Kıdem tazminatı-işçinin işten çıkarılması

Değerli meslekdaşlarım;

Müvekkil bir resmi kuruluşun lokanta işletmesinde özel şirket elemanı sıfatıyla garson olarak çalışmıştır. birkaç yıl çalıştıktan sonra işveren şifahi olarak işe gelmemesini ve yerine başkasını çalıştıracağını söylemiştir. Sonra da işveren müvekkilin sigorta çıkışını yapmıştır. Bunun üzerine müvekkil de işten ayrılmıştır. Sonra da kıdem, ihbar, fazla çalışma ücreti v.s haklarına ilişkin tazminat davası açtık. Yargılama aşamasında davalı işverence müvekkilin belirli tarihlerde işe gelmediğine veya geç geldiğine dair ve tutulduğu tarih yazmayan tutanaklar dosyaya ibraz edildi. Tutanaklar işverenin ve resmi kurumun iki amirinin imzalarını taşımakta. Tanık olarak dinlenen bu amirler, tutanakların işveren tarafından tutulduğunu ve kendilerinin de imzaladığını beyan ettiler. Bu arada işverence müvekkilin sözlemesinin feshine dair kendisine herhangi bir tebligat v.s yapılmamış. Sadece her şekilde ve her zamanda tutulmaya müsait tutulmaya bu tutanaklardan dolayı işverenin sözleşmeyi haklı olarak feshettiğinden bahsedilebilir mi?

Fesih bildiriminin kural olarak yazılı olarak yapılması gerekmektedir.Fesih sebebinin açık şekilde belirtilmemiş olması halinde dahi başka bir araştırmaya gerek kalmadan feshin haksız olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.

Devamsızlık nedeniyle iş akdinin feshinde, işveren önceklikle işçiye mazeretini bildirmesi için ihtarname göndererek süre vermeli, süre içinde mazeret bildirilmezse yeniden ihtarname düzenleyerek iş akdini feshetiğini bildirmelidir.

Saygılarımla

Alıntı: Yazan Baris.Ozkan Fesih bildiriminin kural olarak yazılı olarak yapılması gerekmektedir.Fesih sebebinin açık şekilde belirtilmemiş olması halinde dahi başka bir araştırmaya gerek kalmadan feshin haksız olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.

22. Dairenin 2011 tarihli bir kararında haklı fesih şartları varsa yazılı bildirime gerek olmadığına hükmedilmiştir. (Ben doğru bulmuyorum ama karar böyle, 9. Veya 7. Daire bu kararı destekliyormu bilgim yok)

Devamsızlığın hangi hallerde haklı fesih sebebi olabileceği yasada yazmakta, öncelikle müvekkiliniz aleyhine tutulan tutanaklar bu hususu karşılıyor mu?
Eğer bu durumu karşılamıyorsa sık devamsızlık geçerli sebeple fesih hakkı tanır, bunun için de işçinin savunması alınmalı, kendini düzeltmesi için makul süre verilmelidir ve fesih bildirimi yazılı olmalıdır.

Tanıklar işveren tuttu bizde imzaladık dediğinde hakim tutanağın gerçeğe uygun olup olmadığını sormadı mı? İmzaladıklarında müvekkiliniz işçinin gerçekten orada olmadığını?

Alıntı: Yazan olgu 22. Dairenin 2011 tarihli bir kararında haklı fesih şartları varsa yazılı bildirime gerek olmadığına hükmedilmiştir. (Ben doğru bulmuyorum ama karar böyle, 9. Veya 7. Daire bu kararı destekliyormu bilgim yok) Devamsızlığın hangi hallerde haklı fesih sebebi olabileceği yasada yazmakta, öncelikle müvekkiliniz aleyhine tutulan tutanaklar bu hususu karşılıyor mu? Eğer bu durumu karşılamıyorsa sık devamsızlık geçerli sebeple fesih hakkı tanır, bunun için de işçinin savunması alınmalı, kendini düzeltmesi için makul süre verilmelidir ve fesih bildirimi yazılı olmalıdır. Tanıklar işveren tuttu bizde imzaladık dediğinde hakim tutanağın gerçeğe uygun olup olmadığını sormadı mı? İmzaladıklarında müvekkiliniz işçinin gerçekten orada olmadığını?

Hakim sordu sayın meslekdaşım. Daha doğrusu biz soru olarak sordurduk. Ancak tanıklar yalan söylüyorlar. Zaten gerçekte tutanaklardaki gibi bir devamsızlık yok. Tutanaklar dava açıldıktan sonra tarihsiz olarak düzenlenmiş.Yani tanıklar yalancı tanıklar!