Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tasarrufun iptali davalarında TEMİNAT İADESİ

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-04-2013, 09:23   #1
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Tasarrufun iptali davalarında TEMİNAT İADESİ

Sevgili meslektaşlarım,

Haydi pratik çalışma yapalım... Söz, fakültedekiler kadar zor ve karmaşık olmayacak; çok daha basit.

OLAY:


A, tasarrufun iptali davası acar ve dava konusu taşınmazların ihtiyaten haczini talep eder. Mahkeme talebi teminat karşılığı kabul eder. A teminatı nakit olarak yatırır ve dava konusu taşınmazlar takip konusu borç ve eklentilerinin ulaştığı rakam kadar ihtiyaten haczedilir.

Mahkeme yargılamanın sonunda davanın kabulüne karar verir.

Davalılar kararı temyiz eder.

A, bu aşamada mahkemeye başvurur ve "davanın kabul kararı ile birlikte ihtiyatı haciz kesin hacze dönüşmüştür. Dolayısıyla teminat, iade edilebilir hale gelmiştir. Teminatın iadesini talep ediyorum." der.

Sizce ne karar vermek gerekir?

Saygılarımla...



[/font]
Old 24-04-2013, 21:19   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Hakan Eren
Sevgili meslektaşlarım,

Haydi pratik çalışma yapalım... Söz, fakültedekiler kadar zor ve karmaşık olmayacak; çok daha basit.

OLAY:


A, tasarrufun iptali davası acar ve dava konusu taşınmazların ihtiyaten haczini talep eder. Mahkeme talebi teminat karşılığı kabul eder. A teminatı nakit olarak yatırır ve dava konusu taşınmazlar takip konusu borç ve eklentilerinin ulaştığı rakam kadar ihtiyaten haczedilir.

Mahkeme yargılamanın sonunda davanın kabulüne karar verir.

Davalılar kararı temyiz eder.

A, bu aşamada mahkemeye başvurur ve "davanın kabul kararı ile birlikte ihtiyatı haciz kesin hacze dönüşmüştür. Dolayısıyla teminat, iade edilebilir hale gelmiştir. Teminatın iadesini talep ediyorum." der.

Sizce ne karar vermek gerekir?

Saygılarımla...



[/font]

Tasarrufun iptali talepli davada verilen hükmün infazı için kesinleşme zaruretinin bulunmadığını biliyoruz.

Ayrıca hüküm verilmekle ihtiyat-i haciz kesin hacze dönüşecektir ve infaza başlanabilecektir. Bu da var.

Ancak teminatın iadesi için borçlunun muvafakati, takibin kesinleşmesi veya alacaklı/davacının feragati de sözkonusu değildir.

Diğer taraftan İİK 281 nci maddedeki ihtiyat-i haciz kavramının teknik olarak İİK 257 nci maddedeki ihtiyat-i haciz kavramından farklı olduğunu da biliyoruz (İnfaz için 10 günlük süre, 1 aylık süre vb. gibi farklılıklar)O halde bu iki ihtiyat-i haciz kararını aynı kefeye koyup, aynı tartıda tartamayız.

Bu özetten sonra taraf menfaati nazara alınarak, kararın bozularak alacaklının haksız çıkması halinde, borçlunun uğradığı zararın tazmini bakımından risk kararın kesinleşmesine kadar devam edeceğinden talebin reddi gereklidir diyorum. Burada alacaklı aleyhine hakkaniyete aykırı bir karar olacağı ileri sürülemez. Çünkü 257 ve 281'deki ihtiyat-i haciz kavramlarının ayrı olduğunu kabul edip alacaklı lehine olan kısımları alıp borçlu lehine olanları gözardı edemeyiz. Siz teminatı iade ederseniz Yargıtay'dan dosya dönünceye kadar alacaklı satış işlemlerini tamamlayıp, dosyayı infaz edebilir. Dosya bozulup dönüp de, borçlu lehine bir karar çıktığında bu defa borçlu aleyhine bir durum yaratılmış olur kanaatindeyim. Saygılar.
Old 25-04-2013, 15:16   #3
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. İbrahim YİĞİT
Tasarrufun iptali talepli davada verilen hükmün infazı için kesinleşme zaruretinin bulunmadığını biliyoruz.

Ayrıca hüküm verilmekle ihtiyat-i haciz kesin hacze dönüşecektir ve infaza başlanabilecektir. Bu da var.

Ancak teminatın iadesi için borçlunun muvafakati, takibin kesinleşmesi veya alacaklı/davacının feragati de sözkonusu değildir.

Diğer taraftan İİK 281 nci maddedeki ihtiyat-i haciz kavramının teknik olarak İİK 257 nci maddedeki ihtiyat-i haciz kavramından farklı olduğunu da biliyoruz (İnfaz için 10 günlük süre, 1 aylık süre vb. gibi farklılıklar)O halde bu iki ihtiyat-i haciz kararını aynı kefeye koyup, aynı tartıda tartamayız.

Bu özetten sonra taraf menfaati nazara alınarak, kararın bozularak alacaklının haksız çıkması halinde, borçlunun uğradığı zararın tazmini bakımından risk kararın kesinleşmesine kadar devam edeceğinden talebin reddi gereklidir diyorum. Burada alacaklı aleyhine hakkaniyete aykırı bir karar olacağı ileri sürülemez. Çünkü 257 ve 281'deki ihtiyat-i haciz kavramlarının ayrı olduğunu kabul edip alacaklı lehine olan kısımları alıp borçlu lehine olanları gözardı edemeyiz. Siz teminatı iade ederseniz Yargıtay'dan dosya dönünceye kadar alacaklı satış işlemlerini tamamlayıp, dosyayı infaz edebilir. Dosya bozulup dönüp de, borçlu lehine bir karar çıktığında bu defa borçlu aleyhine bir durum yaratılmış olur kanaatindeyim. Saygılar.

Sayın Yiğit,

Tasarrufun iptali davalarındaki ihtiyati haczin, genel olarak ihtiyati hacizden bir farkı yoktur ki?

Bahsettiğiniz ve süreye ilişkin detaylar kararın derdest bir dava içinde verilmiş olmasından kaynaklanan zaruri ayrımlardır.

Bir ihtiyati hacizde teminat iki halde iade edilir:

1- karşı tarafın açık muvaffakati
2- İhtiyati haczin kesin hacze dönüşmesi.

Tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verildiği anda, önceden verilmiş olan ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü konusunda hemfikir isek, neden teminat iadesi konusunda hemfikir olamıyoruz anlamadım

Belki sizi şu argümanla ikna edebilirim; cevapta sıraladığınız hukuki kaygıları şu şekilde yok edebilirim:

Farzedelim davacı hiç ihtiyati haciz talep etmedi. Mahkeme yargılama sonunda davanın kabulüne karar verdi. Şimdi bu karar ile (kesinleşmeden) davacı dava konusu (misal) taşınmazı haczettirip paraya çevirtebilir mi? Evet. Hemen mi? Evet. Teminat vs. yatıracak mı? Hayır! Karar bozulursa ne olacak?



İşte bu sorunun yanıtı ne ise benim sorumun yanıtının da aynı olması gerek.

Nasıl ki hiç ihtiyati haciz talep etmemiş olan kabul kararı ile birlikte tüm işlemlere başlayabiliryorsa, kimse ondan "ya karar bozulursa" diye teminat istemiyorsa, ihtiyati haciz talep etmiş ve teminat yatırmış olan da aynı anda, diğeri ile aynı statüte olmalı ve teminatına kavuşabilmelidir.

Kaygılarınız ilk bakışta kulağa ve mantığa hoş geliyor; kabul. Ama bazen kuralın şekli olarak uygulanması da şarttır.

İhtiyati haciz kesin hacze dönüşmüş ise (hem genelde, hem tasarrufun iptali davasında) teminatı saklı tutmanın hukuki hiçbir açıklaması olamaz.

Selam ve saygı ile... Katkınız için de ayrıca teşekkürler...
Old 25-04-2013, 16:02   #4
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi

Esas: 2010/8591
Karar: 2010/8433
Karar Tarihi: 18.10.2010

TASARRUFUN İPTALİ DAVASI - İHTİYATİ HACZİN HÜKÜM KESİNLEŞİNCEYE KADAR DEVAMINA KARAR VERİLMİŞ OLMASI - İLAMIN İCRA DOSYASINA İBRAZI İLE CEBRİ İCRA İŞLEMİNE DEVAM EDİLECEĞİ GÖZETİLMEDEN İHTİYATİ HACZİN SINIRLANDIRILMASININ İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: Mahkemece yargılama sırasında konulan ihtiyati haczin hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş ise de tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak bir icra takibi olmayacağı, İİK. nun 281/2 maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği ve davacı alacaklının verilen ilamı icra dosyasına ibrazı ile cebri icra işlemine devam edileceği gözetilmeden mahkemece ihtiyati haczin, kararının kesinleştiği tarihten 1 ay sonrası ile sınırlandırması doğru değildir. Ne var ki bu husus yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, kararın HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.

(2004 S. K. m. 281) (1086 S. K. m. 438)

Dava: Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı E... Tekstil Şti. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı borçlu M. aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı A.'e satışına ve onun tarafından da davalı E... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. lehine ipotek ettirilmesine ilişkin tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı E... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, taşınmazın davalı A.'e satışında bedel farkının bulunduğu gerekçesiyle, davalı E... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. lehine ipotek verilmesinde ise şirketin davalı A. ile bir ticari ilişkisi olmadığı halde dava dışı bir şirketin borcundan dolayı dava konusu taşınmaz üzerine alacağının çok üzerinde bir miktarda ipotek koydurduğu ve borçlunun, davalı şirkette bulunan çeklerini ödememesinden dolayı da borçlunun aciz halinde olduğunu bildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı E... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı E... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. 'nin davalı M. ile görüşmeleri neticesinde diğer davalı A. tarafından taşınmaz ipoteğinin tesis edilmiş olmasına, borçlunun durumunun davalı E... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından bilinebilecek durumda bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı E... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2- Mahkemece yargılama sırasında konulan ihtiyati haczin hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş ise de tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak bir icra takibi olmayacağı, İİK. nun 281/2 maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği ve davacı alacaklının verilen ilamı icra dosyasına ibrazı ile cebri icra işlemine devam edileceği gözetilmeden mahkemece ihtiyati haczin, kararının kesinleştiği tarihten 1 ay sonrası ile sınırlandırması doğru değildir. Ne var ki bu husus yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, kararın HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı E... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4 nolu bendinde yer alan <Mahkememizce 01/08/2005 tarihli olarak verilen ihtiyati haciz kararının bu kararımızın kesinleşmesinden itibaren 1 ay sonrasına kadar devamına,> ibarenin hükümden çıkarılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu hali ile ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 6.885,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı E... Tekstil Şti. ve Tic. A.Ş. 'nden alınmasına, 18.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 25-04-2013, 16:12   #5
üye7160

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Hakan Eren
Sayın Yiğit,

Tasarrufun iptali davalarındaki ihtiyati haczin, genel olarak ihtiyati hacizden bir farkı yoktur ki?

Bahsettiğiniz ve süreye ilişkin detaylar kararın derdest bir dava içinde verilmiş olmasından kaynaklanan zaruri ayrımlardır.

Bir ihtiyati hacizde teminat iki halde iade edilir:

1- karşı tarafın açık muvaffakati
2- İhtiyati haczin kesin hacze dönüşmesi.

Tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verildiği anda, önceden verilmiş olan ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü konusunda hemfikir isek, neden teminat iadesi konusunda hemfikir olamıyoruz anlamadım




Belki sizi şu argümanla ikna edebilirim; cevapta sıraladığınız hukuki kaygıları şu şekilde yok edebilirim:

Farzedelim davacı hiç ihtiyati haciz talep etmedi. Mahkeme yargılama sonunda davanın kabulüne karar verdi. Şimdi bu karar ile (kesinleşmeden) davacı dava konusu (misal) taşınmazı haczettirip paraya çevirtebilir mi? Evet. Hemen mi? Evet. Teminat vs. yatıracak mı? Hayır! Karar bozulursa ne olacak?



İşte bu sorunun yanıtı ne ise benim sorumun yanıtının da aynı olması gerek.

Nasıl ki hiç ihtiyati haciz talep etmemiş olan kabul kararı ile birlikte tüm işlemlere başlayabiliryorsa, kimse ondan "ya karar bozulursa" diye teminat istemiyorsa, ihtiyati haciz talep etmiş ve teminat yatırmış olan da aynı anda, diğeri ile aynı statüte olmalı ve teminatına kavuşabilmelidir.

Kaygılarınız ilk bakışta kulağa ve mantığa hoş geliyor; kabul. Ama bazen kuralın şekli olarak uygulanması da şarttır.

İhtiyati haciz kesin hacze dönüşmüş ise (hem genelde, hem tasarrufun iptali davasında) teminatı saklı tutmanın hukuki hiçbir açıklaması olamaz.

Selam ve saygı ile... Katkınız için de ayrıca teşekkürler...



T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/6608
Karar: 2005/1465
Karar Tarihi: 17.02.2005
SIRA CETVEL
İNİN İPTALİNE KARAR VERİLMESİ İSTEMİ - İHTİYATİ TEDBİR - ŞERHİN HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU KAPSAMINDA İHTİYATİ TEDBİR Mİ YOKSA İCRA VE İFLAS KANUNU KAPSAMINDA İHTİYATİ HACİZ Mİ OLDUĞUNUN TESPİTİ ZORUNLULUĞU - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ
ÖZET: Tasarrufun iptali davalarında hakim, davada alacaklının talebi üzerine iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verebilir. Sözü edilen ihtiyati haciz, aynı yasada düzenlenen ihtiyati hacizden ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen ihtiyati tedbirden farklı ve özel nitelikli bir haciz türüdür. Bu ihtiyati haciz türünde, alacağın tahsilinin temini için borçlunun diğer mallarına değil, doğrudan doğruya iptale tabi tasarrufun konusu olan mallar üzerine haciz konulması söz konusudur. Bu durumda, mahkemece tasarrufun iptali istemiyle açılan dosyanın ve taşınmaz üzerine bu dosyadan konulan ihtiyati tedbire ilişkin evrakı müsbitenin celbi ile, kayıttaki şerhin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu kapsamında ihtiyati tedbir mi, yoksa İcra ve İflas Kanunu kapsamında ihtiyati haciz mi olduğunun tespiti ile varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilme gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
(2004 S. K. m. 100, 257, 258, 259, 260, 261, 262, 263, 264, 265, 266, 267, 268, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284) (1086 S. K. m. 101) (743 S. K. m. 920)
Dava: Davac
ı vekili davalı S.’dan alacaklı olduklarını, borçlunun mal kaçırmak gayesiyle 481 parsel sayılı taşınmazının damadı olan diğer davalı M.’e devrettiğini, bu tasarrufun iptali için Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları davada taşınmazın tapu kaydına 2.10.2001 günü ihtiyati tedbir konulduğunu, taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, bu ihtiyati tedbirin dikkate alınmadığını; ileri sürerek ;sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalılar yargılamaya katılmamışlar, davalıya müdahil sıfatıyla katılan sıra cetveli alacaklısı C. Y. vekili ise, ihtiyati tedbirin sıra cetveline alınmasının mümkün olmadığını bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İcra mahkemesince yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; İİK.nun 100. maddesi uyarınca ihtiyati tedbirini hacze iştirak edemeyeceği, bu nedenle sıra cetveli düzenlenirken dikkate alınamayacağı; gerekçesiyle davanın reddine; karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı yan dava dilekçesinde, borçlunun, satışa konu 481 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muvazaalı tasarrufun iptali için açtıkları davada taşınmazın tapu kaydına 2.10.2001 tarihinde ihtiyati tedbir konulduğunu, bunun da düzenlenen sıra cetvelinde dikkate alınmasını; bildirmiştir.
Tasarrufun iptali davaları, İİK. nun 277 ila 284. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, anılan yasanın 281/II. maddesine göre hakim, davada alacaklının talebi üzerine iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verebilir. Bu maddede sözü edilen ihtiyati haciz, aynı yasanın 257 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati hacizden ve HUMK. nun 101. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbirden farklı ve özel nitelikli bir haciz türüdür. Bu ihtiyati haciz türünde, alacağın tahsilinin temini için borçlunun diğer mallarına değil, doğrudan doğruya iptale tabi tasarrufun konusu olan mallar üzerine haciz konulması söz konusudur.
Uygulamada ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kavramlarının zaman zaman birbirine karıştırılarak tapu kayıtlarına farklı yazımlar söz konusu olabilmektedir.
Sonuç: Bu durumda, mahkemece tasarrufun iptali istemiyle açılan Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/503 E. ve 2004/104 K. sayılı dosyasının ve 481 parsel sayılı taşınmaz üzerine bu dosyadan konulan ihtiyati tedbire ilişkin evrakı müsbitenin celbi ile, kayıttaki şerhin HUMK. nun 101. ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 920/I. maddeleri kapsamında ihtiyati tedbir mi, yoksa İİK.nun 281/II. maddesi kapsamında ihtiyati haciz mi olduğunun tespiti ile varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilme gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (¤¤)
Old 25-04-2013, 17:02   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Hakan Eren
Sevgili meslektaşlarım,

Haydi pratik çalışma yapalım... Söz, fakültedekiler kadar zor ve karmaşık olmayacak; çok daha basit.

OLAY:


A, tasarrufun iptali davası acar ve dava konusu taşınmazların ihtiyaten haczini talep eder. Mahkeme talebi teminat karşılığı kabul eder. A teminatı nakit olarak yatırır ve dava konusu taşınmazlar takip konusu borç ve eklentilerinin ulaştığı rakam kadar ihtiyaten haczedilir.

Mahkeme yargılamanın sonunda davanın kabulüne karar verir.

Davalılar kararı temyiz eder.

A, bu aşamada mahkemeye başvurur ve "davanın kabul kararı ile birlikte ihtiyatı haciz kesin hacze dönüşmüştür. Dolayısıyla teminat, iade edilebilir hale gelmiştir. Teminatın iadesini talep ediyorum." der.

Sizce ne karar vermek gerekir?

Saygılarımla...



[/font]

Adaletsiz gibi görünse de, ihtiyati haciz mahkeme kararıyla birlikte kesinleştiğine göre kararda teminatın iadesine de karar verilmeliydi, diye düşünmekteyim.
Old 18-02-2015, 14:57   #7
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan taze bir karar...

Malum, tasarrufun iptali davaları "basit usulde" görülüyor.

Böyle bir davayı aynen yasanın aradığı şekilde 3 oturumda çözen İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın kabul kararını müteakip talebimize istinaden teminat iade kararı vermiştir. Karar henüz kesinleşmeden...

Doğru mahkemenin kararı da doğru olur...
Old 18-02-2015, 15:13   #8
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Hakan Eren
Malum, tasarrufun iptali davaları "basit usulde" görülüyor.

Böyle bir davayı aynen yasanın aradığı şekilde 3 oturumda çözen İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın kabul kararını müteakip talebimize istinaden teminat iade kararı vermiştir. Karar henüz kesinleşmeden...

Doğru mahkemenin kararı da doğru olur...

Hakime hanımın dosyalara hakimiyeti ve hukuki bilgisi benim de takdirimi almıştır. Doğru kararlarının devamını mahkemesindeki derdest dosyalarımda da temenni ediyorum.
Old 18-02-2015, 16:29   #9
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. İbrahim YİĞİT
Hakime hanımın dosyalara hakimiyeti ve hukuki bilgisi benim de takdirimi almıştır. Doğru kararlarının devamını mahkemesindeki derdest dosyalarımda da temenni ediyorum.

Sayın Yiğit,

Bu gözler (eminim sen de) 15-20 oturum süren tasarrufun iptali davaları gördü... Hem de buna dair hiçbir somut ve geçerli sebep yokken...

Bu yargıç, 3 oturumda tüm delilleri toplayıp davayı sonuçlandırdı... 2014 esaslı dava 2014 yılı içinde sonuçlandı...

Şaka gibi... Ama demek tespitim doğruymuş; kendini belli eden ediyor işte...

Böyle yargıçlarımızın sayı olarak azınlık değil çoğunluk hatta ezici çoğunluk olması dileğiyle...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aynı tasarrufun iptali için üç ayrı alacaklı tarafından açılan ve bedele dönüşen Tasarrufun İptali davaları sonucuna dair önemli bir içtihat ! Av.Bilgen Savaş Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 1 11-05-2016 14:18
İİk Madde 36 Temİnat İadesİ DİLEK ŞEPÇİ Meslektaşların Soruları 4 24-07-2012 11:34
Tasarrufun iptali davalarında dava şartı nurigüzel Meslektaşların Soruları 8 02-02-2012 17:23
Adlİ Kontrol-temİnat İadesİ Av.HakanANDI Meslektaşların Soruları 2 19-01-2011 17:06
Elkonulan EŞyanin Temİnat Mukabİlİ İadesİ Av.Efsun MATUR Meslektaşların Soruları 1 08-04-2009 13:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08571506 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.