Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Senette Cirosu Olmayan Alacaklı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-09-2010, 22:55   #1
bonnie

 
Varsayılan Senette Cirosu Olmayan Alacaklı

Merhaba sevgili meslektaşlarım. Müvekkilim emekli olduktan sonra bir kurye şirketinde işe başlıyor, başlarken şirket kendisinden teminat olarak boş bir senet imzalayıp vermesini istiyor.Oda boş senedi imzalıyor. Senet aylar sonra 20.000,00 TL olarak icra takibine konuluyor.İcra takibi başlatan kişinin senette cirosu yok. Senette sadece lehtarın cirosu var.Dolayısıyla senette adı bile geçmeyen x kişisi senet borçlusu olarak müvekkilime ve lehtara karşı kambiyo takibi yapıyor.Bu takibi durdurmak için ne yapmak gerekir?
İcra Mahkemesine mi dava açmak gerek yoksa menfi tespi davası mı açmak gerek zira senetin işe giriş teminatı olarak verildiğine dair tanık dinletmek gerekirse icra mahkemesi tanık dinlemeyecektir. Bana ne yapmam konusunda yardımcı olursanız çok sevirim. Not: itiraz sürem bugün başladı. Saygılarımla
Old 30-09-2010, 09:10   #2
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Alacaklı olduğunu iddia edenin bono üzerinde herhangi bir şekilde cirosu bulunmuyorsa "yetkisiz hamildir."

12. HUKUK DAİRESİ
E. 1991/5109
K. 1991/12580
T. 2.12.1991
• KAMBİYO SENETLERİNE HAS TAKİP ( Yetkili Hamil Olmayanın Takip Yapması )
• YETKİLİ HAMİL ( Bonoya Dayalı Olarak Takip Yapabilecek Kişi )
• İSPAT KÜLFETİ ( Bono Vasfı Olmayan Senetle Yapılan Takipte )
• CİRO ( Adına Ciro Bulunmayan Kişinin Takip Yapması )
2004/m.167
6762/m.569,690
ÖZET : Takip dayanağı olduğu sonradan bildirilen bonolarda takip yapana ciro bulunmadığına göre yetkili hamil değildir. Adi takip yapsa bile, takip hakkı yoktur. Borçlunun borcu olmadığını ispatla yükümlü tutulması doğru değildir.

DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekilleri tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 3.05.1991 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Takip dayanağı olarak üç adet borç ikrarını havi belge olduğu talepnamede belirtilmişse de bu belgeler icra dairesine ibraz edilmemiştir. Kendisine 49 örnek ödeme emri tebliğ edilen borçlu hiçbir borcu bulunmadığını ileri sürerek itiraz etmiştir. Duruşma sırasında alacaklı vekili kendisine cirosu bulunmayan toplam miktarı 1.550.000 TL.lık üç adet bono ibraz ederek takip dayanağı belgelerin bundan ibaret olduğunu belirtmiştir. Borçlu duruşmaya hiç gelmemiş ise de 21.1.1991 tarihli bir dilekçe göndererek senet bedelleri toplamı 1.550.000 TL.lık kısmı kabul etmiştir. Ancak bu dilekçenin Antalya Merci Hakimliği`nden, Demirci Merci Hakimliği`ne gelişi mercii kararından sonradır.

Takip dayanağı olduğu sonradan bildirilen bonolarda takip yapana ciro bulunmadığına göre yetkili hamil değildir. Adi takip yapsa bile, takip hakkı yoktur. Borçlunun borcu olmadığını ispatla yükümlü tutulması doğru değildir. Borçlunun dilekçesinin merci hakimliğine karardan sonra ulaştığı gözönünde tutulduğunda itirazın kaldırılması istemi reddedilmek gerekir. Ancak mahkemeye geç ulaştığı anlaşılan kabul dilekçesinin temyiz aşamasında gözönünde tutulması ve incelenmesi gerekmiştir. Merci hakimliğince yapılacak iş borçlunun kabulü ile bağlı kalarak itirazın asıl alacak yönünden 1.550.000 TL.`lık kısmının kaldırılmasına karar vermekten ibarettir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazı yerinde görülmekle merci kararının İİK.`nun 366. ve HUMK.`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 2.12.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 30-09-2010, 09:39   #3
Av.MB

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım

Takip yapan hamilin senet üzerinde cirosu olmaz. Bir önceki yorumda gösterilen karar, takip yapana ciro yoksa yetkili hamil değildir demektedir. Tabiki takip yapana bir ciro olması gerekir ki senedin kendisine ciro edildiğini ispat edebilsin. Ama senedi elinde bulunduran kişi senedi kimseye ciro etmeyecek (devir etmeyecek) se neden senette cirosu bulunsun. Hamil olarak icraya koyacaktır. Bu sebeple bu konuda bir iddianız olamaz. Ancak senede karşı yazılı deliliniz ya da yazılı delil başlangıcı bir deliliniz varsa başka delillerle birlikte açacağınız menfi tespit davasında borçsuzluğunuzu ispat edebilirsiniz.
Old 30-09-2010, 09:49   #4
Avukaat

 
Varsayılan

sayın meslektaşım,
eğer belirttiğiniz gibi lehdar olmayan bir kişi tarafından takip başlatıldı ise İcra Mahkemesine İİK 170 ve 168 m.lere göre şikayet hakkınızı kullanabilirsiniz. yalnız tebligatı aldıktan sonra 5 gün içerisinde bu ŞİKAYET hakkınızı kullanmalısınız.

Eğer bu süreyi kaçırdıysanız o zaman size menfi tespit davası açmanızı öneririm. çünkü sizinde dediğiniz gibi savunma hakkınızı daha geniş kullanabileceksiniz
Old 30-09-2010, 12:26   #5
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.MB
Sayın meslektaşım

Takip yapan hamilin senet üzerinde cirosu olmaz. Bir önceki yorumda gösterilen karar, takip yapana ciro yoksa yetkili hamil değildir demektedir. Tabiki takip yapana bir ciro olması gerekir ki senedin kendisine ciro edildiğini ispat edebilsin. Ama senedi elinde bulunduran kişi senedi kimseye ciro etmeyecek (devir etmeyecek) se neden senette cirosu bulunsun. Hamil olarak icraya koyacaktır. Bu sebeple bu konuda bir iddianız olamaz. Ancak senede karşı yazılı deliliniz ya da yazılı delil başlangıcı bir deliliniz varsa başka delillerle birlikte açacağınız menfi tespit davasında borçsuzluğunuzu ispat edebilirsiniz.

Sayın meslektaşım,

Eminmisiniz ?
Old 30-09-2010, 14:18   #6
bonnie

 
Varsayılan

Henüz sürem dolmadı. Ama benim icra mahkemesinde, alacaklının senette cirosu olmadığı yönündeki itirazımdan başka dinlenebilecek bir itirazım yok. Bu itirazım geçerli olacaksa ise mercide dava açmalıyım yoksa menfi tespi açacağım ama bu itirazın geçerli olup olmadığı ile ilgili bir karara varamadık sanırım cevap veren arkadaşlar ile.
Old 30-09-2010, 14:23   #7
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Lehdar, senede beyaz ciro yapmışsa, takip yapacak olan x kişinin senette cirosunun olması gerekmez.

Senedi elinde bulundurması meşru hamil sayılması için yeterlidir.

Tekrar ifade ediyorum; ciro beyaz ciro ise...



Bu durumda meseleyi ancak ve ancak hukuk mahkemesi (olumsuz tespit davası ile) çözer; icra mahkemesi bu iddiaları araştıramaz.

Selam ve saygılarımla...
Old 30-09-2010, 14:35   #8
Avukaat

 
Varsayılan

benim belirttiğim itiraz hakkı değil ŞİKAYET hakkıdır. yani bu hakkı kullanırken itiraz hakkınızdan veya menfi tespit hakkınızdan feragat etmemiş olursunuz.
bence hem şikayet edin hem de menfi tespit davası açın
Old 30-09-2010, 15:54   #10
av.sukrupancar

 
Varsayılan

T.C. Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/3062 Karar No: 2009/18488 Tarihi: 02.07.2009

• İşveren Tarafından Teminat Senedi Alınması
• İşçi Lehine Yorum İlkesi
• Senede Karşı Senetle İspat Kuralı
• İşçi Lehine Tanık Dinlenebilmesi
(1086 s. m. 288, 4857 s. m. 32)

TAM METİN :
Davacı, borcun olmadığının tespiti ile %40 dan az olmamak üzere tazminat tayinine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B.Ünal tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işçi Mahmut Ö., davalı işveren tarafından kendisinden teminat senedi alındığını, diğer davacı abisi Atilla Ö.'nün de kefil olarak senede imzasının alındığını, davalı firmadan ayrılmasına rağmen teminat senedinin işveren tarafından kendisine iade edilmediğini iddia ederek borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren savunmasında; dava konusu senedin boş olarak düzenlenmediğini, öyle olsa dahi bunun yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, mal verilmediğinin veya senedin teminat senedi olduğunun da yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın tanık dinletme talebine muvafakat etmediklerini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu senedin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 288. maddesinde belirtilen senetlerden olup, aksinin ispatının aynı nitelikte yazılı belge ile mümkün olduğunun, davacı taraf borçlu bulunmadığını yazılı delille ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek olsun vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir. İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama da görülmektedir. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır.
Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir. Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir.
Somut olayda, mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda dava konusu senedin teminat senedi olarak verilip verilmediği konusunda davacının gösterdiği tanıklar dinlenmeli, tarafların delilleri toplanmalı, elde edilecek verilere göre karar vermekten ibaret olmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C. Yargıtay Ondokuzuncu Hukuk Dairesi
Esas No: 2005/7031 Karar No: 2006/2229 Tarihi: 07.03.2006

• Menfi Tespit Davası
• İşverenin İşçiden Aldığı Bonodan Doğan Alacak
• Görevli Mahkeme
ÖZET :
İşe giriş sırasında, işveren tarafından işçiden aralarındaki iş akdi ile ilgili olarak alınan senetten doğan uyuşmazlıklarda iş hukukunun uygulanması gerektiğinden buna ilişkin davaların iş mahkemelerinde görülüp çözümlenmesi gerekir. Davacı işçinin, davalı işverenin akaryakıt istasyonunda çalıştığı sırada, kendisinden boş olarak alınan senedin borcu olmamasına rağmen tahsilinin istenmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istediği davada iş mahkemesi görevlidir.
TAM METİN :
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalının benzin istasyonunda işçi olarak çalıştığı sırada kendisinden boş senet alındığını, borcu olmadığı halde senedin 2.200.000.000.- TL. miktarında doldurulup tahsile girişilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüş ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddiyle % 40 tazminatın davacıdan tahsili gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece usulüne uygun olarak ispatlanamadığından davanın reddine, davacının kötüniyeti sabit olmadığından davalının tazminat talebinin yerinde olmadığına karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, işçi işveren ilişkileri nedeniyle verildiği iddia edilen bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. İşe girerken veya iş akdinin devamı sırasında işveren tarafından işçiden aralarındaki iş akdi ile ilgili olarak alınan senetten dolayı çıkan uyuşmazlıklarda iş hukukunun uygulanması gerektiği ve bu nedenle davanın iş mahkemelerinin görevine girdiği düşünülmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 7.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Old 30-09-2010, 17:11   #11
ilhanyigit

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

senetteki ciro beyaz ciroysa artık senedi elinde bulunduran yetkili hamildir, zira beyaz ciro zinciri bozmaz. Bu durumda açacağınız dava hem senet lehdarına (yani işverene) hem de senet hamiline karşı menfi tespit davası açmak olacaktır. Bu davada senedin teminat için verildiğini ve senet hamilinin de bilerek borçlunun zararına hareket ettiğini ispatlamanız gerekir. Bu ispat yapılmadığı sürece davayı kazanma ihtimaliniz zayıf.

Saygılarımla...

İlhan Yiğit
Old 30-09-2010, 22:10   #12
Av.MB

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım Av.Bülent Akçadağ

cevap veriyorum "Eminim"

Bugüne kadar takibe koyduğum hiç bir bonoda hamilin cirosu olmadı. Beyaz cironun dışında tabiki kime ciro edilmişse onun tarafından takibe konmak gerekir ama yine onun cirosu olmak gerekmez.
Old 30-09-2010, 22:18   #13
Av.MB

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, sizin lehdar olduğunuz bir senedi bana ciro etseniz, ben bu senedi kullanmadıktan sonra neden ciro edeyim. İcraya koyarken cironun anlamı nedir anlayamamış bulunmaktayım. Ciro bir senedi devir anlamı değilmidir. Hamil demek senedi elinde bulunduran son kişi demek değilmidir. Öyleyse son kişinin devir iradesi yoksa senette neden cirosu olsun. Aksini gösteren bir madde ya da bir karar gösterebilirmisiniz.

"Alacaklı olduğunu iddia edenin bono üzerinde herhangi bir şekilde cirosu bulunmuyorsa "yetkisiz hamildir." "

Siz bu sonucu sunduğunuz karardan nasıl çıkarabildiniz, lütfen izah ediniz.
Old 01-10-2010, 00:28   #14
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Konu daha önce tartışılmış : http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=14625

Ayrıca: Son ciro : Bay X'e ödeyiniz, imza lehtar veya ciranta : Yetkili Hamil Bay X
Son ciro : İsim ve İmza (Beyaz ciro) : Yetkili Hamil senedin zilyedi.
Old 01-10-2010, 16:33   #15
bonnie

 
Varsayılan

Cevap veren bütün meslektaşlarıma teşekkür ediyorum. menfi tespit davası açmak en doğrusu olacaktır. tabi ispat konusunda sıkıntı yaşamam muhtemel.Hukuku sonuna kadar zorlayağım. Hepinize iyi çalışmalar
Old 01-10-2010, 19:40   #16
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.MB
Sayın meslektaşım, sizin lehdar olduğunuz bir senedi bana ciro etseniz, ben bu senedi kullanmadıktan sonra neden ciro edeyim. İcraya koyarken cironun anlamı nedir anlayamamış bulunmaktayım. Ciro bir senedi devir anlamı değilmidir. Hamil demek senedi elinde bulunduran son kişi demek değilmidir. Öyleyse son kişinin devir iradesi yoksa senette neden cirosu olsun. Aksini gösteren bir madde ya da bir karar gösterebilirmisiniz.

"Alacaklı olduğunu iddia edenin bono üzerinde herhangi bir şekilde cirosu bulunmuyorsa "yetkisiz hamildir." "

Siz bu sonucu sunduğunuz karardan nasıl çıkarabildiniz, lütfen izah ediniz.


T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/1017
Karar: 2006/4463
Karar Tarihi: 07.03.2006

ÖZET: Senet arkasında takip alacaklısına yapılmış bir ciro bulunmamaktadır. Bu husus, mahkeme kararının gerekçesinde vurgulanmıştır. Bu durumda, takip yapan alacaklının yetkili hamil olmadığı mahkemece kendiliğinden gözönüne alınıp takibin iptaline karar verilmesi gerekir.

(6762 S. K. m. 593, 690) (2004 S. K. m. 170/a)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: TTK. nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK. nun 593/1. maddesine göre ciro ve teslim sonucunda bonodan doğan bütün haklar devredilmiş olur.

Somut olayda, bononun keşidecisi borçlu Sami H., lehtarı Hacer H. olup, senet arkasında takip alacaklısına yapılmış bir ciro bulunmamaktadır. Bu husus, mahkeme kararının gerekçesinde vurgulanmıştır. Bu durumda, takip yapan alacaklının yetkili hamil olmadığı mahkemece kendiliğinden gözönüne alınıp, İİK. nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken imza incelemesi yapılarak yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 07.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/16568
Karar: 2009/25148
Karar Tarihi: 15.12.2009

ÖZET: Bonoyu elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılır. Vadesi pazara veya diğer bir resmi tatil gününe rastlayan poliçenin ödenmesi, ancak tatili takip eden ilk iş günü istenebilir. Poliçeyi müteallik diğer bütün muameleler, hususiyle kabul için ibraz ve protesto muameleleri de tatilde yapılmayıp ancak bir iş gününde yapılır. Bu muamelelerden biri, son günü pazara veya diğer resmi tatil gününe rastlayan bir müddet içinde yapılması lazım geldiği takdirde bu müddet onu takip eden ilk iş gününe kadar uzar. Aradaki tatil günleri müddet hesabına dahildir.

(6762 S. K. m. 595, 598, 664, 690)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı, borçlu vekili, diğer şikayetlerinin yanında, takip dayanağı senette alacaklıya yapılmış bir ciro bulunmadığından alacaklının yetkili hamil olmadığını ve süresinde ödememe protestosu çekilmediğinden ciranta olan şikayetçiye müracaat hakkı bulunmadığını belirterek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece alacaklının yetkili hamil olmadığı ve vadeyi takip eden iki iş günü içinde ödememe protestosu çekilmediği gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmiştir.

TTK.nun 690. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken ayni kanunun 598. maddesi gereğince, bonoyu elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılır. Yine ayni maddenin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK.nun 664.maddesine göre, vadesi pazara veya diğer bir resmi tatil gününe rastlayan poliçenin ödenmesi, ancak tatili takip eden ilk iş günü istenebilir. Poliçeyi müteallik diğer bütün muameleler, hususiyle kabul için ibraz ve protesto muameleleri de tatilde yapılmayıp ancak bir iş gününde yapılır. Bu muamelelerden biri, son günü pazara veya diğer resmi tatil gününe rastlayan bir müddet içinde yapılması lazım geldiği takdirde bu müddet onu takip eden ilk iş gününe kadar uzar. Aradaki tatil günleri müddet hesabına dahildir.

Somut olayda, şikayet konusu yapılan takip dayanağı bonoda, İsmail Er'e ait son cironun beyaz ciro olduğu ve ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı görülmektedir.

Bu durumda, alacaklı TTK.nun 595/2.maddesi koşullarında beyaz ciro ile senetteki hakki eline geçirdiğinden, yetkili hamil olarak takip yapmasında yasaya uymayan bir yön yoktur.

Diğer yandan, senedin vadesi (26.10.2008 pazar) tatile rastladığından, ödeme günü bu tarihi izleyen ilk iş günü olan 27.10.2008 Pazartesi'dir. Protestonun ise bu ödeme gününü izleyen iki iş günü içinde çekilmesi gerektiğinden ve ikinci gün olan 29.10.2008 tarihi resmi tatile rastladığından, bu tarihi izleyen ilk iş günü olan 30.10.2008 tarihinde çekilen protesto, TTK.nun 664.maddesine uygun olup süresindedir.

O halde mahkemece şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.


Değerli meslektaşım, ben hala bono da takip alacaklısının imzası, ona yapılmış bir ciro olmaması halinde takibin şikâyet yolu ile iptal edilebileceği kanaatindeyim.

Aynı zamanda menfi tespit davası açmanız da lehinizedir.





Old 01-10-2010, 19:57   #17
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Bülent AKÇADAĞ
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/1017
Karar: 2006/4463
Karar Tarihi: 07.03.2006

ÖZET: Senet arkasında takip alacaklısına yapılmış bir ciro bulunmamaktadır. Bu husus, mahkeme kararının gerekçesinde vurgulanmıştır. Bu durumda, takip yapan alacaklının yetkili hamil olmadığı mahkemece kendiliğinden gözönüne alınıp takibin iptaline karar verilmesi gerekir.

(6762 S. K. m. 593, 690) (2004 S. K. m. 170/a)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: TTK. nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK. nun 593/1. maddesine göre ciro ve teslim sonucunda bonodan doğan bütün haklar devredilmiş olur.

Somut olayda, bononun keşidecisi borçlu Sami H., lehtarı Hacer H. olup, senet arkasında takip alacaklısına yapılmış bir ciro bulunmamaktadır. Bu husus, mahkeme kararının gerekçesinde vurgulanmıştır. Bu durumda, takip yapan alacaklının yetkili hamil olmadığı mahkemece kendiliğinden gözönüne alınıp, İİK. nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken imza incelemesi yapılarak yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 07.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/16568
Karar: 2009/25148
Karar Tarihi: 15.12.2009

ÖZET: Bonoyu elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılır. Vadesi pazara veya diğer bir resmi tatil gününe rastlayan poliçenin ödenmesi, ancak tatili takip eden ilk iş günü istenebilir. Poliçeyi müteallik diğer bütün muameleler, hususiyle kabul için ibraz ve protesto muameleleri de tatilde yapılmayıp ancak bir iş gününde yapılır. Bu muamelelerden biri, son günü pazara veya diğer resmi tatil gününe rastlayan bir müddet içinde yapılması lazım geldiği takdirde bu müddet onu takip eden ilk iş gününe kadar uzar. Aradaki tatil günleri müddet hesabına dahildir.

(6762 S. K. m. 595, 598, 664, 690)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı, borçlu vekili, diğer şikayetlerinin yanında, takip dayanağı senette alacaklıya yapılmış bir ciro bulunmadığından alacaklının yetkili hamil olmadığını ve süresinde ödememe protestosu çekilmediğinden ciranta olan şikayetçiye müracaat hakkı bulunmadığını belirterek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece alacaklının yetkili hamil olmadığı ve vadeyi takip eden iki iş günü içinde ödememe protestosu çekilmediği gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmiştir.

TTK.nun 690. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken ayni kanunun 598. maddesi gereğince, bonoyu elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılır. Yine ayni maddenin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK.nun 664.maddesine göre, vadesi pazara veya diğer bir resmi tatil gününe rastlayan poliçenin ödenmesi, ancak tatili takip eden ilk iş günü istenebilir. Poliçeyi müteallik diğer bütün muameleler, hususiyle kabul için ibraz ve protesto muameleleri de tatilde yapılmayıp ancak bir iş gününde yapılır. Bu muamelelerden biri, son günü pazara veya diğer resmi tatil gününe rastlayan bir müddet içinde yapılması lazım geldiği takdirde bu müddet onu takip eden ilk iş gününe kadar uzar. Aradaki tatil günleri müddet hesabına dahildir.

Somut olayda, şikayet konusu yapılan takip dayanağı bonoda, İsmail Er'e ait son cironun beyaz ciro olduğu ve ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı görülmektedir.

Bu durumda, alacaklı TTK.nun 595/2.maddesi koşullarında beyaz ciro ile senetteki hakki eline geçirdiğinden, yetkili hamil olarak takip yapmasında yasaya uymayan bir yön yoktur.

Diğer yandan, senedin vadesi (26.10.2008 pazar) tatile rastladığından, ödeme günü bu tarihi izleyen ilk iş günü olan 27.10.2008 Pazartesi'dir. Protestonun ise bu ödeme gününü izleyen iki iş günü içinde çekilmesi gerektiğinden ve ikinci gün olan 29.10.2008 tarihi resmi tatile rastladığından, bu tarihi izleyen ilk iş günü olan 30.10.2008 tarihinde çekilen protesto, TTK.nun 664.maddesine uygun olup süresindedir.

O halde mahkemece şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.


Değerli meslektaşım, ben hala bono da takip alacaklısının imzası, ona yapılmış bir ciro olmaması halinde takibin şikâyet yolu ile iptal edilebileceği kanaatindeyim.

Aynı zamanda menfi tespit davası açmanız da lehinizedir.






Lehdarın cirosu yoksa son mesajınızda belirttiğiniz gibi- senedi elinde bulunduranın takip yetkisi olmaz.

Lehdarın imzası varsa senedi elinde bulunduran meşru hamil sayılır. Keza lehdardan sonra senet birden fazla ciro görmüş ise; ciro zinciri kopuk olmadıkça senet hamili takip yetkisine sahip meşru hamil sayılır.
Old 01-10-2010, 22:45   #18
bonnie

 
Varsayılan

12. Hukuk dairesi görüşünü değiştirmiş ve beyaz ciro ile senedi teslim alan kişinin yetkili hamil olduğuna karar verilmiş. Ama yine de şansımı denemek için şikayet yoluna da başvuracağım. Tekrar teşekkürler.
Old 26-11-2014, 15:50   #19
önceki beyan

 
Varsayılan

Uzun süre boyunca, takip alacaklısının senette cirosunun olması gerektiğinden bahisle takibin iptali kararları verildi. Fakat sık olmamak üzere bunun aksi yönünde kararlar da çıkıyordu. 12 Hukuk Dairesi son yıllarda bu konuda daha net kararlar veriyor. Yani takip alacaklısı hamilin senette cirosunun olmasına gerek yok diyor. Benzer bir kararı aşağıya ekliyorum. İyi çalışmalar.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

Esas No : 2011/24781
Karar No: 2012/9840

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiş ve örnek 163 nolu ödeme emri adı geçene 27.07.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu vekilinin yasal süresinde icra mahkemesine itirazı üzerine mahkemece, takibe konu senette alacaklının herhangi bir cirosunun olmadığı, ayrıca icra dosyasına alacağın temlikine ilişkin belgeler de ibraz edilmediğinden, alacaklının alacaklı sıfatının bulunmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmiştir.

TTK.nun 690.maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 593.maddesi gereğince, kambiyo senedi niteliğinde olan bonodaki hakkın devri ancak ciro ve teslim yolu ile mümkündür. Ayrıca TTK.nun 595/2.maddesi gereğince lehine ciro yapılan kimsenin ciroda gösterilmesine lüzum olmadığı gibi ciro, cirantanın sadece imzasından ibaret de olabilir. Açıklanan şekildeki ciroya "beyaz ciro" denilir.

Somut olayda, takip alacaklısı, lehtarın cirosundan sonra senedi beyaz ciroyla alan ciranta olup, keşideci hakkında takip yapmıştır. Yukarıdaki yasa hükmü gözetildiğinde, senet lehtarının usulüne uygun cirosundan sonra hamilin senet üzerinde isim ve imzasının bulunması zorunlu değildir. Bu durumda cironun usulüne uygun olduğu ve dolayısıyla takip yapan alacaklının da yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece bu yöne ilişkin istemin reddi ile, tahrifat iddiası konusunda gerektiğinde bilirkişiden rapor alınmak suretiyle yöntemince inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca bozulmasına, 27.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Lehtar, kendi cirosu olmayan bir senedi ciranta,keşideciye karşı icraya koyabilirmi? senemü Meslektaşların Soruları 5 06-11-2009 14:49
Asıl alacaklı - kağıt üzerindeki alacaklı - Avukatın karşı müvekkiline sorumluluğu seyitsonmez Meslektaşların Soruları 6 07-10-2009 15:32
tahsil cirosu günseligonca Meslektaşların Soruları 1 26-09-2008 09:56
senette alacaklı olarak ünvan yazması ACİL Av.TOLGAA Meslektaşların Soruları 3 20-04-2008 11:55
Temlik cirosu mu tahsil cirosu mu? Avukat Canip Kazan Meslektaşların Soruları 1 25-03-2008 01:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07777596 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.