vekalet akdi - ticaret mahkemesinin görevsizlik kararı ve sonrasında ihtiyati tedbir

muhterem meslektaşlar,

müvekkil şirkette bir yönetim değişikliği meydana geliyor. gelir gider verilerini inceleyen yeni yönetim, avukatlık sözleşmesi vasıtasıyla çalıştıkları şirket avukatının şirketten haksız şekilde maddi menfaat sağlamaya çalıştığını, bu amaçla da şirketten farklı tarihlerle keşide edilmiş dört kıymetli evrak aldığını görüyorlar.

asliye ticaret mahkemesinde şirketin avukata söz konusu kıymetli evrakın havi oldukları toplam meblağı borçlu olmadığı yönünde karar verilmesi talebiyle menfi tespit davası açılıyor. ayrıca dava sonuna kadar ödeme yapmamak için de kıymetli evraklarla ilgili ihtiyati tedbir isteniyor.

ancak ticaret mahkemesi, taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olmayıp avukatlık sözleşmesine dayandığı ve bu nedenle kambiyo senetlerine bağlı işler mutlak manada ticari addedilse de asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiştir.

davalı avukat da tabii ki asliye hukuk mahkemesinden tedbir talep edilmesini engellemek için görevsizlik kararını temyiz etmiştir.

şu halde acilen tedbir kararı verilebilmesi için ne yapılabilir?

1.Avukatlık Sözleşmesi (1136 s.Av.K.m.136),

2.Taraflar arasındaki ilişki,“ticari iş” değildir(TTK.m.3)

3.Görevli mahkeme – İş Bölümü
a.Asliye ticaret mahkemeleri, o yer asliye hukuk mahkemelerinin “Daireleri” durumundadır.
b.Ticaret mahkemeleri kanunla düzenlenmiş ticari davalara bakar (TTK.m.4,5), asliye hukuk mahkemesi ise ticari davalar dışındaki hukuk davalarına bakar.

4.İ. tedbir koşulları (HMK.m.389 vd.)

5.İfa edilmiş sözleşmenin geçersizliği ileri sürülemez
(1136 s.Av.K.m.136/2)

6.Çeklerin sözleşmesel ücretin karşılığı olup olmadığı (!?)

Saygılarımla

evvelen belirtmek durumundayım ki 6102 sayılı kanun m.5/3'te yapılan değişiklikle asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki "iş bölümü" ilişkisi, görev ilişkisine tahvil olunmuştur. iş bölümü mefhumu varlığını korusaydı zaten ortada bir sorun olmazdı.

buradaki sorun;

- görevsizlik kararı veren asliye ticaret mahkemesinin ihtiyati tedbir talebini değerlendirmeksizin görevsizlik kararı vermesi,

- davalının da ihtiyati tedbire hükmedilmesini engellemek amacıyla görevsizlik kararını temyiz etmesidir.

senetlere acilen tedbir koydurmamız gerekli. tedbiri asliye hukuktan istesek açacağımız müteakip davada davalı derdestlik itirazında bulunacaktır. dolayısıyla bu durumda ne yapılabileceğidir üzerinde yorum yapmanızı rica ettiğim husus.

Alıntı: evvelen belirtmek durumundayım ki 6102 sayılı kanun m.5/3'te yapılan değişiklikle asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki "iş bölümü" ilişkisi, görev ilişkisine tahvil olunmuştur. iş bölümü mefhumu varlığını korusaydı zaten ortada bir sorun olmazdı.

Düzeltme için teşekkürler Sayın svejk

HMK. MADDE 390- (1) İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.

1.Olayda Ticaret Mahkemesi "Görevli ve Yetkili" değil ki..!

2.İ.tedbir koşullarının mevcut olmadığı görüşündeyim.


Saygılarımla

hulusi bey ben de:

Alıntı: Yazan svejk (...) senetlere acilen tedbir koydurmamız gerekli. tedbiri asliye hukuktan istesek açacağımız müteakip davada davalı derdestlik itirazında bulunacaktır. dolayısıyla bu durumda ne yapılabileceğidir üzerinde yorum yapmanızı rica ettiğim husus.

dedim. asliye ticaretten tedbir talep etmek gibi bir ihtimal üzerinde durmuyorum zaten.

Üstadlar;

Görevsizlik kararının neresi yanlış anlamadım. Doğru bir görevsizlik kararı. Yeni TTK'da işbölümünün kaldırıldığı, ticaret ile asliye hukuk arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline geldiği de doğru.

görevsiz mahkemenin tedbir kararı veremeyeceği de doğru, zira üstadın belirttiği üzere HMK da açık hüküm var.

Ortada bir yanlışlık olmadığı kanaatindeyim.

Üstelik HMK madde 4işi iyice karıştırdı. İşin içinde ister çek olsun, ister bono olsun, eğer davacı-davalı arasında bir kira ilişkisi varsa Ticaret Mahkemeleri görevsizliği basıyor. Karışıklık var. Bunu yazmamın sebebi de bono ilişkisinin işi ticari hali getirmediğini belirtmektir.


Saygılar.

tekrarlamak gerekirse

1- tedbir talepli bir dava açıldı.
2- mahkeme görevsizlik kararı verdi.
3- davalı, davaya bakacak mahkemenin tedbir talebini değerlendirmesini olanaksız kılmak amacıyla kararı temyiz etti.
4- senetlerin vadelerinin yakın olmaları hasebiyle tedbir kararı verilmesi istenmektedir. ancak;

5- aynı dava (yine tedbir talepli) olarak asliye hukuk mahkemesinde açılırsa davalı derdestlik itirazında bulunacağı için tedbir talebinin de reddine karar verileceği düşünülmektedir.

bu durumda yapılabilecek bir şey olup olmadığını soruyorum.

Alıntı: Yazan svejk tekrarlamak gerekirse 1- tedbir talepli bir dava açıldı. 2- mahkeme görevsizlik kararı verdi. 3- davalı, davaya bakacak mahkemenin tedbir talebini değerlendirmesini olanaksız kılmak amacıyla kararı temyiz etti. 4- senetlerin vadelerinin yakın olmaları hasebiyle tedbir kararı verilmesi istenmektedir. ancak; 5- aynı dava (yine tedbir talepli) olarak asliye hukuk mahkemesinde açılırsa davalı derdestlik itirazında bulunacağı için tedbir talebinin de reddine karar verileceği düşünülmektedir. bu durumda yapılabilecek bir şey olup olmadığını soruyorum.

Olayı sadeleştirelim.

1- Davayı açtığınız mahkeme "görevsizlik" kararı vermiştir. Ancak "ihtiyati tedbir" kararı vermemiştir. Bu mahkemeye yeni bir dilekçe verseniz, yine lehe karar veremeyecektir. Çünkü dosyadan elini çekmiştir. Dosya temyizdedir.

2- İkinci bir davayı tedbir talepli olarak asliye hukuk mahkemesinde açsanız, sizin de belirttiğiniz gibi "derdestlik" itirazı gündeme gelecektir. Bu yol da çözüm değildir.

3- Geriye tek çözüm(!) kalıyor. Borcu ödeyip istirdat davası olarak devam etmek.

Merhabalar;

Sayın Svejk'in sorununun aynısı şu an benimde başımda.

Acaba görevli mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alıp; 2 hafta içinde görevsiz mahkemeye dosya temyiz edilmiş olsa bile vereceğimiz bir dilekçe ile "dosya kesinleştiğinde görevli mahkemeye gönderilmesini talep" etsek kanunda belirtilen koşulu gerçekleştirmiş olur muyuz?