Duruşma Saati

Duruşma saatlerine uyulması bakımından İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi tarafından 1999-2000 yıllarından başlayarak duruşma saatinin (duruşmaya kabul saatinin) tutanaklara yazdırılması kampanyası başlatılmıştı.
Burada amaç, ilk aşamada, duruşmanın yapılması ve yargılama işlevinin zamana bağlı ve zamana uygun yürütülmesi, böylelikle yargılama ögelerinin zaman kaybını belgelemekti. Bu çalışmanın başlangıcında birçok duruşmada yargıçlar, kendilerinden kişisel hesap sorulabileceği endişesiyle olsa gerek, çekişme ve tartışma ortamı yarattılar. Ancak şu anda tümüyle eksiksiz uygulandığını söyleyemeyiz.
Önemli olan bir soruyu soralım, Duruşmaların açılması işleminde yargıçlar ne kadar titiz davranıyor ?
Hukuk biliminin ilkeleri uygulanmayınca ortaya hukuka uygun durum çıkması beklenmemelidir.

Eğer hukuk devleti isek her yetkili makamda hak aramalıyız. Bu konuda üyesi ve yöneticisi olduğum örgütün herkese katkıda bulunabileceğini belirtmeliyim.

Avukat Ömer KAVİLİ
0216 553 54 23
0532 322 00 23

Duruşma saatlerine uyulması şimdilik pek mümkün gözükmüyor. Bunun en temel nedeni özellikle tanık dinlenen duruşmalarda tanığın ne kadar süre konuşucağını kimse kestiremez. Diğer bir sebep bazı sayın hakimlerimiz dosyayı hiç okumadan duruşmalara çıkıyor. Duruşmada davanın ne olduğunu dahi bilmeden önüne gelen dosyayı okumaya kalkınca en az 10 dakika zaman kaybediyoruz. Ya da duruşmalara başka bir hakim çıkınca tamamlanan ve karar verilmesi gereken dosyalar bir celselik incelemeye alınıyor. Adli tatilin hemen öncesinde yapılan tayinler ise duruşma saatlerine uymayı fiilen imkansız hale getiriyor. Yeni atanan hakim veya savcı dosyayı hiç bilmiyor. Bu arada bir de ev bulma ve yerleşme işiyle uğraşırken adalet gecikiyor. Tabi meslektaşlarımızın da zaman zaman geç gelmesi de bir başka etken. Kısacası duruşmalar ,ya tanık yüzünden,ya dosyayı okumayan hakim yüzünden,ya atama zamanını ayarlayamayan devlet yüzünden ve de bazen de bizim yüzümüzden gecikiyor. Hal böyle olunca bizler saatlerce mahkeme salonlarında beklemek zorunda kalıyoruz. Bir an önce adaletin tecelli etmesini bekleyen vatandaş ise umutlarını şimdilik adli tatilin sonuna saklıyor.

Sevgili meslektaşlarım;
konusu, malzemesi insan olan yargılama faaliyetinin belli bir zamanla sınırlandırılması demek olan duruşma saati uygulamasının pratikte uygulanabilirliği esasen mevcut değildir. Bu herşeyden önce işi savunma olan biz avukatları zor durumda bırakacaktır. Daha ileri gidersek bir sonraki davada verilmiş olan duruşma saatine uyabilmek için hızlanmak bazı tanık ve delilleri sunmaktan vazgeçmek zorunda kalmaya giden ve özünde savunma hakkının zedelenmesini de barındıran bir durum ortaya çıkabilecektir.
Ancak mevcut durum da yapılabilecek tel şey; duruşma saatlerinin yine duruşma tutanaklarına yazdırılması ve bu saatten önce o duruşmanın yapılmamasıdır.
Bir hakimin ortalama 40 dosya ile çıktığı günümüz Türkiye'sinde ehveni şer çözüm naçizane görüşüme göre budur.
Saygılar

Sayın Meslektaşlar,

Duruşma saatine dakikası dakikasına girmek pek mümkün görünmese de, saat 10.00 daki duruşmaya saat 14.00 te girilmesi engellenemez mi?

İstanbul Aile Mahkemelerinden birisinde bu sorun sürekli yaşanmaktadır. Duruşma saati:10.00 olmasına rağmen listede 33.sıradaydım. Duruşma 9.30. da başladığına göre, sayın yargıç yarım saatte 32 dava dosyasını bitiremeyeceğini bilemez mi?Aynı gün saat:11.30 a dek hiçbir davada tanık dahi dinlenmedi.Ve öğle tatili de verilmeden saat:14.00 te duruşmaya girdik. Bizim duruşmada 2 tanık dinlendi ve 14.30 da duruşmadan çıktık. Ben Sirkeciden S.Ahmete nefes nefese 14.30 daki diğer duruşmama yetişebildim.(sonradan öğrendim duruşmaların tamamı 16.30 da bitmiş)..Şimdi bir yargıçın keyfi davranışı yüzünden avukatın günboyu duruşma kapısında beklemesini nasıl engelleyeceğiz.

Trakya'da bir başka hakim ise bütün duruşmalara saat:9.00'u vermektedir. İstanbul'dan geldiğimi saat:11.00 e bırakmasını söylediğimde, "merak etmeyin biz bekleriz" dedi. Bir sonraki celse saat:10.30.da gittiğimde duruşma alınmıştı. Gerekçesi ise şuydu: benim istanbuldan geldiğimi unutmuş..Son celse ise daha komikti ;keşfe karar verdiği günün bana uygun olmadığını, aynı gün Bursa'da duruşmam olduğunu söyledim. Keşif için sözkonusu tarihi ayırdığını ve başka güne veremiyeceğini söyledi. Bu bir ceza davası ve tanıklar da keşif mahallinde dinlenecek. Diğer dava da ceza davası ve başından itibaren ben takip ettiğim için her iki davaya da benim girmem gerekli..

Bu anlattığım 2 örneğin maaş yetersizliği ile, hakimlerin iş yükü ile ne ilgisi var...(maaş yetersizliğini ve iş yükünün fazla olduğunu kabul ettiğimi belirteyim)

Bir başka hakim ise, saat:9.05-10.55 gibi duruşma saatleri verebilmektedir. Dolayısıyla en fazla yarım saat bekleyerek duruşmanıza girebilmektesiniz. Bu hakim de aynı maaşı almakta ve aynı işyükü altında ezilmektedir..

Kısacası istenirse pratik çözümler bulunur...

Saygılarımla...