Baro'nun adını görmek istemeyen Mahkeme

İstanbul ilinde bir AĞIR CEZA MAHKEMESİ "İstanbul Barosu" yazısını sildirdi.

Duruşma salonunda yazılan tutanakları savunma makamındaki avukatların izleyebilmeleri en önemli teknik sorunlardan birisidir. Bu sorunu çözmek için İstanbul Barosu yönetimi bir karar vererek İsatnbul ilindeki adliyelerindeki duruşma salonlarına AVUKATLAR İÇİN bilgisyar ekranı satın alarak koydurtuyor.
Bu ekranların üst kenarına, üzerinde "İSTANBUL BAROSU" kelimeleri olan yapışkan yazılar konuluyor.
Bu yazı tüm konulan mahkeme duruşma salonlarında yerini almışken bir mahkemede itirazla karşılaşılıyor.

İstanbul x Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargıç niteliğiyle mahkeme başkanlığı makamında görevlinin bir kararı ile bu bantlı "İstanbul Barosu" yazısını sildiriyor. Gerekçesi şöyle; burası Adalet Bakanlığı tasarrufundaki bir bina ve benim mahkememde baro reklamı yapılmasına izin vermem denildiği söyleniyor.

Şimdi düşünelim ve konuşalım :

Yargı'nın kurucu unsuru olan savunma örgütü yönetimi, Adalet Bakanlığının yapması gerekirken yapmadığı bir hizmeti kendi üyelerinin parasıyla satın alıp duruşma salonlarına yerleştirmiş ve üzerine de Meslek Örgütünün adına yazmış ise BARONUN ADI kelimelerinin DAYANILMAZ AĞIRLIĞININ kaynağı sizce ne veya neler olabilir ?

Ömer KAVİLİ
Bu örgütün kayıtlı üyesi, hukukçu

Yargilama makami, Devleti, kamu erkini temsil ederken, bu erki zaafa uğrattığını mı düşünüyor acaba, zaten o salonda çok da bir etkinliği olmadığı halde , üzerine bir de para kazanan, ne tam anlamıyla serbest,ne tam anlamıyla kamu hizmeti yapan avukatların , birliklerinin adını "kendi(?)" salonunda gördüğünde...

Hem serbest meslek, hem kamu hizmeti. Böylesi karmaşık nitelikli bir mesleğin her nevi uzantısı da dimağlarda karışıklığa yol açıyor.

Ad sildirmek yerine bilgisayarın kullanımına karşı çıkıp, bakanlık ödeneğiyle aldırılmış olsaydı, eleştirilebilir bir konu kalmazdı.

Aynı zamanda zabıtların vekillerce izlenebilir oluşu da rahatsızlık veriyor olabilir. Ne hakla yazdırılanı izliyoruz ki, denetleme mercii miyiz biz. Bu rahatsızlığın, türev bir yansıma tepkisi de olabilir.

Istanbul xxx ağır ceza mahkemesinin uygulaması hakkında, aklıma gelen olası ihtimaller bunlar.

Alıntı: benim mahkememde baro reklamı yapılmasına izin vermem denildiği söyleniyor.

Benim anlayamadığım, Baronun reklamının nasıl olacağı? Bir avukatın reklamı olabilir ancak bir Baronun reklamı nasıl olur ve Baronun bundan çıkarı ne olabilir?

Barolar reklam yapsa ne olur, haklısınız. İki baro arası naklimi yaptırdığımda, zaman zaman komşu ilçe adliyelerinde gördüğüm falanca baronun dergileri, ilçe adliyelerinde baro odalarında mensuplarına ayırdığı bütçesini , bunun fiili yansımalarını görünce, kıskandığım zamanlar olmadı desem yalan olur.

Ama avukatlar bağlı bulunacakları baroları, baroların sahip olduğu niteliklere göre belirleyip nakil yaptırmıyor. Sayın yargıç bunu gözden kaçırmış olmalı

O monitörlerin parasını kim verdiyse, etiketini de o koyar!
O monitörler, İstanbul Barosu üyesi avukatların verdikleri aidatlarla alındı! Eğer devlet adalet için bütçeden daha fazla pay ayırıp, mahkemeleri modernize etseydi de koca koca ADALET BAKNLIĞI yazsaydı. Bundan hiç rahatsızlık duymazdım.

Sayın (!) başkan neyi içine sindirememiş de reklam bahanesiyle yazıyı kaldırtmış anlamak çok zor. "İstanbul Barosu" ibaresi neyin ve nasıl reklamı olabilir. Aynı fedakarlık (Fedakarlık diyorum çünkü baroların böyle bir yükümlülüğü yoktur. Bilakis yargılamanın aleniyetini sağlamak devletin görevidir.) Konya Barosu tarafından da yapıldı. Mahkemelerde masalarımızın üzerindeki ekrandan yazılanları takip edebiliyoruz. Hiç bir yargıç da bundan rahatsız olmamıştır.
Bence başkanın rahatsızlığının nedeni reklam değildir, sindirilemeyen birşeyler vardır içinde.
Ayrıca benim merak ettiğim baronun bu olaya tepkisinin ne olduğu.

Arkadaşlar;
Duyduğum kadarıyla, baonun ilgili mahkemenin bulunduğu bölge temsilcileri sayın yargıç ile görüşmüşler ve yukarıda sayın Kavili'nin belirttiği cevabı almışlar. Bunun üzerine meslektaşlarımız, bir tutanak tutarak olayı Baro'ya bildirmişler. Şimdi İstanbul Barosu bu yargıç hakkında gerekli şikayet yollarına gitmeye hazırlanıyormuş.

zabıt kağıtlarınızda İstanbul Barosu yazmıyor mu?

Böyleleri bizim KÜRKÇÜ DÜKKANINA geldiklerinde ne yapmalı?

Zihniyet zihniyet zihniyet derim.. Baksanıza gerekçeye...

Alıntı: Gerekçesi şöyle; burası Adalet Bakanlığı tasarrufundaki bir bina ve benim mahkememde baro reklamı yapılmasına izin vermem denildiği söyleniyor.

.... kendini YARGI ORGANI olarak değil, YÜRÜTME ORGANI OLAN ADALET BAKANLIĞININ BİR PARÇASI olarak görüyor..
öyle ya.. adalet bakanlığı tasarrufundaki binada baro isminin işi ne değil mi?
(hastane olsa neyse. oda yaptıranın adı odaya verilir. ünivensitede yine öyle..)

zihniyet zihniyet zihniyet işte..
nerede kaldı bağımsız yargı?
kendisini siyasi iradeye endekslemiş birisine YARGIÇLIK payesini verseniz, bu paye üzerinde ne kadar durur?
Adliyeyi "adalet bakanlığının konutu" olarak, yargılamayı da HAKİMLER SAVCILAR EĞİTİM MERKEZİNİN UYGULAMA ALANI olarak gören yargıçlarımız olduğu sürece (çok çok çok özür dileyerek ifade etmek zorunda kalıyorum) el ile yapılan ikibuçuk işareti biçiminde bir yargı buluruz..
cümlemize hayırlı olsun..

Alıntı: Böyleleri bizim KÜRKÇÜ DÜKKANINA geldiklerinde ne yapmalı?

öyleleri bizim kürkçü dükkanına geldiğinde AVUKATLIK payesi ile yetinmez.. kartvizitine EMEKLİ YARGIÇ diye yazdırır. bununla da kalmaz. kendisini hala kürsüde zanneder. dedesinden miras kalmışya

Ankara'da baro Mahkemelere kağıt da veriyor. Ama bazı mahkemeler kağıt getirmeden suret vermiyor.

Yargı ve adaleti dağıtmak bu konuda gerekli önlemleri almak devletin görevidir.

mahkemeler olmasa ne güzel devlet yönetirim diyen bir idare yoksa aldığı harçların bir kısmını yargının giderlerine ayırsın.

Bence tutanaklara da bu kağıt ... Barosu tarafından sağlanmıştır yazılmalı.

Saygılar

Alıntı: Yazan nfb Böyleleri bizim KÜRKÇÜ DÜKKANINA geldiklerinde ne yapmalı?

Yetki kullananların yetkisinin sınırsız olmadıklarını anımsatmak üzere Baro Yönetim Kurulu görevlendirmesiyle olayları temel alan FİŞ hazırlanmalı, sicil numarasına göre hazırlanacak bu fişler görev yapılan yerlerin barolarında hazırlanmalı ve yeni görev yerlerine birer örneği yollanmalı, en son AVUKATLIK yapmak üzere başvurulan baro yönetimi başvurucunun daha önceki görev yaptığı yerlerdeki baro yönetimlerinden FİŞ ASILLARINI getirtmeli ve avukatlık hukuku açısından başvuruyu kabul veya ret kararı verebilmelidir.

FİŞLENME DUYGUSU hoş olmasa bile konuya uygun başka önerisi olanlar varsa tartışılmalı.

Bilginin bir materyale yazılmasına fişlemek deniyor ise Sn.Kavili'nin önerisi fişlemek olur.
Fişlemede neden bilgi toplandığı kadar bu bilginin nerede ve nasıl (hangi esaslar çerçevesinde) kullanılacağı da önem kazanıyor.
Toplanan bilgi kişinin özel hayatı ile ilgili değilki. Göz rengi, boyo, tikleri, zaafiyetleri vb konulardaki bilgi değil toplanan. Kişinin hukuka ve hukukçuya yaklaşımına dair bilgi.
Uygulamaların bir meslek sorunu olduğu ve hemen her baronun da meslek sorunları ile uğraşan bir biriminin olduğu da düşünülür ise sanırım bu bilgi toplama işini en iyi meslek sorunları ile ilgilenen birimler yapar.
Sn. Kavili'nin önerisi çok yerinde..
Hukuksuzluğu sineye çekmek zorunda değiliz.
Saygılarımla..

Sayın nfb nin de belirttiği gibi tutanakların yazdırıldığı kağıtlarda da koca harflerle baro adı yazılı.

Alıntı: Böyleleri bizim KÜRKÇÜ DÜKKANINA geldiklerinde ne yapmalı?

Bunu yazarken tam olarak da sayın Kavili'nin dillendirdiğini kasdederk yazmıştım. En azından bir örnek biliyorum. Çok uzun yıllar ....kentinde hakimlik yapan, görevi süresince davranışları nedeniyle (ama kararlarıyla asla) camiada tepki toplayan, emekli olduktan sonra baroya müracaatında mesleğe kabul edilmemiş, bu kez de ...ili barosundan ruhsat alarak nakil yaptırmıştı. Fişlemek???

Sayın "nfb",

Eskilerin "hile-i şeriyye" dedikleri "YASAYI DOLANMA" konusunda yetenekli imiş sizin sözünü ettiğiniz kişi;

Helal olsun mu diyelim, yoksa bu kişi "o" kişidir mi diyelim ?

Hukukçu, özellikle de yargıç, başka deyişle, kararıyla hukuk düzenini yeniden düzenleyen konumda görev yapan kişinin yaptığı işe kendi benliğinin kapılarını kapatmış görünmesi bile ürkütücü.

İyi fiş toplamalar.

Saygı ve sevgilerimle.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, yeni sanık

İstanbul'daki hangi Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşmiş bu olay? Bu olayın meydana geldiği mahkemenin adını koysak bari. Açıklamanın bir sakıncası olmadığını düşünüyorum.

Sanki İstanbul Barosu kamu kurumu değilde bir bakkal!! ne reklamından bahsediyorlar.Şanlıurfa adliyesinde tüm monitörlerin üzerinde şanlıurfa barosu yazıyor.bence istanbul barosu ibaresini kaldırtan hakimin derdi avukatlar.Maalesef bazı hakimler bizleri savunduğumuz sanık ve şüphelilerle özdeşleştirdiklerinde dolayı bize antipatiyle bakıyorlar.

Yıl 2012, ne 2012'si 3 gün sonra 2013 sorunlar aynı...

Hatta daha beter...

Monitör üzerinde baronun ismine tahammül edememek değil, bizatihi monitörün kendisine tahammül edemeyen mahkeme var:

Bakın nasıl anllattık durumu baro başkanlığına:

İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞINA

KONUSU : Duruşma salonundaki avukat monitörleri hakkında

Baromuzun, İstanbul merkez ve ilçe adliyelerdeki duruşma salonlarında, avukat masalarına monitör koydurtmuş olması, duruşma tutanaklarının takibi, olası yazım ya da anlatım hatalarının anında önlenmesi ve avukatın duruşma tutanağına daha çok hakim olması bakımından son derece faydalı bir uygulamadır.

Duruşmalarına katıldığımız İstanbul **** Hukuk Mahkemesi’nde, avukat masalarında monitör bulunmadığı fark etmemiz üzerine konu tarafımızdan araştırılmış ve bu mahkemenin Sirkeci Adliyesi döneminden bu yana Baro tarafından verilen monitörleri avukat masalarına monte ettirmediği anlaşılmıştır.

Savunma makamının haklarını örseleyen, duruşma tutanağını takip imkanını ortadan kaldıran bu uygulamanın sonlandırılması ve avukat masalarına monitörlerin bağlanıp aktif hale getirilmesi için, gerekli kurumsal girişimlerin yapılmasını dileriz.
Saygılarımızla …
Avukat Hakan EREN – 22201

Alıntı: Yıl 2012, ne 2012'si 3 gün sonra 2013 sorunlar aynı... Hatta daha beter... Monitör üzerinde baronun ismine tahammül edememek değil, bizatihi monitörün kendisine tahammül edemeyen mahkeme var: Bakın nasıl anllattık durumu baro başkanlığına: İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞINA KONUSU : Duruşma salonundaki avukat monitörleri hakkında Baromuzun, İstanbul merkez ve ilçe adliyelerdeki duruşma salonlarında, avukat masalarına monitör koydurtmuş olması, duruşma tutanaklarının takibi, olası yazım ya da anlatım hatalarının anında önlenmesi ve avukatın duruşma tutanağına daha çok hakim olması bakımından son derece faydalı bir uygulamadır. Duruşmalarına katıldığımız İstanbul **** Hukuk Mahkemesi’nde, avukat masalarında monitör bulunmadığı fark etmemiz üzerine konu tarafımızdan araştırılmış ve bu mahkemenin Sirkeci Adliyesi döneminden bu yana Baro tarafından verilen monitörleri avukat masalarına monte ettirmediği anlaşılmıştır. Savunma makamının haklarını örseleyen, duruşma tutanağını takip imkanını ortadan kaldıran bu uygulamanın sonlandırılması ve avukat masalarına monitörlerin bağlanıp aktif hale getirilmesi için, gerekli kurumsal girişimlerin yapılmasını dileriz. Saygılarımızla … Avukat Hakan EREN – 22201

Sayın Avukat Hakan Eren;

Kimi mahkemelere ait duruşma salonlarında monitörün bulunmaması zaman zaman dikkatimi çeken bir husustu ancak baroya bu hususu bildirimde bulunmayı düşünmüş değildim. Konuya olan duyarlılığınızla birlikte yapmış olduğunuz girişim ve gösterdiğiniz hassasiyet için teşekkür ederim.

Saygılarımla..

Alıntı: İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞINA KONUSU : Duruşma salonundaki avukat monitörleri hakkında Baromuzun, İstanbul merkez ve ilçe adliyelerdeki duruşma salonlarında, avukat masalarına monitör koydurtmuş olması, duruşma tutanaklarının takibi, olası yazım ya da anlatım hatalarının anında önlenmesi ve avukatın duruşma tutanağına daha çok hakim olması bakımından son derece faydalı bir uygulamadır. Duruşmalarına katıldığımız İstanbul **** Hukuk Mahkemesi’nde, avukat masalarında monitör bulunmadığı fark etmemiz üzerine konu tarafımızdan araştırılmış ve bu mahkemenin Sirkeci Adliyesi döneminden bu yana Baro tarafından verilen monitörleri avukat masalarına monte ettirmediği anlaşılmıştır. Savunma makamının haklarını örseleyen, duruşma tutanağını takip imkanını ortadan kaldıran bu uygulamanın sonlandırılması ve avukat masalarına monitörlerin bağlanıp aktif hale getirilmesi için, gerekli kurumsal girişimlerin yapılmasını dileriz. Saygılarımızla … Avukat Hakan EREN – 22201

demiştik...

Sonra bu gün merak ettim de Baro Başkanlığı'nı aradım; "acaba bu dilekçemiz üzerine ne tür bir işlem yapıldı" diye... "Araştırıp size dönüş yapalım" dediler.

Bekliyorum ve sonucu paylaşacağım...

Alıntı: Yazan Avukat Hakan Eren demiştik... Sonra bu gün merak ettim de Baro Başkanlığı'nı aradım; "acaba bu dilekçemiz üzerine ne tür bir işlem yapıldı" diye... "Araştırıp size dönüş yapalım" dediler. Bekliyorum ve sonucu paylaşacağım...

Evet takılmış... Cillop gibi iki monitör savunma kürsüsünde...

en yenisinden...
Güzel...

de, küçük bir sorun var: mahkeme salonuna son goz attığımda monitörler simsiyahti.

İyimser tahmin:
Takıldı ama ben baktığımda henüz bağlantı yapılmamıştı.

Kötümser tahmin:
Dostlar alışverişde görsün misali mahkeme takmasına "müsaade" etti ))) ama bağlantı yaptırmadı ( ki tanıdığım mahkeme yargici bunu yaptirtabilir; o potansiyele sahip yani)

Durum?

Anlaşılacak. Eninde sonunda anlaşılacak.

O monitör takılacak ( ki takıldı) ve çalışacak (iste buna bakacağız)

)))

Alıntı: Yazan Avukat Hakan Eren Evet takılmış... Cillop gibi iki monitör savunma kürsüsünde... en yenisinden... Güzel... de, küçük bir sorun var: mahkeme salonuna son goz attığımda monitörler simsiyahti. İyimser tahmin: Takıldı ama ben baktığımda henüz bağlantı yapılmamıştı. Kötümser tahmin: Dostlar alışverişde görsün misali mahkeme takmasına "müsaade" etti ))) ama bağlantı yaptırmadı ( ki tanıdığım mahkeme yargici bunu yaptirtabilir; o potansiyele sahip yani) Durum? Anlaşılacak. Eninde sonunda anlaşılacak. O monitör takılacak ( ki takıldı) ve çalışacak (iste buna bakacağız) )))

O MONİTOR TAKİLDİ, O MONİTOR CALİSTİ.

Yeter ki iste..

Durusma salonundaki avukat kürsülerine monitör taktirmamaya direnen, ancak İstanbul Barosu'nun kurumsal gücünü görünce yıllardır sürdürdüğü bu uygulamadan donen yargıç (başkaca gerekcelerle birlikte) tarafımızdan hakkında disiplin soruşturması açılması istemli olarak HSYK Başkanlığına şikayet edilmiştir.

Hiç kimse hukuktan üstün değildir.