Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

şufa hakkı encümen kararı ile satılan pay

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-10-2012, 11:31   #1
ömer selçuk taşçı

 
Varsayılan şufa hakkı encümen kararı ile satılan pay

Müvekkilim murisinden kalan bir g.menkulun hissedarıdır.G.menkulun hissedarlarından biride belediyedir.Belediye encümen kararı ile g.menkuldeki hissesini 3.bir şahısa satmıştır.halen kanuni şufa süresi dolmamıştır.
Benim sorum Belediyenin encümen kararı ile satılan bu hisse ile ilgilide şufa hakkı kullanmak mümkünmüdür.
Teşekkür ederim
Old 01-10-2012, 12:22   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ömer selçuk taşçı
Müvekkilim murisinden kalan bir g.menkulun hissedarıdır.G.menkulun hissedarlarından biride belediyedir.Belediye encümen kararı ile g.menkuldeki hissesini 3.bir şahısa satmıştır.halen kanuni şufa süresi dolmamıştır.
Benim sorum Belediyenin encümen kararı ile satılan bu hisse ile ilgilide şufa hakkı kullanmak mümkünmüdür.
Teşekkür ederim

Cebri arttırma ile yapılanlar dışında her satışta önalım hakkı kullanılabilir.
Old 15-10-2012, 17:52   #3
AVOY

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ömer selçuk taşçı
Müvekkilim murisinden kalan bir g.menkulun hissedarıdır.G.menkulun hissedarlarından biride belediyedir.Belediye encümen kararı ile g.menkuldeki hissesini 3.bir şahısa satmıştır.halen kanuni şufa süresi dolmamıştır.
Benim sorum Belediyenin encümen kararı ile satılan bu hisse ile ilgilide şufa hakkı kullanmak mümkünmüdür.
Teşekkür ederim

Üstadım,
Şufa hakkını bence de kullanabilirsiniz.
Belediye noter aracılığı ile bildirimde bulundu mu size?

Müsadenizle benim de size sormak istediğim birkaç husus var.
Bizim olayımızda sizinkinin tersine müvekkilin satın aldığı yerde hissedarlardan biri belediye.
Belediye tarafından aleyhimize encümen kararıyla şufa davası açılıyor.
Biz noter bildiriminde bulunmadık, ancak satın aldıktan sonra aynı belediyeye Beyanname verdik.
Beyanname tarihinin üzerinden 3 aydan fazla bir süre geçtikten sonra dava açıldı.
Süre yönünden reddi için noter bildirimi yerine Belediyeye verilen Beyannameyi kullanabilme şansımız nedir diye size sorsam.
Sizin yürüyen davanızdan bizim işimize yarayacak bir bilgi sunabilme ihtimaliniz var ise memnun olurum.

Teşekkürler
Old 16-10-2012, 10:47   #4
akrd61

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım,

TMK nın 733/3 gereği satışın
alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirileceği açıktır.Kanun maddesi bildirimin nasıl yapılacağını göstermiştir ve emredicidir.Bu nedenle kanaatimce satılan taşınmaz için Emlak vergisi beyannamesi verilmesi kanunun aradığı satışın bildirmi niteliğinde değildir.

Ayrıca bu maddede belirtilen şekilde bildirim yükümlülüğü alıcı veya satıcıya ait olduğu görülmektedir ve alıcı yada satıcının yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeni ile diğer paydaşın yasal haklarından mahrum kalması yani alıcı veya satıcı kendi hatasından hukuki menfaat sağlaması hukuken doğru değildir kannatindeyim.İyi çalışmalar...
Old 12-06-2013, 10:58   #5
ekinheval

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 1994/3927 K. 1994/4201 T. 11.4.1994

• ŞUF'ALI PAYIN İPTALİ VE TESCİL ( İlk İlam Tarihinden İtibaren Bir Aylık Süre İçerisinde )

• İLK İLAM TARİHİNDEN İTİBAREN BİR AYLIK SÜRE ( Şuf'alı Payın İptali ve Tescil Davası Açılabilmesi )

• SATIŞIN ÖĞRENİLMESİNİN YETERLİ OLMASI ( Şuf'a Hakkının Kullanılabilmesi İçin )

• İHALE ( Açık Teklif Usulü )

• AÇIK TEKLİF USULÜ İLE İHALE ( Şuf'alı Payın İlişkin Bulunduğu Taşınmaz )

743/m.658,659

818/m.225/2

2886/m.45


ÖZET : Şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz mal 2886 sayılı Yasanın 45. maddesi uyarınca, açık teklif sureti ile ihaleye çıkarıldığı ve yapılan ihale sonunda payın davalıda ihale suretiyle kaldığı anlaşılmaktadır.

BK.nun 225. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, ihtiyarı ve aleni müzayedelerde satış akti, satıcının ihalesi ile vücut bulur. Bu suretle tamamlanan ihalenin de resmi memur huzurunda yapılan satış akti yerine kaim olması gerekir. Böylece, tekemmül eden satış aktine muttali olduğu tarihten bir ay içersinde şufa hakkını kullanma yetkisi doğar.

DAVA :

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yazılı şufa davasına dair karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, şufalı payın iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin olup, mahkeme davayı süre yönünden red etmiştir. Hüküm, davacı tarafca temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; Maliye Hazinesine ait olan payın 9.11.1993 tarihinde davalıya satıldığını öğrendiklerini, 10.11.1993 tarihinde süresinde işbu davayı açarak şufalı payın iptalini müvekkili adına tescilini talep etmiş, mahkeme ilk ilan tarihinden itibaren bir aylık yasal sürede davanın açılmadığını gerekçe göstererek davayı süre yönünden red etmiştir.

Şuf'alı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz mal, 13.10.1993 tarihinde 2886 sayılı Yasanın 45. maddesi uyarınca, açık teklif usulü ile ihaleye çıkarıldığı ve yapılan ihale sonunda payın davalıda ihale sureti ile kaldığı anlaşılmaktadır. BK.nun 225. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, ihtiyari ve aleni muzayedeleri de satış akti satıcının ihalesi ile vücut bulur. Bu surette tekammül eden ihalenin de resmi memur huzurunda yapılan satış akti yerine kaim olması icap eder ve böylece tekemmül eden satış aktine muttali olduğu tarihten itibaren bir ay içerisinde şufa hakkının kullanma selahiyeti doğar. İhtiyari satış mahiyetlerinden dolayı MK.nun 658 ve 659. maddelerinde yazılı hükümlerin bu olaylara da uygulama kabiliyeti vardır. Bu durumda şufa hakkının kullanılması için satışın öğrenilmesi yeterlidir. Dava, ihale tarihi olan 13.10.1993 ve tapuya tescil tarihi olan 9.11.1993 tarihleri nazara alındığında bir aylık hak düşürücü süre içinde, 10.11.1993 tarihinde süresinde açılmıştır. İşin esası incelenmek sureti ile bir karar vermek gerekirken bir aylık hak düşürücü sürenin geçirildiğinden bahisle davanın reddi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün ( BOZULMASINA ), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.4.1994 tarihinde,oybirliğiyle karar verildi.
Old 12-06-2013, 11:00   #6
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/11257
K. 2012/134
T. 16.1.2012
• TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI ( İsteğe Bağlı İhale İle Yapılan Satış Sonucunda Satın Alınan Paya İlişkin Davacının Önalım Hakkını Kullanmasında Bir Usulsüzlük Bulunmadığı - Pay Satışı Davacıya Noter Aracılığı İle Bildirilmediğinden Davanın Hak Düşürücü Süre İçinde Açıldığının Kabul Edileceği )
• ÖNALIM HAKKI ( Tapu İptali ve Tescil/Satışın Hak Sahibine Bildirildiği Tarihin Üzerinden Üç Ay ve Her Halde Satışın Üzerinden İki Yıl Geçmekle Düşeceği - Yapılan Pay Satışı Davacıya Noter Aracılığı İle Bildirilmediğinden Davanın İki Yıllık Hak Düşürücü Süre İçinde Açıldığının Kabulü Gereği )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Önalım Hakkına Dayalı Tapu İptali ve Tescil Davası - Satışın Hak Sahibine Bildirildiği Tarihin Üzerinden Üç Ay ve Her Halde Satışın Üzerinden İki Yıl Geçmekle Düşeceği/Davanın Hak Düşürücü Süre İçinde Açıldığının Kabul Edileceği )
• İSTEĞE BAĞLI İHALE İLE YAPILAN SATIŞ ( Önalım Hakkına Dayalı Tapu İptali ve Tescil Davası - Satış Sonucunda Satın Alınan Paya İlişkin Davacının Önalım Hakkını Kullanmasında Bir Usulsüzlük Bulunmadığı )
4721/m.2, 733
ÖZET : Dava, önalım hakkı nedeniyle davalıya açık teklif ihale ile satılan payın iptali ve tescili istemine ilişkindir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. Yapılan pay satışı davacıya noter aracılığı ile bildirilmediğinden iki yıllık hak düşürücü süre içinde açılan dava süresindedir. İsteğe bağlı ihale ile yapılan satış sonucunda satın alınan paya ilişkin davacının önalım hakkını kullanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece, işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan önalım davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, önalım hakkı nedeniyle davalıya açık teklif ihale ile satılan payın iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece kötü niyetli dava açıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, 3541 ada 3 nolu parseldeki 2750 payın Hazine tarafından 2886 sayılı Yasa uyarınca açık teklif usulü ile yapılan ihale sonucunda 29.200 TL bedelle M.'e satıldığını, 25.12.2010 tarih ve 2441 sayılı makam onayı ile ihalenin onaylandığını, tapu kaydının henüz M. adına devredilmediğini, şufa hakkını kullanarak açık teklif usulü ile ihale sonucunda yapılan satışın iptaline, kendi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, pay satışını 2886 sayılı Yasa gereği açık teklif usulü ile yapıldığını, davacının da ihaleye davet edildiğini, ihaleden haberdar olduğunu, Hazine'ye husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını bildirerek, Hazine yönünden husumet nedeni ile davanın reddini ve davalı M. ise, açık arttırma ile taşınmazdaki payı satın aldığını bildirerek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu 3541 ada 3 nolu parseldeki 2750 payın Hazine adına kayıtlı iken, 2886 sayılı Yasa gereği açık arttırma ile ihale yapılıp 29.200 TL bedelle M.'e satıldığı, davacının da bu ihaleye davet edildiği, mahkemenin tedbir kararı olması nedeni ile hisse devir işleminin henüz yapılamadığı, davacının ihaleye katılması için usulüne uygun tebligat yapıldığı, ihale ile yapılan satış sonrası davacının önalım hakkının kullanmasının TMK'nın 2. maddesinde yazılı iyiniyet kuralına uygun olmadığı, hakkın kötüye kullanılmasının himaye görmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma hakkını veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK'nın 7333. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya•satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir.
Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen payın ilişkin bulunduğu 3451 ada 3 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından Maliye Hazinesi payını, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 45. maddesi gereğince ihaleye çıkarması üzerine 22.12.2010 tarihinde yapılan açık artırma sonucu 29.500 TL bedelle davalıya satmıştır. İhale 25.12.2010 tarihinde kesinleşmiş, ancak taşınmaz üzerinde tedbir kararı bulunduğundan davalı adına henüz tescili yapılamamıştır. Bu pay satışına yönelik olarak taşınmazın paydaşlarından davacı Hacı 03.01.2011 tarihinde açtığı dava ile önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Yapılan pay satışı davacıya Medeni Kanun'un 733/3. maddesi gereğince noter aracılığı ile bildirilmediğinden iki yıllık hak düşürücü süre içinde açılan dava süresindedir. Yargılama sonucu mahkemece pay satışı için yapılan ihalenin davacıya bildirildiğini, Medeni Kanun'un 2. maddesine göre kötü niyetli olarak önalım hakkının kullanılamayacağı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş ise de, isteğe bağlı ihale ile yapılan satış sonucunda satın alınan paya ilişkin davacının önalım hakkını kullanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece, işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nın 428. maddesi uyarınca hükmün ( BOZULMASINA ), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
irtifak hakkı satışı belediye encümen kararı aysee Meslektaşların Soruları 0 08-07-2011 10:07
encümen kararı ve kira sözleşmesi halilerdemir Meslektaşların Soruları 1 28-09-2010 15:40
Kesinleşen encümen kararı dilaykar Meslektaşların Soruları 1 17-12-2009 00:29
Belediye Encümen Kararı - Parselasyon Av.Selim HARTAVİ Meslektaşların Soruları 3 28-12-2006 23:40
Belediye Encümen Kararı AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 0 13-06-2005 14:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05684090 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.