Trafik Kazası-Destekten Yoksun Kalma-Husumet

Müvekilem, müteveffa eşi ve 5 çocuğu ile birlikte 2006 yılında 3.şahsa ait olan bir araçla seyir halinde iken çift taraflı trafik kazası geçiriyor. Müvekkilemin eşi kaldırıldığı hastaneden başka bir hastaneye sevk edilirken hayatını kaybediyor. Trafik kazası tespit tutanağında tam kusurlu karşı tarafın ise kusursuz olduğu belirtiliyor. Ayrıca müteveffa hakkında ilk sevk edildiği hastanede "aşırı alkollü olması nedeniyle alkolmetreyi üfleyemedi" şeklinde genel adli muayene raporu düzenleniyor. (Dosyada kan tahlili yapıldığına yönelik bir belge yok, kısa süre içinde hayatını kaybetmesi karşısında belli ki alkolmetreyi üfleyecek takati de yok.) Soruşturmayı yürüten savcılık takipsizlik kararı veriyor. 2012 yılında İlçede yaşanan sel felaketi nedeniyle soruşturma dosyası zayii oluyor. Müvekkilem 5 çocukla yalnız başına kalmanın yarattığı travma ve şaşkınlıkla verilen kararlara itiraz edemiyor. Netice de bu günlere kadar geliniyor. Kazaya karışan her iki aracında geçerli zorunlu mali sorumluluk sigortası mevcut.

1-) Destekten yoksun kalma davası hangi sigorta şirketine yöneltilmeli ?

2-) Dava zamanaşımı süresi ?

3-) Yargıtay Hukuk Daireleri arasında "Islah'ta zamanaşımı" hususunda yaşanan çelişkili durumda gelinen nokta nedir ?

İlgisini esirgemeyecek meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim.

YHGK. E. 2012/17-215,K. 2012/413, T. 27.6.2012

„Dava, davalılardan sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalanan aracın sürücüsü olan davacıların desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İşleten ile sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.

Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksunkalınan zarardır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.

Davacıların ölenin salt mirasçısı değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, araç şoförünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduklarından, davalı sigorta şirketi zarardan sorumlu olup, davacılar davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilirler.“

Ortada aynı zamanda bir suç olduğundan dolayı uzamış ceza zamanaşımı uygulanır. Husumete gelince hukuk mahkemesinde(asliye ticaret) açılıcak dava ayrıca Yargılama yapıcalağından orada kusura ilişkin rapor alınır. Hem desteğin içinde bulunduğu araç gende karşı Aracın Sigortası'na karşı açın davayı. Ikisi müteselsil sorumlu oluşacak kusur durumuna göre net birşey ortaya çıkıcak ama ikisine karşıda açın. Islah konusunda ise ıslah ile kişinin zamanaşımı definde bulunacağı yönünde en son okuduğum kararlar. Ayrıca ıslaha karşı ise zamanaşımı definde bulunmayacağına ilişkin kararlarda var

Müteveffa tarafından kullanılan araç bir başkası adına kayıtlı yani işleten bir başka şahıs. Hukuk davasında kusur ayrıca araştırılsa da müteveffanın tam kusurlu, karşı tarafın herhangi bir kusurunun olmadığı yönündeki tutanağa yansıyan tespit kafamı karıştırdı. Bu durumda sanki sadece işletene ait araç sigortacısına dava yöneltilmeli gibi bir kanaat oluştu bende. Zira karşı taraf "şimdilik" kusursuz görünüyor. Karşı vekalet ihtimali göz önünde bulundurulur ise karşı taraf sigortacısını davaya dahil etmek riskli değil mi ?

O zaman tam kusurlu Araç sürücüsüne karşı açın. Karşı tarafa kusur çıkarsa ek dava açın. Sonra gerekirse birleştirin.