İlk 1000 Kişi Mülakata!!!

Değerli Türk Hukuk Sitesi Üyeleri;

3 Kasım 2007 tarihinde yapılan Adli Yargı Hakim Adaylarını Seçme Sınavı'nı kazanan ilk 1000 kişinin mülakata çağrılacağı ilan edilmiştir. Bu ilanla birlikte ilk 752'yi takip eden 251 kişi daha mülakat listesine eklenmiştir. İlgili ilan :

D U Y U R U

Bakanlığımızca yazılı yarışma sınavı ve mülâkatı ile 500 adlî yargı hâkim ve savcı adayı alınacağı 04 Temmuz 2007 tarihinde ilân edilmiş ve 03 Kasım 2007 tarihinde gerçekleştirilen yazılı yarışma sınavında, anılan sınavın yapıldığı ve mülâkata katılmaya hak kazananların belirlendiği tarihte yürürlükte bulunan Adlî ve İdarî Yargıda Hâkim ve Savcı Adaylığı Yazılı Sınav, Mülâkat ve Atama Yönetmeliğinin 21 inci maddesi gereğince en yüksek puanlı adaydan başlamak üzere ilk 752 kişinin 04.02.2008-20.02.2008 tarihleri arasında mülâkata katılacakları Bakanlığımızın www.pgm.adalet.gov.tr internet sayfasında yayımlanmış ve ilgililere bildirilmiştir.
04.12.2007 günlü ve 26720 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5720 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3 üncü maddesinin 5 inci fıkrası “Yazılı sınavda 100 tam puan üzerinden en az yetmiş puan almak kaydıyla en yüksek puan alandan başlamak üzere, sınav ilânında belirtilen kadro sayısının bir katı fazlası mülâkata çağrılır. Ancak başarı oranı, ilân edilen kadronun bir katı fazlasının altında olursa sadece başarılı olanlar mülâkata çağrılır. Bu şekilde çağrılan en düşük puana sahip adayla aynı puanı alanlar da mülâkata alınır.” hükmünü içermektedir.
03.11.2007 tarihinde yapılan adlî yargı hâkim ve savcı adaylığı yazılı yarışma sınavı sonucunda kontenjan nedeniyle mülâkata katılmaya hak kazanamayan bir adayın 2802 sayılı Kanuna 5720 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile eklenen 9/A maddesi hükmünün uygulanması ve yeniden mülâkata gireceklerin listesinin kadro sayısının bir kat fazlasına göre belirlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada, Ankara 4. İdare Mahkemesi 17.01.2008 gün 2007/1478 Esas sayılı kararında; anılan Kanunun amir hükmü gereğince mülâkata katılacakların yazılı yarışma sınav sonucunda ilân edilen kadronun bir katı içinde kalanlar olarak belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. Söz konusu karara karşı yapılan itirazın ise Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 31.01.2008 gün ve Y.D.İtiraz No:2008/529 sayılı kararı ile reddedildiği anlaşıldığından, anılan mahkeme kararlarının uygulanmasını teminen 251 adayın 01.02.2008 tarihli Bakanlık Oluru ile mülâkata alınmaları uygun görülmüş olup, ekli listede belirtilen kişiler (Ek 1) 21,22,25,26,27 Şubat 2008 tarihlerinde Ek Bina Konferans Salonunda (Milli Müdafaa Caddesi No:22 Bakanlıklar/ANKARA) saat 09.00’dan itibaren mülâkata tabi tutulacaklardır.
Mülâkata katılmaya hak kazanan adayların ekli listede belirtilen tüm belgeleri (Ek 2) Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Mesleğe Kabul ve Hâkim Adaylığı Şube Müdürlüğüne en geç 12 Şubat 2008 tarihine kadar vermeleri veya masrafını ödemek şartıyla mahalli Cumhuriyet başsavcılığı yada bölge idare mahkemesi başkanlığı aracılığıyla göndermeleri gerekmektedir.
İlgililere duyurulur.

http://www.pgm.adalet.gov.tr/duyuru/3kasim_dyr_1003.htm

Ben sanırım 1 genel kültür sorusu ile köprüden önceki son çıkışı da kaçırdım. Bu sürprizle yüzü gülen tüm arkadaşlarımı kutluyorum. Hak yerini bulduğu için de çok mutluyum..Mülakata girecek herkese başarılar

Çok merak ediyorum.Mülakatta neye göre seçim yapılacak ya da kimin yakınları seçilecek!
Elbette ki kazanacak herkes bu yolla kazanmayacaktır ama mülakat olan yere açıkçası güvenmiyorum.Bu insanlar bu soruları yapabiliyorsa zaten hakim ya da savcı olmayı haketmiştir.Eğer yine eleme isteniyorsa 2. sınav yapılır dereceye göre alım yapılıp şahibe ortadan kaldırılır.

sayın barış,
belki haklısınız ama,ilk elemenin yapıldığı sınav bu kadar zorken ikinci eleme sınavı nasıl yapılır tahmin dahi edemiyorumm.
hem merak etmeyin torpilini bulan karşısına çıkacak ikinci sınavda dahi torpilinin peşini bırakmaz..içinde bulunduğu mükemmel statünün buna yakışmadığını bilse dahi...

mülakat konusu zaten benim midemi hep bulandırmıştır...bunun yanında bir mülakat bir kez ertelenmiş ve ardından başka kişiler bu mülakata davet edildiyse benim bu kuruma güvenim iyiden iyiye azalır... şu nu da söyleyeyim mülakata hak kazanan arkadaşları veya ilerde inşallah kazanacak arkadaşları itham etmek istemiyorum kesinlikle ama herşeyin bir yakışanı vardır ve bence bu şekilde olması hiç şık olmuyor...!!!!!

hakım savcı yasasında yapılan değişikliğin 3 kasım sınavına uygulanmaması zaten yanlış bır uygulamaydı hele mulakat yapacak kurulun oluşumunu bu degışıklıge göre yapıp mulakata çagrılacak kişi sayısını öncekı yonetmeliğe göre belırlemek 2. yanlış oluyordu neysekı mahkeme kararıyla da olsa bu yanlıştan dönüldü.Hukuk devleti ilkesini ben isterimki mahkeme kararlarına kalmadan idare benımsesın ve her adımında uygulasın lakın olmuyor ve bu suretle hukuk devleti ilkesini fıtrat edinmiş yüce türk mahkemelerinin ne derece gerekli olduğunu bır kez daha yaşayarak öğrendik.
seyda arkadaşım üzüntünü paylaşıyorum ben de 73,853 te kaldım.
mülakata girecek arkadaşlarıma sonsuz başarılar dilerim herşey gönüllerince olsun.
"Bulunmazsa milletin efrad-ı beyninde adalet
Arşa çıksa da geçer zemine birgün paye-i devlet."

İmkanlar elverse, önce mülakatın yapılması daha sonra yazılının yapılması mevcut sisteme nazaran iyi olmaz mı? Yazılıyı geçenler direk olarak atanırlar.

bende hakimlik sınavına girdim daha önce yazılıyı kazandım fakat mülakatta elendim. mülakatta 5 soru sordular 4'ünü bildim. halim, tavrım konuşmamda yerinde idi, ancak yinede elendim. Büyük haksızlıktı zira benimle aynı gün mülakata girip ağlamaktan özgeçmişini dahi anlatamadığını söyleyen kişi kazanırken ben kazanamadım. dava açmayı düşündüm ama ispatı mümkün değil. Bu yüzden en azından mülakatın sesli ve görsel olarak kayda alınması en doğrusu gibi geliyor

güzel bir fikir bence...
önce mülakat sonra da sınav, aslında kulağa da hoş geliyor

Ben iptal edildiğini ve bakanlığa bu konuda tebligat yapıldığını duydum.

12. Daire Yürütmeyi durdurmuş.

DUYURU

500 adlî yargı hâkim ve savcı adayı alımına ilişkin olarak; 3 Kasım 2007 tarihinde yazılı yarışma sınavı ve 4-27 Şubat 2008 tarihleri arasında mülâkat yapılmış olup, buna ilişkin nihai başarı listesi ek 1’de, mülâkat sonuçlarına ilişkin istatistikler ise ek 2’de yayınlanmıştır.
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 9/A maddesi gereğince Mülâkat Kurulu üyeleri, sınava giren kişilere ilişkin değerlendirmelerini her adayın mülâkatı sonrasında yaparak mülakatın son günü olan 27 Şubat 2008 tarihinde Personel Genel Müdürlüğüne vermiş, arşiv araştırmalarının sonuçlanmasını müteakip birleştirme tutanakları 6 Mart 2008 tarihinde düzenlenmiş ve nihai başarı listesi de aynı gün oluşturulmuştur.
500 adlî yargı hâkim ve savcı adayı alımıyla ilgili 3 Kasım 2007 tarihinde yapılan yazılı yarışma sınavına ilişkin olarak Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) adlı dernek tarafından 19.11.2007 tarihinde açılan davada (ek 3), Danıştay 12. Dairesi 2007/6700 Esas Nolu ve 04.03.2008 tarihli kararıyla;
“Uyuşmazlığın niteliğine ve davanın durumuna göre, davalı idarenin savunması alınıp yeni bir karar verilinceye kadar dava konusu düzenlemeler ve (yazılı) sınavın yürütülmesinin durdurulmasına, tebliğin memur eliyle yapılmasına 04.03.2008 tarihinde...” karar vermiş (ek 4) ve karar memur eliyle 05.03.2008 tarihinde Bakanlığımıza tebliğ edilmiştir.
Bilindiği gibi; Adlî ve İdari Yargıda Hâkim ve Savcı Adaylığı Yazılı Sınav, Mülâkat ve Atama Yönetmeliğinde Danıştay kararları doğrultusunda gerekli değişiklikler yapılmış ve 12/06/2007 tarihli ve 26550 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Davaya konu protokol de o tarihte yürürlükte bulunan Yönetmelik doğrultusunda Bakanlığımız ile ÖSYM arasında gerçekleştirilmiştir. Bu protokol yapıldıktan sonra Bakanlığımıza yapılan başvurulara karşılık ÖSYM’nin yanıtı ek 5’de sunulmuştur.
ÖSYM’nin yazısından da anlaşılacağı üzere, Kamu Personeli Seçme Sınavında (KPSS) 1999 yılından, Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavında (ALES) ise 2007 yılından itibaren uygulanan formül daha önce açılan bir kısım davalarda idare mahkemelerince sınavın 100 puan üzerinden hesaplanması gerektiğine dair kararlarda (ek 6) dikkate alınarak hâkim adayı alımıyla ilgili sınavda da uygulanmıştır. ÖSYM’ce yapılan ve yukarda belirtilen sınavların gerek katılan sayısı ve gerekse sonuçları itibariyle büyüklüğü, topluma malolması ve özellikle KPSS sonucuna göre tüm kamu kurumlarına personel alınması gözönünde tutulduğunda, bu formüle göre bir hesaplama yapılmasında herhangi bir sakınca bulunmadığı değerlendirilerek, yazılı yarışma sınavı 03 Kasım 2007 tarihinde ÖSYM’ye yaptırılmıştır.
Sınava ilişkin ilan 04.07.2007 tarihli Hürriyet Gazetesinde ve 06.07.2007 tarihinde Bakanlığımız internet sitesinde yayımlanmış, dava ise 60 günlük dava açma süresinin dolmasından sonra 19.11.2007 tarihinde açılmıştır. Süresinden sonra açılan davada davalı idarenin savunması alınmadan 04.03.2008 tarihinde yürütmenin durdurulması kararı verilmiş ve bu karar memur eliyle 05.03.2008 tarihinde Bakanlığımıza tebliğ edilmiştir.
Dava konusu yazılı sınava girerek mülakata katılmaya hak kazanan 1003 aday arasında 30 Mart 2008 tarihinde yapılacağı bildirilen adlî yargı hâkim ve savcı adaylığı yazılı yarışma sınavına girecekler olduğu değerlendirilerek sonuçlar mevcut duruma göre ilan edilmiştir.
Yargı kararlarına saygılı bir Kurum olarak mahkeme tarafından yürütmenin durdurulması hususunda yeni bir karar verilenceye kadar ek 1 listede başarılı oldukları belirtilen adayların atamaları yapılamayacak, dava sonucuna göre ilgililerin durumları değerlendirilecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.




Ek 1- Nihai Başarı Listesi
Ek 2- Mülâkata İlişkin İstatistik
Ek 3- Yarsav’ın Konuya İlişkin Dava Dilekçesi
Ek 4- Danıştay Kararı
Ek 5- ÖSYM’nin Yazısı
Ek 6- Konuya İlişkin İdarî Yargı Kararı

Yarsav gerekçesinde haklı, çünkü niteliksiz olan olmayan herkes mülakata bir şekilde davet edildi?Nasıl?Puanlar şişirilerek!!!
Şu an bir kazanılmış hak da yok, netice itibari ile bakanlık sadece bir liste yayınladı.Atamalarla ilgili bir hareket olmadığına göre, dava sonucu beklenecek ve ona göre bir yöntem izlenecektir. Ama benim içimdeki his,davanın kabulu ve puanların yeniden hesaplanması ve mülakat listesinin yeniden belirlenmesine yönelik? Bu arada ilanda dikkat etti iseniz" süresinden sonra açılan davada davalı idarenin görüşü alınmadan " şeklinde bir ibare var.Süre ile ilgili bir sakatlık olabilir mi?Sınav ilanını ile davaya gidilen süre arasında 60 gün sınırı aşılmış görünüyor?

Bu iş çok uzadı. Hakim Savcı alımları ile ilgili yeni bir düzenleme yapılması şart.

Mülakat komisyonu mülakat ilgili yeni düzenlemelere rağmen, eleştrileri haklı kılacak şekilde eski uygulamalarına devam ettiği gözlenmektedir.

Dışarıdan bakan biri olarak ben bunu rahatlıkla görebiliyorum. Sınava girmiş yüksek puan almış biri, düşük puan alan birisni kazandırılmasında ve bunu iki dakika süren bir mülakatta anlamaları imkansızdır, diye düşünmesi normaldir.

Bir arkadaşım bir spor dalında hakem alımlarıyla ilgili bir komisyonda görevliymiş. Hakemlik için başvuranları, mülakata çağrılmışlar. Adaylardan biri, heyacandan konuşamıyormuş bile.Arkadaşım, bunu almayalım demiş.Diğer tecrübeli ve bilgili bir üye buna bir şans verelim, demiş.

Şimdi bu aldıkları kişi sadece Türkiye'de değil; uluslarası iyi bir hakem olmuş.

Yani bir kişiyi iki dakikada hakim yada başka bir şey olup olmayacağını anlayamazsınız. Bunun için herkes yazılı sınavda alınmalı ama mesleğe kabul etmek için şartlar ağırlaştırılmalıdır. adaylık süreci içinde kontrol ve denetimi ağırlaştırarak, yanında adaylık yaptığı kişilerin değerlendirilmeleri, uzman kişilerce(psikolog vs.) yapılan görüşmeler neticesinde mesleğe kabul yapılmalıdır.

Sözün özü, ilk başta belli bir puan alan herkese en azından adaylık şansı verilmeli, mesleğe kabul ederken şartlar ağırlaştırılmalıdır.

Alıntı: 546 TÜLİN .... 94,335 BAŞARISIZ 547 RECEP ..... 93,960 BAŞARISIZ 548 KORAY ...... 93,586 BAŞARISIZ 549 AHMET .... 92,884 BAŞARISIZ 550 ERKAN .... 91,456 BAŞARISIZ 551 ÜNSAL ....... 90,917 BAŞARISIZ 552 PINAR .... 90,917 BAŞARISIZ 553 ÜMİT ..... 90,894 BAŞARISIZ 554 HALİT ..... 90,730 BAŞARISIZ 555 KÖKSAL ....90,706 BAŞARISIZ 556 BARIŞ ....... 90,379 BAŞARISIZ 557 HASAN ...... 90,379 BAŞARISIZ

Benim anlayamadığım bir iki nokta var. Birincisi; Yazılı sınavdan 90-94 alanlar nasıl olur da mülakatta başarısız olurlar. Bir iki,üç, beş,on kişi olsa anlayacağım yaklaşık 100 kişi böyle...

İkincisi; Mülakatta bindeliklerle ifade edilen not nasıl alınıyor? Mesala mülakatta 88,012 nasıl alınabilir?

Sınav sistemi muhakkak değişmiş olmalı ama mülakatta test sınavı yapılamayacağına göre küsuratlar nasıl belirleniyor?

Bilmediğim ve merak ettiğim için ve esasen bu şekilde kazanamayanlara üzüldüğüm için soruyorum .

Onlar bu işin üstadı;

Kılı kırk yararlar ve milyonda bir bile olsa değerlendirebilirler.

Saim bey;
Sanırın siz bu konuda gençsiniz ya da kitabın orasına gelmemişsiniz.

Hangisi doğru?

Saygılar

Saim bey, küsuratlar yazılı sınavla mülakatın ortalamasının alınmasından kaynaklanmaktadır.
Ayrıca, sınavda 100 almak tek başına adaylığa alınmak için yeterli değildir.
Hassas bir mesleğe atama yaparken güvenlik soruşturmasını göz önünde tutmamanın ne demek olduğunu biz yaşayarak gördük!

Alıntı: Yazan Av. Muzaffer ERDOĞAN Onlar bu işin üstadı; Kılı kırk yararlar ve milyonda bir bile olsa değerlendirebilirler. Saim bey; Sanırın siz bu konuda gençsiniz ya da kitabın orasına gelmemişsiniz. Hangisi doğru? Saygılar

Hem genç, hem de kitabın o kısmına gelmemiş birisiyim. )

Alıntı: Yazan Ahmet Turan Saim bey, küsuratlar yazılı sınavla mülakatın ortalamasının alınmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, sınavda 100 almak tek başına adaylığa alınmak için yeterli değildir. Hassas bir mesleğe atama yaparken güvenlik soruşturmasını göz önünde tutmamanın ne demek olduğunu biz yaşayarak gördük!

Turan Bey,

Küsüratın, dediğiniz gibi olabileceğini düşünmüştüm ama listeye bakınca öyle olmadığını yani mülakat ve yazılı sonuçlarının ayrı ayrı notlandırıldığı ve her ikisinin de belirtildiği gibi küsüratlı olduğunu gördüm.

Örnek alıntı:

Alıntı: 5720 SAYILI KANUNLA EKLENEN 2802 SAYILI HÂKİMLER VE SAVCILAR KANUNUNUN 9/A MADDESİNE GÖRE DÜZENLENMİŞ ADLÎ YARGI HÂKİM VE SAVCI ADAYLIĞI NİHAÎ BAŞARI LİSTESİ Sıra ADI SOYADI YAZILI PUANI MÜLÂKAT PUANI ORTALAMA PUANI 1 ERDAL KILINÇ 100,000 94,000 98,200 BAŞARILI 2 TUBA BODUR 98,221 89,286 95,540

Güvenlik elbette önemlidir. Hakimlik mesleği muhakkak ki hassas bir meslektir ve seçimin itina ile yapılması icap eder. Ancak ben sanmıyorum ki bizim ülkemizde güvenlik gerekçesi ile elenecek kişilerin sayısı %20 ler civarında olsun.

Eğer gerçekten bu kadar çok kişi "güvenlik nedeniyle elenmiş" iseler, bu durum ülkemiz için çok kötü bir durumdur.

Hazırlanmak ayrı, mülakta girmesi ayrı, bir de üzerine ertelenip de iptal edilmesi ayrı bir dert. Geçen gün Danıştay, atamaların yürütmesini durdurmuş. Bir gazetede okurken gördüm ve hemen sitemde haber haline getirdim. Çünkü mülakatı geçip de bundan haberi olmayan, yüzlerce hakim adayı arkadaşlarımız var. Ben belki bu stresi daha yaşamadım fakat şimdiden korkmaya başladım. Herkesi iyi günler. Haberi okumak isteyen arkadaşlarım varsa sitemde haber geçmişine bakabilir. Hatta forumda bile konusunu açtım! www.hukukevi.net bu adreste haberi bulabilirsiniz! İyi günler...

Sayın Saim, size katılıyorum.

sayın meslektaşlarım,
Şükürler olsun ki avukatlık mesleğini çok seviyorum ve açılan hiçbir hakimlik sınavına da girmedim. ancak bu meslekte en zorlandığım husus şu:
işini yaparken müvekkilinin, hakimin, kalemin vs. (yüzlerce vs. sayabilirim) gönlünü hoş tutmak zorunda kalıyorsun. Belli sınırlar içinde müvekkilinin gönlünü hoş tutmak çok doğal çünkü hayatını idame ettirmek için nakite ve dolayısıyla müvekkile ihtiyacın var.
ancak, hakim ve savcı arkadaşlarımın (lütfen torpil kullanmadan hakkıyla atandıklarını düşünenler üzerine alınmasınlar) durumu bizden daha da kötü (!) zira, atanabilmek (düzenli maaş alabilmek, hayatları boyunca edinemedikleri saygınlığı hakim savcı sıfatıyla edinmek...) için gönüllerini hoş tuttukları çevrelere bir şekilde minnet borçlular. bu da tıpkı onlara bizim müvekkil çıkarlarını koruma yükümlülüğümüz gibi bi yükümlülük yüklemekte.Takdir edileceği üzere bu noktadan sonra müstakbel hakim savcı adaylarından adil yargılama beklemek ütopya haline gelmekte.
Velhasıl, hak ve hukukun temsilcisi olmayı talep edip de bu mertebeye gelmek için haksızlığın en büyüğünü torpil peşinde koşmakla yapan ve bilmem bunu nasıl hazmedebilen arkadaşlara selamlar...
yargının değil de yürütmenin birer parçası halini alan adalet mensuplarından adalet bekleyen ve almak için ellerinden geleni yapan meslektaşlarıma da bir kez daha kolay gelsin.Çünkü, işimiz her hakim savcı alımında biraz daha zorlaşıyor.