Sahte araç noter satış senedinin iptali ve husumet

Sayın meslektaşların merhaba ;

Açılacak davaya esas olmak üzere hala karar veremediğim bir kaç noktada yorumlarınızı almak istiyorum

Müvekkil adına alıcı sıfatıyla düzenleme şeklinde noter satış senediyle 1976 yılında satış sözleşmesi tanzim edilmiş iş bu sözleşmenin sureti 1987 yılında yine aynı noter tarafından onaylanmış.. Daha sonra bu araç onaylı suretle Trafikte müvekkil adına res'en tescil edilmiş.. Yıllarca müvekkile hiç bir bildirim , araçla ilgili ceza v.s. evrak gelmemiştir. Vergi dairesince MTV borcu tebliğ edilmiş , bu şekilde araçtan haberdar olmuştur. Vergi Mahkemesinde ödeme emrinin iptali için dava açtık . Dava aşamasında araç satım sözleşmesinin onaylı sureti tarafımıza tebliğ edildi. Müvekkilin bir kısım bilgilerinin (kimlik- ehliyet) kullanıldığını gördük, imzalar da benzetilmeye çalışılmıştır.(1976'da ne cesaretse!!) İmza inkarında bulunduk.. Ancak Mahkeme "satım sözleşmeleriyle ilgili yasal yollara başvurumuz olup olmadığını " sordu.Eğer başvuru yoksa mevcut evraklarla karar verecekmiş, imza incelemesi yapmayacağı sonucu ortaya çıkıyor...

Ben noter satım sözleşmesinin iptalini isteyeceğim.. Ancak husumet konusunda tereddütlüyüm..Satıcı kısmındaki şahıs tamam da ( aslında onun bile kimlik bilgileri kullanılmış olabilir) trafik ya da noter e yöneltebilir miyim? Trafik e husumet yöneltirsem " ben satım sözleşmesine istinaden tescil işlemini yaptım , sahteliğini inceleme yetkim yok,ben hasım değilim " diyecek .. Husumet yöneltmezsem Mahkeme kararı idareyi bağlayıcı-yaptırım uygulayıcı karar vermeyecek ve dolayısıyla ben tespit kararıyla trafikten terkini sağlayamayacağım..Ama sahte bilgilerle yapılan tescil işleminin terkinini de sağlamam lazım.. Bu konuyla ilgili çok fazla karar aradım ancak ulaşamadım .. Bu hususta yorumlarınızla yardımcı olursanız çok memnun olurum .. (tabi konuya ışık tutacak Yargıtay krarları da olursa süper olur) Şimdiden teşekkürler..

Husumeti satıcı ile notere yönelteceksiniz. Sözleşmenin muhatabı onlardır. Sözleşmenin sahteliğinin tespiti ile müvekkiliniz açısından iptalini talep edeceksiniz. İdare mahkemesi bu davanızın sonucunu beklemek zorundadır.

Alıntı: Yazan selinSSS Sayın meslektaşların merhaba ; Açılacak davaya esas olmak üzere hala karar veremediğim bir kaç noktada yorumlarınızı almak istiyorum Müvekkil adına alıcı sıfatıyla düzenleme şeklinde noter satış senediyle 1976 yılında satış sözleşmesi tanzim edilmiş iş bu sözleşmenin sureti 1987 yılında yine aynı noter tarafından onaylanmış.. Daha sonra bu araç onaylı suretle Trafikte müvekkil adına res'en tescil edilmiş.. Yıllarca müvekkile hiç bir bildirim , araçla ilgili ceza v.s. evrak gelmemiştir. Vergi dairesince MTV borcu tebliğ edilmiş , bu şekilde araçtan haberdar olmuştur. Vergi Mahkemesinde ödeme emrinin iptali için dava açtık . Dava aşamasında araç satım sözleşmesinin onaylı sureti tarafımıza tebliğ edildi. Müvekkilin bir kısım bilgilerinin (kimlik- ehliyet) kullanıldığını gördük, imzalar da benzetilmeye çalışılmıştır.(1976'da ne cesaretse!!) İmza inkarında bulunduk.. Ancak Mahkeme "satım sözleşmeleriyle ilgili yasal yollara başvurumuz olup olmadığını " sordu.Eğer başvuru yoksa mevcut evraklarla karar verecekmiş, imza incelemesi yapmayacağı sonucu ortaya çıkıyor... Ben noter satım sözleşmesinin iptalini isteyeceğim.. Ancak husumet konusunda tereddütlüyüm..Satıcı kısmındaki şahıs tamam da ( aslında onun bile kimlik bilgileri kullanılmış olabilir) trafik ya da noter e yöneltebilir miyim? Trafik e husumet yöneltirsem " ben satım sözleşmesine istinaden tescil işlemini yaptım , sahteliğini inceleme yetkim yok,ben hasım değilim " diyecek .. Husumet yöneltmezsem Mahkeme kararı idareyi bağlayıcı-yaptırım uygulayıcı karar vermeyecek ve dolayısıyla ben tespit kararıyla trafikten terkini sağlayamayacağım..Ama sahte bilgilerle yapılan tescil işleminin terkinini de sağlamam lazım.. Bu konuyla ilgili çok fazla karar aradım ancak ulaşamadım .. Bu hususta yorumlarınızla yardımcı olursanız çok memnun olurum .. (tabi konuya ışık tutacak Yargıtay krarları da olursa süper olur) Şimdiden teşekkürler..

Meslektaşım buna benzer bir konu konuşulmuştu sitede.
Yargıtay kararı dahi var fakat bulamadım. Yargıtay bir kararında çalıntı aracın satış sözleşmesini yapan Noter'i tazminata mahkum etmişti bu karardan yararlanabilirsiniz. Bulabilirsem ekleyeceğim.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=11227

Müvekkilinizin başına gelen olayla ilgili olarak , sahtecilik/dolandırıcılık eylemlerini ilk sıraya almamak gerektiğini düşünüyorum.Kişi ; başkasının adına neden araç tescil ettirsin ki ? Sahtecilikte ; başkasının hakkına tecavüz vardır , başkasına hak sağlama ve sizin özelinizde size araç tescil ettirme gibi bir durum ; suç kastı gibi gelmedi bana . Bu yüzden öncelikle isim benzerliği konusu üzerinde yoğunlaşılmalı . Araç satım sözleşmesinin iptali yoluna gidildiğinde ; müvekkilinizin taraf olmadığı bir sözleşmenin iptalini istemiş olacaksınız ; bu durumda sözleşmeye taraf olan alıcı ya gerçekte var olan ve müvekkilinizle aynı kimlik bilgilerine sahip biriyse ! Eğer ortada isim benzerliği varsa mezkur dava red ile sonuçlanacaktır. Ayrıca bu davanın ön incelemesi nasıl sonuçlanacaktır ? Daha doğrusu ön incelemede ne incelenecektir ? Bu soruları çoğaltabiliriz ve benim bu konulara girme sebebim aslında Vergi Mahkemesinin müvekkilinizin sorununu kısa yoldan çözümleyebilecek olmasındandır. Elinizde bir ödeme emri var ve mezkur emir ; borç ve borç konusu ve alacak sıfatlarını haizdir. Borç konusu aracın size ait olmadığı ve dolayısıyla da verginin sizin üzerinizde tarh ve tahakkuk edemeyeceği ; bana göre ; satış sözleşmesi üzerinde yapılacak basit bir imza incelemesiyle ispatlanabilecektir. Çünkü ödeme emrini iptal ettiremezseniz ; ödeme emri kesinleşecek ve alacak , sizden tahsil edilecektir . Sonrasında ise ,,, sonrasını hangi mahkeme , nasıl ve ne zaman halledecek ?

Syn Peitho bahsettiğiniz linki inceledim , ancak orada notere karşı açılan tazminat davasından bahsedilmiş,bu davada husumetin elbette notere yöneltilmesi gerek . Ancak ben tazminattan evvel sahtelik- sözleşmenin iptaliyle, müvekkil adına yapılan yolsuz tescilin terkinini sağlamak istiyorum. Çünkü araç suç işlenmede kullanıldığında (araç 50 yaşında olup başka araçlara plakasının takılması suretiyle kaçakçılık vs. gibi hallerde kullanılma ihtimali olabilir) ya da trafik kazasına karıştığında kayıt maliki olarak müvekkilin de sorumluluğu doğacaktır.Benim açmak istediğim davada terkini sağlamak için trafik (emniyet müd) nü davalı olarak göstermeli miyim ? Ya da satım sözleşmesini tanzim eden notere sadece tazminat davası açıldığında mı husumet yöneltmeliyim ?

Syn Serdar , nüfus müd.den müvekkilin kimlik bilgilerinden yararlanarak çok yönlü sistemde tarama yaptırdım : isim benzerliği ya da kütük, cilt v.s. benzerlik yok ..Aracın da kaçak ya da çalıntı ya da suç oluşturacak eylemlerde kullanılma ihtimali karşısında müvekkil adına tescil edildiğini düşünüyorum..Çünkü satım sözleşmesi 1976'da yapılmış , müvekkil adına res'en tescil 1990 da yapılmıştır.(Hatta burada da usulsüzlük var : Res'en tscile olanak tanıyan genelge 2007 yılında yayınlanmış, oysa müvekkile geçmişe dönük şekilde 1990 yılında res'en tescil işlemi yapılmış) Yani bir aşamadan sonra vergi ya da cezalara muhattap olmamak için müvekkil adına tescil için bu sahte işlemlerin yapılabileceği aklıma geliyor..Ben de Vergi Mh.sinde imza incelemesi yapıldıktan sonra kararı dayanak yapıp Asl.Hukuk 'ta iptal, mülkiyetin tespiti isteyecektim ve benim için çok daha kolay olacaktı.. Ancak Vergi Mahkemesinden "satış sözleşmeleriyle ilgili yasal yollara başvurulup vurulmadığı, başvurulmadıysa dosyada mevcut belgelere göre karar verileceği" yönünde ara karar verildi. Dosyada sadece benim itirazlarımı içeren dilekçem var..Yani ne sözleşme aslı celbedildi ne de imza incelemesi yönünde bir karar var ..Yani Vergi Mahkemesi beni dava açmaya zorlayıcı bir karar verdi..

sayın meslektaşım selin hanım,

Benzer bir durum da müvekkilimin başına geldi. Müvekkilim bir araç almak için bayinin muamelecisine vekalet vermiş ve bu vekaletle 1998 yılında aracını almış. ancak vekalet verdiği kişi müvekkilin haberi olmadan aynı yıl müvekkil adına başka bir araç daha almış. Araç bir şirketinmiş, satışı da noterden şirket adına bir muameleci yapmış. Şatışı yapan muamelecinin adı müvekkilimin verdiği vekalette de geçiyor. Yıllar sonra 2014 yılında aracın vergileri ödenmediği için müvekkilin cep telefonuna 15.000-TL vergi borcu olduğu yolunda vergi dairesinden mesaj gelmiş. araç halen trafikte şirket adına kayıtlı, ancak noterden satış işlemi yapıldığı ve vergi dairesine bildirildiği için vergi borcu müvekkil şirket adına doğmuş. savcılığa suç duyurusunda bulunduk zamanaşımından reddedildi. vergi dairesine terkin talep ettik reddedildi. vergi mahkemesine dava açtık, önce maliye bakanlığına başvurman gerekirdi dedi. Maliye Bakanlığına başvurduk dava aç ve noter satış sözleşmesini mahkemede iptal ettir, bende vergini terkin edeyim dedi. ama zamanaşımına uğradı, satıştan dönebilmem için BK 227/1 e göre aracı vermem gerekecek ama araç bizde değil, kimde bilmiyoruz. Sizin tecrübenizden istifade etmek istiyorum. siz vergi mahkemesinden nasıl bir karar aldınız. hukuk davası açtınız mı ? çok teşekkürler