Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Değerlendirme 8- Dava Çeşitleri- Dava Şartları- İlk İtiraz

Yanıt
Old 23-12-2012, 16:01   #1
halit pamuk

 
Varsayılan Değerlendirme 8- Dava Çeşitleri- Dava Şartları- İlk İtiraz

DAVA ÇEŞİTLERİ

EDA DAVASI
----- Eda davası yoluyla mahkemeden, davalının, bir şeyi vermeye veyayapmaya yahut yapmamaya mahkûm edilmesi talep edilir. (HMK.m.105) Bu maddede,hukuk uygulaması bakımından son derecede önem taşıyan ve sıklıkla kendisinemüracaat edilen bir dava çeşidi olan, eda davalarına ilişkin genel birdüzenleme getirilmiştir.Eda davaları, davalının bir şeyi vermeye veya yapmayayahut yapmamaya mahkum edilmesini hedefleyen bir dava çeşididir. Buradaki“yapmamaya” ibaresinin kapsamına bir şeyi yapmaktan kaçınma eski deyişle“içtinap etme” hâli de dahildir.(Madde gerekçesi)

TESPİT DAVASI

---- Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukukiilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığınınbelirlenmesi talep edilir.Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnaidurumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararıbulunmalıdır.Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunuoluşturamaz. (HMK.m.106)

------ Tespit davasında nasıl harç alınır?Uygulamada bu konuda değişik kararlar vardır. Ancak Yargıtay Hukuk GenelKurulu, 13.03.1996 tarih ve 2/6-144 sayılı kararında, vasiyetnamenin geçersizolduğunun tespiti davasının maktu harca tabi olduğuna karar vermiştir. AncakHGK’nın 21.1.2009 tarih ve 2008/21-805 Eve 2009/12 sayılı kararında, tespit davalarında nispi harç alınması gerekir,demiştir.

----- Maddi vakıalar tek başına dava konusuyapılamaz. Örneğin bir davada, davacı avukat vekili olarak takip ettiği birdavada kararın tebliğini daimi katip S. E adlı kişiye yapıldığını kararın buşekilde kesinleştirildiğini; ve bu nedenle böyle bir katibinin bulunmadığınıbildirerek bu tebligatın geçersiz olduğunun tespiti ile iptaline kararverilmesi istemiş, Yargıtay, Maddi vakıalar tek başına dava konusu yapılamaz,gerekçesiyle dava reddedilmelidir, demiştir. (4. HD, 22.10.1991, 9385/9074)

----- Hukuki sorunlar tespit konusu yapılmaz. Yargıtayyabancı tahkim kaydının geçersiz olduğu iddiası üzerine, bu kayda müstenidenalınacak yabancı hakem kararlarının tenfiz edilip edilemeyeceğin tespitindedavacının menfaati olduğunu kabul etmiştir. (Alangoya- Nevis- Yıldırım. MedeniUsul Hukuku Esasları-sh. 203.7. Baskı)

----- Hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesindehukuki yararın bulunması şu üç şartın birlikte bulunmasına bağlıdır:
a) Davacınınbir hakkı bir hakkının ya da hukuki durumunun güncel bir tehlike ile tehditedilmiş olması
b) Butehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olması ve buhususun davacıya zarar verecek nitelikte olması
c) Yalnızkesin hüküm etkisine sahip olup cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmünün butehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır.

--------Yargıtay uygulamasında, Eda davasıaçmak mümkünken tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabuledilmişti. Yeni düzenlemede HMK.m.107/ 3göre, “kısmi eda davası açılabileceği hallerde tespit davası da açılabilir vebu durumda hukuki yarar var olduğu kabul edilir. (Karslı- Medeni Muhakeme DersKitabı- Sh. 337.2. Baskı) Ancak Pekcanıtez’e göre, kanunun koyucunun amacı,davacının talep sonucunun belirlemesinin imkansız veya kendisindenbeklenemeyecek derecede zor olması halinde, alacağının bir kısmını kısmi dava olarak açarak, geri kalan kısmının tespitini istemesinin mümkünolmasıdır. (Pekcanıtez-Atalay- Özekes- MedeniUsul Hukuku- Sh. 369. 13. Baskı)

--------- Görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ilerisürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur.(Kuru- Hukuk Muhakemeleri Usulü. II cilt Sh. 1430. 6.Baskı)

--------- Yargıtay olumlu tespit davasının açılmasınınzamanaşımını keseceğini; menfi tespit davasında ise, davalının def’i ilezamanaşımını keseceğini kabul etmektedir. (UMAR- Hukuk Muhakemeleri KanunuŞerhi. Sh. 298. Vd)

BelirsizAlacak Ve Tespit Davası
------ Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tamve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bununimkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya dadeğeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafınverdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesinolarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesiyasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.Ayrıca,kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve budurumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir. (HMK.m.107)

------Zamanaşımı süresi belirsiz alacak davası açılması ile tüm alacak içinkesildiğinden, davacının belirleyemediği alacağının zamanaşımına uğraması riskibulunmamaktadır.( (Pekcanıtez-Atalay- Özekes- Medeni Usul Hukuku- Sh. 373 13. Baskı)

------ Belirsiz alacak davasında tahkikataşamasında alacağın miktarı tam olarak belirlendikten sonra, eksik olan harcınödenmesi gerekir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes- Medeni Usul Hukuku- Sh. 375 13.Baskı )

------ Davacının dava dilekçesinde belirtmesigereken asgari miktar istenildiği kadar gösterilecek miktar değildir. Herşeyden önce asgari miktarın davacının dava açtığı sırada asgari olarakbelirleyebildiği bir miktar olmalıdır. Bu miktarın belirtilmesi, açılan davada harçalınması ve avans alınması, teminat alınması açısından önem taşınmaktadır.((Pekcanıtez-Atalay- Özekes- MedeniUsul Hukuku- Sh. 385 13. Baskı)

----- Yargıtay 9. Hukuk Dairesine göre, 1 ekim 2011tarihinden önce açılan kısmi davanın koşullarıtaşıması halinde, belirsiz alacak davası açılıp sonuçlandırabileceğigörüşündedir. (9. HD, 23.1.2012, 51609/1072)

------Manevi tazminat davaları belirsiz alacak davası şeklinde açılabilir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes- Medeni Usul Hukuku- Sh. 412 13.Baskı)


İNŞAİ DAVA

------ İnşaî dava yoluyla, mahkemeden, yeni bir hukuki durumyaratılması veya mevcut bir hukuki durumun içeriğinin değiştirilmesi yahut onunortadan kaldırılması talep edilir.Bir inşaî hakkın, dava yoluylakullanılmasının zorunlu olduğu hâllerde, inşaî dava açılır.Kanunlarda aksibelirtilmedikçe, inşaî hükümler, geçmişe etkili değildir. (HMK.m.108)

------ “….. adi ortaklığın haklı sebepten dolayıfeshi ve karar tarihine kadar devam eden dönem için tasfiye öngörülmüştür.Haklı nedenle ile feshe karar verilmesi halinde adi ortaklık hükmün kesinleşmetarihinde sona erer.” (13. HD, 28.12.1984, 6773/8297)

----- “Genel kurul kararlarının iptali geçmişeetkilidir. Ancak, iyiniyetli üçüncü kişilerin hakları saklıdır.” (11. HD,6.3.1984, 502/1267)

------ Tenkis davasının kabulü halinde mahkemeninkararının tenkise ilişkin bölümü inşai hüküm, malların geri verilmesine ilişkinbölümü ise eda hükmü olmaktadır. (Kuru- Hukuk Muhakemeleri Usulü. II cilt Sh. 1482. 6.Baskı) (11.11.1994 ve 4/4 sayılı İBK)

KISMİDAVA:

----- Kısmi dava niteliği itibariyle bölünebilirtalepler için söz konusudur.

------ HMK, talep konusu miktarın taraflaraarsında tartışmasız ve açıkça belirli olması durumunda, kısmi davaaçılmayacağını hüküm altına almıştır.
AncakPekcanıtez bu hükmün dava açılması halinde uygulanabileceğini, alacaklı icratakibi yaparsa bu konuda hiçbir engel olmadığını ileri sürmektedir, Y eter ki alacağın takibe konulmayan kısmızamanaşımına uğramasın. (HMK değerlendirilmesi Sh. 87. HUKAP Yayınları) Ancakbu görüşe katılmanın imkanı yok, ziradava açılamayacak bir durumda icra takibi yapılmasında da hukuki yarar bulunmamaktadır.Bu nedenle kısmi icra takibi yapılması durumunda bu şekilde icra takibiyapılmayacağı gerekçesiyle şikayet yoluna gidilmesi gerektiği kanaatindeyim….

------ 6100 sayılı HMK ile birlikte davadilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması halinde, zımni feragat edilmiş sayılacağına ilişkinYargıtay uygulamasına son verilmiştir. HMK.m.109/3 göre Dava açılırken, talep konusununkalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi davaaçılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamınagelmez.”

------Pekcanıtez’e göre, kısmi davadan sonradan ek dava açılmak istenirse, alacağıngeri kalan kısmi ancak kesin hüküm verilinceye kadar mümkün olmalıdır,demektedir. ((Pekcanıtez-Atalay- Özekes- Medeni Usul Hukuku- Sh. 411 13. Baskı)

------ Kısmi dava açılması ile alacağının yalnızkısmi dava konusu yapılan kısmı için zamanaşımı kesilir.

--------Kısmi dava ile ek dava arasındakiilişkiyi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu yeni tarihli bir kararında gerçekten çokiyi bir şekilde cevaplamaktadır, özellikle takdiri delil olan bilirkişiraporunun kesin delille dönüşmesi yönündeki ifadeleri dikkat çekicidirKısmi dava sürerken ek davanınaçılmış olması halinde davalı ilk itirazda bulunarak birleştirme istememişsekısmi dava ile ek dava birleştirilemez. Ancak, ek davaya bakan mahkeme kısmidavanın sonuçlanmasını bekletici sorun yapmalıdır. Çünkü, kısmi dava tamamenveya kısmen reddedilecek olursa bu karar ek dava için kesin hüküm teşkiledecek, kısmi dava tamamen kabul edilirse de kararın tespite ilişkin bölümü ekdava için kesin hüküm teşkil edecektir.
Açıklanan hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.02.1980 gün ve 1980/9-73esas, 1980/186 karar sayılı; 02.06.1982 gün ve 1981/11-1130 esas, 1982/549karar sayılı ve 09.11.1988 gün ve 1988/15-572 esas, 1988/898 sayılıkararlarında da açıkça vurgulanmıştır. Kısmi davada alınan ve kesinleşenhükmün dayanağını teşkil eden bilirkişi raporunun kısmi dava tutarını aşanbölümünün açılan ek davada mahkemeyi bağlayacak nitelikte bir kesin delilmahiyetinde olup olmadığı konusundaki uyuşmazlığa gelince; Kural olarak,kısmi davada alınan bilirkişi raporlarının açılan ek dava yönünden kesin delilolmayacağı gerek öğretide gerek yargısal uygulamada kabul edilmiştir. Ne varki, kısmi davada kesinleşen hükme esas alınan rapor tümüyle inceleme veitiraz konusu yapılıp, tüm yargısal denetim yollarından geçerek toplam alacak miktarınıortaya koyacak şekilde kesinleşmiş ve taraflar yönünden yargısal denetimyolları tüketilerek usulü kazanılmış haklar gerçekleşmişse kesin delil olarakdeğerlendirilmesi gerekeceği de ortadadır. Bu nedenledir ki, bilirkişiraporlarının takdiri delil oldukları kural ise de somut olay özelliklerine görekesin delil niteliği alabilecekleri de göz ardı edilmemelidir” ((YARGITAYHUKUK GENEL KURULU E. 2007/15-126 K. 2007/210 T. 18.4.2007)




DAVA YIĞILMASI

----- Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birdenfazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için,birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer almasıve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır.(HMK.m.110)

------ Dava yığılması şeklinde açılan davlardahet talep için ayrı ayrı vekalet ücrei hükmedilmelidir. ( 11. HD, 31.05.2011,2009/12830e Ve 2011/6627)

------ Dava yığılmasının şartları mevcut olmadığıhalde, birden fazla talep için birliktedava açılmış ise, mahkeme bu davalarıayırmak zorundadır.

TERDİTLİDAVA-----Davacı, aynı davalıya karşı birdenfazla talebini, aralarında aslilik-ferîlik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı davadilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veyaekonomik bir bağlantının bulunması şarttır.Mahkeme, davacının asli talebininesastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükmebağlayamaz. (HMK.m.111)

----- 22.05.1987 gün ve 4/5 sayılı İBK uyarınca,mirasçılar, tenkis davası açtıktan sonra, ayrı bir dilekçe ile BK’nun 18.Maddesine dayalı muvazaa nedeniyle Tapu İptal Ve tescil davasıaçabileceklerdir.

----- Karşılık dava da terditli açılabilir.

SEÇİMLİK DAVA

----- Seçimlik borçlarda, seçim hakkıkendisine ait olan borçlu veya üçüncü kişinin bu hakkı kullanmaktan kaçınmasıhâlinde, alacaklı seçimlik dava açabilir. Seçimlik davada mahkeme, talebinhukuka uygun olduğu sonucuna varırsa, seçimlik mahkûmiyet hükmü verir.Seçimlikmahkûmiyet hükmünü cebrî icraya koyan alacaklı, takibinin konusunu, mahkûmiyethükmünde yer alan edimlerden birine hasretmek zorundadır. Ancak, bu durum,borçlunun, diğer edimi ifa etmek suretiyle borcundan kurtulma hakkını ortadankaldırmaz. (HMK.m.112)

TOPLULUKDAVASI

------- Dernekler ve diğer tüzel kişiler, statüleri çerçevesinde,üyelerinin veya mensuplarının yahut temsil ettikleri kesimin menfaatlerinikorumak için, kendi adlarına, ilgililerin haklarının tespiti veya hukuka aykırıdurumun giderilmesi yahut ilgililerin gelecekteki haklarının ihlal edilmesininönüne geçilmesi için dava açabilir. (HMK.m.113)

-----Tazminat istemini içeren topluluk davası açılabilmesi HMK’da düzenlememiştir.

------ Bu davalarının sonunda verilen hükümler,ilgililer hakkında kesin hüküm teşkil etmez.

----- Tüzel kişinin topluluk davası açabilmesiiçin, tüzel kişinin statüsünün (tüzüğünün) tüzel kişiliğe bu konuda dava açmayetkisi tanımış olması gerekir. (Yılmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi. Sh.759)

DAVAŞARTLARI

------- Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.



b) Yargı yolunun caiz olması.


c) Mahkemenin görevli olması.


ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.


d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin sözkonusu

olduğuhâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.

e) Dava takip yetkisine sahip olunması.


f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetinesahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.


g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.


ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.


h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.


ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.


i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması
.

-----Özel dava şartları:

a) İİK.M.277Uyarınca iptal davası açabilmek için alacaklının elinde borç ödemeden acizbelgesi bulunmalıdır.
b) Borçtankurtulma davasının dinlenebilmesi için teminat yatırılması zorunludur.
c) Davalıeşe ihtar kararı tebliğ ettirmeden terk nedeniyle boşanma davası açılamaz.
d) Mirasçınınalacaklılarının tenkis davası açabilmesi için, aciz belgesi ve ihtar ayrı ayrıdava şartıdır.
e) Anonimşirket yönetim kurulu üyelerine karşı denetçiler tarafından dava açılabilmesiiçn genel kurul tarafından dava açılmasına karar verilmiş olmalıdır.

----- Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın heraşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını herzaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit edersedavanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığınıngiderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içindedava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyleusulden reddeder.Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesindenönce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bunoksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, davausulden reddedilemez . (HMK.m.115)

-----Velayet altındaki küçüğün davanın görülmesi sırasında reşit olması durumundadavanın reddine karar verilemez.

------İlk önce mahkemeye ilişkin dava şartları; sonra taraflar ilişkin ve en sonolarak da dava konusuna ilişkin dava şartları incelenir.

------ Dava, Dava şartı yönünden reddedildiğiiçin asıl hak bakımından kesin hükümoluşturmaz. Noksanlık giderildiği zaman yeniden dava açılabilir. (8. HD,9.10.1991, 13334/13724)

İLKİTİRAZLAR.

------ Kesin yetki kuralının bulunmadığıhâllerde yetki itirazı,Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiğiitirazı, ilk itirazdır.

------- İlk itirazların hepsi cevapdilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.İlk itirazlar,dava şartlarından sonra incelenir. İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir vekarara bağlanır

------- Süresinde yapılmayan ilk itirazın süresi,geçtikten sonra yapılması halinde, karşı taraf buna karşı çıkmasa dahi, hakim bunu kendiliğinden gözetmek zorundadır.
Old 25-12-2012, 15:27   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

Bir dava şartı olan Türk mahkemelerinin yargılama hakkı ilgili olarak bir içtihat:

Yargıtay
13. Hukuk Dairesi

Esas : 1989/3896
Karar : 1989/6648
Tarih : 16.11.1989


Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı; iki dairesini ABD. Konsolosluğu'na kiraladığını, ödenmeyen telefon faturaları ile hor kullanma karşılığı 3.029.280 liranın ödetilmesini istemiştir.

Davalı; milletlerarası hukuk ve Viyana Anlaşması'na göre, bir devletin başka bir devlet tarafından yargılanmayacağını öne sürerek davalıya husumet düşmeyeceğini savunmuştur.

Mahkemece; bir devletin, bir başka devlet tarafından yargılanmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

İddia ve savunmadan anlaşıldığı üzere kira sözleşmesi davacı ile ABD. Konsolosluğu arasında kurulmuştur. Konsolosluk, ABD.'nin temsil ettiğinden olayda kira ilişkisi davacı ile ABD. arasındadır. 23.11.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 23. maddesi gereğince, yabancı devletle özel hukuk ilişkilerinden doğan hukuki uyuşmazlıklarda yargı muafiyeti tanınmaz. Aynı maddenin 2. fıkrasında da, bu gibi uyuşmazlıklarda yabancı devletin diplomatik temsilcisine tebligat yapılabileceği öngörülmüştür. Olayda dayanılan kira sözleşmesi hususi hukuk işlemidir. Davacı bu sözleşmeye aykırı davranıştan doğan hor kullanma tazminatı ve telefon kullanmadan doğan alacağını istemiştir. Olayın taraflar arasındaki niteliğine göre, davalı devletin olayda yargı muafiyeti bulunmamaktadır. O halde iddia ve savunma çerçevesinde işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır ve bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, istek olursa peşin harcın iadesine, 16.11.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 29-01-2013, 13:43   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

Belirsiz alacak davası ile ilgili yeni bir içtihat:

"taşıma sırasında oluşan zararın tazmini istemine ilişkin işbu dava, TTK’nun 767/1. maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, 07.12.2011 tarihinde yapılan ıslah ile artırılan dava miktarına karşı temyiz eden davalılar tarafından zamanaşımı def’inde bulunulmuştur. Mahkemece, eldeki davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olması nedeniyle zarar miktarının belirlenmesinin bilirkişi incelemesi ile mümkün bulunduğu, bu nedenle ıslah ile artırılan miktarın zamanaşımına uğramayacağı gerekçesiyle ıslah ile artırılan miktarı da kapsar şekilde hüküm kurulmuştur.Davaya konu kaza 15.10.2008 tarihinde meydana gelmiş olup, iş makinelerinde meydana gelen hasarın kaza tarihi itibariyle belirli veya belirlenebilir nitelikte olmasına göre, mahkemece dayanılan HMK’nun 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası koşullarını taşımayan işbu davada zamanaşımı süresi geçtikten sonra yapılan ıslah ile artırılan miktara yönelik ileri sürülen zamanaşımı def’i uyarınca ıslah ile artırılan kısmın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile zamanaşımı def’inin reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir." ( YARGITAY11. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2012/17790 KARAR NO : 2012/21290)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Değerlendirme -5- Dava Arkadaşlığı- Davanın İhbarı- Asli Müdahale- Fer'i Müdahale halit pamuk Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 9 22-02-2021 21:44
dava vekili ve iş takipçisi olma şartları nelerdir? armani Meslektaşların Soruları 1 22-12-2014 15:59
Değerlendirme-9- Dava Açılması- Davanın Geri Alınması- Dava Konusunun Devri halit pamuk Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 2 20-01-2013 15:57
Değerlendirme- 10- Davaya Cevap- Karşı Dava- Ön inceleme halit pamuk Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 0 30-12-2012 13:15
Kısmi dava mı, toplamı için tek dava mı yoksa önce tek bir dava açıp sonra ek dava mı açılmalı? Av. Mehmet Söylemez Meslektaşların Soruları 11 27-09-2012 17:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08158994 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.