Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Uzlaşma Başvurusu Fiili El Atma Tarihi Belediyece Bilinmiyor

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-04-2013, 14:55   #1
ADVOCATEHAKAN

 
Varsayılan Uzlaşma Başvurusu Fiili El Atma Tarihi Belediyece Bilinmiyor

Adli Yargida Kamulaştirmasiz El Atma Fiili El Atmadan Dolayi Açmiş Olduğumuz Davada Uzlaşma Başvurusu Yapip Yapmadiğimiz,fiili El Atma Tarihinin Belediyeden Sorulmasina Karar Verildi,belediye Cevabinda çok Uzun Yillar önce Yolun Yapildiğini Fiili El Atma Tarihinin Bilinmediğine Dair Cevap Verdi.bu Durumda 1983 öncesi Mi Sonrasi Mi Olduğu Belli Değil Uzlaşma Başvurusu şarti Varmidir....????
Old 24-04-2013, 16:25   #2
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ADVOCATEHAKAN
Adli Yargida Kamulaştirmasiz El Atma Fiili El Atmadan Dolayi Açmiş Olduğumuz Davada Uzlaşma Başvurusu Yapip Yapmadiğimiz,fiili El Atma Tarihinin Belediyeden Sorulmasina Karar Verildi,belediye Cevabinda çok Uzun Yillar önce Yolun Yapildiğini Fiili El Atma Tarihinin Bilinmediğine Dair Cevap Verdi.bu Durumda 1983 öncesi Mi Sonrasi Mi Olduğu Belli Değil Uzlaşma Başvurusu şarti Varmidir....????

"Çok uzun yıllar önce" şeklindeki bildirim, 1983 yılı öncesi olduğuna delalet eder kanaatindeyim.
Öte yandan, 1983 öncesi veya sonrası için de olsa, uzlaşma başvurusunun zorunlu olmadığına dair Yüksek Yargıtay'ın emsal kararları olduğunu biliyorum. Kolay gelsin...
Old 24-04-2013, 16:33   #3
ADVOCATEHAKAN

 
Varsayılan

evet uzlaşma şart değil diye bir Yargıtay kararı var ancak bunun aksine Yargıtay 18.Hukuk dairesi görüş bildirmiş sanırım belkide karar çıkmıştır bu nedenle hakim uzlaşma ve fiili el atma tarihi hususunun araştırılmasına karar verdi.tamamen siyasi oyunlar sonucu yürüyen bir durum var “USUL EKONOMİSİ”, “TARAFLARIN YARGISAL KARARLARA OLAN GÜVENİNİ KORUMAK” VE “HUKUKİ İSTİKRARI SAĞLAMAK” İLKELERİ İHLAL EDİLMİŞ OLACAK.YARGITAY’IN BENZER BİR DAVADA VERMİŞ OLDUĞU KARARININ DOĞRULUĞUNA DAYANARAK AÇILAN DAVADA,DAVANIN ORTASINDA YARGITAY’IN FARKLI BİR GÖRÜŞ SUNMASI HALİNDE KAZANILMIŞ HAK OLARAK DAVACILARIN HAKKININ KORUNMASI GEREKMEKTE.MADDİ HUKUKTA KAZANILMIŞ HAK “SONRADAN YAPILACAK HUKUKİ İŞLEMLERLE ÖNCEDEN YARATILMIŞ BULUNAN HUKUKSAL DURUMLARIN DEĞİŞTİRİLEMEMESİ” ANLAMINI TAŞIR. BAŞKA BİR İFADEYLE, İLGİLİ KİŞİNİN LEHİNE OLARAK ORTAYA ÇIKMIŞ BULUNAN BİR HUKUKSAL DURUM YAHUT STATÜNÜN İDARE TARAFINDAN TEK TARAFLI BİR ŞEKİLDE SONA ERDİRİLEMEMESİNİ İFADE EDER.ARTIK YARGITAY KARARLARININ DOĞRULUĞUNA DAYALI OLARAK HİÇBİR DAVA AÇMAMAK LAZIM....
Old 10-06-2013, 13:02   #4
avsezgin

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

18.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/2176
Karar: 2013/5886
Karar Tarihi: 09.04.2013


KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA NEDENİYLE TAŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ DAVASI - UZLAŞMA YOLUNA GİTMEK ÜZERE İDAREYE BAŞVURU ŞARTI YERİNE GETİRİLMEDEN DAVA AÇILDIĞI - DAVANIN USULDEN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREKİRKEN KABULÜNÜN İSABETSİZ OLUŞU - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Somut olayda, davacı tarafça uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

(2709 S. K. m. 12, 36) (2942 S. K. Geç. m. 2, 6) (6100 S. K. m. 114) (ANY. MAH. 01.11.2012 T. 2010/83 E. 2012/169 K.)

Dava: Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı taşınmaz bedelinin tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili dava dilekçesinde; mülkiyeti müvekkiline ait taşınmaz mala kamulaştırmasız el attığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla bedeline hükmedilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. madde ve 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa ile 2942 sayılı yasaya eklenen Geçici 2. maddede; Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından mülkiyet hakkına dayanılarak ilgili idareden zararın giderilmesini isteyebileceği belirtilip buna ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre; malik olan kişiler taşınmazlarına fiilen el konulması nedeniyle istedikleri tazminat şeklini belirterek (nakdi ödeme, idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması) öncelikle idare ile uzlaşma yoluna başvurması, idarenin de kanunda belirtilen esaslar dahilinde oluşturulan kıymet takdir komisyonu marifetiyle taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak suretiyle idareye müracaat tarihindeki değerini tespit ettirmesi, müracaat tarihinden en geç 6 ay içerisinde 7201 sayılı Kanun hükümleri kapsamında bir tebligat ile talep sahibini uzlaşma görüşmelerine davet etmesi öngörülmüştür.

Müracaat tarihinden itibaren 6 ay içerisinde talep sahibinin hiç uzlaşmaya çağrılmaması, uzlaşma görüşmelerine başlandıktan sonra 6 ay içerisinde sonuçlandırılmaması durumunda, bu tarihlerden itibaren 3 aylık süre içerisinde mahkemede dava açılması gerekmektedir.

Yapılan yasal düzenlemelere göre uzlaşmak için idareye başvuru hususunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. maddesi kapsamında sonradan giderilemeyecek bir dava şartı ve getirilen 3 aylık sürenin de hak düşürücü bir süre olduğu görülmektedir. Nitekim uzlaşmak için idareye başvurma hususunun dava şartı olarak öngörülmesi ve 3 aylık süre tanınmasına ilişkin getirilen düzenlemelerin hak arama özgürlüğüne ve mülkiyet hakkının kullanımına engel olduğu gerekçesiyle iptali istenilmiş, Anayasa Mahkemesinin 01.11.2012 gün 2010/83-2012/169 sayılı kararında <Anayasa'nın 36.maddesinde, hak arama özgürlüğü için herhangi bir sınırlama nedeni öngörülmemiş olmakla birlikte, bunun hiçbir şekilde sınırlandırılması mümkün olmayan mutlak bir hak olduğu söylenemez. Dava açma hakkının kapsamına ve kullanım koşullarına ilişkin bir kısım düzenlemelerin hak arama özgürlüğünün doğasından kaynaklanan sınırları ortaya koyan ve hakkın norm alanını belirleyen kurallar olduğu açıktır. Anayasa’nın 13. maddesine göre temek hak ve özgürlüklere yönelik sınırlamalar hak ve özgürlüklerin özlerine dokunamaz. Hak arama özgürlüğü mümkün olan en geniş şekilde güvence altına alınmalıdır. Diğer taraftan hukuki işlem ve kuralların sürekli dava tehdidi altında bulunması hukuk devletinin unsurları olan hukuki istikrar ve hukuki güvenlik ilkeleriyle bağdaşmaz. Bu nedenle hak arama özgürlüğü ile hukuki istikrar ve hukuki güvenlik arasında makul bir denge gözetilmelidir. Hem dava açmadan önce idareye başvuruda bulunmak zorunda olması hem de uzlaşmazlıkla sonuçlanması halinde dava açmak için getirilen 3 aylık sürenin hak arama hürriyetine ölçüsüz bir müdahale, hak aramayı aşırı derecede zorlaştıran ya da ortadan kaldıran, dolayısıyla hakkın özüne dokunan bir sınırlama olmadığı açıktır> gerekçeleri ile yasal düzenlemelerin iptal taleplerini red etmiş, böylece uzlaşma yoluna gidilmesini zorunlu bir unsur, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği ya da altı aylık süre uzlaşmaya davet olmaksızın sona ermesi halinde bu tarihten itibaren işleyecek ve üç aylık süre de dava açılmasında hak düşürücü süre olarak benimsenmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafça; 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddede öngörülen uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 155/2.maddesinin 1.cümlesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince, BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı


Ayrıca kanun değişikliği yapıldı fakat henüz yürürlüğe girmedi. Kanun koyucu yaptığı değişiklikle uzlaşma husunu dava şartı olarak kabul etmiş bulunmaktadır. dolayısıyla bütün tereddütler ortadan kalkmıştır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kamulaştırmasız el atma-uzlaşma cizre Meslektaşların Soruları 2 29-05-2013 09:35
kamulaştırmasız el atma tarihi lawyer0202 Meslektaşların Soruları 1 04-02-2012 11:58
kamulaştırmasız el atma - fiili el atmanın sona erdirilmesi av.23 Meslektaşların Soruları 8 12-04-2011 14:17
1954 Yılındaki Kamulaştırmasız Fiili El Atma AV.ERKUT Meslektaşların Soruları 2 09-04-2011 13:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09715605 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.