Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İş hukukunda kuvvetli duyum almanın hukuki dayanağı nedir

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-02-2021, 02:27   #1
umutlaw

 
Yeni Fikir İş hukukunda kuvvetli duyum almanın hukuki dayanağı nedir

Sayın meslektaşlarım,

İş hukuku ile ilgili yeterince bilgi ve deneyime sahip değilim bu nedenle yardımlarınız dilerim,

Davacı mahkemeye sunmuş olduğu bir beyan dilekçesine: ...Davalı şirketin mal kaçırdığını kuvvetli duyumlarımızdan öğrenmiş bulunmaktayız bu nedenle ihtiyati tedbir konulmasını .... şeklinde beyan sunmuştur

sizce her kuvvetli duyum alanı mahkeme dinliyor mu ?

ve yine

Mahkeme daha sonuçlanmadan ve yine ihbar ile kıdem tazminatları ikinci bilirkişi tarafından farklı bir şekilde hesaplandığı halde davacının vekili İSLAH hakkımızı kullanarak .... değeri üzerinden davamızı devam etmekteyiz şeklinde beyan vermesi doğru mu?

Bilgileriniz paylaşmanızı saygıyla dilerim.
Teşekkür ederim.
Old 14-02-2021, 12:36   #2
Lord Mozart

 
Varsayılan

Meslektaşım, para alacaklarında ihtiyati tedbir kararı değil şartların varlığı halinde ihtiyati haciz kararı vermelidir. Şayet mahkeme hatalı nitelendirme ile ihtiyati tedbir kararı vermiş ise durumu anlatan bir dilekçe ile karara itiraz edilmelidir. Yargıtay’ın konu hakkında çok fazla kararı var.

Islah ile ilgili sorulan soru tam anlaşılmıyor. Ancak bilindiği üzere hükümden önce her aşamada tek taraflı yapılacak bir işlemdir. Bazen zamanaşımı tehlikesi bulunan dosyalarda bilirkişi raporu gelmeden henüz rakamlar daha belli olmadan davacının zarara uğramaması adına yaklaşık bedeller üzerinden ıslah işlemi yapılmaktadır. Dolayısıyla yapıldığı andan ziyade bedeller üzerinde bir fazlalık var mı ona dikkat etmek gerekir.
Old 14-02-2021, 12:40   #3
umutlaw

 
Varsayılan

Alıntı:
Meslektaşım, para alacaklarında ihtiyati tedbir kararı değil şartların varlığı halinde ihtiyati haciz kararı vermelidir. Şayet mahkeme hatalı nitelendirme ile ihtiyati tedbir kararı vermiş ise durumu anlatan bir dilekçe ile karara itiraz edilmelidir. Yargıtay’ın konu hakkında çok fazla kararı var.

Teşekkür ederim, yargıtay kararı örneği bu konu ile ilgili elinizde mevcut mu?
Saygılarımla
Old 14-02-2021, 13:06   #4
Lord Mozart

 
Varsayılan

T.C YARGITAY 17.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 7525 Karar: 2016 / 6475 Karar Tarihi: 26.05.2016


Yargıtay Kararı

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ara kararında yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ......vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

- K A R A R -

Davacılar vekili, davacılardan Yurdagül'ün eşi, ....'nın babası, Hasine'nin oğlu motorsiklet sürücüsü ....'nün, davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigorta şirketi olduğu aracın çarpması sonucu ....'nün vefat ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, davacılardan eş ve iki çocuk için ayrı ayrı 60.000,00 TL, anne için 50.000,00 TL, eş için 10.000,00 TL iki çocuk için ayrı ayrı 7.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 2.000,00 TL motorsiklet bedeli olmak üzere toplam 257.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve davalı ........'nin gerek kaza yapan ...plakalı kamyonu, diğer araçları ve gayrimenkulleri ve maden sahaları üzerine, tapu kayıtlarına, Maden Dairesi Başkanlığı'na davaları para alacağı olması nedeni ile öncelikle ihtiyati haciz, mahkeme aksi kanaatte ise ihtiyati tedbir konulmasına, davalı ...'ın da aynı sistem üzerinden menkul ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati haciz olmadığında ihtiyati tedbir konulması, davalı ....'den sigorta poliçesine istinaden ödenecek olan para miktarına da ihtiyati haciz olmadığı takdirde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, toplanan deliller ve dosyada bulunan belgelere göre, davacılar vekilinin talebinin kabulü ile dava konusu edilen maddi ve manevi tazminat bedeli olan toplam 257.000,00-TL yönünden davalıların gerek elindeki, gerek üçüncü kişilerdeki taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının 257.000,00-TL'lik isteme yetecek miktarının 1.000,00-TL teminat karşılığında ihtiyaten haczine, karar verilmiş; hüküm, davalı ...vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İcra iflas Kanunu'nun 257. maddesi hükmü “ Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. (1) Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; (1) Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.“ şeklindedir.

Somut olayda davacılar vekilinin talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verilmiş ise de, davalı ... şirketinin muhtemel bir borçtan kurtulmaya yönelik malvarlığını gizlemeye kaçırmaya yönelik veya alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunduğuna ilişkin davacılar vekilince delil sunulmamış ve davalının adresinin muayyen olmasına böylece ihtiyati haciz talep şartlarının oluşmamış olmasına göre davacılar vekilinin talebinin reddine karar vermek gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir.


SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İstanbul 9. Hukuk Dairesi

Esas No: 2018/798
Karar No: 2018/359
Karar Tarihi: 19.03.2018

DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI İSTEMİ - İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE İLİŞKİN ARA KARARIN USUL VE YASAYA UYGUN OLDUĞU - İSTİNAF BAŞVURUSUNUN REDDİNE

ÖZET: Davacılar vekili tarafından, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmaması halinde, ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş ise de, ihtiyati haciz talebinin, İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmesi, HMK'nın ilgili maddesi uyarınca, şartlarının oluşması halinde, İlk Derece Mahkemesince verilecek kararın Bölge Adliye Mahkemeleri'nce incelenmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi'nin ... tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı, usul ve yasaya uygun olduğundan, HMK.'nın ilgili maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek şekilde hüküm kurulmuştur.
(6100 S. K. m. 341, 353, 389)
İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/1051 Esas Sayılı dosyası kapsamında verilen 25/12/2017 tarihli ara karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile;18/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin murisleri ... ve ...'in vefat ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, ...in vefatı nedeniyle müvekkilleri ... ve ... için ayrı ayrı 500'er TL olmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, ...'in vefatı nedeniyle müvekkilleri ... ve ...için ayrı ayrı 500'er TL olmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile, ...'in vefatı nedeniyle her bir müvekkili için ayrı ayrı 500.000,00'er TL olmak üzere toplam 1.500.000,00 TL, ...'in vefatı nedeniyle her bir müvekkili için ayrı ayrı 500.000,00'er TL olmak üzere toplam 1.500.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, ... plakalı araç ve davalı sürücü adına Uyap kaydından yapılacak sorgulama neticesinde tespit edilecek taşınmazların 3.kişilere devir ve satışın önlemek amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

İlk Derece Mahkemesi'nin 06/10/2017 tarihli tensip ara kararı ile; a).. plakalı aracın karıştığı trafik kazasında; davacıların desteği ... (..) ve .. (...)'in vefat ettiği; 2918 sayılı KTK 85/2. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak ölüm/yaralanmaya sebebiyet veren kazaya karışan... plakalı aracın davalı ... adına kayıtlı ise 3. kişilere/başkalarına devir ve temliki veya üzerinde bir hak tesisinin önlenmesi amacıyla trafik kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına,...b) Davacıların olaya karışan araç dışındaki diğer taşınırları ve taşınmazlarının ve 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının taraflar arasında çekişme konusu bulunmadığı; HMK 389-(1) maddesi uyarınca taraflar arasında para alacağı dışında talep edenlerin derhal korunması gereken bir haklarının bulunmadığı görülmekle, yasal koşulları bulunmayan bu kısma yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin 25/12/2017 tarihli ara kararı ile, davacılar vekili tarafından araç üzerine
tedbir konulmuş ise de, davalı ...adına kayıtlı olması halinde taşınmazların kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilmiş ise de, araç dışındaki diğer taşınırlar, taşınmazlar ve 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının taraflar arasında çekişme konusu bulunmadığı dikkate alınarak, davacılar vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; ihtiyati tedbir kararı verilmesinde müvekkilinin hukuki yararının bulunduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilen aracın yediemin otoparkında olup, hurda halinde bulunduğundan ihtiyati tedbir amacını sağlayamadığını, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi'nin, bir kısım taşınmazların kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine ilişkin ara kararının, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, belirterek, İlk Derece Mahkemesi'nin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair 25/12/2017 tarihli ara kararının kaldırılmasına karar verilmesi, talepleri uygun görülmediği takdirde ise ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir.

Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK'nun 389. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü haizdir.

Davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallara ilişkin, taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığından ve davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar, davanın konusu olmadığından, İlk Derece Mahkemesinin 25/12/2017 tarihli, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararı usul ve yasaya uygundur.

Her ne kadar davacılar vekili tarafından, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmaması halinde, ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş ise de, ihtiyati haciz talebinin, İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmesi, HMK'nın 341.maddesi uyarınca, şartlarının oluşması halinde, İlk Derece Mahkemesince verilecek kararın Bölge Adliye Mahkemeleri'nce incelenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi'nin 25/12/2017 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı, usul ve yasaya uygun olduğundan, HMK.'nın 353/1-b/1 maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/1051 Esas Sayılı dosyası kapsamında verilen 25/12/2017 tarihli ara karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunun HMK.'nın353/1(b)1. maddesi uyarınca REDDİNE,

2-Harçlar Yasası'na göre alınması gereken harç, peşin alındığından, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,

3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

19/03/2018 (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Sayfa 2 / 2















T.C YARGITAY 17.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 4316 Karar: 2016 / 3642 Karar Tarihi: 23.03.2016


Yargıtay Kararı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması esnasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı



ihtiyati>

tedbir talebinin reddine dair verilen kararın süresi içinde davacı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:



-K A R A R-



Davacı vekili; davacı müvekkil şirkete kasko sigortalı olan dava dışı sigortalı ... otobüs şirketine ait olan ve dava dışı ... idaresindeki yolcu otobüsünün, davacının sahibi olduğu kamyonun sol şeritte kendisini sıkıştırması sonucu sağ ön ve yan kısımlarından hasar gördüğünü, davalıya ait araç sürücüsünün kazada asli kusurlu olduğunu, alınan ekspertiz raporuna göre dava dışı sigortalıya 24.10.2014 tarihinde toplam 34.642,00 TL ödendiğini, rücu hakları doğduğunu belirterek ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, asli kusurlu ... plakalı kamyonun trafik kaydına üzerinde dava sonuna kadar ve 3.şahıslara devir ve satışının önlenmesi hususunda ve dava sonuna kadar hukuki yarlarının güvence altına alınması için davalının banka hesaplarına, 3. şahıslar nezdindeki alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.

Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre; 6100 sayılı HMK 389. maddesi gereğince, davalının maliki olduğu ... plakalı aracın, Uyap sistemi üzerinden 3. kişilerdeki hak ve alacaklarında uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle mevcut delil durumuna göre ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kasko sigorta sözlşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.

HUMK 389 ve 399.maddeleri
ihtiyati tedbiri düzenlemiştir.İhtiyati tedbir, davacının davayı kazanması halinde dava aşamasında sonucu güvence altına almaya yarayan bir hukuki korumadır.Davadan önce veya dava sırasında istenebilir.

Mahkemece, deliller değerlendilir, yargılama sırasında durum ve koşullarda değişiklik olması halinde talep halinde

tedbir kararının kaldırılması ve değiştirilmesi mümkün olup teminat aranmaksızın takdire dayalı olarak verilebilir (HMK.396/1.mad).



İhtiyati tedbir taleplerinin reddi veya kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulur (HMK.341/1). Ancak henüz istinaf başvuru yolu uygulanmadığından 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı İBK göre bu kararların temyizi de mümkün değildir.

İhtiyati haciz ise İİK 257 ve devamı maddelerde yer almıştır.
Kısaca ihtiyati haciz için herşeyden önce bir para alacağının bulunması gerekir. Davadan önce veya sonra istenebilir.

İhtiyati haciz için gerekli şartlar İİK 257.madde de düzenlenmiştir. Rehinle temin edilemeyen ve vadesi gelmiş bir

para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan mal ve varlıklarını haczettirebilir.İhtiyati haciz talebinde bulunan alacaklıdan ilerde haksız çıkması durumunda borçlunun veya üçüncü kişilerin buyüzden uğrayacağı zararları karşılamak için teminat alınır (İİK.259/1.mad). Bu hüküm emredici olup istisnaları İİK. 259/2-3 fıkralarda düzenlenmiştir. Teminat, uygulamada alacaklı olduğu iddia edilen miktarın %10 veya %15 olarak uygulanmakdadır. Borçlunun, bu teminatın cinsine veya yeterliliğine itiraz etmesi de mümkündür. (İİK.m.265/1) 265/son maddelere göre itiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulur. Verilen karar kesindir. Ancak henüz istinaf mahkemeleri uygulaması yürürlüğe girmediğinden İİK 265/5.maddesi gereğince temyiz yoluna başvurulmakta olup, verilen kararlar kesindir.

Yukarıda açıklandığı gibi ihtiyati

tedbir ve ihtiyati haciz ayrı ayrı hukuki müesseseler olup farklı kanunlarda düzenlenmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında, somut olayda davacı vekili, dava dilekçesinde ihtiyati haciz talebinde bulunmuş olup Mahkemece talebin hatalı olarak
ihtiyati tebdir olarak değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü talebin reddine dair 05.02.2016 tarihli kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ara Karardan Rücu için süremiz nedir ? Bu sürenin (varsa) dayanağı mevzuat nedir ? pallanco Meslektaşların Soruları 9 24-12-2014 13:03
Emniyetten Bağış Adı Altında İstenen Paranın Hukuki Dayanağı Nedir ? tiryakim Meslektaşların Soruları 7 28-12-2011 09:08
Hukuki sorumluluğun dayanağı süleyman çapkurt Meslektaşların Soruları 2 20-11-2011 18:53
Apartmanın parasını zimmetine geçiren yöneticiye yardımcı olan denetçiye karşı açılacak alacak davanın hukuki dayanağı nedir? senemü Meslektaşların Soruları 3 14-09-2011 09:41
change araç satın almanın hukuki ve cezai sorumluluğu berk_can Meslektaşların Soruları 1 24-02-2010 11:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04962492 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.