|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
12-02-2007, 10:35 | #1 |
|
Möhk'na Göre Teminat Miktarı - Vasiyetnamenin tanınması davası
Sayın Meslktaşlar,
ABD Vatandaşına ait bir vasiyetnamenin tanınmasına ilişkin açacağım davada MÖHK gereği yabancılardan (müvekkilim) yatırılması talep edilen teminat miktarı ile ilgili bir fikriniz var mıdır? Ayrıca vasiyetin yabancı ülkede yabancı ülke kanunlarına uygun tanzim edildiği göz önüne alındığında, açılacak dava da görevli mahkeme hangisidir? Emsal dilekçe ve Yargıtay Kararı bulmakta zorlanıyorum, teşekkür ederim |
12-02-2007, 14:56 | #2 |
|
vasiyetle ilgili bulabildiğim tek karar bu möhk açısından
T.C.
YARGITAY 2. Hukuk Dairesi Esas : 1963/2257 Karar : 1963/2397 Tarih : 15.04.1963 ÖZET : Yunanistan´da tanzim edilen vasiyetnamenin Yunan Yasalarına uygun tanzim edilip edilmediği araştırılmadan tenfizine karar verilemez. (2675 s. MÖHUK. m. 6, 22) KARAR METNİ : Palmiye Lazaridis ve rüfakası taraflarından T.Haritonidis ve rüfakası aleyhlerine murisleri Yonan tabaalı Alaksandrosun 23/02/1953 tarihinde Atina noteri huzurunda tanzim ettiği vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve şekil noksanı bakımından iptaline karar verilmesi talebiyle açılan davanın yapılan muhakemesi sonunda: Dava mevzuu vasiyetnamenin tanziminde bir usulsüzlük bulunmamış ancak her sayfada vasiyetinin imzası bulunmadığı anlaşıldığından Yunan Medeni Kanunun 1733. maddesi gereğince şekil noksanı sebebiyle Türkiye´deki menkul, nukut, esham ve gayrimenkul malları bakımından iptaline dair verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün, temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davalılar vekilleri avukat K.İ. Emirce, Tarık, Rıfat, Hırıstaki taraflarından talep edilmişse de dava mahiyeti itibarı ile duruşmaya tabi mevaddan olmadığından mürafaa talebinin reddi ile dosyadaki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Vasiyetnameyi tanzim ettiren Yunan tabiiyetindendir. Vasiyetname de Yunanistan da tanzim edilmiştir. Böyle bir vasiyetnamenin Türkiye de infaz edilebilmesi için ilk şart vasiyetçinin Milli Kanununa uygun olarak tanzim edildiğinin tespit edilmesidir. Bu vaziyette vasiyetnamenin Yunan Kanununa göre muteber bir vasiyetname olup olmadığının Türk mahkemesinin tayin etmesi iktiza eder. Davalılar evvel ahır Yunanistan´daki noterlerce dört sayfalık çift yapraklı büyük kı´adaki kağıtların istimal olunduğunu, bu itibarla bir sayfaya atılan imzanın dahi maksadı temin edeceğini ayrıca tercümenin de sayfa ve yaprak ibareleri bakımından yanlış olduğunu beyan eylemişlerdir. Mücerret imza noksanı iptal sebebi yapıldığına göre bu müdafaa usulen tahkik edilmek icap ederken noksan soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı ve davalıların bu husustaki temyiz itirazları variddir. Kabul ile hükmün açıklanan sebepten (BOZULMASINA) ve aşağıda yazılı temyiz giderlerinin ileride haksız çıkacak taraftan alınmasına 15/04/1963 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
12-02-2007, 15:04 | #3 |
|
bunlarıda buldum ilgilimi bilemem,içeriğine fazla bakamadım,belki bir faydası olur..
T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi Esas : 2001/3841 Karar : 2001/10889 Tarih : 10.07.2001 () KARAR METNİ : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle incelenmesi istenilmekle duruşma için tayin edilen *3.7.2001 günü temyiz eden Hasibe Kurtuluş vekili Av.Şermin Sancaktaroğlu geldi. Karşı taraf Bahriye (Kurtuluş) Gürkaya ve Rafet Kurtuluş vekili Av. Mehmet Başkurt geldi. Sair davalı Perihan (Kurtuluş) Sevinç tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki tüm kağıtlar okunarak gereği görüşülüp düşünüldü. 1- Yabancı mahkemelerden verilen kararların tamamının veya kısmen tanınma imkanı dahilindedir. (MÖH.m.40) Çekişmesiz kaza kararlarında aynı usul uygulanır. (MÖH.m.42/2) Davacı vasiyetnamenin açılması yanında mirasçı nasbına ait olarak verilen veraset ilamının da tanınmasını istemiştir. Ölüme bağlı tasarruflar ölenin milli hukukuna veya ölüme bağlı tasarrufun yapıldığı yer hukukuna tabidir. (2675 S.Y.m.22) (Locus regit actum) Şekil nedeniyle ölüme bağlı tasarrufların geçersiz hale gelmesini önlemek amacı ile 5.10.1961 gününde Lahey´de " vasiyet tasarruflarının biçimine ait yasa uyuşmazlıkları konusunda sözleşme (17.1.1983 günlü resmi gazete) imzalamış ve ölüme bağlı tasarruflarım; Vasiyetçinin ölüme bağlı tasarrufu yaptığı yer hukukuna uygunsa, Vasiyetçinin ölüme bağlı tasarrufu yaptığı anda veya ölümü anında vatandaşı bulunduğu devletin hukukuna uygunsa, Vasiyetçinin ölüme bağlı tasarrufu yaptığı anda veya ölüm anında ikametgahının bulunduğu yer hukukuna uygunsa, Vasiyetçinin ölüme bağlı tasarrufu yaptığı anda veya ölüm anında mutat meskeninin bulunduğu yer hukukuna uygunsa, Gayrimenkullere ait olduğu takdirde bunların bulunduğu yer hukukuna uygunsa şekil bakımından geçerli kabul edileceği hükme bağlamıştır. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki Kanunun 22. maddesi de buna uygun düzenlenmiştir. Sözü edilen Yasa´nın 38.ve 42. maddenin aradığı şartlar gerçekleşmiştir. Bu halde yabancı mahkeme kararının vasiyetnamenin açılmasına ait bölümünün tanınmasına karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde ret kararı verilmesi isabetsizdir. 2- Türk hukukunda ölümle tereke, özel haller hariç herhangi bir işleme gerek olmadan kendiliğinden mirasçılarına intikal eder. Veraset vesikası ise, bir şahsın mirasçı olduğunu gösteren, ispat eden belge niteliğindedir. Lehine düzenlenen şahıs bakımından mirasçılığa karine teşkil eder. Aksi isbat olunana kadar bu kişi mirasçı sayılır. Belgenin doğru olup olmadığı herhangi bir davada ileri sürülebileceği gibi, iptali veya değiştirilmesi de istenilebilir. Yabancı mahkemelerden veya makamlardan alınan veraset belgesinin Türk hukukunda tanınanda daha farklı nitelik veya güç taşıdığı kabul edilemez. Bu özelli nedeniyle de sadece delil olarak dikkate alınabilir. Yabancı hukuka göre düzenlenen ve yabancı ülkede açılan bir vasiyetnameye dayanarak, yabancı mahkeme tarafından verilmiş mirasçılık belgesi kesin hüküm kuvvetine haiz bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle de tanınamaz. Mahkemenin bu yöne ait ret kararı isabetlidir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün birinci bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, duruşma için takdir edilen 97.500.000 TL. vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, bozmada oybirliği sebebinde oyçokluğuyla karar verildi. 10.07.2001 MUHALEFET ŞERHİ Yabancı ülkelerden verilen veraset ilamları da taşınmaz mallar dışında sair hak ve menfaatlerin intikalinde kullanılmak üzere tanınabilir. (Y.2.H.D.nin 10.02.1986 günlü 808-1284 s. ve 11.6.1990 günlü 12861-5906 s. kararları) Davacının mirascı nasbedildiğine dair mahkeme kararı taşınmaz mallar dışında sair hak ve menfaatlere münhasır olmak üzere tanınmalıdır. Kararın bu yönden bozulması gerektiği kanaatindeyim. T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi Esas : 1999/5494 Karar : 1999/7289 Tarih : 24.06.1999 ÖZET : Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasanın 11. maddesi ve Medeni Yasanın 518. maddesinde belirlenen yetki kesin yetkidir. Mahkeme kesin yetkiyi doğrudan dikkate almak zorundadır. (1086 sayılı HUMK. m. 11) (743 sayılı MK. m. 518) KARAR METNİ : Davanın yapılan mahkemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasanın 11. maddesi tereke aleyhine açılacak bütün davaların, ölenin ikametgahı mahkemesinde açılacağına ilişkindir. Bu maddeyi tamamlayıcı nitelikteki Medeni Yasanın 518. maddesinde yetkili mahkeme ölenin son ikametgahı mahkemesi olarak belirtilmiştir. 2675 S. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Yasanın 30. maddesi gereği, miras davaları ölenin hukukuna tabiidir. Miras bırakan Çankırı nüfusuna kayıtlıdır, ikametgahını naklettiğine ait bir iradesinin varlığı iddia ve ispat edilmemiştir. Nüfus Kanununun 4. maddesi gereği nüfusa kayıtlı bulunulan yer kanuni ikametgahıdır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasanın 11. maddesi, Medeni Yasanın 518. maddesinde belirlenen yetki kesin yetkidir. Mahkeme kesin yetkiyi doğrudan dikkate almak zorundadır. Bu kuralların dikkate alınmaması doğru bulunmamıştır. 2-Kabule göre de; Davacı Romina´ya kendisini mirasçı seçen (mansup) el yazması vasiyetname Almanya´da noter aracılığı ile 3.3.1998 gününde tebliğ edilmiştir. Tebligat yapıldığı yer hukukuna tabidir. (MÖHUK. md. 6) Mirası red isteği 13.4.1938 gününde yapıldığına göre davanın süresinde olduğu Medeni Yasanın 546/son cümlesi gereği seçilmiş mirasçılar yönünden mirasın red süresi kendilerine yapılacak resmi tebligatla başlayacağı düşünülmeden davanın süresinde açılmadığından söz edilerek reddi doğru değildir. SONUÇ : Hükmün 1. madde de gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.6.1999 |
12-02-2007, 15:44 | #4 |
|
ilginiz için teşşekkür ederim ... asıl sorun şu ortada sadece bir vasiyetname var ve ilgili ülkede mirasçılık belgesi diye bir düzenleme yok ... yanı ortada tanınacak veya tanfız edılecek bir ilam yok; teminat miktarı ile ilgili bir fikriniz var mı??
|
12-02-2007, 15:47 | #5 |
|
üzgünüm şuan bir fikrim yok
|
12-02-2007, 17:33 | #6 |
|
Yabancıların Türkiye'de açacakları davalarda-dolayısıyla yapacakları takiplerde-teminat istenebilir.Ancak böyle bir talepte bulunan yabancının ülkesiyle teminattan muafiyet konusunda karşılıklılık anlaşması varsa teminat alınmaz.Bunu Adalet Bakanlığı'nın ilgili biriminden öğrenebilirsiniz.Yalnız sizin konunuzun teminat ile ilgili olduğunu sanmıyorum.Sanırım "Tanıma" istiyorsunuz.Kolay gelsin.
|
04-04-2007, 18:57 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Merhaba ,
Baslik Konusu ile ilgili oldugundan soru mu burada arz ediyorum; Davada; * Davaci yabancilik teminatini bankaya yatirmistir. * Biz davali olarak davayi kazanmis ve vekalet ucretine hak kazanmis durumdayiz. * Karar taraflara teblig edilmis ancak bu asamada henuz kesinlesmemistir.(15 gunluk temyiz safhasi) * Davanin mahiyet geregi icraya konulabilmesi icin kararin kesinlesmesi gerekmektedir. * su an itibariyle ihtiyati haciz karari alip veya direkt icra takibine baslamak istemiyoruz cunku kesinlesmesi gereken kararlardan oldugundan takibin iptali soz konusu olma ihtimali mevcut,,, ihtiyati haciz karar almazdan once davacinin yabancilik teminatinin iadesi talebi ve karari ile bankadaki teminati cekip kaybolmasindan endise etmekteyiz. Kisacasi, yabanci sahis davayi kaybettiginde yatirmis oldugu teminatin akibeti konusunda ozel bir duzenleme veya durum soz konusu mudur? Prof.Kuru nun kitabinda teminatin akibeti konusunda birseye rastlayamadim. Yoksa uygulamada karar kesinlestikten sonra hizli olan mi kazaniyor? Saygilarimla Bu arada
Bizim davali oldugumuz davada mahkeme dava konusu meblagin %50 sinin yabancilik teminati olarak yatirilmasina karar vermisti...Saygilarimla |
05-04-2007, 10:00 | #8 |
|
Sayın Meslektaşım,sorunuzdan sanki yabancı kişi kendi inisiyatifi ile bu teminatı yatırmı ve istediği zaman geri çekebilecek gibi söz etmişsiniz.Davacı da olsa yabancı bu teminatı mahkeme kararı gereği yatırmışsa yine mahkeme kararı gereği deri alabilecektir.Her tür teminatın iadesinde üsulen diğer tarafın muvafakatı var mı yok mu sorulması gerekir diye düşünüyorum.Saygılarımla.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yabancıların Yatırması Gereken Teminat Miktarı | onuralp | Meslektaşların Soruları | 1 | 12-02-2007 15:20 |
tazminat miktarı | avfeyzafbal | Meslektaşların Soruları | 6 | 21-11-2006 23:02 |
Adalet göz göre göre soyuldu! | ahmetsacit | Hukuk Haberleri | 1 | 26-08-2006 18:22 |
Göz Göre Göre Norm Fazlası Yaptılar | bilgimbilgin | Hukuk Soruları Arşivi | 0 | 17-09-2005 06:13 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |