Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay Kararı Arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-01-2013, 15:48   #1
Avsibel

 
Varsayılan Yargıtay Kararı Arıyorum

Sayın meslektaşlarım Yargıtay 11. H.D. 1974/3828 E.,28.01.1975 T.,1975/482 K.S.K. arıyorum.saygılarımla
Old 14-01-2013, 15:49   #2
av_yaseminceylan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avsibel
Sayın meslektaşlarım Yargıtay 11. H.D. 1974/3828 E.,28.01.1975 T.,1975/482 K.S.K. arıyorum.saygılarımla

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

E. 1974/3828 K. 1975/482 T. 28.1.1975

• DAVAYA KATILMA ( Katılınan Tarafın Davada Taraf Sıfatını Taşıdığı Sürece Ona Katılma Olanağının Olması )

• DAVANIN KATILAN TARAFIN GIYABINDA GÖRÜLMESİ ( Davaya Katılmaya Engel Olmaması )

• KABUL ( Katılan Tarafın Davayı Kabul Edememesi Vazgeçememesi ve Sulh Olamaması )

• FERAGAT ( Katılan Tarafın Davayı Kabul Edememesi Vazgeçememesi ve Sulh Olamaması )

• SULH ( Katılan Tarafın Davayı Kabul Edememesi Vazgeçememesi ve Sulh Olamaması )

1086/m.53,57

818/m.125,126

ÖZET : Katılınan ( iltihak olunan ) Taraf davada taraf sıfatını taşıdığı sürece ona katılma olanağı vardır. Davanın katılan tarafın gıyabında görülmesi ona katılmaya engel değildir. Yargılama bitinceye kadar katılma olanağı vardır. Ancak davaya katılan davayı bulunduğu noktadan takip edebilir.

Katılan katıldığı tarafla birlikte hareket eder. Mahkeme hükmü katılınan tarafa ilikin olarak verilir.

Katılınan gibi, karşı tarafın açık ( sarih ) veya kapalı ( zimni ) muvafakatı halinde savunma nedenlerini ( sebeplerini ) müşterek amaç ve yarar için genişletebilir.

Katılan, davayı kabul edemez, vazgeçemez ( feregat ) ve sulh olamaz.

DAVA :

Taraflar arasındaki davadan dolayı Altındağ Asliye 1. Hukuk Hakimliği’nce verilen 13/02/1973 tarih ve 660/79 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacılar avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili müvekkillerinin kooperatif üyesi olduklarını Etlik’te yaptırılan sosyal meskenlerin kura çekiminde davacılara zemin katların isabet ettiğini 22/07/1963 tarihli genel kurul toplantısında diğer dairelerden küçük olan zemin kat dairelerin fiyatlarının daha düşük olduğunun kabul edildiğini bütün dairelerin SSK. ve EKB.’ndan aynı miktarlarda ve müteselsil sorumluluk esasına göre kredi almak suretiyle yaptırıldığını ferdi mülkiyete geçilmek üzere tapuların verilmekte olduğunu tevziat bittiğinde kooperatifin malı kalmayacağını dairelerin haczi caiz olmadığından alacaklarının tehlikeye düşeceğini belirterek dava sonuna kadar ferdileştirme işlemlerinin tedbir yolu ile durdurulmasını ve her davacı ortak için fiyat farkı ( 8.000 ) liradan ceman ( 72.000 ) liranın kanuni faizi ile davalı kooperatiften tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı kooperatif temsilcileri savunmalarında katlar arasında fiyat farkı olduğunu idareleri zamanında kabul edilmiş bulunmadığını ortakların kura sonucuna razı olmaları gerektiğini davacıların birlikte dava açamayacaklarını davacıların daha önce kooperatife başvurmaları icap ettiğini ileri sürmüşlerdir.

İ.Ö. ve 11 arkadaşının vekili avukat S.K. ( 03/04/1972 günlü dilekçesinde davaya müdahalel talebinde bulunmuş ve SSK.nca zemin kat dairelere ( 7.000 ) lira düşük bedel takdir olunduğunu davacıların da sigortaya ( 7.000 ) lira daha az borçlandıklarını kura 23/06/1963 tarihinde çekildiğinden zaman aşımı bulunduğunu kendilerinin diğer kat malikleri olduklarını kooperatif başkanı da zemin kat daire sahibi olduğundan kooperatif adına savunma yapılmadığını davacılar hüküm alırlarsa paranın kendilerinden tahsil edileceğini ileri sürmüştür.

Davacılar vekili 01/12/1972 günlü dilekçesinde yargılamanın davalının gıyabında yapıldığını davalının zaman aşımı savunması yapmadığını müdahillerin davalının savunmasını genişletemeyeceklerini müdahale tarihinden sonraki duruma göre delil getirebileceklerini müdahillerin zaman aşımı savunmalarının tevsi olduğunu esasen Borçlar Kanununun 125-126/4. maddelerine göre olayın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu bildirmiştir.

Mahkemece Borçlar Kanununun 126/4. maddesine göre davanın beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve 23/06/1963 günlü kura zaptına göre bu sürenin dolduğu ifade olunarak davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

Hüküm davacılar tarafından temyiz olunmuştur.

HUMK.nun 53. maddesi gereğince hakkı veya borcu bir davanın neticesine bağlı olan üçüncü şahıs iki taraftan birine iltihak için davaya müdahale edebilir.

Olayda davalı kooperatifin bir kısım ortakları kooperatif aleyhinde dava açmışlar ve dava, davalı kooperatifin gıyabında cerayan ederken davacılar dışındaki ortaklar davalı taraf yanında davaya müdahale etmişlerdir.

Davanın davalının gıyabında görülmesi o tarafa iltihak ederek davaya müdahale etmeye engel teşkil etmez. iltihak olunan taraf davada taraf sıfatını taşıdığı sürece ona iltihak caizdir. Nitekim sözü edilen 53. maddede de bu yön "iki taraftan birine iltihak için" ibaresinden açıkça anlaşılmaktadır.

Müdahale talebinin zamanı, yargılama bitinceye kadar olan süreyi kapsamı içine alır. Bu süre içinde davaya her zaman müdahale olunabilir. Ancak müdahale talebinin kabulü halinde müdahil davayı bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir. Bir başka deyişle davayı hangi aşamada bulmuşsa geriye doğru dönmeden ve o aşamaya kadar olan usulü işlemlerde bir değişiklik yapılmadan ileriye doğru davanın takibi olanağı vardır.

HUMK.nun 57. maddesi gereğince müdahil iltihak ettiği tarafla birlikte hareket eder. Bu şekildeki müdahalenin asli müdahale olmayıp feri müdahale niteliğinde bulunduğu kuşkusuzdur. Müdahil bu halde bağımsız olarak hareket edemez müşterek amaç ve yarar için müdahale ettiği tarafa yardımcı olur. Müdahil hakkında iltihak ettiği tarafla arasında meydana gelecek rücu hakkına ilişkin dava dışında bir karar verilemez. Mahkeme hükmünün iltihak olman tarafa ilişkin olarak ittihaz eder.

Olayda müdahiller davalı kooperatife iltihak ettiğine ve davalı taraf cevap dilekçesini hasmına tebliğ ettirdikten sonra onun muvafakatı olmaksızın savunma sebeplerini belli haller dışında genişletemez veya değiştiremez ise de hasmının sarih veya zımni muvafakatı halinde onun yapılması caiz olduğu gibi müdahil de iltihak ettiği tarafın yardımcısı olarak davalının savunma sebeplerini izah ederek kanıtlayabileceği gibi hasmın muvafakatı halinde müşterek amaç ve yara için genişletebilir veya değiştirebilir.

Cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen zamanaşımı savunması için de durum müdahil yönünden aynı niteliktedir. İltihak olunan tarafın gıyabında cereyan eden davada müdahil müşterek amaca uygun olarak davaya iltihak ettikten sonra zamanaşımı savunmasını ileri sürer ve hasım taraf zımnen kabulü ifade edecek bir zaman geçtikten sonra tevsi itirazında bulunursa bu itiraz mahkemece nazara alınmayarak zamanaşımı itirazının incelenmesi gerekir.

Ancak müdahil iltihak ettiği tarafın vekili olmadığı için, davayı kabul ve feragat edemez ve sulh olamaz.

Mahkemenin yukarıda açıklanan esaslar uyarınca işlem yapmış olmasında usul ve kanuna aykırı bir yön yoktur.

Zamanaşımının hesaplanmasında Borçlar Kanununun 128. maddesi gereğince muacceliyet tarihinin araştırılması lazımdır. Dairelerin tahsisi için kuranın çekildiği tarihten zamanaşımına başlangıç sayılması bu bakımdan doğru görülmemiştir.

Bu nedenle dava konusu olan değer farkının davalı kooperatif genel kurulunca ilgililerine ödenmesine hangi tarihte karar verildiğinin ve değer farkının davacılar bakımından muacceliyet tarihinin incelenmesi ve zamanaşımı hakkında saptanacak bu tarihlere göre karar verilmesi gerekir.

Bundan başka müdahillere muzaf olarak vekilleri için ücret takdirinde de isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine 28/01/1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yargıtay kararı arıyorum sumeyra Meslektaşların Soruları 2 11-08-2011 11:13
Yargıtay kararı arıyorum. tncey Meslektaşların Soruları 5 10-08-2011 16:16
Yargıtay Kararı Arıyorum Erdem Karaağaç Meslektaşların Soruları 6 06-07-2011 22:16
yargıtay kararı arıyorum yargıtay 10.ceza dairesi müebbet Meslektaşların Soruları 4 16-12-2010 14:00
Yargıtay Kararı arıyorum HÜLYA ÖZDEMİR Meslektaşların Soruları 13 02-04-2007 20:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04248095 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.