kira sözleşmesi de mülkiyeti ispata yeterli belgelerden olmadığı gerçeği karşısında davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de; 22.12.1999 tarihinde T.C. Merkez Bankası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen S. A.Ş.'nin 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 4491 sayılı Kanunla değişik 14/5-c maddesi hükmü uyarınca harçtan bağışık olduğu gözönünde tutulmaksızın bakiye karar ve ilam harcından sorumlu tutulması da yerinde değildir.
O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ :
Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 26.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Alıntı:
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/2006
K. 2012/3125
T. 14.3.2012
• İSTİHKAK İDDİASININ REDDİ ( Üçüncü Kişinin Borçlu Şirketin Yönetim Kurulu Başkanının Babası Olduğu - Takip ve Borç Tarihlerinden Sonra Alacaklıdan Mal Kaçırmak İçin Danışıklı Olarak Hareket Edildiği ve Örtülü İşyeri Devri Yapıldığından İstihkak İddiasının Reddedileceği)
• İSTİHKAK DAVASINDA HARÇ ( Dava Değeri Üzerinden Hesaplanacak Nispi Karar ve İlam Harcının 1/4'ünün Başlangıçta Alınacağı - Hacizde Malın Değeri Tespit Edilmediğinden Mahkemece Re'sen Belirlenecek Bu Malın Değeri İle Alacak Miktarından Hangisi Az İse Dava Değerinin Ona Göre Tayin Edileceği)
• HACİZDE MALIN DEĞERİNİN TESPİT EDİLMEMESİ ( İstihkak Davasında Malın Değerinin Mahkemece Re'sen Belirleneceği - Hacizli Malın Değeri İle Alacak Miktarından Hangisi Az İse Dava Değerinin Ona Göre Tayin Edileceği)
• HACZİN BORÇLUNUN ESKİ ADRESİNDE YAPILMASI ( İstihkak İddiasının Reddi Davası - Mülkiyet Karinesinin Alacaklı Yararına Olduğu)
• ÜÇÜNÇÜ KİŞİNİN BORÇLU ŞİRKETİN YÖNETİM KURULU BAŞKANININ BABASI OLMASI ( Takip ve Borç Tarihlerinden Sonra Alacaklıdan Mal Kaçırmak İçin Danışıklı Olarak Hareket Edildiği ve Örtülü İşyeri Devri Yapıldığından İstihak İddiasının Reddedileceği)
2004/m. 97, 99
ÖZET : Dava, alacaklı tarafından İİK'nın 99. maddesi uyarınca "istihkak iddiasının reddi" davasıdır. Dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ünün başlangıçta alınması gerekir. Hacizde dava konusu soğuk hava deposunun değeri tespit edilmediğine göre; mahkemece re'sen belirlenmesi, bundan sonra hacizli malın değeri ile alacak miktarından hangisi az ise dava değerinin ona göre tayini gerekecektir. Haczin, borçlunun eski adresinde yapılması, ödeme emrinin burada tebliğ edilmesi karşısında İİK'nın 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. Davalı, borçlu şirketin yönetim kurulu başkanının da babasıdır ve borçlu ile aynı alanda faaliyet göstermektedir. Takip ve borç tarihlerinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak hareket edildiği ve örtülü işyeri devri yapıldığının kabulü ile istihkak iddiasının reddi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı ( alacaklı) vekili, Kahramanmaraş Dördüncü İcra Müdürlüğü'nün 2007/1851 Takip sayılı dosyasında yapılan 09.07.2009 günlü hacze konu menkullerin borçlu K... A.Ş.'ye ait olduğunu, başka takip dosyalarında daha önce defalarca kez haczedildiğini, üçüncü kişinin borçlu şirket yetkilisinin babası olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ( üçüncü kişi) vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ( borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, "davacı alacaklı tarafın mahcuzların borçluya ait olduğunu kanıtlayamadığı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklı tarafından İİK'nın 99. maddesi uyarınca "istihkak iddiasının reddi" davası olarak açılmıştır.
İstihkak davaları İİK'nın 97/11. maddesi uyarınca genel hükümler dahilinde basit yargılama usulüne tabidir. Bu nedenle dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ünün başlangıçta alınması gerekir. Ayrıca hacizde dava konusu soğuk hava deposunun değeri tespit edilmediğine göre; mahkemece re'sen belirlenmesi, bundan sonra hacizli malın değeri ile alacak miktarından hangisi az ise dava değerinin ona göre tayini gerekecektir. Mahkemece bu hususlar dikkate alınmadan maktu harç ile yetinilerek yargılamaya devam edilmesi hatalı olmuştur.
Diğer yandan borçlu şirketin haciz adresinde 01.07.2005'ten itibaren faaliyet gösterdiği, 02.02.2009'da re'sen terk işleminin yapıldığı Vergi Dairesi'nin yazı cevabından anlaşılmaktadır. Buna göre haczin, borçlunun eski adresinde yapılması, 11.12.2007'de ödeme emrinin burada tebliğ edilmesi karşısında İİK'nın 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. İcra Müdürlüğü'nün sehven İİK'nın 99. maddesini uygulaması ispat yükünün yer değiştirmesi sonucunu doğurmayacaktır. İspat yükü altında olan üçüncü kişi, yasal karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahiptir.
Davacı taraf, mahcuzu borçludan satın aldığını belirttiği halde buna ilişkin fatura ya da başka bir belge sunamamış, ancak haciz adresindeki faaliyetini göstermek açısından 01.01.2007 ve 01.01.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmelerine dayanmıştır. İlk kira sözleşmesinde kiralayan borçlu şirkettir. Ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih dikkate alındığında borçlunun bu yeri üçüncü kişiye kiraya verdikten sonra da bir yıl süre ile faaliyetine devam ettiği anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte davalı, borçlu şirketin yönetim kurulu başkanı Ebru'nun da babasıdır ve borçlu ile aynı alanda faaliyet göstermektedir. Takip ve borç tarihlerinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak hareket edildiği ve örtülü işyeri devri yapıldığının kabulü ile istihkak iddiasının reddi gerekirken oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün ( BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine, 14.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Beraat kararı verilmesine rağmen,Usulden bozulup gelen kararda,Mahkeme beraat yerine kararını değiştirerek ceza verebilir mi? Avukat halil Meslektaşların Soruları 14 23-05-2012 17:06
tck 204 ve anne adını tashihi av.yağmur deniz Meslektaşların Soruları 3 01-04-2011 13:15
Kollektif şirketin nevi değiştirerek Limited olması sonrası ortakların borcu Hammerfall Meslektaşların Soruları 1 16-07-2008 14:01
bonoyu dolduran borçlu, lehdar yerine kendi adını ve kefilin adını yazarsa avslh Meslektaşların Soruları 3 09-06-2007 18:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05876899 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.