Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Çekte İki Farklı Tarih

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-12-2016, 20:35   #1
helios

 
Varsayılan Çekte İki Farklı Tarih

Merhaba,
Muvekkilimin lehtarı oldugu cekin sag ust kısmında keşide yeri ve tarihi kısmı var ve burda keşide tarihi olarak 22.08.2016 yazılı. Ama çekin alt kısmında ortada ise 15.07.2016 tarihi yazılı. Yazıların ikisi de keşideciye ait ve bunu kötüniyetli olarak yaptığı kanaatindeyim. Zira çeke dayalı ihtiyaci haciz kararını icra ederken "çekin süresi içinde ibraz edilmediği, çekte yer alanönceki tarihin geçerli olduğunu" ileri sürerek takibin iptalini istedi. Bu durumda borçlunun bu durumu bilerek ve isteyerek yarattığından bahisle takibin devamı yönünde karar verilmesini sağlayabilir miyim? Görüşlerinizi bekliyorum. Tesekkürler
Old 13-12-2016, 09:03   #2
av__emrah

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2005 / 7889
Karar: 2005 / 9950
Karar Tarihi: 06.05.2005

ÖZET: Dayanak belgede, çekin üst sağ bölümünde 18.04.2004 tarihi yazıldıktan başka, ayrıca borçluya ait imzanın yanında 17.03.2004 tarihine de yer verildiği tespit edilmiştir. Çeklerde vade öngörülmediği için çek üzerinde yazılı iki tarihten önceki tarihin keşide tarihi olarak esas alınması gerekir. Bu durumda 17.03.2004 tarihinden itibaren ibraz süresi geçirildikten sonra çekin 22.04.2004 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiği anlaşıldığından alacaklı müracaat hakkını kaybetmiştir. Takibin iptaline karar verilmesi gerekir.(2004 S. K. m. 170/A) (6762 S. K. m. 708, 709, 710, 711, 712, 713, 714, 715, 716, 717, 718, 719, 720)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili ve borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı Serkan Ökten vekili tarafından borçlu hakkında 5.000.000.000. TL. asıl alacağın ve eklentilerinin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 163 nolu ödeme emri tebliğ edilmiştir.

Borçlu vekili tarafından yasal süresinde İcra Mahkemesine başvurularak dayanak çekte birbirinden farklı iki ayrı keşide tarihinin yazılı olduğu belirtilmiş ve önceki tarihe itibar edilmesi gerektiğinden söz edilerek ibraz tarihinin geçirildiği ileri sürülüp takibin iptali isteminde bulunulmuştur.

Dayanak belgede, çekin üst sağ bölümünde 18.04.2004 tarihi yazıldıktan başka, ayrıca borçluya ait imzanın yanında 17.03.2004 tarihine de yer verildiği tespit edilmiştir. Çeklerde vade öngörülmediği için çek üzerinde yazılı iki tarihten önceki tarihin keşide tarihi olarak esas alınması gerekir. Bu durumda 17.03.2004 tarihinden itibaren TTK. nun 708 - 720. maddeleri gereğince ibraz süresi geçirildikten sonra çekin 22.04.2004 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiği anlaşıldığından alacaklı müracaat hakkını kaybetmiştir. O halde, İİK. nun 170/a-2. maddesi gereğince anılan husus resen gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 06.05.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 13-12-2016, 09:05   #3
av__emrah

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2001 / 10468
Karar: 2001 / 11509
Karar Tarihi: 26.06.2001

ÖZET: Takip dayanağı çekin incelenmesinde sağ üst köşede 15.9.2000 tarihi, sağ alt köşede ise 31.5.2000 tarihinin yazılı olduğu görülmüştür. Keşide tarihi genellikle uygulamada sağ üst köşeye yazılmakta ise de keşide tarihinin çekin ön yüzünden tereddüde mahal vermeyecek biçimde gün-ay ve yıl olarak belirtilmesi yeterli olup, tarihin yazılı olacağı yer konusunda bir sınırlama getirilmemiştir. Çeklerde vade olmayacağından çek üzerinde yazılı iki tarihten önceki tarih esas alınır. Bu tarihten sonraki bir tarihin yazılmış olması fuzuli bir işlem olup çekin kambiyo senedi olma vasfını etkilemez. Somut olayın incelenmesinde 31.5.2000 tarihi keşide tarihi olup sağ üst köşede yazılı olan 15.9.2000 tarihi nazara alınamaz. Çek 31.5.2000 tarihinden itibaren ibraz süresi geçirildikten sonra 15.9.2000 tarihinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olmakla alacaklı müracaat hakkını yitirmiştir. Mercice bu durum resen gözetilerek borçlu itirazının kabulü ile takibin iptaline karar vermek gerekirken istemin reddi isabetsizdir.(6762 S. K. m. 708, 720) (2004 S. K. m. 170/A)

Dava: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapmıştır. Takip dayanağı çekin incelenmesinde sağ üst köşede 15.9.2000 tarihi, sağ alt köşede ise 31.5.2000 tarihinin yazılı olduğu görülmüştür. Keşide tarihi genellikle uygulamada sağ üst köşeye yazılmakta ise de yasada keşide tarihinin çekin ön yüzünden tereddüde mahal vermeyecek biçimde gün-ay ve yıl olarak belirtilmesi yeterli olup, tarihin yazılı olacağı yer konusunda bir sınırlama getirilmemiştir. Çeklerde vade olmayacağından çek üzerinde yazılı iki tarihten önceki tarih esas alınır. Bu tarihten sonraki bir tarihin yazılmış olması fuzuli bir işlem olup çekin kambiyo senedi olma vasfını etkilemez. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olayın incelenmesinde 31.5.2000 tarihi keşide tarihi olup sağ üst köşede yazılı olan 15.9.2000 tarihi nazara alınamaz. Hal böyle oluncada çek 31.5.2000 tarihinden itibaren TTK.'nun 708-720. maddeleri gereğince ibraz süresi geçirildikten sonra 15.9.2000 tarihinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olmakla alacaklı müracaat hakkını yitirmiştir. Mercice İİK. 170/a maddesi gereğince bu durum resen gözetilerek borçlu itirazının kabulü ile takibin iptaline karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle istemin reddi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 26.6.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 13-12-2016, 12:40   #4
helios

 
Varsayılan

Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Ancak benim asıl kafama takılan, keşidecinin söz konusu eylemi kötüniyetle yapmış olmasından veya altta yazılı tarihin keşide tarihinden ziyade çekin teslim tarihine istinaden düşülen bir "not" gibi algılanıp algılanamayacağı husududur. Bu konudaki düşüncenizi merak ediyorum. Tekrar teşekkürler.
Old 13-12-2016, 15:25   #5
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

İcra Mahkemeleri dar yetkili mahkemelerdir. Dolayısıyla takibin iptali konulu bir davada İcra Mahkemesi, borçlunun kötüniyeti gibi bir iddiayı dinlemez, incelemez ve de irdelemez.

Burada kural şu : çek üzerinde iki ayrı keşide tarihi varsa, önceki tarih dikkate alınır. Sizin durumunuzda da çek bankaya ibraz edildiği tarihte üzerinde iki farklı tarih varsa ve müvekkiliniz önceki tarihi baz alarak ibraz sağlamadıysa İcra Mahkemesi de durumu buna göre değerlendirir.

(Bu arada; Çek üzerine sonradan ikinci bir tarih atılmıştır, tahrifat yapılmıştır ya da çek üzerindeki ilk tarih çizilerek ikinci tarih geçerli olacak bir şekilde paraflanmıştır; bunlar ayrı durumlar. Bu gibi durumlar dışındaki haller için konuşuyorum.)

İcra Mahkemeleri dar yetkili olduğundan, sadece takibe yönelik şekli bir inceleme yapar. Dolayısıyla kötü niyete dayalı iddianızın, dar yetkili İcra Mahkemelerinde dikkate alınmayacağı görüşündeyim.

Kaldı ki üzerinde, iki ayrı tarih yazılı bir çek söz konusu iken ve bu bir yazılı delilken, siz sadece "borçlu bu yönde itiraz sunduğuna göre kötüniyetlidir." diyerek bu iddianızı kanıtlayamazsınız. Bu dava Genel Mahkemelerde görülen bir dava olsaydı da kötüniyet iddiasını ileri sürerken elle tutulur dayanaklarınız olmalıydı. Aksi takdirde iddianız/savunmanız afaki bir sözlü beyandan ibaret kalır ve Hakim tarafından dikkate alınmaz.

Bana göre siz buradan bir sonuç elde edemezseniz ve elinizde yeterli ve geçerli delilleriniz var ise bir dava açarak keşideci ile lehdar arasındaki temel ilişkiye dayanarak alacağınızı kanıtlama yoluna gidiniz.

Saygılar,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çekde Hileli Işlem... ozanaakyuz Meslektaşların Soruları 2 13-06-2014 10:39
ehliyet tarihi direksiyon sınavının kazandığı tarih midir, yoksa ehliyetin elden teslim edildiği tarih midir? AVUKAT1753 Meslektaşların Soruları 6 11-01-2012 09:01
Yargıtay 12 HD'nin 5.3.2004 tarih, 28124/5100 ve 16.12.1998 tarih 14029/14573 sayılı kararlarını arıyorum hayalihakime Meslektaşların Soruları 6 09-06-2011 08:05
çekde tek imza ismail kaynar Meslektaşların Soruları 2 17-04-2008 12:10
Vergi İadesi İçin Maaşın Hakedildiği Tarih Mi,yoksa Alındığı Tarih Mi Esastır nalan Hukuk Soruları Arşivi 3 04-03-2002 21:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06450796 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.