Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Trafik kazasına cinayet cezası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-04-2008, 09:46   #1
Seyda

 
Varsayılan Trafik kazasına cinayet cezası

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, kırmızı ışıkta çarptığı yayanın ölümüne neden olan sürücüye TCK’nın ‘olası kast’ düzenlemesinden ceza verilmesi gerektiğine hükmetti

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, trafik ışığı ve yaya geçidinin bulunduğu noktada, araçlara kırmızı yanarken, diğer araçların yanından geçip yayaya çarparak ölümüne neden olan sürücünün ağır biçimde cezalandırılması gerektiğine hükmetti. Kararda, sürücünün eyleminin bu şekilde sonuçlanabileceğini düşünmesi gerektiği vurgulandı.

Atilla Şenyer, 2005’te İzmit’ten Sakarya’ya giderken üç şeritli asfalt yolda hızlı biçimde kavşağa geldi. Trafik ışıkları ve yaya geçidinin bulunduğu kavşakta, kırmızı ışık yanmasına ve diğer araçların yayaların geçişini beklemesine rağmen hız kesmeden yoluna devam eden Şenyer karşıdan karşıya geçmekte olan 23 yaşındaki Nurcan Yıldız’a çarptı.

Yargılama sonucu Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Şenyer’i 2 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası öngören “bilinçli taksir sonucu ölüme sebebiyet verme” suçundan hapse mahkûm etti. Cezada herhangi bir indirime gidilmedi.
Karar, hem sanık hem de mağdur aile tarafından temyiz edildi. Şenyer, cezasında indirim yapılmasını ve tahliyesini, mağdur ailesi de sanığa daha ağır ceza verilmesini talep etti.
Yerel mahkemenin kararını bozan Yargıtay, mağdur ailenin istemlerini yerinde buldu. Sanığa “bilinçli taksir sonucu ölüme sebebiyet verme” suçundan değil, TCK’daki “olası kast” düzenlemesinden ceza verilmesi gerektiğine hükmeden daire, yayalara çarpabileceğini ve çarpmanın ölüm ya da yaralanmayla sonuçlanabileceğini bilmesine rağmen kuralları dikkate almayan Şenyer’in daha ağır biçimde cezalandırılması gerektiğini kaydetti. Daire, Şenyer’in olay sırasında alkollü olduğuna da dikkat çekti.

Emsal olacak
TCK’daki “olası kast” düzenlemesine göre, sonuçları kestirilebilir olmasına rağmen suça konu eylemi sürdürenlere, eylemi bilinçli işlemiş gibi ceza veriliyor. Bu düzenlemeye göre Şenyer’e kasten adam öldürme suçunu olası kastla işlediği gerekçesiyle daha yüksek bir ceza verilebilecek.
Mahkeme, sanığın 20 yıldan 25 yıla kadar hapsine karar verebilecek. Emsal niteliği taşıyan karar kesinleşirse, benzer trafik kazalarında da sanıklar ağır biçimde cezalandırılacak.

Kaynak : http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=yasam&a mp;ArticleID=517
Old 16-04-2008, 12:17   #2
Kemal Yıldırım

 
Olumsuz

5237 sayılı TCK m. 21/2: "Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde, olası kast vardır..."

GEREKÇE: "... Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir. Mevzuatımıza giren yeni bir kavram olan olası kastla ilgili uygulamadan bazı örnekler vermek yararlı olacaktır.

Yolda seyreden bir otobüs sürücüsü, trafik lambasınınkendisine kırmızı yanmasına rağmen, kavşakta durmadan geçmek ister; ancak kendilerineyeşil ışık yanan kavşaktan geçmekte olan yayalara çarpar ve bunlardan bir veya birkaçının ölümüne veya yaralanmasına neden olur. Trafik lambası kendisine kırmızı yanan sürücü, yaya geçidinden her an birilerinin geçtiğini görmüş; fakat, buna rağmen kavşakta durmamış ve yoluna devam etmiştir. Bu durumda otobüs sürücüsü, meydana gelen ölüm veya yaralanma neticelerinin gerçekleşebileceğini öngörerek, bunları kabullenmiştir..."


Yargırtay gerekçedeki örneğe benzeye olayda da aynı sonuca varmıştır. Ancak bilindiği gibi, Yeni TCK' nın yürürlüğe girmesinin ilk günüden itibaren biliçli taksir-oalsı kast ayrımı konusunda çeşitli tartışmalar yaşanmış, bu tartışmaların içerisinde, gerekçe de verilen örneğin olası kasta örnek gösterilemeyeceği, biliçli taksir örneği olduğu belirtilmiştir. Ben hiçbir ceza hukukçusunun gerekçedeki örneğin olası kasta uygun bir örnek olduğunu söylediğini görmedim.

Bilindiği gibi gerekçelerin bağlayıcılığı yoktur. Ancak Yargıtayımız bu kararı ile adeta gerekçeye bağlı kalarak ve bence yanlış bir sonuca varmıştır. Yargıtay' ın ve Anayasa Mahkemesi' nin son zamanlar vermiş olduğu bazı kararlaro anlamakta zorlanıyorum

Saygılarımla..
Old 18-04-2008, 10:37   #3
L&P

 
Varsayılan

iyi günler değerli meslektaşlarım
ceza hukuku konusunda ilçemizde bulunan polis okulunda naçizane ceza derlerine öğretim görevlisi olarak girmiş birisi olarak bu konuyu anlatmakta ne kadar zorlandığımı ifade etmekte sanırım bir sakınca yoktur ancak bir öğrencimin benim anlatımlarımdan yola çıkarak yaptığı tespit çok hoşuma gitmişti sizlerle de paylaşmak istiyorum
hepsi için bilme durumu olduğunu kabul ettiğimize göre sonuç açısından
Kast-olsun
olası kast-olursa olsun
taksir-olmasın
bilinçli taksir -olmazzzz....

pek tabiki konunun bu kadar basitleştirilmesi her somut olay açısından çözüm oluşturmayacaktır ancak yol gösterici olacağını düşünüyorum

bu mantıktan yola çıkınca kırmızı ışıkta durmayan araç sürücüsü sonucu istemiyor ancak olursa da olsun mantığıyla hareket ediyor diye düşünüyorum işleriniz de kolaylıklar dilerim
Old 22-04-2008, 13:23   #4
Av.Kaan

 
Varsayılan

Olası da olsa kast kasttır ve bilme ve isteme unusrlarını barındırır. Doğrudan kasttan tek farkı isteme unsurunda dolaylılık olmasıdır, bu nedenle dolaylı kast da denir. Şimdi kaza yapan sürücü de isteme unsurunun varlığı -dolaylı bile olsa- söylenebilir mi? Bence mümkün değil, hiç kimse kırmızı ışıktan geçerken "çarparsam çarparım" diye düşünmez. Bu kendisi için de sıkıntı olur. "Çarpmam" diye düşünür. Eğer, kırmızı ışıkta geçti diye ağır yaptırım uygulanmak isteniyorsa bilinçli taksirden hüküm kurulup ya üst sınıra yaklaşılmalı ya da alt sınır arttırılmalıdır.
Old 25-04-2008, 11:02   #5
av.cemile

 
Varsayılan

Şunu da belirtmek gerekir: Alkollü birisi, kırmızı ışıkta, yaya geçidinde bulnanlara yeşil yanarken hareket etti ise , yüzde 99 kaza olacağı belli olan bir durumda olmaz diye düşünerek hareket etti diye olası kastının olmadığı düşünülmememli. Burada olursa da olsun mantığından hareket ettiği düşünülmeli bence.Göz görmekte ihtimaller de bunu doğrulamakta iken, bu açık kural ihlali kasttan başka bir şey olamaz. Olası olsun olmasın.
Olaydaki bu kişi adam öldürmeye kast etmemiş olsa bile olursa da olsun mantığıyla hareket etmiştir.
Düşünün elinde bomba olan biri, bununla oynuyor ve pime dokunuyor. Diyor ki bir şey olmaz. Bişey olmaz demesi olmayacağı anlamına gelir mi? Bence gelmez, gelmemeli. Ankara Üniversitesinden hocamız Prof.Dr. Nevzat Toroslu henüz yeni TCK yokken(1995-1996'da) bu fikri savunmaktaydı.
Old 05-05-2008, 17:34   #6
mutlakadalet

 
Varsayılan

Öncelikle şu hususu belirtmek gerekir ki; ceza hukukunda, yasa koyucunun gerek yasada gerekse de yasanın gerekçesinde tip bir örnek belirleyip, gerçekleşecek olaylarda bu örneğe uygun davranılmasını istemesi kabul edilemez. Zira ceza hukukunda her olay nevi şahsına münhasırdır. Bu cümleden hareketle yasayı uygulayıcı, gerçekleşen olayın kendine özgü koşullarını göz önünde bulundurarak yasa koyucunun koyduğu kuralları uygulamalıdır.

Bu bakımdan yasa koyucunun 21.maddenin gerekçesinde vermiş olduğu örnek, ancak dayandığı madde hükmünün daha net anlaşılması cihetinde mütalaa edilebilir. Yoksa söz konusu örneğin yargıçlara yol göstermesi, verilen hükmün, bu örnek çerçevesinde tesis edilmesi düşünülemez. Yargıç, gerçekleşen olaya madde gerekçesinde belirtilen örneği uygulamayacak; yargıç, yasada yer alan hükmü olaya uygulayacaktır.

Şimdi olayımıza benzer birkaç örnek verirsek:

1. “A, arabasıyla hızlı bir şekilde seyir halinde olup trafik ışıklarına yaklaşmaktadır. Bu arada trafik ışıklarındaki gösterge birkaç saniye içerisinde yeşil yanan ışığın kırmızıya döneceğini göstermektedir. Kırmızı ışığa yakalanmak istemeyen A, süratini biraz daha artırmakta; bu arada yol kenarında bekleyen yayalar da karşıya geçmeye hazırlanmaktadır. A, yol kenarındaki yayaların karşıya geçmelerinden hemen önce ışıkları geçmek ister ve hızını biraz daha artırır; ancak tam ışıklardan geçmek üzereyken yola adımını atan bir yayaya çarpar ve yayayı yol kenarına savurur.”

2. “Atilla Şenyer, aracıyla İzmit’ten Sakarya’ya doğru hareket halindedir. Bu arada biraz ilerdeki trafik lambası yeşilden kırmızıya dönmüş, birkaç araç durmuş ve yol kenarında bekleyen birkaç yaya karşıya geçmeye başlamıştır. A ise yolun boş şeridinde süratini muhafaza ederek seyretmiş ve yoldan geçmekte olan birkaç yayanın karşıya geçmiş olacağını, geçmeseler bile onlara çarpmadan yoldan geçebileceğini düşünmüştür. Buna rağmen olumsuz sonuç gerçekleşmiş ve A, karşıdan karşıya geçmekte olan N’ye çarpmıştır.” (Gazetede yer alan haber çerçevesinde kurgulanmıştır)

3. “A, aracıyla seyir halindedir. Bu arada biraz ilerde araçlar durmuş ve yayalar mütemadiyen karşıdan karşıya geçmeye başlamıştır. Acelesi olan A, şeridin iyice kenarına, yol kenarına doğru yaklaşarak yoldan geçmeye çalışmıştır. Bu arada akan yaya trafiğini de fark eden A,yayaların kendisini fark edip kaçacağını düşünerek hızını azaltmamıştır. Üzerlerine süratle gelen aracı fark eden yayalar panik içinde sağa sola kaçmaya çalışmış; ancak ölüm ve yaralamayla neticelenen olumsuz sonucun gerçekleşmesi engellenememiştir.”

Özetle belirtmem gerekir ki; yolun genişliği, yol kenarında bekleyen yayaların sayısı gibi olaya göre değişebilecek birçok husus, failin psişik durumunun bilinçli taksir mi yoksa olası kast mı olduğunun tayin edilmesinde önem taşıyacaktır. Şimdi yukarıya yazmış olduğumuz olaylarda failin psişik durumunun nasıl oluştuğunu incelersek:

1. Söz konusu olayda fail, düşük ihtimalle de olsa olumsuz bir sonucun gerçekleşeceğini öngörmektedir; ancak bu sonucun gerçekleşmeyeceği inancıyla hareket etmektedir. Söz konusu olaydaki veriler göz önünde bulundurulduğunda failin olayın gerçekleşmeyeceği inancıyla hareket etmesi kabul edilebilirdir. Bu bakımdan olumsuz sonuç dolayısıyla fail hakkında bilinçli taksirden hüküm kurulmalıdır.

2. Söz konusu kazanın şehirlerarası yolda gerçekleşmesi kırmızı ışıkta karşıya geçecek olan yayaların az olacağına dair adi bir karinedir (Karşıdan karşıya geçen yayaların ne kadar olduğuna dair bir bilgi olmadığından mevcut veriler çerçevesinde yayaların sayısının az olacağı kabul edilmelidir). Bu karineden hareketle ve de yolun geniş olması sebebiyle araç sürücüsünün olumsuz bir sonucun gerçekleşmesinin düşük olacağına yönelik inancı kabul edilebilirdir. Söz konusu olaya ilişkin olarak araç sürücüsünün; “olursa olsun” şeklindeki psişik durumla hareket ettiğinin kabulü adalet duygularını zedeleyecektir. Bu bakımdan gerçekleşen olumsuz sonuç dolayısıyla araç sürücüsü hakkında bilinçli taksirden hüküm tesis edilmelidir.

3. Bu son olayda ise yolun durumu, yol kenarındaki yayaların kalabalıklığı göz önünde bulundurulduğunda, araç sürücüsünün; “yayaların kaçacağını düşünerek” olumsuz sonucun gerçekleşmeyeceği inancını taşıması kabul edilemez. Söz konusu olayda araç sürücüsü, kendisi bu şekilde dile getirmese dahi öngördüğü olumsuz sonucu kabullenmiş, gerçekleşecek olumsuz sonuca rıza göstermiş ve olursa olsun inancıyla hareket etmiştir. Bu bakımdan söz konusu olayda araç sürücüsü hakkında olası kasttan hüküm tesis edilmelidir.

Tartışmakta olduğumuz Yargıtay kararına konu olayda bilinçli taksirin uygulanması gerektiğini iki numaralı örnekten yararlanmak suretiyle belirttikten sonra alkolün etkisinin ne olacağını tartışırsak: “Yapılan alkol muayenesi neticesinde varılan sonuçta; araç sürücüsünün alkolün etkisi dolayısıyla reflekslerini kontrol etme kabiliyetini yitirdiği ve alkol alınmamış olsaydı, söz konusu olayda olumsuz sonucun gerçekleşmeyeceği söylenebiliyorsa, araç sürücüsü hakkında olası kasttan hüküm kurulmalıdır; ancak alkol muayenesi neticesinde varılan sonuçta; alkolün refleksleri kontrol etme kabiliyetine etki edecek boyutta olmadığı tespit ediliyorsa, araç sürücüsü hakkında bilinçli taksirden hüküm kurulmalıdır.”

Özet olarak tartışmakta olduğumuz olayda; alkol alarak reflekslerini kontrol etme kabiliyetini yitiren ve bu yüzden de aracını kontrol edemeyen ve olumsuz sonucun gerçekleşmesine sebep olan araç sürücüsü hakkında olası kasttan; alkol almasına rağmen reflekslerini kontrol edebilen; ancak buna rağmen olumsuz sonucun gerçekleşmesine sebep olan araç sürücüsü hakkında bilinçli taksirden hüküm tesis edilmelidir.

Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
trafik kazasına neden olan sürücüden feragat, sigorta şirketine sirayet eder mi? huguk kuşu Meslektaşların Soruları 4 15-11-2012 16:25
trafik kazasına dayalı maddi manevi tazminat köktaş Meslektaşların Soruları 7 31-07-2007 17:03
Trafik cezası-görevli mahkeme Burak Demirci Meslektaşların Soruları 5 08-05-2007 09:05
Trafik Cezası Ödeme Süresi VEDATMETIN Hukuk Soruları Arşivi 0 29-09-2004 09:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02934790 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.