Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yurtdışından azil

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-04-2010, 07:20   #1
eersoz

 
Varsayılan Yurtdışından azil

Yardımlar için şimdiden teşekkürler.
Şu anda yurtdışında bulunan bir vatandaşımız Türkiyedeki avukatını nasıl azledebilir?
Old 07-04-2010, 11:44   #2
umutlaw

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/528
K. 2006/5252
T. 10.4.2006
• AVUKATIN AZLİ ( Haksız Olarak Azli Halinde Ücretin Tamamı Azil Edilen Avukata Verileceği )
• HAKLI AZİL ( Avukat Kusur veya İhmalinden Dolayı Azledilmiş İse Avukatlık Ücreti Ödenmeyeceği )
• HAKSIZ AZİL ( Ücretin Tamamı Azil Edilen Avukata Verileceği )
• AVUKATIN HAKLARI ( Haklı Olarak Azli - Azle Yol Açan Davranışı Müvekkili Aleyhine Sonuç Doğurmayan ve Azle Neden Olan Davranışıyla Müvekkiline Zarar Vermeyen Avukatın Azil Tarihine Kadar Sarf Ettiği Emek ve Mesaisine Karşılık Olarak Avukatlık Ücretine Hak Kazanacağı )
1136/m. 164, 174
ÖZET : Avukatın haksız olarak azli halinde ücretin tamamı azil edilen avukata verilir.

Avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise, yani azil haklı ise avukatlık ücreti ödenmez.

Ancak; haklı olarak azledildiği halde, azle yol açan davranışı müvekkili aleyhine sonuç doğurmayan ve azle neden olan davranışıyla müvekkiline zarar vermeyen avukatın azil tarihine kadar sarf ettiği emek ve mesaisine karşılık olarak adalete uygun bir avukatlık ücretine hak kazanması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun da görüşü aynı doğrultudadır.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı MT ile davalı İB'nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalının İktisat Bankasındaki hesabında bulunan paranın, 16.3.2001 tarihinde bilgisi dışında kesilmesi nedeni ile 4.379.903. YTL.'nin dava yolu ile geri alınmasında, 2.4.2001 tarihli vekaletle Avukatlığını yaptığını, dava dosyasında yargılamaya devam edip bilirkişi raporu alındıktan sonra 5.2.2002 tarihinde azledildiğini, 2/4.2001 tarihli ücret sözleşmesi gereğince kararlaştırılan ücret tutan 340.000 YTL.'nin KDV.'si ile birlikte azil tarihinden itibaren ödetilmesini istemiştir.

Davalı, İktisat Bankası'nın fona devredilip, mevduatına trilyonluk aniden el konulması nedeni ile zor durumda kaldığından ve davacının yazılı taahhütleri gözetilerek tecrübesizliğinden yararlanılarak davacı avukat ile yapılan geçersiz taahhütnamede belirtilen davanın sonuçlandırılıp ve güveninin sarsıldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece. 4.379.903 YTL.'nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı ile davalı arasında imzalanan 2.4.2001 tarihli ücret sözleşmesinde; işin konusunun, davalı İB'nin iktisat -bankası mevduat hesabından 16.3.2001 tarihinde kesilen 4.379.903.108.945 TL.'nin bankadan geri alınması olduğu açıklanmış, prosedür olarak da, ihtarname çekilmesi, ihtiyati haciz kararı alınması, normal icra takibi yapılıp, banka borca itiraz ederse itirazın iptali ya da kaldırılması davası açılarak dava sonunda tahsilatın sağlanacağı. 4.379.903.108.945. TL.'nin % 5'i ile, inkar tazminatı ve tahsil tarihine kadar işleyecek faizden % 5'nin vekalet ücreti olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Bu duruma göre, sözleşme, yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu'nun 163. maddesine göre başarıya göre değişme şartını içermediğinden geçersizdir. Yine, davacı avukatın imzasını taşıyan prosedür başlıklı belgede de, izlenecek yol açıklandıktan sonra, duruşma günlerinin kısa aralıklarla alınıp, davanın erken bitirilmesi konusunda avukatın özel bir gayret göstereceği, bu suretle yargılamanın 2002 şubat-mart aylarında bitirilip, paranın tahsilinin sağlanacağı, bu sürece Yargıtay aşamasının da dahil olduğu bildirilmiştir. Dosyadaki bilgi' ve belgelerden, davacının davalı avukatı olarak banka aleyhine 13.5.2001 tarihinde icra takibi yaptığı, dava dışı banka tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit davasında da, davalıyı avukat olarak temsil ettiği ve yargılama sonuçlanmadan 5.2.2002 tarihinde vekillikten azledildiği anlaşılmaktadır.

Mahkemece; ücret sözleşmesi kapsamındaki işler nedeni ile yapılan azlin haklı olduğu ancak, menfi tespit davasındaki davacı -avukatın hizmetinin ücret sözleşmesinin kapsamı dışında -olup, sözleşme düzenlenirken tarafların öngöremedikleri bir iş görme niteliğinde bulunduğu, bu nedenle Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesine göre, davanın değeri üzeriden % 5 vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğine ilişkin. 2.5.2005 tarihli bilirkişi kurulu görüşü esas alınarak karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme ve avukat imzalı belge içeriğinden, davacı avukatın sözleşme konusu alacak bakımından sonuç borcu altına girdiği yani, davalı hesabından el konulan meblağın geri alınmasının dava yolu ile sağlanacağının kararlaştırıldığı, bu davanın icra takibi ya da itirazın iptali davası ile sınırlı tutulmadığı kabul edilmelidir. Yani yapılan takibe itiraz edilmesi halinde açılacak itirazın iptali davası ile itiraz edilmemesi halinde açılan menfi tespit davasının her ikisi de aynı sonuca yöneliktir. Bu durumda, davacı tarafından, davalının avukatı olarak temsil edildiği menfi tespit davasının da, ücret sözleşmesinin kapsamı içinde olduğu kabul edilmelidir.

Ücret sözleşmesi ile eki avukat imzalı belgeye göre, başarılı sonucun taahhüt edilen sürede sonuçlandırılamamış yani, paranın tahsilinin sağlanamamış olması, azlin haklı olduğunu göstermektedir. Aslında mahkemenin de kabulü bu yöndedir.

Avukatlık kanununun 174. maddesine göre, avukatın haksız olarak azli halinde ücretin tamamı azil edilen vekile verilir ancak, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise, yani azil haklı ise avukatlık ücretinin ödenmesi gerekmez. HGK.'nın 23.9.1987 gün 87/3-188 esas 87/657 karar sayılı ilamında da açıklandığı gibi, haklı olarak azledildiği halde, azle yol açan davranışının davalı aleyhine herhangi bir sonuç doğurmayan ve azle neden olan davranışı iş sahibine zarar vermeyen avukatın, azil tarihine kadar sarf ettiği emek ve mesaisine karşılık adalete uygun bir avukatlık ücretinin ödenmesi hakkaniyet gereği olarak kabul edilmelidir.

Mahkemece, davacı avukatın azil tarihine kadarki emek ve mesaisi ile yapılan işin önemi ve işin bulunduğu aşama göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun olarak takdir edilecek uygun bir miktarın davacı ücreti olarak davalıdan tahsiline karar verilmelidir. Yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

3- Kabule göre, ücret sözleşmesinde 658.379.369.100 TL.'nin banka tarafından ödenmiş olması nedeni -ile, bu miktar için avukatlık ücretinin alınmayacağı kabul edildiği halde, bu miktar da dahil olmak üzere vekalet ücretine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ : 1. bent gereği davacı ve davalının diğer temyiz itirazlarının reddine. 2. ve 3. bent gereği kararın BOZULMASINA. peşin harcın istek halinde iadesine. 10.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 07-04-2010, 11:52   #3
umutlaw

 
Varsayılan

Turkiye Cumhuriyeti elciliklerinden birisinden vekaletname duzenleyerek Turkiyedevekili araciligiyla bu islemi yapmasi hem kisa hemde daha hizli mumkundur.
Old 07-04-2010, 13:05   #4
eersoz

 
Varsayılan

Teşekkür ederim ancak Türkiyedeki vekilden kastınız nedir? Avukat değil sanırım avukat olmayan vekili değil mi? Veya yeni ve başka bir avukata vekalet verse bu işi yeni avukat yapabilir mi acaba?
Old 09-04-2010, 02:07   #5
umutlaw

 
Varsayılan

Ah su hukuk fakultesine girdigim ilk yillarda az azar isitmemistim, hocam vallahi cok calistim diyordum ancak nafile direkt gecmez diyordu sonra noterlerden de az laf isitmedim sen nasil mezun oldun diye falan oysa ders notlarim yuksekte olmasaydi ortaydi nitekim tecrube yoktu care tek kelimede sakli "tevkil" Sevgiler.
Old 09-04-2010, 08:54   #6
Av.Olcay Pehlivanlıoğlu

 
Varsayılan

Konsoloslukların vekaletname düzenleme yetkileri olduğu gibi azilname düzenleme yetkileri de bulunmaktadır.

Saygılarımla
Old 09-04-2010, 12:00   #7
umutlaw

 
Varsayılan

Ben yine siz vekalet alin derim, Türkiyede azilname duzenleyin, tecrubelerim bu konuda cok agir ve degisik seyler ogretmistir
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yurtdışından Kesin Dönüş adesleno Meslektaşların Soruları 1 19-12-2008 19:47
Yurtdışından evlat edinme tanya Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 15-07-2008 11:31
Yurtdışından Para Transferi Av.AE Meslektaşların Soruları 1 15-01-2008 15:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04576206 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.