Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bitkisel hayattaki işçinin tazminat talebi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-06-2014, 15:38   #1
aslı2754

 
Varsayılan bitkisel hayattaki işçinin tazminat talebi

Öncelikle merhaba,Kıymetli meslektaşlarım çok aramama rağmen sorumun cevabını tam bulamadığım konuda fikirlere ihtiyacım var.Şöyle ki;iş kazasında işçi yüksekten düşme sonucu yaralanıyor aslında yaralanmıyor o tarih itibariyle bitkisel hayatta hiçbir yaşam belirtisi yok.Eşi vasi kararıyla işçi kendi çocukları için manevi tazminat talebinde bulunuyor buraya kadar evet.Asıl sorun şu bitkisel hayatta olan kişi içinde manevi tazminat talep ediyor.Manevi tazminatı incelediğimizde kişiye sıkı sıkı bağlı kişilik haklarının korunması ile ilgili ayrıca bu kişilik haklarına karşı saldırılara yönelik tazmin amacı taşımaktadır.Sorum şu burada manvei tazminatın şartları oluşurmu sonuçta kendi talep etmemekte ve bilinci olmadığından acı ızdırap duyma hali olmaz zira ilk günden iitbaren bu şekilde ve (doktorlar tıbben ölü der ve heran ölebilir derler)ve alacağı tazminat onun hiçbir acısını hafifletemez zira bu bilinçte değil.Davanın açılma nedeni ölüm halinde mirasçıların devam edebilmesi buda benim yorumuma göre kötü niyet ama bunları tam destekler bir karar bulamadım.Sizlere sorum şu manevi tazminatın şartları oluşmuşmudur?Şimdiden teşekkğrler
Old 25-06-2014, 22:58   #2
rusenturk

 
Varsayılan

Mağdurun kaza sonucu ölmediği ama medeni haklarını da kullanamadığı hallerde bitkisel hayat koma yada akıl sağlığını, fiil ehliyetini yitirdiği veya fiil ehliyetine sahip olmadığı durumlarda mağdurun zararlarının tazmini için veli vasi yada yasalarımızda düzenlenmiş olan kanuni temsilcileri tarafından dava açılabilir.

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 15155
Karar No: 5635
Karar Tarihi: 19.04.2007


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatı tarafından duruşmalı davacılar avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı Asım Kayaalp ve vekili avukat Kenan Dursun, davalı İlknur Enuysal vekili avukat Haluk Ömerbaş ile davacı Yılmaz Sarı vekili avukat Serpil Bilal gelmiş, diğer davalı ve diğer davacı tarafından gelen olmadığından duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı Çetin Adanır,kendisine asaleten, eşi Serpil’e vesayeten 26.11.1996 tarihinde açtığı dava ile Serpil’in 4 aylık hamile iken düşük tehlikesi nedeniyle 9.9.1995 tarihinde, davalı Özel Çankaya Hastanesine gittiklerini, davalı doktor Osman Çetin Enuysal tarafından eşinin doğumhaneye alınarak narkozitör olmadan kürtaj operasyonuna başladığını, doktorun ameliyathaneden uyuşturucu ilaç istediği halde kas gevşetici ilaç gönderilmesi ve bu ilacın hastaya zerki ile Serpil’in hayat fonksiyonlarının durduğunu,hastanede bulunan başhekim ve anestezi uzmanları tarafından suni solunum ve kalp masajı yapılmak suretiyle hayata döndürüldüğünü, aynı gün Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesine sevk edilen eşinin bir daha düzelmediğini, halen bitkisel hayatta olduğunu, davalı doktor, hemşire, başhekim, hastane ve hastane sahibinin kusurlu eylemleri sonucu hayatlarının mahvolduğunu, Serpil’in çalışmasının artık mümkün olmadığı gibi hayatının geri kalanını bir başkasının bakımına muhtaç halde sürdürmek zorunda kaldığını ileri sürerek fazlaya ait hakları saklı kalmak üzere kazanç kaybı olarak 100.000.000 TL, tedavi ve bakım giderleri olarak 900.000.000 TL olmak üzere toplam 1.000.000.000 TL maddi tazminat ile eşi ve kendisi için ayrı ayrı 1.000.000.000 TL’şer manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir.
31.5.1999 tarihinde açılan ve bu dava ile birleştirilen davada ise davacı Serpil Sarı’ya vesayeten kendisine asaleten Serpil’in babası Yılmaz Sarı, annesi Pakize Sarı, kızı Duygu Polat kendileri için ayrı ayrı 2.000.000.000 TL’şer manevi tazminat isteminde bulunmuşlar, Serpil için ise, Serpil’in haklarının zayi olmaması için açılan ilk kısmi davada fazlası saklı 1.000.000.000 TL’lik maddi tazminat isteminde bulunulmuş ise de istişari mahiyette aldıkları bilirkişi raporunda Serpil’in kazanç kaybı ve tedavi-bakım gideri olarak 109.141.667.760 TL zararının belirlendiğini ileri sürerek yine fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 109.142.000.000 TL’nin olay tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişler, 16.12.2005 tarihinde verdikleri ıslah dilekçesi ile davacı Serpil açısından maddi tazminat talebini 132.972, 98 YTL, kendileri açısından manevi tazminat taleplerini 30.000,00 YTL daha arttırdıklarını bildirmişlerdir.
Davalı Çankaya Hastanesi A.Ş., davalı doktor O.Çetin Enuysal’ın hastane personeli olmadığını, özel muayenehanesi olan bu doktorun hastanın isteği ile hastaneye geldiğini, yasal olarak hastanın istediği doktoru hastaneye almak ve tedavinin bu hekim tarafından yapılmasını kabul etmek zorunda olduklarını, zararlı sonucun doğmasına hastanede anestezi uzmanı olmasına rağmen onları çağırmadan operasyona başlayan ve yanlış ilacı kullanan doktorun neden olduğunu, hastanenin kusuru bulunmadığını, davalı Arif Abacı’nın hastanenin başhekimi olarak görev yaptığını, herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, husumet düşmeyeceğini, diğer davalı Yılmaz Babaoğlu’nun ise Çankaya Hastanesi A.Ş.’nin ortağı ve temsile yetkili müdürü olduğunu, bir tüzel kişilik olan şirketin ortağına husumet düşmeyeceğini savunarak davanın reddini dilemişler, davalı Günsal Cengiz, olay günü hastanede hemşire olarak çalıştığını, doktor kendisinden yardım istediğinde ameliyathaneden ilacın sipariş edilmiş olduğunu, ilaç geldiğinde doktora göstererek istediği ilacın bu olup olmadığını sorduğunu, doktorun “fark etmez, sulandırarak hastaya vur” demesi üzerine ilacı enjekte ettiğini, hastada morarma olunca doktoru uyardığı halde bir şey olmaz diyerek ilacı vermeye devam etmesini söylediğini, hastanın daha da kötüleşmesi üzerine ilacı çıkarıp başhekime haber verdiğini, kendisinin bir kusuru bulunmadığını, doktorun talimatına uygun hareket ettiğini savunarak davanın reddini dilemiş, davalı doktor O.Çetin Enuysal ise ameliyathaneden pentotal adlı ilacı istediği halde norcuron adlı ilacı gönderdiklerini, kendisinin yanlış ilaç geldiğinden haberi olmadığını, ilacın yetkisiz kişi tarafından verildiğini, hastanenin gayri ciddi düzen, yönetim ve işleyişi nedeniyle zararın doğduğunu, ilacı muhafaza eden, alıp getiren, bilinçsiz biçimde hastaya uygulayan personeli görevlendirip çalıştıran hastane yönetiminin kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece davalılardan hemşire Günsal Cengiz aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulü ile davacı Serpil Sarı için 116.480,33 YTL sürekli iş göremezlik zararı, 124.728, 61 YTL bakım gideri, 906,04 YTL tedavi gideri olmak üzere toplam 242.114,98 YTL maddi tazminat, 1.000,00 YTL manevi tazminat, davacı eş Çetin Adanır için 1.000, 00 YTL manevi tazminat, davacı baba Yılmaz Sarı için 2.000, 00YTL, davacı anne Pakize Sarı için 2.000,00 YTL, davacı çocuk Duygu Polat için 2.000,00 YTL manevi tazminatın 9.9.2005 tarihindn itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Günsal Cengiz dışındaki davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar ve Günsal dışındaki tüm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların tüm, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Davacı Serpil’in 9.9.1995 tarihinde davalı Özel Çankaya Hastanesinde, davalı doktor O.Çetin Enuysal tarafından anestezi uzmanı bulundurulmadan yapılan kürtaj operasyonu sırasında, hastanenin ameliyathanesinde uyutma işleminde kullanılmak üzere istenilen pentotal adlı ilaç yerine genel anestezi altında yapılan ameliyatlarda cerrahi müdahaleyi kolaylaştırmak için kas gevşetici olarak kullanılan norcuron adlı ilacın gönderilmesi sonucu, gelen ilacın hastaya zerkedilmesi üzerine hastanın hayati fonksiyonlarını kaybettiği, bilahare yapılan müdahale sonucu hayata döndürüldüğü ancak ilacın yarattığı harabiyet nedeniyle Serpil’in bitkisel hayata girdiği, halen %100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, bir başkasının bakımına muhtaç durumda dosya içindeki bilgi, belge ve raporların incelenmesinden anlaşılmaktadır. Davacı Serpil vasileri, Serpil için ilk davada 1.000.000.000 TL,ikinci davada ise 109.142.000.000 TL maddi tazminat isteminde bulunmuşlar, 16.12.2005 tarihinde verilen ıslah dilekçesi ile Serpil için istenen maddi tazminat talepleri 132.972,98 YTL daha arttırdıklarını bildirmişlerdir. Davalılar tarafından davacının bu talebine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunulmuştur. 9.9.1995 tarihinde yapılan kürtaj operasyonu sırasında bitkisel hayata girdiği, yapılan tanı ve tedavi sürecinden sonra 6.5.1996 tarihinde de hastaneden taburcu edildiği, rahatsızlığında gelişen ve artan bir durumun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının, zarara uğradığını en geç hastaneden taburcu edildiği 6.5.1996 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Zararın varlığının öğrenildiği tarihte davacının dava açma hakkı doğar ve zamanaşımı da işlemeye başlar. Zararın varlığının öğrenilmesi zamanaşımının başlaması için yeterli olup, ayrıca zararın kapsam ve miktarının öğrenilmesi, zamanaşımının başlaması için bir koşul olarak aranmamaktadır. Bu durumda somut olayda 6.5.1996 tarihinden itibaren zamanaşımı süresi işlemeye başlamıştır. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayanmaktadır. BK:nun 126/4 maddesine göre vekalet sözleşmesinden doğan davalar beş yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Davacının, 16.12.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile istediği 132.972,98 YTL’lik talebi, beş yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra yapıldığından reddi gerekir. Mahkemece, ıslahla istenilen miktarın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3- Davalı Yılmaz Babaoğlu’nun temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı Yılmaz Babaoğlu’nun, operasyonun yapıldığı Çankaya Hastanesini işleten davalı Çankaya Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş.’nin ((Olay tarihinde Çankaya Sağlık Hizmetleri Tıbbi Aletler San. ve Tic. A.Ş.’nin ortağı ve yetkili temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır. Türk Ticaret Kanununda, ayrı bir tüzel kişilik olan şirketin ortağı veya yetkili temsilcisinin şirketin kusurundan dolayı şahsen sorumlu tutulacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Davalı Yılmaz’ın olayda şahsında bir kusurun bulunduğu da iddia ve ispat edilemediğine göre bu davalı hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozulmayı gerektirir.
Birinci bent gereğince davacıların tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 500.00 YTL duruşma avukatlık parasının davacılardan alınarak davalılara ödenmesine, 3.370, 00 YTL peşin alınan harcın istek halinde davalılara iadesine, aşağıda dökümü yazılı 0.90 YTL kalan harcın davacıdan alınmasına, 19.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi
Old 26-06-2014, 09:51   #3
aslı2754

 
Varsayılan

Öncelikle yanıt için teşekkürler.Elbette vasi tarafından zazarlara ilşkin dava açılabilir.Olayımda da eşi ve çocuklarının maddi manevi tazminat talebi var ayrıca bakım masraflarıda ama manevi tazminatın şartlarını ve ölçütlerini incelediğimde bu şekilde talep edilen manevi tazminat şartları oluşmamış yorumu oluşuyor bende.Zİra manevi ızdırabıb hafiflemiyceği yada ortada manevi bir zararın varlığı dahi yok.çünkü bunun bilincinde değil yani örneğin yatağa bağımlı olmanın ona yaşattığı manevi ızdırap yok çünkü zaten gerçek manada yaşamıuor ve bir bilinç saihbi değil.Bu durumda talep edilen ve o kişinin durumu ve manevi acıları dedlil ve gerekçe gösterilerek talep edilen manevi tazminat haksız olmuyor mu?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Emekli işçinin Kıdem Tazminatı Talebi Yerleşik Yabancı Meslektaşların Soruları 2 19-09-2012 08:37
Bitkisel ilaç kullanımı ve sonuçları Konuk Hasta Hakları Hukuki Destek Merkezi (HASDEM) 3 06-10-2011 12:23
Ecrimisil Talebi Ve İyiniyetli İşgacinin Tazminat Talebi avukat esra Meslektaşların Soruları 6 07-12-2009 15:31
işçinin tazminat talebi av.ozge Meslektaşların Soruları 4 21-06-2007 17:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06311798 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.