Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

mal kaçıran borçlu hakkında

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-11-2007, 10:00   #1
tiyerianri

 
Varsayılan mal kaçıran borçlu hakkında

Değerli arkadaşlar hakkında icra takibi başlatılan bir borçlu ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra üzerine kayıtlı bulunan aracını aynı soyadına sahip ki muhtemelen akrabası bu kişi devrediyor.Trafikten gelen yazıda araç diğer şahsın üzerine kayıtlı olduğu için haciz yapılamıyor.Bu durumda bu satışı iptal ettirebilir miyiz?Aynı durum borçlunun işyeri için de geçerli?
Old 28-11-2007, 10:16   #2
miss_lawyer

 
Varsayılan

aracı ve işyerini alan kişilerin iyiniyeti korunur diye düşünüyorum. Özellikle kişi aracı alırken tarfikte henüz olumsuz bir şerh olmadığından iyiniyetlidir, bence yapılacak birşey yok.
Old 28-11-2007, 11:56   #3
ekinheval

 
Varsayılan

Devir icra takibinden sonra yapılmış
Nüfus kayıtlarından akrabalık bağıda tespit edebilirsiniz
(trafikten kimlik bilgilerini isteyebilirsiniz)
Devrin mal kaçırma amacıyla yapıldığı tipik görünüyor.
Açacağınız davada satış günü taraflar arası para transferi veya alıcının hesabında hareketlilik vs gibi bulgulara da ulaşılamaması halinde
Tasarrufun iptali davasını kazanabileceğinizi düşünüyorum.
Old 28-11-2007, 11:58   #4
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 1993/6029
K. 1994/1777
T. 23.3.1994
• TASARRUFUN İPTALİ ( Davacının Satışların Mal Kaçırmak Kastıyla ve Muvazaalı Olarak Düşük Bedelle Yapıldığını İleri Sürmesi )
• MAL KAÇIRMAK AMACIYLA YAPILAN SATIŞLAR ( Satıcı ile Alıcı Arasında Akrabalık Bağı Olması Durumunda Yapılan Satışların Bağışlama Gibi İptale Tabi Olması )
• İVAZSIZ TASARRUFLARIN BUTLANI ( Satıcı ile Alıcı Arasında Akrabalık Bağı Olması Durumunda Yapılan Satışların Bağışlama Gibi İptale Tabi Olması )
• AKRABALIK İLİŞKİSİNİN OLMASI ( Yapılan Tasarrufların Bağışlama Gibi İptale Tabi Olması )
2004/m.278
ÖZET : Davacı alacaklı, satışların mal kaçırmak kastı ve muvazaalı olarak, düşük bedelle yapıldığını iddia ederek bu satışların icra takibi yönünden iptaline karar verilmesini istemiş, ayrıca borçlu ile diğer davalılar arasında akrabalık bulunduğunu da ileri sürmüştür. Bu durumda İİK.nun 278/1. maddesi gereğince borçlu ile diğer davalılar arasında maddede yazılı derecede akrabalık olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu şekilde bir akrabalık varsa yapılan satışlar bağışlama gibi iptali tabii olduğu gibi böyle bir akrabalık olmasa bile, İ.İ.K.nun 278/2. maddesi gereğince satışların yapıldığı sırada, satış bedellerinin araçların o tarihteki gerçek değerlerine göre çok düşük olduğu anlaşılırsa yapılan satışlar yine iptale tabii olacaktır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı Mehmet Çıtışlı vekili taraflarından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı alacaklının takip konusu yaptığı alacakların dayanağı olan senetlerin tanzim ve vade tarihleri, dava konusu her iki aracın satışı ve 31.1.1990 olan haciz tarihinden öncedir. Bu durumda, borçlunun yaptığı satışlar İ.İ.K.nun 278. maddesindeki diğer koşulların varlığı halinde iptale tabidir. Araçlar 25.12.1989 ve 8.1.1990 tarihlerin davalı üçüncü kişilere borçlu tarafından noter senetleri ile satılmıştır. Davacı alacaklı, satışların mal kaçırmak kastı ve muvazaalı olarak, düşük bedelle yapıldığını iddia ederek bu satışların icra takibi yönünden iptaline karar verilmesini istemiş, ayrıca borçlu ile diğer davalılar arasında akrabalık bulunduğunu da ileri sürmüştür. İ.İ.K.nun 278/1. maddesi gereğince borçlu ile diğer davalılar arasında maddede yazılı derecede akrabalık olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu şekilde bir akrabalık varsa yapılan satışlar bağışlama gibi iptali tabii olduğu gibi böyle bir akrabalık olmasa bile, İ.İ.K.nun 278/2. maddesi gereğince satışların yapıldığı sırada, satış bedellerinin araçların o tarihteki gerçek değerlerine göre çok düşük olduğu anlaşılırsa yapılan satışlar yine iptale tabii olacaktır. Mahkemece bu yönlerden gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan araçlardan birisinin hacizden önce satıldığından bahisle bu araç hakkındaki davanın reddine, diğer araçla ilgili satışın hacizden sonra olduğundan söz edilmek suretiyle de satışın iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Öte yandan, davalılardan Hüseyin Ayrancı’ya 25.12.1989 tarihinde satılan 20 DP 478 plaka sayılı aracın dava devam ederken dava dışı kişiye satıldığı dosya içerisindeki Trafik Tescil Şube Müdürlüğünün yazısı ile anlaşıldığından, İ.İ.K.nun 283/2. maddesi gereğince bu davalı hakkındaki davanın sabit olması halinde bedele hükmedilmesi gerekmektedir. Değinilen olgunun gözardı edilmesi de doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edenler davalı borçlu ile davacı alacaklı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davacı ile davalı Mehmet Çıtışlı’ya geri verilmesine 23.3.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 28-11-2007, 11:59   #5
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 1995/2300
K. 1995/5157
T. 2.10.1995
• ACİZ BELGELERİ GEREKMESİ ( Tasarrufun İptali Davasında )
• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Kesin ya da Geçici Aciz Belgesi Gerekmesi )
• HACİZ TUTANAĞI ( Geçici Aciz Belgesi Yerine Geçmesi )
• İPTAL DAVASINDA HASIM GÖSTERİLECEK KİŞİLER ( Mecburi Dava Arkadaşlığı )
• MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞI ( İptal Davasında )
2004/m.67,105,277,282
ÖZET : Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için borçlu hakkında alınmış geçici ya da kesin aciz belgesi bulunmalıdır. Yapılan hacizde borcu karşılayacak malın bulunmadığının tespit edilmesi halinde bu haciz tutanağı geçici aciz belgesi olarak kabul edilir.

DAVA: Mahalli mahkemesinden verilen hükmün, duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davacı banka, kredi sözleşmesinden dolayı borçlu bulunan davalı şirket hakkında aldığı ihtiyati haciz kararını uygulatmış ve bilahare de borçlu hakkında icra takibi yaparak alacağının tahsili için girişimlerde bulunmuş, borçlunun itirazı üzerine de takibe itirazın iptali için İİK.`nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davasını açmıştır.

Borçlu hakkında yapılan takipte, borçlunun yeterli malının bulunmadığı anlaşıldığından, eldeki dava ile de İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ikame edilmiştir.

Mahkemece, icra takibinin henüz kesinleşmediği ve borçlu hakkında geçici ya da kesin aciz belgesi alınamadığı görüşüyle dava reddedilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

İİK.nun 277. maddesi uyarınca; tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için, borçlu hakkında alınmış geçici ya da kesin aciz belgesinin bulunması şarttır. Davaya konu takipte İcra Memurluğunca verilen belgeye göre borçluya kesin ya da geçici aciz belgesi verilmediği bildirilmiştir. Gerçekten de borçlu hakkında kesin aciz belgesi alınmamış ise de, İİK.nun 105. maddesi uyarınca "yapılan hacizde borcu karşılayacak malın bulunmadığının tespit edilmesi halinde" bu haciz tutanağı geçici aciz belgesi olarak kabul edilmektedir. Haciz tutanağının geçici aciz belgesi olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin takdiri ise icra müdürüne değil, davaya bakan hakime aittir. Söz konusu haciz tutanağının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğunda ise, tereddüt bulunmadığından hakimin bu konudaki ret gerekçesinde isabet yoktur.

Öte yandan, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapılan tasarrufların iptal edilebilmesi için, icra takibinin kesinleşmiş olması gerekir. Olayda, ihtiyati haciz prosedürü tamamlanmadığından, henüz kesinleşmiş bir alacaktan söz edilemez ise de, borçlunun itirazı üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı anlaşıldığına göre, mahkemece açılan bu itirazın iptali davası ön mesele yapılarak davanın sonucunun beklenmesi ve itirazın iptal edilerek icra takibinin kesinleşmesi halinde, diğer iptal şartlarının oluşup oluşmadığı incelenerek davanın sonuçlandırılması, aksi halde yani itirazın iptali davasının reddedilmesi halinde, tasarrufun iptali davasının da reddine karar verilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan, henüz alacağın kesinleşmediğinden bahisle davanın reddedilmesi dahi yerinde değildir.

Öte yandan, İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davalarında borçlu ve borçlu ile tasarrufta bulunan kişilerin hasım gösterilmesi zorunlu olup, bu kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan, davanın reddi halinde davalılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesi icabeder. Mahkemece bu husus da gözardı edilerek her iki davalı için ayrı ayrı ücretin karara bağlanması, kabul biçimi bakımından yasa ve tarifeye aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı banka yararına BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre işin esasına yönelik itirazların incelenmesine mahal olmadığına, 2.10.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Borçlu ölü hakkında icra takibi uye9493 Meslektaşların Soruları 38 23-05-2013 15:08
takipten önce mallarını eşinin üzerine kaçıran borçlu av.tuğbabal Meslektaşların Soruları 13 21-10-2007 22:08
temyizi kaçıran avukata tazminat lawyer985 Meslektaşların Soruları 2 20-10-2007 21:50
Mallarını Kaçıran Eş nejan Aile Hukuku Çalışma Grubu 4 27-07-2004 13:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09643102 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.