Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Cirantanın hem borçlu hem de alacaklı sıfatının bulunması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-02-2015, 21:20   #1
Av.Alp Tunga Celebi

 
Varsayılan Cirantanın hem borçlu hem de alacaklı sıfatının bulunması

Değerli meslektaşlarım,

Senet lehdar C tarafından müvekkil A'ya, A tarafından da tekrar ciro ile C'ye devrediliyor.

Müvekkil A her iki C cirosu arasında kalmış, alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmiştir. C'nin A'ya başvuramayacağı belli ise de, bu durumda şikayetin süreye bağlı olup olmadığına ilişkin net bir karar bulamadım. Takip kesinleşmiş bulunmaktadır.

Konu hakkında görüşlerinizi ve yardımlarınızı gönderirseniz sevinirim.
Old 25-02-2015, 21:59   #2
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Alp Tunga Celebi
Değerli meslektaşlarım,

Senet lehdar C tarafından müvekkil A'ya, A tarafından da tekrar ciro ile C'ye devrediliyor.

Müvekkil A her iki C cirosu arasında kalmış, alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmiştir. C'nin A'ya başvuramayacağı belli ise de, bu durumda şikayetin süreye bağlı olup olmadığına ilişkin net bir karar bulamadım. Takip kesinleşmiş bulunmaktadır.

Konu hakkında görüşlerinizi ve yardımlarınızı gönderirseniz sevinirim.


Merhaba
"C nin A ya başvuramayacağı belli ise de" demişsiniz. Bence A nın C ye başvuramayacağı bellidir. Çünkü C ; A dan alacaklıdır. Yani C kendisinden önceki herkesten alacaklıdır. Kendisinin lehdar olması durumu değiştirmez. Şikayet edilecek bir durumun da olmadığı düşüncesindeyim. C hem senedin keşidecisinden hemde ciranta A dan alacaklıdır. Kendisinin lehdar olması tekrardan senede hamil olamayacağı yani ciranta olamayacağı anlamına gelmez. Ticari dünyada senet tedavül eder. Tedavül eden senedin dönüp dolaşıp tekrardan lehdara gelmesinin ne sakıncası olabilirki? En son ciranta en şanslı alacaklı olup senedin üzerindeki herkesten alacaklıdır. Alacağını istediği kişiden alabilir. Bu konuda meslektaşlarımın görüşlerini de merak ediyorum. Saygılarımla.
Old 26-02-2015, 09:31   #3
Av.Alp Tunga Celebi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.murat kılıç
Merhaba
"C nin A ya başvuramayacağı belli ise de" demişsiniz. Bence A nın C ye başvuramayacağı bellidir. Çünkü C ; A dan alacaklıdır. Yani C kendisinden önceki herkesten alacaklıdır. Kendisinin lehdar olması durumu değiştirmez. Şikayet edilecek bir durumun da olmadığı düşüncesindeyim. C hem senedin keşidecisinden hemde ciranta A dan alacaklıdır. Kendisinin lehdar olması tekrardan senede hamil olamayacağı yani ciranta olamayacağı anlamına gelmez. Ticari dünyada senet tedavül eder. Tedavül eden senedin dönüp dolaşıp tekrardan lehdara gelmesinin ne sakıncası olabilirki? En son ciranta en şanslı alacaklı olup senedin üzerindeki herkesten alacaklıdır. Alacağını istediği kişiden alabilir. Bu konuda meslektaşlarımın görüşlerini de merak ediyorum. Saygılarımla.

Merhaba meslektaşım,

öncelikle cevabınız için teşekkürler,

Ancak A elbette ki C'ye başvurabilir. Çünkü ciro silsilesi yukarıda açıkladığım gibi C - A - C şeklindedir. Yani A bir şekilde bu senedi ödemek durumunda kalırsa, kendisinden önce ciro sahibi olan C'ye başvurabilecektir. Ancak böyle bir durumda, A'dan senet bedelinin talep edilmesini Yargıtay M.K.2'ye göre mümkün olmadığını beyan etmiştir. Çünkü C zaten tahsil ettiği bu bedeli A'ya geri ödemek durumunda kalacaktır.(Geri verilmesi gereken bir şeyi talep eden kimse kötü niyetle hareket eder.kuralına dayanarak.)

Aşağıda alıntıladığım 11. Hukuk Dairesi kararı çok açıktır. Ancak ben daha çabuk ve daha az masraflı olması açısından İcra Mahkemesi'ne şikayet etmeyi düşündüm ama orada dediğim gibi şikayet süresi geçtiği için süre problemi bulunmaktadır.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1984/4029
K. 1984/4214
T. 28.9.1984
• BONO ( Geriye Ciro İle Bir Bonoyu İktisap Edenin Müracaat Edebileceği Kişiler )
• GERİYE CİRO İLE BİR BONOYU İKTİSAP EDENİN MÜRACAAT EDEBİLECEĞİ KİŞİLER
• KÖTÜ NİYET ( Geriye Ciro - Geri Verilmesi Gereken Bir Şeyi Talep Etmek )
818/m.118
6762/m.638,636,642
ÖZET : Geriye ciro ile bir senedi iktisap eden kimse kendisinden önce gelen müteselsil borçlulara kural olarak müracaat edebilirse de, bunlardan birisinin sonradan kendisine müracaat hakkının mevcut olması halinde, bu kişiden senet bedelini istemesi ( Geri verilmesi gereken bir şeyi talep eden kimse kötü niyetle hareket eder ) kuralı gereğince MK.nun 2. maddesine aykırı olmakla kanun tarafından himaye göremeyeceğinden davacının isteğinin bu nedenle kabulü gerekir.

DAVA : N. ile E. arasında çıkan davadan dolayı Üsküdar Üçüncü Asliye Hukuk Hakimliği`nce verilen 30.12.1983 gün ve 687-829 sayılı hükmü bozan dairenin 27.4.1984 gün ve 2252-2485 sayılı ilamı aleyhinde davacı avukatı tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, hakkında takip yapan davalı hem bononun lehdarı, hem de son hamili olduğu, kendisinin de ciranta olduğu, bu durumda kendisinin bu bono ile hem borçlu hem de ondan alacaklı olması nedeniyle ve takas ve mahsup sebebiyle borçlu olmadığının tesbitini istemiş, mahkemece dava reddedilmiş, hüküm Dairemizin 1984/2252-2485 sayılı ve 27.4.1984 günlü kararıyla ve hamilin cirantaya müracaat edebilmesinin TTK.nun 642. maddesi gereğince protesto keşidesine bağlı olduğu bu yönün araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, gerekçesiyle bozmuştur.

Davacı gerekçe yönünden ve esastan karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Davalı E. bononun lehdarı ve bono iki ciro gördükten sonra, son hamilidir. Davacı ise davalı lehdarın ciro ettiği ilk cirantadır. Davacı ciranta N. senedi M. adlı dava dışı kişiye, o da davalı lehdar E.`e ciro ( geriye ciro ) etmiştir.

Senedin lehdarı ve son hamili durumundaki davalı E. davacı ilk ciranta N. hakkında icra takibine geçmiş, adı geçen N. da işbu dava ile hamil davalının lehdar sıfatına dayanarak ve kendisinin de ilk ciranta olması sebebiyle lehdar davalıdan senet bedeli kadar alacaklı olduğunun tesbiti ve bu alacağın davalıya olan borcu ile takas ve mahsubu ile davalıya borçlu olmadığının tesbitini ( menfi tesbit ) istemiştir.

İlk önce bu safhada davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususu üzerinde durulmalı, sonra takas ve mahsup konusuna girilmelidir. Zira BK.nun 118/1. maddesi gereğince takasın mümkün olabilmesi için iki kişinin karşılıklı bir miktar meblağı birbirine borçlu bulunmaları ve bu borçların muaccel olmaları gerekmektedir. Davacı ciranta alacaklı olmuş mudur?

TTK.nun 636. maddesine göre bir poliçeyi keşide, kabul, ciro eder veya o poliçeye aval veren kişiler hamile karşı müteselsil borçlu sıfatıyla mesul olup hamil bunların sıraları ile bağlı olmaksızın her birine yahut bunlardan bazıları yahut hespine birden müracaat edebilir. Yine aynı maddenin 3. fıkrası gereğince, poliçeden dolayı taahhüt altına girmiş olup da, poliçeyi ödemiş bulunan herkes aynı hakkı kullanabilir yani kendisinden önce gelen ( TTK. 638 ) borçlulardan ( ciranta, lehdar, keşideci ) ödemiş olduğu meblağı ve sair hususları isteyebilir.

Bu hükümler gereğince, kendisine başvurulan kişinin senet dolayısıyla kendisinden önce gelen kişilerden alacaklı durumuna girebilmesi için senet bedelini ödemiş bulunması gerekmektedir. Oysa davacı henüz senet bedelini ödemediği cihetle senede dayalı bir alacağı henüz doğmamıştır, diğer bir deyimle davacının henüz kendisinden önceki borçlulara rücu edebileceği muaccel bir alacağı mevcut değildir. O halde, davacının davalıdan henüz muaccel olmuş bir alacağı mevcut bulunmadığından takas ve mahsup da söz konusu olamaz.

Ancak, geriye ciro ile bir senedi iktisap eden kimse kendisinden önce gelen müteselsil borçlulara kural olarak müracaat edebilirse de, bunlardan birisinin sonradan kendisine müracaat hakkının mevcut olması halinde, bu kişiden senet bedelini istemesi ( dolo, facit gui, petit guod redditurus eçt = Geri verilmesi gereken bir şeyi talep eden kimse kötü niyetle hareket eder ) kuralı gereğince MK.nun 2. maddesine aykırı olmakla kanun tarafından himaye göremeyeceğinden ( Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 1976, sh. 337 - Türk Hukuk Lugatı, sh. 561 ) davacının isteğinin bu nedenle kabulü gerektiği, gerekçesiyle hükmün bozulması gerekirken, her nasılsa başka nedenlerle bozulmuş olması karşısında davacının karar düzeltme istemi HUMK.nun 440.maddesine uygun bulunmuştur.

SONUÇ : Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile, dairemizin 84/2252- 2485 sayılı ve 27.4.1984 günlü bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.9.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 26-02-2015, 13:21   #4
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Sayın Çelebi
Ben sizin gibi düşünmüyorum. Senet şu şekildedir;

Keşideci ---> C -- > A -- > C

anlattığınız silsile bu şekildedir.

Senetin C de olduğunu düşünelim. C kimlere başvurabilir? A ve Keşideciye.

Şimdi de senedin A olduğunu düşünelim. A kimlere başvurabilir?

Bence sadece Keşideciye.

Neden?

Verdiğiniz yargıtay kararına göre ;

ÖZET : Geriye ciro ile bir senedi iktisap eden kimse (BU KİMSEYE A DİYELİM) kendisinden önce gelen müteselsil borçlulara (BU KİMSEYEDE C DİYELİM) kural olarak müracaat edebilirse de, bunlardan birisinin sonradan kendisine müracaat hakkının mevcut olması halinde,(İŞTE BU KİŞİ C DİR. ÇÜNKÜ SONRADAN A YA MÜRACAAT HAKKI VAR.) bu kişiden senet bedelini istemesi ( Geri verilmesi gereken bir şeyi talep eden kimse kötü niyetle hareket eder ) kuralı gereğince MK.nun 2. maddesine aykırı olmakla kanun tarafından himaye göremeyeceğinden davacının isteğinin bu nedenle kabulü gerekir.

Ben bu şekilde düşünüyorum. Meslektaşlarımın düşüncesini de merak ediyorum.

Saygılarımla.

Av. Murat Kılıç
Old 26-02-2015, 14:33   #5
Av.Alp Tunga Celebi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.murat kılıç
Sayın Çelebi
Ben sizin gibi düşünmüyorum. Senet şu şekildedir;

Keşideci ---> C -- > A -- > C

anlattığınız silsile bu şekildedir.

Senetin C de olduğunu düşünelim. C kimlere başvurabilir? A ve Keşideciye.

Şimdi de senedin A olduğunu düşünelim. A kimlere başvurabilir?

Bence sadece Keşideciye.

Neden?

Verdiğiniz yargıtay kararına göre ;

ÖZET : Geriye ciro ile bir senedi iktisap eden kimse (BU KİMSEYE A DİYELİM) kendisinden önce gelen müteselsil borçlulara (BU KİMSEYEDE C DİYELİM) kural olarak müracaat edebilirse de, bunlardan birisinin sonradan kendisine müracaat hakkının mevcut olması halinde,(İŞTE BU KİŞİ C DİR. ÇÜNKÜ SONRADAN A YA MÜRACAAT HAKKI VAR.) bu kişiden senet bedelini istemesi ( Geri verilmesi gereken bir şeyi talep eden kimse kötü niyetle hareket eder ) kuralı gereğince MK.nun 2. maddesine aykırı olmakla kanun tarafından himaye göremeyeceğinden davacının isteğinin bu nedenle kabulü gerekir.

Ben bu şekilde düşünüyorum. Meslektaşlarımın düşüncesini de merak ediyorum.

Saygılarımla.

Av. Murat Kılıç

Konu hakkındaki görüşleriniz ve ilginiz için teşekkürler, beni yalnız bırakmadınız.

Ama ben de sizin gibi düşünmüyorum. Çünkü C - A - C ciranta silsilesinde geriye ciro yoluyla senedi devralan A değil C'dir. Yargıtay kararlarında açıkça senedi geriye ciro yoluyla devralanın, senedi ciro etmeden evvel ki durumuna döneceğini ve bu şekilde kimlere başvuru hakkı varsa ancak onlardan senet bedelini talep edebileceğini belirtmiştir.

Belki C-A şeklinde niteleme yapınca karışıklık çıkmaktadır. Aşağıdaki 12. Hukuk Dairesi kararında çok açık olarak; iki Aykut Taşkoparan cirosu arasında kalan Hakan Özen'in itirazını kabul etmiştir.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/1612
K. 2007/4598
T. 13.3.2007
• BORCA İTİRAZ ( Müracaat Sorumlusu Durumunda Olan Alacaklının Bonoları Geriye Ciro Yoluyla Eline Geçirmesi ve Başkalarına Ciro Etmesi Mümkün ise de Bu Şekilde Ciro Yolu ile Bonoları Devraldıktan Sonra Kendisinin Sorumlu Olduğu Kimselere Müracaat Borçlusu Olarak Başvurmasının Mümkün Olmaması )
• CİRANTANIN TAKİP YAPMASI ( Geriye Ciro Yoluyla Bonoyu Devralan Cirantanın Bonoyu Devretmeden Önceki Durumuna Döner ve Bu Şekilde Kimlere Başvurma Hakkı Varsa Ancak Onlara Karşı Takip Yapma İmkanına Kavuşması )
2004/m.170/a
ÖZET : Geriye ciro yoluyla bonoyu devralan ciranta, bonoyu devretmeden önceki durumuna döner ve bu şekilde kimlere başvurma hakkı varsa ancak onlara karşı takip yapma imkanına kavuşur.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Takip dayanağı bonolardaki ciro sıralamasının incelenmesinde, bonoların takip yapan lehdar Aykut Taşkoparan'ın cirosu ile Remzi Çakmak'a onun cirosu ile borçlu Hakan Özen'e, borçlunun cirosu ile Adil Altındal'a ve onun da cirosu ile tekrar lehdar Aykut Taşkoparan'a geçtiği ve sonrasında adı geçen tarafından takibe konulduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan ciro sıralamasına göre borçlu Hakan Özen'e karşı müracaat sorumlusu durumunda olan alacaklının bonoları geriye ciro yoluyla eline geçirmesi ve başkalarına ciro etmesi mümkün ise de, bu şekilde ciro yolu ile bonoları devraldıktan sonra kendisinin sorumlu olduğu kimselere müracaat borçlusu olarak başvurması mümkün değildir. Zira, geriye ciro yoluyla bonoyu devralan ciranta, bonoyu devretmeden önceki durumuna döner ve bu şekilde kimlere başvurma hakkı varsa ancak onlara karşı takip yapma imkanına kavuşur. O halde, Mahkemece İİK.nun 170/a maddesi uyarınca borçlu Hakan Özen'in itirazının kabulü ve hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 13.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.


İyi Çalışmalar,
Old 27-02-2015, 10:25   #6
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Çelebi,
Alıntı:
Yazan Av.Alp Tunga Celebi
...Senet lehdar C tarafından müvekkil A'ya, A tarafından da tekrar ciro ile C'ye devrediliyor.

Müvekkil A her iki C cirosu arasında kalmış, alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmiştir. C'nin A'ya başvuramayacağı belli ise de, bu durumda şikayetin süreye bağlı olup olmadığına ilişkin net bir karar bulamadım...
Anlatımınızdaki hususun İİK m.168/1-5 düzenlemesindeki "borçlu olunmadığına" yönelik itiraz niteliğinde; dolayısıyla 5 günlük süreye tâbi olduğu kanaatindeyim.

P.S 1: Bu şekilde kabul edilebileceği düşüncesinde değilim fakat; İİK m.170/a düzenlemesine mesnetle şikayet yolunu denemek istiyorsanız; süre hususuna takılmamak için şikayetinizi "pasif husumet yokluğu" şeklinde ileri sürmenizi tavsiye ederim.

P.S 2: Sorunun esasına ilişkin olarak; takip alacaklısı, diğer deyişle takibi başlatan C olduğundan; C'nin A'ya başvuramayacağı görüşünüze katılıyorum. Bu meyanda -somut durum ve delilleri de değerlendirerek- "menfi tespit davası" açabileceğinizi belirtmeye gerek yok sanırım...
Old 27-02-2015, 17:43   #7
Av.Alp Tunga Celebi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Sayın Çelebi,

Anlatımınızdaki hususun İİK m.168/1-5 düzenlemesindeki "borçlu olunmadığına" yönelik itiraz niteliğinde; dolayısıyla 5 günlük süreye tâbi olduğu kanaatindeyim.

P.S 1: Bu şekilde kabul edilebileceği düşüncesinde değilim fakat; İİK m.170/a düzenlemesine mesnetle şikayet yolunu denemek istiyorsanız; süre hususuna takılmamak için şikayetinizi "pasif husumet yokluğu" şeklinde ileri sürmenizi tavsiye ederim.

P.S 2: Sorunun esasına ilişkin olarak; takip alacaklısı, diğer deyişle takibi başlatan C olduğundan; C'nin A'ya başvuramayacağı görüşünüze katılıyorum. Bu meyanda -somut durum ve delilleri de değerlendirerek- "menfi tespit davası" açabileceğinizi belirtmeye gerek yok sanırım...


Değerli meslektaşım,

İlginiz için çok teşekkürler,

ben de normal şartlarda süreye takılacağını düşünüyorum ama pasif husumet yokluğu çok mantıklı geldi, denenebilecek bir yol,

tabi ki en garantisi, yani süre problemi olmadan, dediğiniz gibi menfi tespit davası açmak,

karar verip işlem yaptıktan sonra netice hakkında ayrıca burada bilgi vereceğim.


iyi çalışmalar,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ihaleye borçlu ve alacaklı katılabilir mi??? 8xy Meslektaşların Soruları 4 20-07-2017 14:53
Kesinleşmiş İcra Takibinde Borçlu Sıfatının Bulunmaması Av. Özgür Fiskeci Meslektaşların Soruları 4 10-01-2014 14:43
alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi Defi-Def Meslektaşların Soruları 1 30-08-2012 15:14
Alacaklı Borçlu Sıfatının Birleşmesi- Tek Taraflı Trafik Kazası Av.Selim HARTAVİ Meslektaşların Soruları 1 18-05-2009 20:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04972291 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.