Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

itirazın kaldırılması davasının reddi sonrası durum.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-06-2010, 12:37   #1
Avguler

 
Varsayılan itirazın kaldırılması davasının reddi sonrası durum.

Merhaba üstadların,
Sizlerin fikrini almak istediğim konu şu:
Karz ipoteğine dayalı olarak İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ilamsız takip yapılıyor. borçlu süresi içinde takibe itiraz ediyor ve takip duruyor. itiraz dilekçesinde borcun mahiyetinin belirsiz olduğu, detaylı olarak açıklanmadığını,borcun hangi nedenle talep edilğinin açıkca anlatılmadığı gerekçesi ile borca ve ferilere itiraz ediyor.

bu itiraz üzerine Merci de itirazın kesin kaldırılmadı davası açılıyor.
borçlu vekilinin cevap dilekçesinde; alacak ipoteğe dayalı olsada borcun vadesinden önce talep edildiğinin, borç muaccel olmadan takibe girişilemeyeceğini belirterek itirazın yerinde olduğunu belirtmiştir. fakat borçlunun itiraz dilekçesinde muacceliyet itirazı mevcut değil.

merci de açılan itirazın kaldırılması davasını borcun vadesi dolmadığından itirazın haklı olduğuna kanaat getirerek davanın reddin karar veriyor.

1. borçlunun itiraz dilekçesinde vadeye yönelik bir itirazı yoktur. davaya cevap dilekçesinde bunu gündeme getirebilirmi? itiraz nedenleri ile bağlımı?

2. ipotek akit tablosunda aynen şöyle yazıyor. ' A lehine '.dereceden Faizsiz ve 18 ay süreli ipotek tesis edildiği...' buradaki 18 ay vademe yoksa ipoteğin gecerlilik süresini?

3. itirazın haklı ve mercinin red kararının hukuka uygun olduğu varsayımında; alacaklı olarak nasıl hareket etmemiz gerekir? mevcut takip iptal mi olmuş oluyor yoksa borç muaccel olduğunda yeni bir takip mi açacağız yoksa veya mevcut takip üzerinden devam mı edeceğiz?

Şimdiden teşekürler..
Old 12-06-2010, 12:47   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

İtirazın kesin kaldırılmasında belge veya sözleşmeye dayanıldığına göre, senet metninden belli olan itiraz sebeplerinin (muacceliyet gibi) sonradan ileri sürülmesi mümkündür. Oradaki süre ipoteğin "vade" süresini ifade eder.İtirazın kesin kaldırılması talebi reddolunan alacaklı açısından alacak hakkı sona ermez. Yalnızca takip hukukunu etkileyen bir karardır, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez.Alacak davasına veya 1 yıllık süre içerisinde itirazın iptaline konu olabilir.Muacceliyet itirazı olduğundan itirazın iptali yerine muacceliyet halinde alacak davası açmanız tavsiye olunur.
Old 12-06-2010, 13:01   #3
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Merhabalar;

İlk sorunuza cevap olarak İİK md. 63'te açık bir hüküm mevcuttur:

Alıntı:
2 - İtiraz sebepleri:

Madde 63 - İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.

İkinci sorunuz için ise 18 aylık sürenin ipoteğin geçerlilik süresi değil muacceliyet için bir süre olduğunu kabul etmek gerektiğini düşünüyorum:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2005/12-57
Karar: 2005/72
Karar Tarihi: 16.02.2005

İTİRAZIN KALDIRILMASI DAVASI - İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP YAPILMASI - İPOTEK SENEDİ - MUACCELİYET ŞARTININ GERÇEKLEŞMEMİŞ OLMASI

ÖZET: Somut durum değerlendirildiğinde; takip dayanağı 30.10.2003 tarihli ipotek akit tablosundan, alacaklı lehine bir ay süreli karz ipoteği tesis edildiği, ancak davacı-alacaklı tarafından, ipotekten kaynaklanan alacak muaccel hale gelmeden, 07.11.2003 tarihinde borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe girişildiği ve borçluya İcra ve İflas Kanunu’nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla Yerel Mahkemece, <takip tarihi itibarıyla İcra ve İflas Kanunu’nun 149 b maddesinde öngörülen muacceliyet şartı gerçekleşmediğinden takip dayanağı ipotek senedinin İcra ve İflas Kanunu’nun 68.maddesinde yazılı belgelerden olmadığı> gerekçesiyle, <itirazın kaldırılması talebinin reddine> dair isabetli teşhis ve değerlendirme sonucu verilen karar usul ve yasaya uygundur. Direnme kararı bu nedenle onanmalıdır.


(2004 S. K. m. 68, 149/b)

Dava: Taraflar arasındaki <itirazın kaldırılması> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5.İcra Mahkemesi’nce itirazın kaldırılması talebinin reddine dair verilen 16.03.2004 gün ve 2003/1748 E,-2004/344 K. sayılı kararın incelenmesi davacı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 13.05.2004 gün ve 2004/7287-12176 sayılı ilamı ile;

(... Alacaklı, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmış olup, İİK. nun 149/b.maddesi doğrultusunda borçluya 152 nolu ödeme emri tebliğ ettirilmiştir. İpotekli takipte ödeme emrinin gönderilebilmesi için ayrıca hesap katının tebliğine ilişkin zorunluluk olmayıp, kredi sözleşmesine dayalı takip yapılması halinde İİK. nun 68/b maddesi uyarınca borçluya hesap özeti gönderilmesi gerekli bulunduğundan mahkemece takibin şekli göz ardı edilerek İ.İ.K.nun 68/b maddesinde öngörülen takip tarihinde 1 aylık süre dolmadığından bahisle itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.

A- DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:

Davacı-alacaklı vekili; müvekkilinin davalıdan alacağına karşılık, borçlu adına tapuda kayıtlı bulunan 192 ada 54 parsel sayılı taşınmazın 80/1724 arsa paylı 3.kat 8 nolu bağımsız bölüm üzerinde lehine tesis edilen ipotek nedeniyle, davalı borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe giriştiğini; Borcun ödendiğine dair hiçbir belge ibraz edemeyen borçlunun borca itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın kaldırılmasına, borçlunun %40’dan az olmamak üzere yasal tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

B- DAVALI CEVABININ ÖZETİ:

Davalı-borçlu vekili; davacının müvekkiline borçlandığı 50.000.000.000.TL.yi ödemediğini savunarak; davanın reddine, davacının % 40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C- YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:

Yerel mahkeme; <Takip alacaklısının, borçludan alacağına karşılık olmak üzere 30.10.2003 tarihinde bir ay süreli karz ipoteği tesis edildiği, ancak ipotekten kaynaklanan alacak muaccel hale gelmeden alacaklı tarafından 7.10.2003 tarihinde takibe girişilmiş olması karşısında takibe konu ipotek belgesinin takip tarihi itibarıyla İcra ve İflas Kanunu’nun 68.maddesinde yazılı belgelerden sayılamayacağı> gerekçesiyle, <Davanın reddine, davacının asıl alacağın % 40’ı oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine> karar vermiştir.

D- TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME:

Davacı-Alacaklı vekilince temyiz edilen karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş;

Yerel Mahkeme önceki gerekçesini tekrarlayarak direnme kararı vermiştir.

E- MADDİ OLAY:

Dosya içeriğine göre, davacı-alacaklı tarafından, davalı-borçlu aleyhine, 30.10.2003 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girişilmiş; İcra ve İflas Kanunu’nun 149/b.maddesi doğrultusunda borçluya ödeme emri tebliği üzerine, borçlunun borca itiraz etmesi nedeniyle görülmekte olan davada alacaklı, itirazın kaldırılmasını talep etmiştir.

F- GEREKÇE:

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; mahkemece, takip tarihinde, İcra ve İflas Kanunu’nun 68/b maddesinde öngörülen bir aylık süre dolmadığı gerekçesiyle mi davanın reddedildiği; yoksa ipotek senedinde öngörülen bir aylık süre dolmadan, dolayısıyla alacak muaccel hale gelmeden takibe girişilmesi nedeniyle takip dayanağı belgenin İcra ve İflas Kanunu’nun 68.maddesinde sayılan belgelerden olmadığı gerekçesiyle mi davanın reddine karar verildiği;

Takibin şekli göz önüne alındığında, alacağın muaccel olup olmadığının İcra Mahkemesince incelenip incelenemeyeceği noktalarındadır.

Bilindiği üzere ipotek, halen mevcut (doğmuş) bir alacağın temini veya ileride doğacak bir alacağın temini için ya da ileride doğması muhtemel olan bir alacağın temini için tesis edilebilir.

Doğmuş bir alacağın temini için düzenlenen ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ediyorsa başvurulacak yol, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takiptir (İ.İ.K.m.149-m.149a).

Buna karşılık, ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını havi değil ise, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yoluna başvurulmalıdır. Burada, muaccel alacaklar için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yoluna başvurulabileceğinde, kuşku ve duraksama bulunmamaktadır (İ.İ.K.m.149b).

Bu noktada, borçluya İcra ve İflas Kanunu’nun 149/b.maddesi doğrultusunda ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun ödeme emrine itirazı halinde İcra ve İflas Kanunu’nun 62.maddesinden 72.maddesine kadar olan hükümleri uygulanır (İ.İ.K.m.150a).

O halde İcra Mahkemesinin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, takip dayanağı belgeleri İcra ve İflas Kanunu’nun 68.maddesinde öngörülen esaslara göre inceleme yetkisi bulunduğu açıktır.

Bu açıklamalar çerçevesinde somut durum değerlendirildiğinde; takip dayanağı 30.10.2003 tarihli ipotek akit tablosundan, alacaklı lehine bir ay süreli karz ipoteği tesis edildiği, ancak davacı-alacaklı tarafından, ipotekten kaynaklanan alacak muaccel hale gelmeden, 07.11.2003 tarihinde borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe girişildiği ve borçluya İcra ve İflas Kanunu’nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla Yerel Mahkemece, <takip tarihi itibarıyla İcra ve İflas Kanunu’nun 149 b maddesinde öngörülen muacceliyet şartı gerçekleşmediğinden takip dayanağı ipotek senedinin İcra ve İflas Kanunu’nun 68.maddesinde yazılı belgelerden olmadığı> gerekçesiyle, <itirazın kaldırılması talebinin reddine> dair isabetli teşhis ve değerlendirme sonucu verilen karar usul ve yasaya uygundur. Direnme kararı bu nedenle onanmalıdır.

Sonuç: Davacı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcının peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 16.02.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla...
Old 12-06-2010, 13:04   #4
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Sonuç olarak;

İpotek tesis tarihinden itibaren 18 aylık süre geçmiş ise muacceliyet itirazı yersizdir. Bu süre dolmadan takibe girişmiş iseniz itiraz yerindedir ve sürenin dolmasını beklemelisiniz, diye düşünüyorum...

Saygılarımla...
Old 12-06-2010, 13:16   #5
Avguler

 
Varsayılan

Özgür bey sunduğunuz karar belirleyici oldu tekrar tesekürler.
merci kararının yerinde olduğunu ve kararın kesinleşmesini sağlayacağım. sonrasında sonrasında yeni bir takip mi başlanmam gerkiyor? sonuçta sanırım eski takibin iptali diye bir şey söz konusu değil.
Old 12-06-2010, 13:25   #6
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Akit tablosunda belirtilen sürenin ipoteğin sona ermesi olarak düşünmek ipoteğin kurulma anından itibaren borçluyu korumasız bırakmak olur. Çünkü alacaklı ipoteği her an paraya çevrilebilir. Süresiz olarak kurulan ipoteklerde borçluyu bu konuda koruyucu kurum ihtardır. İhtarla alacaklı borçludan yükümlülüğünü yerine getirmesini istemektedir. Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi süreli ipoteklerde süre vade anlamını taşımaktadır. Vadenin gelmesiyle alacak muaccel hale gelmektedir. Alacağın muaccel hale gelmesiyle ihtara gerek kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmaktadır. (Alıntı :http://oguzname.blogcu.com/ipotek/4229469)

Haklısınız, süre geçerlik değil vade süresidir. Yanıtın o bölümünü değiştirdim, uyarı için teşekkürler.


Alıntı:

sonrasında sonrasında yeni bir takip mi başlanmam gerkiyor? sonuçta sanırım eski takibin iptali diye bir şey söz konusu değil.

Yeniden ilamsız takip açamazsınız.Takip taraflar arasında etkili olmak üzere sona erer.
Old 12-06-2010, 13:42   #7
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Evet Sn. Güler,

Sn. Akpunar'ın da belirttiği gibi itiraz üzerine durmuş takip (itirazın kaldırılması veya iptali söz konusu değilse) taraflar açısından hüküm ifade etmeyecektir.

Saygılarımla...
Old 01-04-2015, 10:51   #8
av.ebru

 
Varsayılan

Benim sorum da bu konuyla ilgili,
İpotek vekaleten verilmiş,akit tablosunda ".... TL bedel mukabilinde alacağına karşılık,.... lehine yasal faiz ve .../.../2014 süre ile ipotek tesis edildiği" yazmakta. 9 örnek icra takibi başlattım, borçlu "böyle bir borcum yok" diyerek icra dairesinde borca itiraz etti ve takip durdu. Buradaki ipotek ana para ipoteği ve muaccel. itirazın iptali için genel mahkemede dava açmak yerine , takip 6 örnek olmamasına rağmen icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını sağlayabilir miyim? Şimdiden teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
nafaka takibine itiraz edilirse, itirazın kaldırılması mı, itirazın iptali mi? Av. Cuma Yurtal Meslektaşların Soruları 17 13-08-2013 10:40
itirazın kaldırılması prag Meslektaşların Soruları 7 21-04-2009 17:02
İflas Sonrası Durum kapgan Meslektaşların Soruları 1 04-12-2008 01:48
itirazın kaldırılması rojda_63 Meslektaşların Soruları 3 20-07-2007 16:52
Tedbir Nafakası Alacağı İçin Açılan İtirazın Kaldırılması Davasının Reddi. uye8490 Meslektaşların Soruları 4 23-05-2007 10:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04376507 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.