Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay kararı arıyorum.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-04-2013, 13:10   #1
mevzu hukuk

 
Varsayılan Yargıtay kararı arıyorum.

Sayın Meslektaşlarım öncelikle güzel bir hafta geçirmenizi diliyorum .
Yargıtay 12. HD. 2010/16924 E. , 2010/29087 K. 07.12.2010 tarihli kararını arıyorum.
Karar, menfi tespit davasının borçlu aleyhine sonuçlanması halinde , ilamın kesinleşmesine gerek kalmadan takip konusu yapılabilmesine ilişkin.
Değerli vaktinizi ayırıp bu konuda yardımcı olacak tüm meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ediyorum.
Old 23-04-2013, 13:18   #2
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

Bu karar bendeki programda mevcut değil ancak münferit bir karar olduğunu düşünüyorum.Çünkü tespit davaları kesinleşmedikçe icraya konulamaz. Leh veya aleyhe bitmiş olması sonucu değiştirmez.
Old 24-04-2013, 08:36   #3
granma

 
Varsayılan

Kararı bulursanız paylaşmanızı rica edeceğim benimde işime yarayacak
Old 24-04-2013, 08:54   #4
üye7160

 
Varsayılan

Her ne kadar ;

- Yargıtay 12 H.D. 2006/1631 E. 2006/4550 K. sayılı kararında “ Alacaklının , kesinleşmemiş menfi tespit ilamına istinaden borçlu hakkında vekalet ücreti ve inkar tazminatına ilişkin kısımlar yönünden başlatmış olduğu ilamlı icra takibinin iptali gerekeceğinden ,menfi tespit davası sonucu ilgili mahkemesince verilen davanın kabulü yada reddine ilişkin ilamlar kesinleşmedikçe eklentileri dahil icra takibine konu edilemeyeceğinden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği”

- Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1990/12-446 Esas sayılı kararında “ İİK.72/5 maddesinde işin esası ile ilgili olarak icranın kısmen ve tamamen eski hale getirilmesi ilamın kesinleşmesine bağlanmıştır.Tazminat ve giderler ise işin eklentileridir.İlam kesinleşmeden infaz edilemeyeceğine göre eklentilerinin de kesinleşmeden infaz edilmesi mümkün değildir”

denilmiş ise de yukarıda bahsi geçen karar aksini söylüyor malesef...
Old 24-04-2013, 09:15   #5
mevzu hukuk

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım, kararı bende bulamadım..Künyesini belirttiğim kararla zıt pek çok karar bulduğum için ben de bu kararın münferit bir karar olduğunu düşünüyorum.
Aleyhimize böyle bir icra takibi yapıldığından,takibin iptali için bugün dava açıyorum. Sonucunu sizlerle paylaşacağım.
İyi çalışmalar,işlerinizde kolaylıklar..
Old 24-04-2013, 09:17   #6
mevzu hukuk

 
Varsayılan

Sayın Yıldız Hukuk,karar için teşekkürler.
Old 24-04-2013, 09:18   #7
üye7160

 
Varsayılan

Kararı ekledim,yakın zamanda bir dosyamıza ibraz edildi.Bende sizin gibi düşünüyorum.Umarım lehe sonuçlar alırız.
Old 24-04-2013, 09:29   #8
üye7160

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mevzu hukuk
Sayın Yıldız Hukuk,karar için teşekkürler.

tam konuya uygun HGK kararı buldum (lehe)



T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2005/12-534
Karar: 2005/554
Karar Tarihi: 05.10.2005
 
ŞİKAYET DAVASI - YARGILAMA GİDERLERİ - MENFİ TESBİT İLAMININ ESASA AİT BÖLÜMÜ - HÜKÜM KISMININ SAİR KALEMLERİNİN İNFAZI - KESİMLEŞMEMİŞ HÜKME DAYANARAK TAKİBE GİRİŞMESİ - ŞİKAYETİN KABULÜ
ÖZET: Esasa ait bölümü ile yargılama giderleri bir tüm olan menfi tesbit ilamının, esasa ait bölümü kesinleşmeden hüküm kısmının sair kalemlerinin infazı ve icra takibine konu olması mümkün olmadığından, somut olay yönünden ise alacaklı taraf bu gereğe uymaksızın kesimleşmemiş hükme dayanarak takibe giriştiğinden, İcra Mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir.
(2004 S. K. m. 72) (1086 S. K. m. 440, 442, 443)
Taraflar aras
ındaki <şikayet> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 19.07.2004 tarih ve 2004/1009-1176 s. kararın tetkiki şikayet edenler vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 05.11.2004 tarih ve 18264-23261 s. ilamı ile ;
(...Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarında açıklandığı üzere takip dayanağı menfi tesbit konulu ilamın İİK. nun 72/4. maddesi gereğince kesinleşmeden takibe konulması mümkün değildir. İlamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabii bulunduğundan şikayetin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir...)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Şikayet edenler vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
A- Şikayetçinin İsteminin Özeti:
Şikayetçi/borçlular vekili 09.07.2004 günlü şikayet dilekçesinde; İstanbul 4. İcra Müdürlüğü'nün 2004/8919 Esas s. dosyasından tanzim edilen Örnek 53 no.lu icra emrinin vekil olarak tarafına 06.07.2004 gününde tebliğ edildiğini, icra emri ile kendilerince açılan ancak reddedilen menfi tesbit davasında davalı/alacaklı lehine hükmedilen avukatlık ücretinin ödenmesinin talep edildiğini, takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira, menfi tesbit davasında verilen hüküm kesinleşmeden ilamın ve ilamın eklentilerinin (fer'ilerinin) infazını talep etmenin hukuken mümkün olmadığını, takibe dayanak teşkil eden İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi 2003/492 E- 2004/382 K. S. dosyasının müvekkillerince takip alacaklıları aleyhine açılmış bulunan Menfi Tesbit Davasına ait olup; davanın 07.05.2004 gününde red ile sonuçlandığını, verilen kararın taraflarınca temyiz edildiğini, dosyanın Yargıtay'a gönderilme aşamasında olup, henüz kesinleşmediğini, İİK. 72/IV maddesinde ilamın ancak kesinleştikten sonra icraya konulabileceğinin açıkça belirtildiğini, çeşitli Yargıtay kararlarında da bu konunun açıkça vurgulandığını, İİK. 72. maddesinin HUMK. 443. maddesinden ayrı olarak düzenlenmiş özel bir hüküm olduğunu ve takibe dayanak teşkil eden menfi tesbit davasındaki yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin ilam henüz kesinleşmediğinden takibe konulmasının mümkün olmadığını, ifadeyle, öncelikle huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar takibin durdurulmasına; kanun ve usule aykırı olarak tanzim edilen icra emrinin ve takibin iptaline, karar verilmesini istemiştir.
B- Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Yerel Mahkeme;
<İcra takip dosyası getirtilerek incelenmiştir. Takibe dayanak edilen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/492 E. 2004/382 K. S. 7.5.2004 günlü ilamı Menfi Tesbit davası sonunda verilmiş olup, davanın reddine karar verilmiştir. Hükümle tayin edilen vekalet ücretinin takibe konulması için hükmün kesinleşmesi şartı aranmaz. Karşı yan ancak hükmü tehiri icra talepli olarak temyiz edebilir. Şikayet yerinde değildir.>
Gerekçesiyle <Şikayetin REDDİNE> karar vermiştir.
C- Temyiz Evresi, Bozma ve Direnme:
Şikayetçi/borçlular vekilinin temyizi üzerine Yüksek Özel Daire; <
….takip dayanağı menfi tesbit konulu ilamın İİK.nun 72/4. maddesi gereğince kesinleşmeden takibe konulması mümkün değildir. İlamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabii bulunduğundan şikayetin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.> Gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir. Alacaklı/karşı tarafın karar düzeltme istemi Özel Dairece: <HGK. nun 7.11.1990 gün ve 1990/12-446 E. 1990/564 K. s. kararı hükmüne göre, düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında karar düzeltme isteği yerinde görülmediği gibi HUMK. nun 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından İİK. nun 366. ve HUMK. nun 442. maddeleri uyarınca Reddine> karar verilmiştir.
Taraflara duruşma günü tebliğ olunmuş; şikayetçi vekili bozmaya uyulmasını, alacaklı/karşı taraf vekili ise önceki kararda direnilmesini istemiştir.
Mahkeme, önceki kararında direnerek şikayetin reddine karar vermiş; hükmü şikayetçiler vekili temyiz etmiştir.
D- İLGİLİ KANUNİ DÜZENLEMELER:
2004 s. İcra Ve İflas Kanunu'nun <Menfi tesbit ve istirdat davaları> başlıklı 72. maddesinin IV ve V.fıkraları:
<IV. Fıkra- (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde kırktan aşağı tayin edilemez.
V.Fıkra- (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tesbit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava nedeni ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz.>
Hükmünü içermektedir.
E- Gerekçe:
İstek, icra müdürlüğünün işlemini şikayete ilişkindir.
Şikayetçi/borçlular İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesine 10.11.1999 gününde açtıkları Menfi Tesbit davasında, <müzayaka halindeyken verdikleri, karşılığı bulunmayan çeklerden dolayı borçlu olmadıklarını> ileri sürmüşler; yapılan yargılama sonunda 07.05.2004 tarih ve 2003/492 E.-2004/382 K. s. kararla <Menfi Tesbit davasının reddine, alacaklı/davalılar lehine vekalet ücretine> hükmedilmiştir.
Karar kesinleşmeden alacaklı taraf İstanbul 4.İcra Dairesinin 2004/8919 s. dosyasında, borçlu/şikayetçiler aleyhine 22.06.2004 gününde ilamlı takibe girişerek; borçluların açtığı menfi tesbit davasının reddine ait yukarda açıklanan ilamda hükmedilen vekalet ücretini işlemiş faizi ile birlikte takip konusu yapmış; 39.506.360.000 TL vekalet ücreti alacağı ve işlemiş faizi olan 740.750.000 TL olmak üzere toplam 40.247.110.000 TL alacağın icra takip giderleri, vekalet ücreti ve takip gününden itibaren asıl alacağa işleyecek kanuni faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
İcra Müdürlüğünce düzenlenen Örn.53 icra emrinin 06.07.2004 gününde tebliği üzerine borçlular aynı tarihte <karar kesinleşmediğinden ferilerinin de istenemeyeceği, İİK.72 maddesinde bu konuda özel hüküm bulunduğu> iddiasıyla eldeki şikayet başvurusunu yapmıştır.
İcra Hakimliğince şikayet reddedilmiş; şikayetçi tarafın temyizi üzerine Özel Dairece; <ilam kesinleşmeden ferilerinin de takibe konu olamayacağı> gerekçesiyle, karar bozulmuş; İcra Hakimliğince <menfi tesbit isteminin reddedildiği, redde ait kararın dolayısıyla ferilerinin kesinleşmesi gerekmediği> gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Hükmü şikayetçi taraf temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; olumsuz tesbit (menfi tespit) davasının reddine ait ilamda davalı taraf yararına hükmedilen vekalet ücretinin tahsili amacıyla takibe girişilebilmesi için ilamın kesinleşmesinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, kural olarak; alacaklının, elindeki ilama dayanarak ilamlı icra takibi yapabilmesi için hükmün kesinleşmiş olması şart değildir. Hüküm kesinleşmeden de alacaklı ilamlı takip yoluna başvurabilir.
Yine, 1086 s. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 443/1 maddesi gereğince kural olarak, temyiz edilmiş olması da ilamın icrasını durdurmaz.
Ancak, bazı istisnai durumlarda ilam kesinleşmedikçe icraya konulamaz.
Bu istisnaların bir bölümü Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 443. maddesinde belirtildiği gibi, bir bölümü de özel yasalarında gösterilmiştir.
Bu istisnai hükümlerden birisi de 2004 s. İcra ve İflas Kanunu'nun yukarıya metinleri aynen alınan 72. maddesinin (IV). ve (V). Fıkralarında özel olarak düzenlenmiş ve açıkça ifade olunmuştur.
Buna göre; menfi tesbit konulu ilamın anılan İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi karşısında kesinleşmeden takibe konulması olanaklı değildir.
Diğer taraftan, İlam bir tüm olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan bütün alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır.
Eş söyleyişle; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi(olumsuz) tesbit davası sonunda alınan ilamın yargılama gideri ve tazminata ait bölümleri, davanın kabulü yada reddine ait bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir tüm olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ait hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez.
Açıklanan hususlar Özel Dairenin yerleşik uygulamasını gösteren bütün kararlarında ortaya konulduğu gibi, Hukuk Genel Kurulunun 07.11.1990 tarih ve 1990/12-446 esas-1990/564 s. kararında da vurgulanmıştır.
Yukarıda açıklanan ilkeler karşısında, esasa ait bölümü ile yargılama giderleri bir tüm olan menfi (olumsuz) tesbit ilamının, esasa ait bölümü kesinleşmeden hüküm kısmının sair kalemlerinin infazı ve icra takibine konu olması mümkün olmadığından, somut olay yönünden ise alacaklı taraf bu gereğe uymaksızın kesimleşmemiş hükme dayanarak takibe giriştiğinden, İcra Mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Direnme kararı bu sebeple bozulmalıdır.
Sonuç: Şikayet edenler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istem halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 05.10.2005 gününde, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 24-04-2013, 09:38   #9
üye7160

 
Varsayılan

bir çok Yargıtay kararında ilgili HGK kararına atıf yapılarak kabul yada red tefriki yapılmaksızın kesinleşme şartı aranacağı İİK.72/5 maddesinin hatalı yorumlandığı yazılmış.
Old 24-04-2013, 09:38   #10
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/12501
Karar: 2003/15403
Karar Tarihi: 27.06.2003


ŞİKAYET DAVASI - KESİNLEŞMEDEN İCRA - MENFİ TESPİTİN İSTİRDATA DÖNÜŞMESİ HALİ - DAVANIN KABUL VEYA RED TEFRİKİ YAPILMAKSIZIN KESİNLEŞMEDEN TAKİP KONUSU YAPILAMAYACAĞI

ÖZET: Menfi tespit davaları kabul veya red tefriki yapılmaksızın kesinleşmeden takip konusu yapılamaz. Menfi tespitin istirdata dönüşmesi halinde dahi aynı kural geçerli olup kesinleşmeden takip konusu yapılamaz.

(2004 S. K. m. 16, 72)

Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Dairemiz süregelen içtihatlarında da benimsendiği üzere, menfi tespit davaları kabul veya red tefriki yapılmaksızın kesinleşmeden takip konusu yapılamaz. Menfi tespitin istirdata dönüşmesi halinde dahi aynı kural geçerli olup kesinleşmeden takip konusu yapılamaz. Mercice aksine düşüncelerle İİK.nun 72/5. maddesinin hatalı yorumu ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.06.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 24-04-2013, 09:39   #11
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/5808
Karar: 2007/7969
Karar Tarihi: 24.04.2007


ŞİKAYET DAVASI - MENFİ TESPİT İLAMININ KESİNLEŞMEDEN TAKİBE KONULAMAYACAK OLMASI - ALACAKLI YARARINA HÜKMEDİLEN VEKALET ÜCRETİ VE İCRA İNKAR TAZMİNATININ TALEP EDİLMESİ MÜMKÜN OLMAMASI

ÖZET: Somut olayda Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/898 esas, 2006/99 karar sayılı 06.04.2006 tarihli menfi tespit kararının kesinleşmediği anlaşılmakla, menfi tespit ilamında alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücreti ve icra inkar tazminatının talep edilmesi mümkün değildir.


(2004 S. K m. 72)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Menfi tespit ilamının İcra ve İflas Kanunu'nun 72/5. maddesi karşısında kesinleşmeden takibe konulması olanaklı değildir. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu ola*mayacaktır.

Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi (olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilamın yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez (HGK 05.10.2005 tarih ve 12-534, 2005/554 sayılı kararı).

Somut olayda Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/898 esas, 2006/99 karar sayılı 06.04.2006 tarihli menfi tespit kararının kesinleşmediği anlaşılmakla, menfi tespit ilamında alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücreti ve icra inkar tazminatının talep edilmesi mümkün değildir.

O halde mahkemece, borçlu vekilinin 12.09.2006 tarihli hesap tablo*suna yönelik şikayetinin yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle incelenmesi ve muhtırada belirlenen alacak miktarının düzeltilmesi yerine yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nın 366 ve HUMK’nın 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 24-04-2013, 09:44   #12
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/24238
Karar: 2010/6010
Karar Tarihi: 16.03.2010


ŞİKAYET DAVASI - KESİNLEŞMEDEN İCRA - İSTİRDATA DÖNÜŞEN İSTEMİN TEMELİNİN MENFİ TESPİT DAVASI OLDUĞU - İLAM KESİNLEŞMEDEN TAKİP KONUSU YAPILAMAYACAĞI - ŞİKAYETİN KABULÜ GEREĞİ

ÖZET: İstirdada dönüşen istemin de temeli menfi tespit davası olduğu için ilamda yer alan alacağın da ilam kesinleşmeden takip konusu yapılmasına olanak yoktur. Somut olayda takip dayanağı ilamınin incelenmesinde davanın menfi tespit olarak açıldığı ve yargılama sırasında istirdada dönüştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi zorunlu olduğundan mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.

(2004 S. K. m. 16, 72, 366) (1086 S. K. m. 428) (YHGK 05.10.2005 T. 2005/12-534 E. 2005/554 K.)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Menfi tespit ilamının İİK. nun 72/5 maddesi uyarınca kesinleşmeden takibe konulması olanaklı değildir. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir ilamda yer alan tüm alacak kalemlerin in ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır.

Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi (olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilamın yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır Dolayısıyla ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK 5.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı kararı)

Öte yandan İİK. nun 72/6 maddesi gereğince istirdada dönüşen istemin de temeli menfi tesbit davası olduğu için yukarıdaki kural gereği bu ilamda yer alan alacağın da ilam kesinleşmeden takip konusu yapılmasına olanak yoktur.

Somut olayda takip dayanağı Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/246 esas 2009/277 karar sayılı 28.05.2009 tarihli ilamın in incelenmesinde davanın menfi tesbit olarak açıldığı ve yargılama sırasında istirdada dönüştüğü anlaşılmaktadır.

Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi zorunlu olduğundan mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 24-04-2013, 15:48   #13
granma

 
Varsayılan

Aradığınız karar
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/16924
KARAR NO : 2010/29087 Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2010
NUMARASI : 2010/311-2010/417
DAVACILAR : BORÇLULAR : ____ TURZ SAN VE TİC AŞ
DAVALI : ALACAKLI : ____
DAVA TÜRÜ : Takibin İptali
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İcra takibinin dayanağı olan İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27/12/2007 tarih ve 2007/23 Esas, 2007/851 Karar sayılı ilamı, takip borçlularının takip alacaklısına borçlu olmadıklarının tespiti talebinin reddine ilişkindir. Alacaklı, ilamda öngörülen avukatlık ücreti ile öngörülmeyen alacak ve işlemiş faizin tahsili için de takip başlatmıştır.
Borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı olumsuz tespit davası sonunda davanın reddine (alacaklıya borçlu olmadığının tespiti talebinin reddini) hükme bağlayan bölümü tespit niteliğinde olduğundan ayrıca takip konusu yapılamaz. Ancak, alınan ilamda alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücretine ilişkin bölüm (ilamda yazılı miktarın davalıdan alınmasına ilişkin) eda hükmü niteliğinde olduğundan, ilamlı takibe konu yapılması mümkündür.
İİK'nun 72/5. maddesinde, borçlunun menfi tespit davasının kabulü halinde işin esası ile ilgili olarak icranın kısmen veya tamamen eski hale iadesi ilamın kesinleşmesine bağlanmıştır. Menfi tespit davasının reddi, (borçlu aleyhinde sonuçlanması) durumu da kesinleşme şartı düzenlenmemiştir. Bu nedenle ilamın esası kesinleşmeden eda hükmü içeren fer'i niteliğindeki vekalet ücreti alacağı infaz edilebilir, hükmün kesinleşmesi gerekmez.
O halde mahkemenin, şikayetin ilam vekalet ücreti alacağı dışındaki kısımlar yönünden kabulü yerine tümden kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kaldı ki kararda da belirtildiği üzere 72/5" borçlunun açtığı dava kabul edilirse " şeklinde başlıyor yukarıda verilen kararlarda herhangi bir şekilde borçlu aleyhine verilen kararlarla ilgili bir durum yok ve b işin mantığı da kesinleşmesinin beklenmesine gerek olmadığını gösteriyor diye düşünüyorum . Aynı şekilde istihkak davalarını da tespit hükmü olarak kabul eden Yargıtay yine bu davalarda istihkak iddiasının kabulünde kesinleşme arıyor ancak reddiu halinde kesinleşmeye ihtiyaç duyulmayacağını öngörüyor
Old 06-05-2013, 14:10   #14
mevzu hukuk

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım, takibin iptali talepli olarak açtığımız dava, duruşmasız olarak UYAP ekranında gördüğüm kadarıyla 'kabul' ile sonuçlanmıştır.
Old 07-05-2013, 07:57   #15
granma

 
Varsayılan

Bende lehime çıkan menfi tespitin reddi kararına ilişkin vekalet ücreti için ihtiyati haciz talebinde bulundum ve talebim kabul edildi bakalım ne olacak
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yargıtay kararı arıyorum yargıtay 10.ceza dairesi müebbet Meslektaşların Soruları 4 16-12-2010 14:00
Yargıtay Kararı Arıyorum Av.Mehmet Saim Dikici Meslektaşların Soruları 3 26-07-2010 11:29
Yargıtay Kararı Arıyorum Avsibel Meslektaşların Soruları 2 03-03-2009 17:42
Yargıtay kararı arıyorum april Meslektaşların Soruları 6 15-01-2009 11:24
Yargıtay Kararı Arıyorum Pınar Meslektaşların Soruları 2 02-05-2008 20:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05520391 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.