Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bankadaki Hesapların Haczi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-03-2008, 12:23   #1
Av. Murat E.

 
Varsayılan Bankadaki Hesapların Haczi

İcra takiplerinde, borçlu hesaplarına haciz konulması için, banka şubelerine müzekkere yazılmaktadır. Ancak bu müzekkere sadece borçlunun hesabının bulunması muhtemel şubelere yazılmaktadır. Bu durum hem usul ekonomisi yönünden, hem de alacaklı yönünden büyük zararlara yol açmaktadır. Ayrıca alacklı ve vekilini, borçlunun hesaplarının hangi banka şubesinde bulunabileceğini tahmin etmek gibi bir külfete de sokmakta ve hatta alacağın tahsilini imkansızlaştırmaktadır. Bunun yerine ilgil bankanın genel müdürlüğüne müzekkere yazılarak, kaynaktan, hangi şubede hesap var ise o şubedeki hesaba haciz işlemi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ancak, bu hususu hangi İcra Müdürüne belirtsem, bunun imkansız olduğunu, bankaların buna itiraz ettiklerini bildiriyorlar. Buna rağmen, şu anki duruma uygun bir mevzuat hükmü de bulamadım. Bir boşluk bulunduğu, bu durumdan da borçluların ve bankaların yararlandığı kanaatindeyim. Bu hususta açık bir mevzuat var mıdır? Yok ise nasıl bir yol izlenmelidir? Şimdiden teşekkürler...
Old 11-03-2008, 13:30   #3
Av. Murat E.

 
Varsayılan

Merkezi Kayıt Kurulu A. Ş. isimli bir kuruluştan bahsedilmektedir. Ancak bu kuruluşun ne gibi bir yetkisinin olduğu, mevduata ilişkin bilgileri neye dayanarak verebileceğini, dahası mevduatlara ilişkin bir ilgisinin olup olmadığını anlayamadım. Lakin kuruluşun sitesinde hisse senetlerinden bahsedilmektedir.
Old 11-03-2008, 16:46   #4
Av.Ümit Arif Özsoy

 
Varsayılan

Sorununuz bankalardaki mevduatların haczi ise Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. işinize yaramaz bu kuruluş mevuatındada açıkça belirttiği gibi, hisse senedi ve yatırım işlemlerinin kayıtlarını tutmakla mükellef....Mevduat haczi için her banka şubesine ayrı ayrı yazmanız gerekmektedir.
Old 11-03-2008, 17:34   #5
Av.Sever Köz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ümit Arif Özsoy
Sorununuz bankalardaki mevduatların haczi ise Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. işinize yaramaz bu kuruluş mevuatındada açıkça belirttiği gibi, hisse senedi ve yatırım işlemlerinin kayıtlarını tutmakla mükellef....Mevduat haczi için her banka şubesine ayrı ayrı yazmanız gerekmektedir.


Sayın Özsoy'a katılıyorum. Bankaların genel müdürlüklerine müzekkere ile sordurarak yapmış olduğumuz araştırmaların hepsi, istisnasız olumsuz olarak döndü. Bu nedenle usul ekonomisine aykırı bir durum olsa da borçlunun çalışması muhtemel bankaların yine muhtemel şubelerinden ay ayrı mevduat takibi yapmanız gerekmektedir.

Saygılar
S/K
Old 12-03-2008, 11:52   #6
Av. Murat E.

 
Varsayılan

Durumun bu şekilde işlediği muhakkak. Ancak bunu belirten bir mevduat hükmü var mıdır? Yoksa kanuni boşluktan borçlu ve banka şubeleri mi yararlanmaktadır? Çünkü kanaatimce gerçekten açık bir hukuka ve hakkaniyete aykırı durum söz konusudur. Durumun bu şekilde işlemesi için de hiçbir mantıklı ve hukuki gerekçe bulunmamaktadır.
Old 12-03-2008, 12:36   #7
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Murat E.
İcra takiplerinde, borçlu hesaplarına haciz konulması için, banka şubelerine müzekkere yazılmaktadır. Ancak bu müzekkere sadece borçlunun hesabının bulunması muhtemel şubelere yazılmaktadır. Bu durum hem usul ekonomisi yönünden, hem de alacaklı yönünden büyük zararlara yol açmaktadır. Ayrıca alacklı ve vekilini, borçlunun hesaplarının hangi banka şubesinde bulunabileceğini tahmin etmek gibi bir külfete de sokmakta ve hatta alacağın tahsilini imkansızlaştırmaktadır. Bunun yerine ilgil bankanın genel müdürlüğüne müzekkere yazılarak, kaynaktan, hangi şubede hesap var ise o şubedeki hesaba haciz işlemi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ancak, bu hususu hangi İcra Müdürüne belirtsem, bunun imkansız olduğunu, bankaların buna itiraz ettiklerini bildiriyorlar. Buna rağmen, şu anki duruma uygun bir mevzuat hükmü de bulamadım. Bir boşluk bulunduğu, bu durumdan da borçluların ve bankaların yararlandığı kanaatindeyim. Bu hususta açık bir mevzuat var mıdır? Yok ise nasıl bir yol izlenmelidir? Şimdiden teşekkürler...

Sayın meslektaşım,

Sorunuzun yanıtı İİKm.89/7 hükmünde yer almaktadır. Bu maddenin yorumu ile bilimsel doktrinde ve yargısal kararlarda, banka genel müdürlüğüne tüm şubeleri kapsar şekilde haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği, banka genel müdürlüğüne haciz ihbarnamesi gönderilmiş ise bunu sadece merkez şube için geçerli olacağı, diğer şubeleri kapsamayacağı kabul edilmektedir.

Hal böyle iken, İİK'nun "ikiz kardeşi" kabul edebileceğimiz 6183 sayılı Yasa'ya bakarsak, çok ama çok enteresan bir durumla karşılaşırız:

6183 sayılı Yasa'nın (İİK m.89 hükmüne karşılık gelen) 79.madde hükmü uygulamasında, 2006yılına kadar, aynen İİK m.89 hükmünde olduğu gibi banka genel müdürlüklerine tüm şubeleri kapsar şekilde haciz ihbarnamesi gönderilemiyordu.

Lakin, 2006 yılında bir ay ara ile yapılan iki ayrı değişiklik ile, kamu alacaklarının tahsilinde idareye büyük bir avantaj sağlanmış ve şu hüküm getirilmiştir:

Alıntı:
Madde 79-

Maliye Bakanlığınca belirlenecek tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ edilebilir. Haciz bildirisi bankanın genel müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise tüm şubelerini kapsayacak şekilde beyanda bulunma yükümlülüğü bankanın genel müdürlüğüne aittir.


Durum bu olunca ister istemez her hukukçunun aklına “Anayasa, eşitlik ilkesi, hukuk devleti” vs. gibi kavramlar geliyor; nitekim benim de geldi…

Bir dosyamda, banka genel müdürlüğüne tüm şubeleri kapsayacak şekilde 89-1 haciz ihbarnamesi gönderilmesine yönelik talebim icra müdürlüğünce (yasaya uygun olarak) İİK m.89/7 gerekçe gösterilerek reddedildi.

Kararı şikayet ettiğim icra hakimliğinde olayda uygulanması gereken yasa hükmünün (İİK m.89/7) Anayasa’ya aykırı olduğu yönünde iddiada bulundum. Yargılama, halen duruşmalı olarak devam etmektedir. Sonucu, elbette site üyeleri ile paylaşacağım.

Saygılarımla…

Old 12-03-2008, 12:50   #8
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Unutmadan,

İİK m89/7 hükmünün gerekçesini de sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu "meş'um" 7. fıkra, 1966 yılında yasaya eklenmiş. 1966 öncesi, neler olmuş biliyor musunuz; bankaların genel müdürlüklerine tüm şubeleri kapsar biçimde haciz ihbarnamesi gönderilebildiğinden (şaka yapmıyorum) ihbarnameyi alan genel müdürlük, yasal süre içerisinde tüm şubeleri ile irtibat kurmaya çalışarak (yıl 1966! bilgisayar yok, fakstan şüpheliyim, telefonların durumunu üstadlar anlatsın, belki belki teleks! Evet bir de teleks diye bir alet varmış, ben görmedim ) yanıt vermeye çalışıyormuş.

Tahmin edebileceğiniz gibi, çoğu kez de yanıt veremiyor, süreyi kaçırıyormuş.

"ne var canım 2. haciz ihbarnamesi (şimdilerde bir de 3.'sü) var, o da olmadı menfi tespit davası var" diyenlere yanıtım : HAYIR YOK, ikisi de yok!

1966 öncesi, ne ikinci haciz ihbarnamesi ne de menfi tespit davası imkanı var. Süresi içinde itiraz ettin ettin, etmedin zimmetinde olmayan borç ödeniyor. 2. haciz ihbarnamesi de menfi tespit davası da 1966 yılında yasaya eklenmiş. (Masal gibi değil mi)

Gelelim madde gerekçesine :

Alıntı:

Diğer taraftan, maddedeki ihbar merkez veya şubeden hangisine yapılmış ise, ihbarın neticeleri yalnız buna hasredilmiş, merkeze, ihbarı bütün şubelerine aksettirmek gibi, katlanılması güç bir mükellefiyeti yüklemekten kaçınılmıştır.


1966 yılının teknolojisi ve iletişim imkanları düşünüldüğünde çok isabetli bir gerekçe

Ama aradan 42 yıl geçmiş, yıl 2008, bilgisayar konusuna hiç girmiyorum, düzenleme aynı düzenleme…

Takdir sizlerin… saygılarımla…
Old 13-03-2008, 14:31   #9
Av. Murat E.

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;
Öncelikle sorunumu paylaşmanız ve gerçekten çok değerli bilgileriniz için teşekkürlerimi sunarım. 1966 yılı için gerçekten adil kabul edilebilecek bir gerekçe, aradan geçen 42 yıl sonunda adalet ve hekkeniyete bu derece aykırı bir hüküm halini almıştır. Şu anda herhangi bir banka şubesine kredi başvurusunda bulunduğunuzda, size ait tüm diğer bankalardaki hesaplarınız, borçlarınız, elektrik, su, doğalgaz, telefon faturalarınız, nerelerden alışveriş yaptığınız, tapu ve trafik kayıtlarınız en fazla 2 3 dakika içerisinde ekranda görülebilmektedir. Bu durum karşısında, kesinleşmiş icra takibinde, haciz ihbarnamelerinin şubelere ayrı ayrı gönderilmesinin hiçbir mantıklı ve hukuki açıdan korunmaya değer bir tarafı bulunmadığı kanaatindeyim. Durum tamamen alacaklıların aleyhine işlemektedir. Anayas Mahkemesi'nin mal Beyanında bulunmamaya ilişkin hapis cezası verilmesini iptal kararı (Anayasa Mahkemesi 2006/71 E. 28.02.2008 tarih, 2004 sayılı “İcra ve İflas Kanunu”nun 31.5.2005 günlü, 5358 sayılı Yasa ile değiştirilen 337. maddesinin birinci fıkrasının İPTALİ kararı) ile bu kanun hükmü daha da önemli bir hal almıştır. Borcun tahsili için, alacaklının elindeki imkanlar daha da azalmıştır. Bu hususta
ben de anayasaya aykırılık iddiasını mahkemeye taşımak niyetindeyim.
Saygılarımla
Old 08-05-2008, 19:09   #10
Av.Ömer

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Bu konuda ki gayret ve araştırmalarından dolayı kutlarım, eğer anayasaya aykırılık iddian kabul görüp, süreçler olumlu sonuçlanırsa kesinlikle yılın Avukatı olman gerekir. Başarılar dilerim.
Saygılar..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Murisin Bankadaki Parasının Çekilmesi Hammerfall Meslektaşların Soruları 44 12-12-2018 15:34
Ssk Maasinin Yattigi Bankadaki Mevduat Haczedilemez Mi? Av.Mesut YILMAZ Meslektaşların Soruları 5 08-09-2007 18:11
Bankadaki Hesap Edinilmiş Mal Mıdır? erirba Aile Hukuku Çalışma Grubu 4 03-05-2006 20:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04080796 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.