Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Evlilik nedeni ile işten ayrılma, hemen başka işe başlama.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-07-2009, 15:31   #1
Zafer AŞKIN

 
Varsayılan Evlilik nedeni ile işten ayrılma, hemen başka işe başlama.

Evlenme nedeni ile Haziran 2004 tarihinde iş akdini sona erdiren kadın çalışan (davacı) ,iş akdini feshettikten bir-iki gün sonra, aynı işhanında, başka bir iş yerinde sigortalı olarak çalışmaya başlamıştır.
İşveren (davalı), evlilik nedeni ile işten ayrılan çalışanına hiç aralıksız tekrar çalışmaya başlaması nedeni ile kıdem tazminatını ödememiştir.
Çalışan, bunun üzerine kıdem tazminatı istemi ile icra takibine girişmiş ve itiraz üzerine takip durunca İş Mahkemesinde İtirazın İptali istemi ile kıdem tazminatını alabilmek için dava açmıştır.
Evlenerek işten ayrılan kadın, hiç aralıksız çalışmaya başlamakla, kıdem tazminatına hak kazanabilir mi?
Bu konuda Yargıtayın kökleşmiş bir görüşü var mıdır?
Saygılar.
Old 08-07-2009, 16:39   #2
emre5465

 
Varsayılan Merhaba

Bilindiği üzere, İş Kanuna göre kadın evlilik sebebi ile iş akdini feshedebilir ve ihbar tazminatı dışında tüm işçilik alacaklarına hak kazanır. Kanunda bunun dışında bir şart veya hüküm bulunmamakta. Kanımca, iş akdinin feshinden hemen sonra başka bir işe girmiş olması işçilik alacaklarına halel getirmez. bu hususta yargıtay kararı bulabilirsem en kısa zamanda paylaşacağım. saygılar.
Old 08-07-2009, 17:01   #3
emre5465

 
Varsayılan Bir Yargıtay Kararı..

Meslektaşım konuya ilişkin bir Yargıtay Kararını gönderiyorum...

[FONT='Arial','sans-serif']HUKUK GENEL KURULU[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']E. 1988/9-225[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']K. 1988/369[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']T. 27.4.1988[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']• KADININ EVLENME NEDENİYLE KIDEM TAZMİNATINI ALIP İŞTEN AYRILMASI ( Daha Sonra Başka Bir İşe Girmiş Olmasının Hakkın Kötüye Kullanılması Sayılamayacağı )[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']• HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI ( Evlendiği İçin Kıdem Tazminatını Alıp İşten Ayrılan Kadının Sonradan Başka Bir İşe Girebileceği )[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']• ÇALIŞMA HAKKI ( Evlendiği İçin Kıdem Tazminatını Alıp İşten Ayrılan Kadının Sonradan Başka Bir İşe Girebileceği )[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']1475/m.14[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']ÖZET : [/font][FONT='Arial','sans-serif']Evlenen kadının kıdem tazminatını alması, daha sonraki dönemlerde çalışma hakkını yitirmesine yol açmaz. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']DAVA : [/font][FONT='Arial','sans-serif']Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul 6.İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 1.10.1987 gün ve 713-973 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 26.11.1987 gün ve 10028-10420 sayılı ilamiyle; "...1- 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi hükmüne göre evlenen kadın, evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde kendi arzusu ile hizmet akdini sona erdirdiği takdirde kıdem tazminatına hak kazanır. Ancak burada Kanunun amacı, evlenme nedeni ile çalışmayacak olan kadının kıdem tazminatı isteyebileceğidir. Olayda davacı 8.7.1985 tarihinde evlenmiş ve aynı işyerinde çalışmasını sürdürdükten sonra 2.7.1986 tarihinde hizmet akdini sona erdirmiştir. Davalı, savunmasında, davacının bu fesihten kısa bir süre sonra Egebank'ın Mecidiyeköy Şubesi'nde işe girip çalışmaya başladığını bu durumda kıdem tazminatı istemesinin yasanın amacına aykırı olduğunu, hakkın suistimali teşkil ettiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Gerçekten davacının hizmet aktini feshettikten kısa bir süre sonra başka bir işyerinde işe girdiği ve çalışmasını sürdürdüğü anlaşılırsa, bu hal kıdem tazminatı bakımından hakkın kötüye kullanılması halini teşkil eder ve kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmez. O halde, savunma üzerinde durulup gerekli araştırma ve inceleme yapılarak davacının başka işyerinde çalışmaya başladığı anlaşılırsa, isteği reddetmek, aksi hal gerçekleşirse şimdiki gibi kıdem tazminatını hüküm altına almak gerekir. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']Kabule göre de hüküm altına alınan miktar için de fesih tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken geriye gidilerek evlenme tarihinin faize başlangıç kabul edilmesi doğru değildir..."gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']KARAR : [/font][FONT='Arial','sans-serif']1475 sayılı İş Kanunu'nun değişik 14. maddesinin ikinci, fıkrası hükmünce hizmet akitlerinin "kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi" halinde kıdem tazminatına hak kazanılacaktır. Bu değişik hüküm kuşkusuz aile birliğini koruma amacıyla getirilmiş olup çalışma hayatını evlilikle birlikte gereği gibi yürütemeyeceği düşüncesinde olan kadına Yasa ile tanınmış bir olanaktır. Bir işyerinde çalışmakta iken evlenen bir kadın, Yasa'nın tanıdığı olanaktan yararlanarak kıdem tazminatını almak suretiyle ayrılmışsa, daha sonraki dönemlerde çalışma hakkını kaybettiğinden söz edilemez; diğer taraftan önceki işinden ayrılan kadın ayrılmasını hemen takiben çalışma ile evliliği öncekine göre daha kolaylıkla yürütebileceği yeni bir iş bularak çalışmasını da sürdürebilir. Bu kuşkusuz subjektif bir değerlendirmedir. Olayda hakkın kötüye kullanılması söz konusu olmadığından direnme uygun bulunmakla onanması gerekir. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']SONUÇ : [/font][FONT='Arial','sans-serif']Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun direnme kararının ONANMASINA, ilk görüşmede üçte iki çoğunluk oluşmadığından ikinci görüşmede salt çoğunlukla, 27.4.1988 gününde karar verildi. [/font]
Old 08-07-2009, 17:09   #4
av.kadirpolat

 
Varsayılan Yeni bir içtihat var

Bu hususta yargıtay'ın vermiş olduğu bir karar var ve söz konusu karar da iş akdine haklı sebeple son verilmesi halinde (evlilik hali için) kısa zaman sonra başka bir işyerinde çalışmaya başlayan işçinin kıdem tazminatı alamayacağı yönünde. İçtihatı bulabilirsem yollarım. İlginç bir içtihattı. Süreç uzun olmasına rağmen yeni işe başlama durumuna kısıtlama getirecek şekilde bir düzenleme idi.
Old 10-07-2009, 13:05   #5
Zafer AŞKIN

 
Varsayılan

Yanıtınıza teşekkürler.Yargıtay kararını da bulabilirseniz çok sevinirim.İyi çalışmalar dilerim
Old 10-07-2009, 13:09   #6
Zafer AŞKIN

 
Varsayılan

Sayın emre5465,gönderdiğiniz Yargıtay Kararı çok iyi.Ancak okunamayan yerler var.Bu nedenle yeniden gönderebilirmisiniz. İyi çalışmalar dilerim.zanta
Old 13-12-2012, 10:01   #7
denizizm

 
Varsayılan

konuya ilişkin yargıtay ın son görüşü nedir? karar örneği ekleyebilir misiniz teşekkürler
Old 13-12-2012, 11:10   #8
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın denizizm,

Yukarıda aktarılan HGK kararındaki

"1475 sayılı İş Kanunu'nun değişik 14. maddesinin ikinci, fıkrası hükmünce hizmet akitlerinin "kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi" halinde kıdem tazminatına hak kazanılacaktır. Bu değişik hüküm kuşkusuz aile birliğini koruma amacıyla getirilmiş olup çalışma hayatını evlilikle birlikte gereği gibi yürütemeyeceği düşüncesinde olan kadına Yasa ile tanınmış bir olanaktır. Bir işyerinde çalışmakta iken evlenen bir kadın, Yasa'nın tanıdığı olanaktan yararlanarak kıdem tazminatını almak suretiyle ayrılmışsa, daha sonraki dönemlerde çalışma hakkını kaybettiğinden söz edilemez; diğer taraftan önceki işinden ayrılan kadın ayrılmasını hemen takiben çalışma ile evliliği öncekine göre daha kolaylıkla yürütebileceği yeni bir iş bularak çalışmasını da sürdürebilir. Bu kuşkusuz subjektif bir değerlendirmedir. Olayda hakkın kötüye kullanılması söz konusu olmadığından direnme uygun bulunmakla onanması gerekir."

değerlendirme kanımca doğruya en yakın değerlendirmedir. Ancak 9.HD ileriki tarihli(2009 ya da 2010 sanırım) bir kararında evlilik nedeniyle işten ayrılan kadının başka bir işte çalışmasını hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamında değerlendirmiş ve kıdem tazminatı ödenmeyeceğine karar vermiştir. Kararda zikredilmese de böyle bir durumda kadından ihbar tazminatı talep edileceği ortadadır.

Kanımca bu yeni uygulama Yargıtay'ın yeni dönemdeki işveren lehine uygulamalarının örneklerinden biridir. Yargıtay bu kararından da işçi lehine olacak şekilde dönmüş müdür bunu bilemiyorum ancak makul olan yeni işteki koşullarla eski işteki koşulları değerlendirerek hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı bir durum varsa kıdem tazminatı talebini reddetmek, yoksa kabul etmektir. Herhangi bir belirleme yapmak mümkün olmuyorsa işçi lehine yorum ilkesi gereği kıdem tazminatına hükmetmek gerekir.

Esasında kadına tanınan bu hakkın yeniden ele alınması gerekiyor. Zira eski Medeni Kanun'da kadının çalışması kocanın iznine bağlıydı. Bu yüzden de 1475'teki bu paralel hüküm bir anlam ihtiva ediyordu. Anayasa Mahkemesi eski MK'daki düzenlemeyi iptal etmişti ve yeni Türk Medeni Kanunu'nda böyle bir hüküm yok. Bu yüzden kadının evlilik nedeniyle işten ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanacağı yönündeki hükmün de kaldırılması veya farklı bir gerekçeyle revize edilmesi düşünülebilir.
Old 13-12-2012, 11:52   #9
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan denizizm
konuya ilişkin yargıtay ın son görüşü nedir? karar örneği ekleyebilir misiniz teşekkürler

Sayın Özoğul'un yeni düzenleme düşüncesine katılıyorum.

Attaki karar (1989 tarihli olan), yukarıdaki HGK kararının hemen ertesinde verilmiş olup, karar onama olsa da Muhalefet Şerhi ile Yargıtay'da konu yeniden tartışılmıştır. Bu da HGK kararının her somut olaya uygulanamayacağına dair bir işarettir. Nitekim yukarıdaki somut örnekte " .. fesihten birkaç gün sonra .. ", " .. aynı işhanında .. " kadının yeniden işe başlaması MK 2'ye aykırılık teşkil edebilir. Zira Yargıtay 9. HDS.'si, HGK kararından çok sonra verdiği 1995/17712 Esas ve 1995/34485 K. sayılı kararında ".. Mahkemenin kabul ettiği gibi evlendikten 9 ay sonra akdin feshedilmiş olması davacının kötü niyetli oluşunun delili sayılamaz. Davacının sırf kıdem tazminatı alabilmek için akdi feshettiğini somut ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekir. Davalı bu konuda yeterli ve inandırıcı deliller sunamadığından davacının kıdem tazminat isteğinin de kabulü gerekirken .. " diyerek yerel mahkemenin red kararını bozmuş, yine bu karara da muhalefet şerhi konulmuştur.

Bu kararlar bize, bu hakkın mutlak bir hak olmadığını, MK 2'nin her zaman nazara alınması gerektiğini göstermektedir. Bu nedenle somut olaydaki ispat edilebilirlik derecesine göre karar verilebileceğini düşünüyorum. Bahsi geçen her iki kararı da ekliyorum. Saygılar.


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/17712

K. 1995/34485

T. 22.11.1995

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin parası ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1- Davacının dava konusu yaptığı ücret ve izin ücreti, alacaklarının ödendiğinin davalı tarafından ödeme belgeleri ve ücretli izin defteri ile kantılanması gerekir. Mahkemece bu konuda hiçbir araştırma yapılmadan anılan isteklerin reddedilmesi doğru değildir.

2- 1475 sayılı Yasa'nın 14. maddesi evlenen kadına evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde hizmet akdini evlilik nedeniyle fesih hakkı vermektedir. Davacının 1 yıllık süre dolmadan hizmet akdini evlilik sebebiyle sona erdirdiği de çekişmesizdir. Mahkemenin kabul ettiği gibi evlendikten 9 ay sonra akdin feshedilmiş olması davacının kötü niyetli oluşunun delili sayılamaz. Davacının sırf kıdem tazminatı alabilmek için akdi feshettiğini somut ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekir. Davalı bu konuda yeterli ve inandırıcı deliller sunamadığından davacının kıdem tazminat isteğinin de kabulü gerekirken yazılı nedenlerle anılan istemlerin reddedilmesi de yasal bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 22.11.1995 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Kadın işçilerinin evlenme nedeniyle işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerine olanak tanıyan hüküm 29.07.1983 gün ve 2869 sayılı kanunla getirilmiş olup, sözkonusu değişikliğin gerekçesinde; Türk Medeni Kanununun 159. maddesi karının meslek ve sanatla uğraşmasını yasadaki koşullarla kocanın iznine bağlamıştır. Koca, karısının çalışmasına rıza göstermediği takdirde karının çalışması mümkün olamamaktadır. Böyle olunca çalışması yasayla kocanın iznine bağlı olan bir işçi bu izni istihsal edememesi nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kalıyorsa emeğinin karşılığı olan tazminat hakkını kendisine tanımanın gerekeceği düşünülmektedir... Bu sistem M.K.'nun 159. maddesinin 1475 sayılı yasaya yansıtılmasından ibarettir..." denilmektedir. Görüldüğü gibi konu evlenen kadının kocası tarafından çalışmasına izin verilmemesi halinde işten ayrılmak zorunda kaldığı takdirde geçmiş hizmetlerinin karşılığını almasına yöneliktir. Evlenen bir kadın işçi, daha iyi şartlarda iş bulduğu için eski işinden ayrılmış ise bu hükümden yararlanması doğru olmaz. Aksini düşünmek M.K.'nun 2. maddesindeki iyi niyet kuralıyla bağdaşmaz. Bu olayda da davacı işyerinde üst düzey bir görevde çalışmakta iken evlenmiş ve aradan epeyce bir süre geçtikten sonra yasanın bu hükmüne dayanarak işinden ayrılmış ancak kısa bir süre sonra başka bir işe girerek tekrar çalışmaya başlamıştır. Bu durum yasanın amacına uymaz. Sözkonusu hükmün amacının uygun şekilde yorumlanması ve tatbiki gerekir.

Bu itibarla davacının kıdem tazminatı isteğinin reddine dair karar doğrudur.

Çoğunluğun bu konuya yönelik görüşüne katılmıyorum 22.11.1995.

Üye

Engin DOĞU

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, 02.11.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1989/1363

K. 1989/4478

T. 15.5.1989

DAVA : Davacı, ve karşı davalı ihbar tazminatının, davalı ve karşı davacı ise, kıdem tazmintının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davacı bankanın iddiası subut bulmadığından isteğini reddetmiş, karşı davacının isteğini kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davacı ve karşı davalı avukatı tarafından isteğini reddetmiş, olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :

KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun, olan hükmün onanmasına, 15.5.1989 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesine 29.7.1983 gün ve 2869 yasanın 3. maddesiyle getirilen "hizmet aktinin kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi... halinde ... kıdem tazminatı ödenir" hükmünün uygulamasıyla ilgilidir.

Gerçekten bu yasa hükmüne göre, kadının evlendiği ve evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde hizmet aktini sona erdirdiğini işverene bildirmesi halinde, işverenin kıdem tazminatını ödemesi gerekir. Bunun için başkaca bir şart gerekmez ve herhangi bir sebep bildirmeye de lüzum yoktur.

Ancak, bu hak mutlak değildir. MK'nin 2. maddesinin öngördüğü üzere, herkes haklarını kullanmakta ve borçlarını ifada hüsnüniyet kaidelerine riayetle mükelleftir. Yine belirtmek gerekir ki bir hak, ilişkin bulunduğu yasa hükmünün amacına uygun olarak kullanıldığı takdirde doğar, iyiniyetle kullanılmayan bir hak, yasanın amacına uygun olmayacağı için o konuda hakkın doğumundan da söz edilemez.

Burada yasanın amacı, kocası tarafından çalışmasına izin verilmeyen ya da tüm mesaisini evine-ailesine hasretmek üzere hizmet aktini sona erdirmek isteyen kadına kıdem tazminatı vermektir. Bunun içinde bir yıllık düşünme ve hazırlık süresi tanınmıştır.Gerçi bu sebeplerin gerçekleşmesi şartı yasada açıklanmış değildir. Ancak, açıklanmasına lüzum yoktur. Zira metninin içeriğinde, bu anlam zaten vardır. Bu hakkın çalışan her kadına veya erkeğe verilmeyip de, yeni evlenen kadına verilmiş olması, maddeyi başka şeklide yorumlamaya müsait değildir. Şu halde, yasanın amacını oluşturan bu sebepler olayda yoksa, yeni kadın işçi evlenmesine rağmen bir işverenin işyerinde çalışmasını sürdürecekse, kıdem tazminatını almağa hak kazanamayacaktır.

Olayda, davacı kadın bir bankada çalışmakta iken evlenmiş ve evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde hizmet aktini sona erdirdiğini işverene bildirmiş ise de, davalı, savunmasında; davacının hemen aynı semtte bir başka banka şubesinde işe girerek hizmet aktiyle çalışmasını sürdürdüğünü bildirmiştir.

Gerçekten durum böyle ise, ortada bir hakkın suistimali söz konusu olması gerekir. Hem çalışmayı sürdürmek, hem de kıdem tazminatı almak, yasanın amacıyla ve kıdem tazminatının niteliğiyle bağdaşmaz. Bu tazminat, evlenen kadına ödenmesi gereken bir evlililk ikramiyesi değildir. O halde, davacı kısa bir süre sonra bir başka bankada çalışmaya başlamışsa kıdem tazminatı alamaz. Kararın bu nedenle bozulması, oyundayız.
Old 13-12-2012, 16:16   #10
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Yargıtay 14/5'e göre yani 15 yıl ve 3600 günle işten ayrılıp hemen başka işe girenlere de hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirip kıdem tazminatlarını reddediyor. Burada sanırım hakkın kötüye kullanıldığını ispat yükü işverende olmalıdır ve her somut olayın özelliğine göre Sayın Özoğul'un belirttiği "işçi lehine yorum" ilkesi de gözetilerek işlem yapılmalıdır.
Old 13-12-2012, 20:51   #11
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Yargıtay 14/5'e göre yani 15 yıl ve 3600 günle işten ayrılıp hemen başka işe girenlere de hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirip kıdem tazminatlarını reddediyor. Burada sanırım hakkın kötüye kullanıldığını ispat yükü işverende olmalıdır ve her somut olayın özelliğine göre Sayın Özoğul'un belirttiği "işçi lehine yorum" ilkesi de gözetilerek işlem yapılmalıdır.

Burada hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirebilmek için çok kısa bir süre öngörülüyor. Takip ettiğimiz bir davada emekli olup hemen 1 ay sonra yeni bir işe giren işçinin talep ettiği kıdem tazminatı davasında mahkeme 1 ayı makul süre gördü, Yargıtay da kararı onadı.
Old 16-05-2014, 09:48   #12
fyz

 
Varsayılan

Benim de bir davamda işçi emeklilik sebebiyle ayrılıyor ve 1 ay sonra başka bir işe giriyor. Bu durumda kıdem tazminatına hak kazanacağına dair yeni yargıtay kararlarını paylaşabilirseniz sevinirim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakkında işten ayrılma bildirgesi düzenlenen işçi avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 15 19-07-2010 09:45
eşin yurtdışına gitmesi nedeni ile işten ayrılma Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 16-09-2008 19:38
geçmişe yönelik işten ayrılma bildirgesi avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 0 04-03-2008 15:06
evlilik nedeniyle işten ayrılma tazminat hakkı doğurur mu? ayluf Hukuk Soruları Arşivi 3 05-02-2007 16:46
Boşandıktan Sonra Hemen Başka Biriyle Evlenebilir Miyim? Buket Hukuk Soruları Arşivi 4 02-03-2002 10:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07311010 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.