Tapu iptali ve tescil mi yoksa Tapu kaydının düzeltimesi davası mı?

Meraba arkadaşlar.Müvekkil 1960 doğumludur.1959 doğumlu bir kardeşi vardır ve 6 aylıkken ölmüştür.Daha sonra müvekkile ölen kardeşinin ismi Abdullah verilmiştir.Kadastro sırasında müvekkile ait arazi 1959 doğumlu Abdullah yani ölü kardeşi üzerine kaydedilmiştir.Şimdi bu yer için tapu iptali ve tescil davası mı açılmalıdır?Böyle bir durumda ölen kardeşin tek mirasçısı müvekkil kaldığından davayı ona karşı açmak da mümkün olmadığından tapu kayıtlarının düzeltilmesi mi dava edilmelidir?
şimdien cevaplarınız için teşekkürler..

tek mirasçısı müvekkiliniz ise neden bu işlemlere gerek duyuyorsunuz ki kardeşinin veraset ilamını alıp ona istinaden tapudan intikal yaptırın.

ben de hazav gibi düşünüyorum.
tapu düzeltim davası açmanızda mümkün değil çünkü ortada maddi bi hata değil malik belirlenmesinde hata var. dava açılacak eğer o da tüm mirasçılar aleyhine açılmalı. tek bi mirasçı var o da müvekkilinizse, dava açmadan tapudan intikal yaptırabilirsiniz kanısındayım.

Mrb arkadaşlar.Sorulan sorudan şahsın mirasçı olup olmadığı henüz belli değildir.Anne baba sağ olabilir.Ayrıca başka kardeşler de olabilir.Kuvvetle muhtemel başka mirasçılar da mevcuttur.Bu durumda tapu sicilinin düzeltilmesi davası yoluna gidilmesi en uygun olanıdır.Ayrıca uygulamada zor olmakla beraber İlmuhaberle de doğum tarihi yanlış yazılmıştır diyerek muhtar ve 2 aza ve ilçe özel idare müdürünün imzasıyla kaydın düzeltilmesi yoluna gidilebilmektedir.Saygılar...

Sayın Av. Eyyüp Tekin;
görüşünüze katılmıyorum.
Bence, eğer tapu kayıt malikinin sayın avukatedalinin müvekkilinden başka mirasçısı varsa açılması gereken dava tapu iptal ve tescil davası olup davalılar diğer mirasçılardır. çünkü kayden hak sahibi olan kişi ile davacı aynı kişi değildir. yani ortdan maddi hata yok aksine iki taraflı menfaat çatışması bulunmaktadır.

Sayın Kumsal ve Av. Eyüp Tekin cevaplarınız için ayrı ayrı teşekkür ediyorum öncelikle.Sayın Kumsal size katılıyorum müvekkil dışında mirasçılar olduğu için(bende bunu yeni öğrendim)tapu iptali ve tescil davası açmak gerekiyor.

Mrb arkdaşlar.Tapu sicilinin düzeltilmesi davası aşağıda sunumuş olduğum yargıtay ilamındana da anlaşılacağı üzere sadece devlet aleyhine açılabilen bir dava olmayıp kaydın diğer maliklerine karşı da açılabilmektedir.
T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/11760
Karar: 2007/13842
Karar Tarihi: 12.01.2007

ÖZET: Tapu sicilindeki yanlışlığın düzeltilmesi kaydın diğer malikleri hasım gösterilmek suretiyle dava konusu yapılabilir. Bu gibi davalarda görevi tapu sicilinin tutmaktan ibaret ve mülkiyet hakkı sahibi olmayan tapu idaresine husumet düşmez. Davalılardan Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet noktasından reddi yerine davada hasım sayılarak yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

(4721 S. K. m. 1027)

Dava: Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.01.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında hatalı yazımın düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.04.2006 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Halit Ü. ve Tapu Sicil Müdürlüğü vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Davacılar tapulama çalışması sırasında 1057 ve 1058 parsellerin dayanağı olan İskan tapu kayıtlarının hatalı uygulandığını bu uygulamaya karşı kadastro komisyonuna itiraz edildiğini, komisyonun hatayı giderdiğini, ancak kütük üzerine belgelere aykırı olarak tescil yapılmak suretiyle tapu kaydı tesis edildiğini, 1057 ve 1058 parseller kayıtlarının kesinleşen komisyon kararında yazılı olduğu şekilde tapuya tescilini istemiştir.

Davalılar davanın reddini savunmuş,

Mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü davalılardan Halit Ü. ile Tapu Sicil Müdürlüğü temyiz etmiştir.

Tüm dosya kapsamıyla 1057 ve 1058 parseller sicilinin kesinleşen komisyon kararında belirlenen şekli ile oluşturulması gerekirken, sicilin komisyon kararına göre değil, tapulamada belirlenen şekilde tesis edildiği sabittir. Davacılar kütük üzerindeki yanılgılı tescilin Türk Medeni Kanunun 1027. maddesine dayanılarak kaydın diğer ilgili maliklerini hasım göstermek suretiyle düzeltilmesini isteyebilir.

1- Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalılardan Halit Ü.'ın bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2- Davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün temyiz itirazlarına gelince;

Az yukarıda sözü edildiği üzere, Türk Medeni Kanunun 1027. maddesine dayanılarak tapu sicilindeki yanlışlığın düzeltilmesi kaydın diğer malikleri hasım gösterilmek suretiyle dava konusu yapılabilir. Bu gibi davalarda görevi tapu sicilinin tutmaktan ibaret ve mülkiyet hakkı sahibi olmayan tapu idaresine husumet düşmez. Davalılardan Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet noktasından reddi yerine davada hasım sayılarak yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının REDDİNE, 2.bent uyarınca hükmün BOZULMASINA, 12.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Ayrıca şunu da eklemek isterim ki tapu iptali ve tescili davası kararın icrası babında tapu sicilinin düzeltilmesi davasından daha bir meşakkatli olmaktadır.bu nedenle sicilin düzeltilmesi yoluna gidilmesi daha uygun olacaktır.Düz mantıkla da düşünecek olursak sübut anlamında kayıt malikinin doğum tarihinin yanlış olduğunu isbat etmek kaydın başkası adına değil de kendi adına olması gerektiğini istemekten daha yeğdir.Saygılar....

Sayın Tekin burada sadece doğum tarihi düzeltimi olmadığını düşünüyorum.Çünkü yanlış yazılan doğum tarihli ve aynı isimli bir başka kişi daha olduğundan onun mirasçılarının doğal olarak bu taşınmazda söz hakkı olmalıdır.Bu durumda onların davalı gösterildiği bir tapu iptali ve tescil davası açmak gerekmmezmi?

sayın tekin;
sanırım yargıtay kararında bahsedilen olay da bizi destekler nitelikte. çünkü tapu sicil müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği işaret olunmuş kararda, tapu kayıt maliki de dava da taraf olduğundan ve delillerini de ortaya koyduğundan usul ekonomisi anlamında dava görülmüş ve hakim hukuki nitelendirme ile bağlı olmayacağından esastan inceleme yapılmıştır. eğer tapu kayıt maliki davada taraf olmasaydı, yalnız tapu sicil müdürlüğü aleyhine açılmış olacağından dava reddolunurdu. çünkü davada tarf olmayan bit kişinin hakkı üzerinde yargılama yapılmış olurdu. bence yargıtay kararı bu şekilde değerlendirilmeli. bunun yanında tapu düzelzeltme davası ile tapu iptali-tescil davası arasında ispat vb alanlarda zorluk kolaylık gibi derece olmadığını düşünüyorum. saygılarımla