Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ceninin nesep tesbiti (?)

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-01-2008, 20:01   #1
avukat-21

 
Varsayılan Ceninin nesep tesbiti (?)

Müvekilin eşi hamile-ancak,müvekkil çocuğun kendisinden olmadığını düşünüyor hatta emin!Ancak,gebelik tehlikeli ve dolayısıyla ceninin alınması yani kürtaj tıbbi açıdan zorunlu olduğu için müvekkilin iznine gerek yok..
ceninin nesep tesbiti karısının onayı olmaksızın ne şekilde gerçekleştirilebilir??
Old 22-01-2008, 17:00   #2
umutlaw

 
Varsayılan

Sayin Meslektasim

Eger sizin kastiniz cocugun asil babasini belirlemek ise ve eger bu iki insan arasinda hukuken evlilik bagi mevcut ise kurtaj konusu cocugun olu veya sag dogmasi halinde bile cenin uzerinde yapilacak tetkikler sonucunda asil ebeveynlerini teshis etmek mumkundur ve yine eger evlilik bagi mevcut ise baba sifatiyla esinin kurtaj etmis oldugu olu cocugunun DNA testi yapilmasini adli tip kurumundan talep edebilir. Tabi bunun icinde erkek es hanimefendiden ilk once sikayetci olmasi gerekmektedir ve buna takiben istegini belirtmesi gerekmektedir.

Yukaridaki aciklama sadece bir dusunce ve tavsiye mahiyeti atsimakatdir.

Saygilarimla
Old 22-01-2008, 18:01   #3
avukat-21

 
Varsayılan

Sayın Umut aslında biraz daha ayrıntılı yazmalıyım;
Kürtajın tıbbi açıdan zorunlu olduğu bir durum sözkonusu-yani kadın eşinin rızasını almadan bu gerekçe ile kürtaj yaptırabilir ve bu durumda cenin üzerinde inceleme yaptırma şansımız yok(?)Müvekkilin amacı-eşinin sadakatsiz tutumu-ahlaki değerlerinin olmayışı ve benzer durumları ispat için ceninin kendisinden olmadığını tespit ettirmek ve dolayısıyla,kendi çocuğunun velayetini karısına vermemek...Ama kadın haliyle bu tesbite yanaşmadığı için ve de eşinin iznini almaksızın zorunluluk nedeniyle kürtaj yaptırma ihtimali de olduğu için soru şu:*Kürtajı engelleyemiyoruz ve izin almadan yaptırabiliyor...o zaman gebelik devam ederken karının rıza olmadan nesep tesbiti nasıl yaptırılır??
Old 22-01-2008, 20:07   #4
umutlaw

 
Varsayılan

Sayin Meslektasim,

Ben sizin sorununuzu ilk basta anladim ancak siz zorunluluktan bahs ettiginiz icin bu nedenle mahkemeye basvuruda bulundugunuz zaman bunun tesbiti gecikebilir dolayisiyla en basit yoldan eger gercekten boyle bir sadakatsizliga emin iseniz size tavsiyem aynen bir onceki mesajimda belirttigim gibi olacaktir nitekim hemen sunu aciklamama musaede buyrunuz ki hangi hastane olursa olsun, resmi olan ve saglik bakanligina bagli tum hastaneler zorunlu dahi olsa bir cocugu kurtaj yapmak istediklerinde mutlaka en az hatirladigim kadariyla 3 doktorun onayi gerekir ve daha sonra cenin cumhuriyet savciligina bildirmeden veya cumhuriyet savciligin gerek duydugu anlarda adli tip kurumundan onay gormeden gomulmesi kesinlikle yasaktir. Sizin muvekkiliniz eger sayet hala esiyle birlikte yasiyor ise arz ettigim gibi hastaneden cocugun DNA testinin yapilmasini isteyebilir bunun sonucunda siz bu testi delil olarak mahkemeye sunarsiniz hayir birlikte degil ise cumhuriyet savciligina konuyu bildirin cunku bu ayrintiyi eklemem gerekir ki cocuk kurtaj olsa dahi bir olaydan hatirladigim kadariyla ceninin parcalari en az 3 yil boyunca anne rehminde kalmisti ve adli tip kurumu bu parcalardan yola cikarak DNA tespitinde bulunarak kadinla evli olan erkegin cocugun babasinin oladigini tespit etmisti.

Umarim dusunce ve tavsiyelerim size yardimci olsun.

Saygilarimla
Old 22-01-2008, 23:35   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Gebelik kadında gerşekleşen bir olaydır .Kürtaj kadının vücuduna yapılan bir müdahaledir.Müdahale sonucu alınan dokuda, kadının rızası olmaksızın herhangi bir tıbbi test uygulanamaz.

Yani olayı hasta hakları bakımından incelemek ve görüş oluşturmak zorunluğu olduğunu düşünüyorum.

Operasyon sonrası(eğer doğru ise) anne rahminde kalan artıkların incelenmesinde de yine kadının izni olmaksızın bu incelemenin yapılması bence mümkün değildir.

Savcılığın yetkisi ancak bir suç işlenmesi bakımından düşünülebilecek bir durumdur.Sadakatsizlik diye bir suç TCK da düzenlenmediğine göre böyle bir izin söz konusu olamaz.

Olayda ,eşin sadakatsizliği ispat etmek için,kadının vücut bütünlüğüne müdahale edilmesini isteme hakkı ve bunu temin edecek hukuk yolu bence yoktur.

Kadınlar "hasta haklarından" tam,eksiksiz,eşit itibar sahibi yurttaşlar ve hak sahibi olarak yararlanırlar.

Dayanak:
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Bu Sözleşme, Türkiye Cumhuriyeti tarafından 4 Nisan 1997 tarihinde imzalanmış; Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da 3.12.2003 tarihinde onaylanmıştır.

Madde 1 – Konu ve Amaç

Bu Sözleşmenin tarafları, tüm insanların haysiyetini ve kimliğini koruyacak; biyoloji ve tıbbın uygulanmasında, ayrım yapmadan herkese, bütünlüklerine ve diğer hak ve temel hürriyetlerine saygı gösterilmesini güvence altına alacaklardır.

Bölüm II – Muvafakat

Madde 5 – Genel Kural

Sağlık alanında herhangi bir müdahale, ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve bilgilendirilmiş olarak muvafakat vermesinden sonra yapılabilir.

Madde 22 – İnsan Vücudundan Alınmış Parçalar Üzerinde Tasarruf

Bir müdahale sırasında insan vücudunun herhangi bir parçası alındığında, bu parça, yalnızca uygun bilgilendirme ve muvafakat alma işlemlerine uyulduğu takdirde, çıkarılma amacından başka bir amaç için saklanabilir ve kullanılabilir.


Hasta Hakları Yönetmeliği
Madde 5;
d) Tıbbi zorunluluklar ve kanunlarda yazılı haller dışında, rızası olmaksızın kişinin vücut bütünlüğüne ve diğer kişilik haklarına dokunulamaz.
e) Kişi, rızası ve Bakanlığın izni olmaksızın tıbbi araştırmalara tabi tutulamaz.

Madde 12- Teşhis, tedavi veya korunma maksadı olmaksızın, ölüme veya hayati tehlikeye yol açabilecek veya vücut bütünlüğünü ihlal edebilecek veya akli veya bedeni mukavemeti azaltabilecek hiçbir şey yapılamaz ve talep de edilemez.

Madde 21- Hastanın, mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır.

Madde 22- Kanunda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, kimse, rızası olmaksızın ve verdiği rızaya uygun olmayan bir şekilde tıbbi ameliyeye tabi tutulamaz


Madde 23- Sağlık hizmetinin verilmesi sebebiyle edinilen bilgiler, kanun ile müsaade edilen haller dışında, hiçbir şekilde açıklanamaz

Madde 24- Tıbbi müdahalelerde hastanın rızası gerekir

Anayasa
md.90/son

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır

md.17/2

Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tâbi tutulamaz.
Old 23-01-2008, 18:48   #6
avukat-21

 
Varsayılan

Av.Habibe Yılmaz'a katılıyorum...Gebelik devam ederken veya bittikten sonra kadının vücuduna müdahale ile,rızası olmadan DNA testinin yaptırılamayacağını düşünüyorum..
Av.Umut'un görüşlerine göre,Cumhuriyet Savcılığının onayı olmadan cenin gömülemeyeceğinden kürtaj sonrası cenin üzerinde DNA testi yaptırılabilir...Ancak,Cumhuriyet Savcılığı gömme onayını nasıl veriyor acaba? Yani erkeğin onayı mı alınıyor?
Old 23-01-2008, 21:12   #7
umutlaw

 
Varsayılan

Efendim, Bir kadin hangi sartlar altinda olursa olsun cocugunu aldirmak zorunda ise hastane bu hususu kayitlara gecmek ve tutanak duzenlemek zorundadir nitekim belirttigim gibi duzenlenen tutanakta diger doktorlarin onayida mevcut olmasi gerekmektedir bunun baslica sebebi ceninin olumune sebep olabilecek etkenleri kasten olmadigini tespit etmektir. Eger olayda kasten bir hareket var ise Cumhuriyet Savcisinin olaya mudahele etme hakki oldugu gorusundeyim.
Yine, evlilik birligi icerisinde cocugun hem anne ve hem baba ya ait oldugu gorusundeyim nitekim bu nedenle her iki tarafinda cocuk hakkinda bilgi edinme haklari oldugu kanaatindeyim.

Saygilarimla
Old 23-01-2008, 23:35   #8
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.umutlaw

Alıntı:
Eger olayda kasten bir hareket var ise Cumhuriyet Savcisinin olaya mudahele etme hakki oldugu gorusundeyim.

Soruyu soran üye zaten açıklama yapmıştır ve tıbbi zorunluluk nedeni ile kürtajın yapılabileceğini belirtmiştir.

Sadakatsizlik gibi tıbbi zorunluluk nedeni ile de kürtaj operasyonu yasalara göre suç değildir.Öyle ise yine savcılık makamının olayla ilişkisi hiç bir biçimde kurulamayacaktır.

Alıntı:
her iki tarafinda cocuk hakkinda bilgi edinme haklari oldugu kanaatindeyim.

Anlaşılan o ki,burada bilgi edinme isteği,fetüsün hangi tıbbi sebeple yaşamadığı değildir.Buradaki niyet ;anne adayının özel hayatına ait bilgilerini edinme isteğidir.Bu istek ;daha önceki mesajda belirtilen hakları ve yasal düzenlemeyi bertaraf edecek "daha çok korunmaya değer" değildir.

Kanaatlerimizi; ulusal ve uluslararası güvenceye bağlanmış hakları dikkate alarak oluşturmak gerektiğini düşünüyorum.
Old 24-01-2008, 13:15   #9
umutlaw

 
Varsayılan

Efendim, belirtmis oldugunuz gorus, elestiri ve aydinlatici bilgileriniz icin sizden tesekkur ederim.
Sayin Hocam ben ogrenciyken Doc.Dr. YILDIRIM, Suanda Sayin Prof.Dr.YILDIRIM her zaman bir konuya acik bir sekilde dokunurdu: DURUSTLUK KURALI. Ilk soruyu soran Sayin Uye hanimefendi / beyefendi her ne kadar konuyu anlatmislarsa da kendi goruslerinin katkisiyla ifade etiklerinden bir hukukcu olarak ilk once olayi ucuncu kisiden duydugum icin durustluk kurali cercevesinde bakmam gerektigi kanaatindeyim.
Konu eger kasten vuku bulmamis ise, Yani ; Cocuk dusurme olasiliklari,kadin vucudunun belirli tibbi sonuclar geregi gebeligi kabul etmemesi, su torbasinin yirtilmasi, rahim agzinin genislemesi ( ki bunun icin yine zorunlu kurtaj soz konusu olamaz cunku rahim agzi dikilerek cocugun saglikli bir sekilde dunyaya gelmesine yardim edilebilir), elde olmayan dis etkenler veya kazalar sonucu ve yine yasanin belirledigi surec icerisinde gerek sahsi istek ve gerek doktor istegiyle ( cocugun ilerideki sagligi konusundaki endiseler yuzunden) kurtaj edilmesi mumkun olabilir nitekim eger olay tam tersine olup farz olarak bir kisi evliyken baska bir sahisla iliskiye girip bunun sonucunda hamile kalmasi ve bunun esi tarafindan anlasilacagi kaygisiyla karnina darbeler ve dogal olmayan dis aletler vasitasiyla ve yine turlu ilaclar kullanarak kasten dusurmeye calisirsa ve bu husus kurtajdan onceki tetkiklerde anlasilip ilgili doktorlarin raporunda gecerse bu hususun bizzat hastanenin sikayeti veya esin sikayeti uzerine Cumhuriyet Savciligi tarafindan incelenebilecegi kanaaindeyim.
Evlilik bagi var ise ozel hayat tam ortadan kalkmamakla beraber kismen paylasildigi kanaatindeyim ve diger kismi ise sadakat vaadi cercevesinde korunmakta olabilecegi ve tabi ki bu ahdi bozmak istegi sahsin kendisine ait olabilecegi dusuncesindeyim.Ancak eger bu ahdi kirarken, ahdi kirmak isteyen es diger esin ozel hayatini etkiliyorsa o zaman durumun farkli olabilecegi dusuncesindeyim nitekim bundan yola cikarak cocugun aile birligi icerisinde sadece anneye degil anne ve babaya ait oldugu kanaatindeyim ve is bu nedenle erkegin cocugunun nesebini tayin etme isteginin kadinin ozel hayatina mudahele olamayacagi dusuncesindeyim nitekim bunu hemen aciklamamda fayda goruyorum ki yasayi incelerken sadece maddelere degil belki o hukuki maddelerin olaya iliskin etkisini ve sonuclarinida incelemek ve cok derin dusunmek gerektigi kanaatindeyim.
Mukerrer olarak arz etmem gerekir ki belirtmis olduklarim sadece sahsi tecrube ve kanaattir.
Saygilarimla
Old 25-01-2008, 12:52   #10
avukat-21

 
Varsayılan

Teşekkür ederim...
Kadının tıbbi olarak zorunlu kürtaj sebebi dış gebelik..(Tıbbi bilgim olmadığı için dr.ların ifadesinden yola çıkıyorum..)
Evlilik birliği devam ederken,bir başka adamın çocuğun kendisinden olduğunu iddia ederek,babalığın tesbiti davası açması nasıl ki esasa ilişkin inceleme yapılmadan reddediliyorsa,bu anlamda sayın Umut'un söylediklerine katılıyorum....Ancak,sorumun cevabını alamadım(?)
Old 25-01-2008, 13:06   #11
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.avukat-21

Alıntı:
ceninin nesep tesbiti karısının onayı olmaksızın ne şekilde gerçekleştirilebilir??

Sorunuz yukarıdaki gibiydi.

Bu konudaki isteğin yasal olarak karşılanmasının mümkün olmadığına ilişkin görüşlerimi ve dayanaklarımı önceki mesajlarda yazdım.

Fakat siz;
Alıntı:
Ancak,sorumun cevabını alamadım(?)
diyorsunuz.

Sorunuzun en kısa yanıtı; kadının onayı olmadan kürtaj materyalinden nesep tayini yaptırmanın hukuken mümkün olmadığıdır.

Aksi görüşte iseniz,hukuksal dayanak belirterek bilgilerimizi bizimle paylaşmanızı rica ediyorum.
Old 25-01-2008, 14:54   #12
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Ek yanıt;

Sn.Sn.avukat-21

Önceki yanıtlarımı aynen koruyarak ve savunarak ,

Eğer konu,eşin sadakatsizliği ispat için inceleme değilde bir suç sözkonusu olsaydı,(örneğin cinsel saldırı sonrasında gebelik oluşmuş olsaydı);

*CMK 78.maddeye göre sadece hakim kararı ile B]Moleküler genetik incelemeler soybağının veya elde edilen bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura ait olup olmadığının tespiti için zorunlu olması sebebi ile yapılabilir ve Alınan örnekler üzerinde bu amaçlar dışında tespitler yapılmasına yönelik incelemeler yasaktır Sonuçlar ise kişisel veri niteliği taşıdığından başka bir amaçla kullanılamaz ; dosya içeriğini öğrenme yetkisine sahip bulunan kişiler tarafından bir başkasına verilemez.CMK 80/1
Old 29-01-2008, 13:59   #13
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Sayın Av.21;

Çok hassas ve zor bir konu;zor bir olay ve zor duyguların karışık olduğu bu sorunuza,yalnız hukuka ait değil,yaşama ve insana ait yönleri de olduğu için,uzun uzun düşünerek,cevap vermemenin belki daha faydalı olacağı duygusunu da taşıyarak ve size güvenerek,bu olaya tüm yanlarına faydalı olabilecek bazı bakış açıları ve önerilerimi şu şekilde aktarmayı uygun buluyorum :

Eşinin kendisini aldattığını,sadakatsiz olduğunu düşünen müvekkilinizin,çocuğun kendisinden olup olmadığını öğrenmek tabii ki hakkıdır. Güven duygusu sarsılmış ve bu kanaate varmışsa zaten,boşanmayı istemek ve düşünmesi de normaldir. Bunun için,ya müstakil bir tedbir talebi ile(Kürtaj yapılması her an sözkonusu olmakla,kaybolması ihtimali yüksek ve hatta kaçınılmaz olan DNA testi delilinin açılacak boşanma davasında en önemli delil olması nedeniyle ) bu tesbitin yapılmasını aile mahkemesinden müstakil bir tedbir talebi ile istemek mümkün olduğu gibi,hemen açılacak boşanma davası kapsamında da bu yönde bir tedbir talep edilebilir.

Anladığım kadarıyla kadının da,bu çocuğun babasının, kocası dışında bir erkek olduğundan kuşkusu,hatta müvekkilinizin emin olduğu gibi kesin bilgisi var. O yüzden tıbbi zorunluluk bahanesi ile çocuğu kocasının iznine ve katılımına gerek olmadan kürtajla aldırmanın planını yapmış görünüyor. Zira koca da katılır ise,cenin üzerinde DNA testi yaptırma tehlikesi doğacaktır.Durum öyle görünüyor.

Ancak konunun ikinci boyutuna gelince,bu DNA testinin,müşterek çocuğun velayetinin anneden alınması için delil toplama ve hazırlık oluşturmak amacı taşıması bana ahlaki,vicdani ve hukuki gelmiyor. Müvekkilinizin,bu hamileliğin başkasından olduğuna dair emin olma derecesindeki bilgisi,bu olay öncesine dayanan olayların tahmin edilebilecek klasik sebepleri arasında,kadının kocası tarafından aldatılmış olması,sevgisiz ve ilgisiz kalışı,mutsuz oluşu ve belki bu ruh hali içinde düştüğü hatalardan kaynaklı bir olay yaşamış olmasını büyük ihtimal olarak düşündürüyor. Bunu da şuradan çıkarabiliriz : Koca,kendi duyguları zedelendiği için değil,müşterek çocuğun velayetini istemek ve haklı görünmek için bu DNA testini istemektedir. Yani duygusal açıdan bu olayı hazmetmiş,yara almamış ve aksine bu olaydan kar elde etmeye yönelik hesapları var. Kadın ise köşeye sıkışmış,başına gelebilecek velayet savaşını kaybetmemek için DNA testinden kurtulma planı içinde. Yani kadının zorlukları daha büyük gibi. Kocanın yapmış bulunduğu muhtemel aldatmaların tıbbi izlerini kadın elde etmeyi ve DNA testi yaptırmayı başaramadığı için ve bu ihtimal neredeyse imkansız olduğu için,kendi olayında üzerinde kalan izleri ve DNA testi gibi bir delili yok etmeye çalışarak ve testten kaçarak,bu haksız dengeyi telafi etmeye çabalamakta gibi.

Durum ne olursa olsun,aralarında bu tartışmanın ve sorunun geliştiği karı koca arasında korunmaya değer bir aile birliğinin ve evliliğin olmadığı açık. Bu nedenle boşanmaları gerekli ve faydalı ve görünen o ki,bu sonuç kaçınılmaz. Ama,kadını bu olaya iten nedenler(benim şahsi fikrimce kocasına karşılık vermesi,ne kadar duygusal zarar görmüş olursa olsun,kocasından intikam alması veya duygusal boşlukları,zayıflığı nedeniyle bu hataya düşmüş olması,gerek kişisel gerekse toplumsal ahlak açısından doğru değilse de ) özellikle kocasının kötü davranışları,hakaretleri,mutsuzluğu,sevgisizlik ve aldatılma gibi olayların akabinde öyle bir hataya düşmüş olması halinde,ilk hareketlerin ve sistemli mutsuzluk kaynağının kocası olduğunu ispat edebilmesi halinde, kendi hareketinin insani bir zayıflık ve çaresizlik,duygusal bocalama içinde gerçekleştiği de anlaşılır ise, bu durum ahlaksızlık olarak nitelenmeyip çocuğun velayetinin kendisinden alınmasına da sebep olamayacaktır. Kadının yaşantısı ve bu hadisesi ahlaksızlık değil de duygusal ve psikolojik açıdan açıklanabilir bir olaydan kaynaklı ise ve onu ahlaksız olarak nitelemeyi gerektirecek başkaca olumsuz durumları yoksa velayet hakkı yine kendisine verilecektir. Zira böyle bir olay bir insanı ahlaksız olarak nitelemeye yetmeyecek ve ölçü olamayacak bir olaydır.Ancak olaylar bunun dışında ise ve kadın gerçekten ahlaki değer yargıları zayıf birisi ise, kocasına karşı değil,çocuğuna karşı da ahlaki açıdan yetmeyecek zayıflıkta ise velayet hakkının ona verilmemesi sözkonusu olacaktır. Ki,çocuğun yaşının çok küçük olması halinde,idrak çağında olmayıp anasının ahlaksız yaşantısından küçük yaşı itibariyle etkilenmesi sözkonusu edilemeyeceğinden çocuğun velayetinin anneye verilmesine hukuken saknca görülmemektedir. Velayet hakkının tayininde çocuğun çıkarları ve özellikle anne bakım ve şefkatine ihtiyacı ön planda tutulan ölçülerdir. Velayet hakkının tayininde hareket noktası anne ve babanın çekişmesi değil,çocuğun iyi yetişme imkanı ve ihtiyaçları,çıkarlarıdır. Velayet anne babaya verilecek mükafat ve ayrıcalık değil,çocuğun ruhsal ve bedensel gelişiminin gerçekleştirilmesinde kendisine bu imkanları en rahat sunabilecek,özellikle küçük yaşlarda bakım,yeme,içme, giyme gibi ihtiyaçlarını karşılamada en uygun olan tarafa :tabiaten anneye tevdi edilecek bir kamusal görevdir. Mahkemeler velayet hakkını,uygun gördükleri tarafa kamu adına emanet etmektedir. Birinin diğerine üstünlüğünü kanıtlaması için araç olarak kullanmasına hukuk düzeni izin vermemekte ve bu oyunların dışında kalmaktadır. Anne veya babanın özel yaşamları,çocuğun iyi yetişmesine engel olacak ve ciddi sakınca teşkil edecek yönler taşımadıkça çocuğun bakım ve yetişmesine yönelik tutumlarının ve şartlarının çocuk açısından olumlu olması velayet hak ve görevinin tevdii için yeterli görülmektedir. Hatta,boşandıktan sonra annenin belli bir kişi ile evlilik dışı ilişki içinde olması ve aynı evde yaşaması dahi,çocuğuna iyi bakması ve onu ihmal etmemesi koşulu ile,velayetin anneden alınmasına hukuken neden olmamaktadır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Nesep Problemi Avukat Kamer Akgül Aile Hukuku Çalışma Grubu 2 24-09-2007 13:27
nüfus-nesep S.Taşkıran Meslektaşların Soruları 2 21-09-2007 08:47
yaş büyültme-nesep sorunu Av. Rahşan KÜPELİ Meslektaşların Soruları 1 12-09-2007 23:27
Ceninin evlat edinilmesi imge_nil Meslektaşların Soruları 6 13-04-2007 12:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06348991 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.