Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

(Yargıtay Kararı-3201 sayılı yasa-ödenen maaşların geri talebi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-11-2009, 19:26   #1
Avukat Kamer Akgül

 
Varsayılan (Yargıtay Kararı-3201 sayılı yasa-ödenen maaşların geri talebi

Merhaba Sayın Meslektaşlarım.

Müvekkilem 16 yıl önce 3201 sayılı yasa çerçevesinde borçlanma yaparak maaş almaya başlamıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu müvekkilemin 16 yıl boyunca almış olduğu bütün maaşları faizi ile birlikte kendisinden geri talep etmektedir. Müvekkilem bu maaşı aldığı ilk 1,5 yıl çalışmıştır. Ben kurumun talebinin bu 1,5 yılla sınırlı olması gerektiğini düşünüyorum. Bir meslektaşım içeriklerini bana aktaramasa da aşağıda yazdığım kararların benim düşüncemi birebir desteklediğini söyledi. İmkanı olan meslektaşlarım bu kararları bana gönderebilirlerse çok memnun olurum. Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ediyorum.

1. Alacak Davası ile ilgili karar:
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi
2007/23237 Esas
2009/1305 Karar

2. Tespit Davası ile ilgili karar:
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi
2005/5386 Esas
2005/9419 Karar
Old 10-11-2009, 10:21   #2
E.Polat

 
Varsayılan

İstediğiniz içtihatları bulamadım lakin bu kararda işinize yarar. Söylediğinizi destekler nitelikte. İyi çalışmalar..

YARGITAY
21. Hukuk Dairesi

Esas: 2002/671
Karar: 2002/691
Tarih: 05.02.2002

ÖZET: Kurumca; yurt dışında çalışılan veya ilişkinin devam ettiği saptanan süreler için; yaşlılık aylığını kesilmesi ve ödenen aylıkların geri alınması yerine, borçlanmanın ve buna bağlı yaşlılık aylığının iptali ile iptal gününe kadar ödenen aylıkların geri alınması biçiminde işlem tesis edilmesi Anayasal Sosyal güvenlik ilkeleri ile yasaların öngördüğü Sosyal Sigortalar sistemi ile bağdaşmadığı halde, yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.(506 sayılı SSK. m. 60, 63) (3201 sayılı YDBTVYDGSSGBDHK. m. 6)

KARAR METNİ:
(YHGK. 22/10/1997 gün, 1997/10-588 E. 857 K. s. ve 22/4/1999 günlü, 1999/21-284 E. 300 K. s. kararları)

Davacı davalı Kurum işleminin iptaliyle, borçlanma işleminin geçerli olduğunun tesbitine, aylıkların kesildiği tarihten itibaren ödenmeye devam edilmesine ve geri alınan aylıkların iadesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B.Mustafa Şimşek tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki bütün temyiz itirazlarının reddine,

2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 3201 s. Kanuna göre, yurt dışı hizmetlerini borçlanan ve buna bağlı kendisine yaşlılık aylığı bağlanan bir Türk Vatandaşının uzun sayılabilecek bir süre sonra; yaşlılık aylığından yararlanma koşullarından biri olan yurda kesin dönüş koşulunun bulunmadığının anlaşılması üzerine, Kurumca; gerek borçlanma ve gerekse yaşlılık aylığının iptal edilmesine ilişkindir.

Mahkeme; kurum işlemlerinin yerinde olduğunu kabul etmiş ve davacı isteminin reddine karar vermişse de bu sonuç usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.

Gerçekten, taraflar arasında uyuşmazlık, temelde, yaşlılık sigortasından faydalanmak isteyen 3201 s. yurt dışında çalışan Türk Vatandaşlarının borçlanma veya yaşlılık aylığı koşullarından "yurda kesin dönüş koşulu´nun" bulunmadığının sonradan anlaşılması halinde, Kurumca uygulanacak işlem ve yaptırımlara ait olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle; öncelikle, belirtilen koşul noksanlığının saptanması durumunda; Kurum hak ve yetkilerinin, gerek 3201 s. gerekse temel Kanun niteliğinde bulunan 506 s. Kanun açısından ortaya koymak yararlı olacaktır.

Gerçekten, 3201 s. Yasa, kendisinden önce yürürlükte bulunan 2147 s. Kanun ile birlikte; yurt dışında çalışan Türk Vatandaşlarına; yurt dışında çalıştıkları süreleri, döviz karşılığı borçlanma ve buna bağlı yaşlılık sigortasından yararlanma hakkı vermiş ve bu kişilerin, yurt dışındaki ülke sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında sosyal güvenliklerine gerek kalmaksızın Anayurt Türkiye´de sosyal güvenceye kavuşma hakkı tanımıştır. Böylece Türkiye´de çalışıp, belirli bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunan Türk Vatandaşları ile yurt dışında çalışanların sosyal güvenceleri açısından bir farklılık kalmamıştır.

Bu tür bir sistem sonucu; 3201 s. Yasadan yararlanmak suretiyle 506 s. Yasada ön görülen yaşlılık sigortası kapsamına girmek isteyen Türk Vatandaşlarının yaşlılık aylığından yararlanma koşulları ile yurt içerisinde çalışıp 506 s. Kanun kapsamında bulunan Türk Vatandaşlarının yaşlılık aylığından yararlanma koşulları zorunlu bir farklılık dışında birbirine koşut hale getirilmiştir. Şöyle ki; 506 s. Kanunun 60. maddesinde ön görülen ve yaşlılık aylığından yararlanma koşulları olarak belirlenen; "yaş", "sigortalılık süresi", "prim ödeme tarih sayısı", "işten ayrılma" ve "yazılı istekte bulunmak" koşulları 3201 s. Kanunun 6. maddesinde de aynen kabul edilmiş, sadece; Türkiye´de çalışanların "işten ayrılma koşulu" burada; "yurt dışındaki ülkeden ayrılıp Türkiye´ye dönüş" şeklinde belirlenmiştir. Şu duruma göre; Sosyal Sigortalar Kurumu; yurt içerisinde çalışan sigortalılar için; aradığı; işten ayrılma koşulunu yurt dışında çalışanlar içerisinde yurda dönüş koşulu olarak araması ve işlemleri buna göre yürütüp tamamlaması zorunludur.

işte, görülmekte olan davada uyuşmazlık bu koşul ile doğrudan ilgili olduğundan az yukarıda anlatılan hukuki gerçeklerin açıklanması gerekli görülmüştür. Bu bakımdan 3201 s. Kanun uyarınca; yaptığı borçlanma karşılığı kendisine yaşlılık aylığı bağlanan bir Türk´ Vatandaşının, belirtilen "yurda dönüş" şartının gerçekleşmediği veya daha sonraki bir tarihte gerçekleştiğinin anlaşılması halinde kurumun bu kişiye karşı ne tür işlem yapması gerektiğinin saptanması kaçınılmazdır. Bu bağlamda hemen belirtelim ki, 3201 s. Kanun sistemi, yaşlılık aylığından yararlanabilmek için yurda kesin dönüş koşulunu 1985 yılında getirmesine karşılık, yakın tarihe kadar, bu koşul Yargıtay uygulamasında, katı şekilde kabul edilmemiş; yurda kesin dönüş yapmadığı anlaşılan ve yurt dışı ilişkilerinin bir süre daha devam ettiği hallerde, bu kişilerin borçlanmalarının iptali ile, Kurumun yaşlılık aylıklarını kesme işlemlerine geçerlilik tanınmamıştır. Ancak bu konunun Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine gelmesiyle uygulama tersine dönmüş ve yurt dışında çalışanların yaşlılık aylığından yararlanabilmesi yönünden, yurda kesin dönüş koşulunun varlığı zorunlu görülmüştür (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/10/1997 gün, 1997/10-588 E. 857 K. s. ve 22/4/1999 günlü, 1999/21-284 E. 300 K. s. ve daha sonra aynı doğrultudaki kararlar).

Ne var ki, sözü edilen Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararlarında; yaşlılık sigortasından yararlanma yönünden yurda kesin dönüş koşulunun varlığının aranmasına karşın, bu koşulun yokluğu halinde, yapılması gereken Kurum işlemlerinin ne doğrultuda olması gerektiği yönünden davayla doğrudan ilgilisi bulunmaması sebebi ile bir hukuki tavır alınmamıştır.

Gerçekten, bu konuda sözü edilen 3201 s. Yasa, 6. madde (B) fıkrası, sistemi doğrudan olmasa bile, dolaylı şekilde ortaya koymuş, yurt dışından kesin dönüş yapılmasına ve kendilerine yaşlılık aylığı bağlanmasına karşın, yurt dışında çalışmak isteyenler yönünden Kurumca yapılması gereken işlemleri belirlemiştir. Buna göre; yurt dışından kesin dönüş yapan bir kimsenin yeniden yurt dışında çalışması halinde; çalıştığı süre kadar yaşlılık aylığı kesilecek bu kişinin yurda dönüşünde; isterse çalıştığı süre kadar borçlanmak suretiyle; yaşlılık aylığı oran ve miktarı artırılacak, isterse, eski aylık olduğu gibi ödenmeye devam edecektir. Böylece denilebilir ki, 3201 s. Kanun sisteminde yeniden yurt dışı çalışma söz konusu olduğunda, yaşlılık sigortasından bağlanan aylıklar ödenmemekte ve sosyal güvenlik askıya alınmaktadır. Bu durumun sonucu olarak, yaşlılık aylığı bağlanması sırasında, yurda kesin dönüş koşulunun gerçekleşmediği anlaşılırsa, yapılacak işlem; veya uygulanacak yaptırım; yaşlılık aylığının bağlanmaması ve kesin dönüş gününe kadar işlemlerin hukuken askıya alınması, istem olduğunda yatırılan borçlanma bedelini iadesidir. Yaşlılık aylığı bağlanmış olması halinde ise bağlanan aylığın kesilmesi ve ödenen aylıkların geri alınmasıdır.
Nitekim; 506 s. Kanun sisteminde, yurt içerisinde çalışanlar için uygulanan yaptırımda belirtilen biçimde olmaktadır. Yargıtay uygulamasında kabul edildiği üzere, yurt içerisinde çalışan bir sigortalının, yaşlılık aylığından yararlanmak için Kuruma başvurduğunda, işten ayrılma koşulu gerçekleşmemişse, bu kişiye yaşlılık aylığı bağlanmamakta veya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra, bu koşulun yokluğu anlaşıldığında; aylıklar kesilmekte ve ödenenler geri alınmaktadır. Bunun ötesin de; 506 s. Kanunun 3279 s. Kanun ile değişik 63. maddesinde kabul edildiği biçimde; yaşlılık aylığı alanlar, Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeme koşuluyla; yaşlılık aylıklarının kesilmeden çalışmalarını sürdürebilmektedirler. En önemlisi "işten ayrılma" veya "yurt dışından dönüş" koşulunun yokluğu, kişinin sosyal güvenlik haklarının büsbütün ortadan kaldırıcı bir neden olarak, yasalarda öngörülmemiş, sadece; aylığın başlatılmaması veya bağlanan aylığın kesilmesi şekilde yaptırıma bağlanmıştır.

Buna karşın; görülmekte olan bu davada olduğu gibi 3201 s. Kanun yönünden de, Kurumun bu tür durumlarda uyguladığı hukuki statü ne Anayasal Sosyal Güvenlik İlkeleri nede Yasaların öngördüğü Sosyal Sigortalar sistemi ile bağdaşır durumdadır. Gerçekten de belirtilen koşulların yerine getirilmediğinin saptandığı durumlarda; Kurumun uygulanması ile;

a)Kişinin borçlanması ve buna bağlı yaşlılık sigortası iptal edilmekte, kişi Türk Sosyal Sigortalar sisteminden dışlanmakta,

b)iptal gününe kadar ödenen yaşlılık aylıkları faizi ile geri alınmakta,

c)Borçlanma tarihindeki Kur üzerinden ödenen Türk Parası, dövizdeki artışlar dikkate alınmadan yıllar öncesi değerden iade edilmekte,

d) İade edilmek istenen bedele faiz dahi uygulanmamakta,

e)Kişinin yasadaki hakdüşürücü süreyi kaybedip etmediği dikkate alınmamakta,

f)Ayrıca kişinin, yurt dışındaki sosyal sigortalar kurumundan primlerini alıp almadığı ve oradaki sosyal güvenlik kuruluşlarından haklarını kaybedip etmedikleri gözetilmemekte, kısaca kişi, sosyal güvencesiz bir biçimde ortada bırakılmaktadır. Böyle bir uygulama ise hiçbir yönden hukuksal kabul edilemez ve yasalarca korunamaz.

Belirtilen nedenlerle; Kurumca; Yurtdışında çalışılan veya ilişkinin devam ettiği saptanan süreler için; yaşlılık aylığını kesilmesi ve ödenen aylıkların geri alınması yerine, borçlanmanın ve buna bağlı yaşlılık aylığının iptali ile iptal gününe kadar ödenen aylıkların geri alınması biçiminde işlem tesis edilmesi Anayasal Sosyal güvenlik ilkeleri ile yasaların öngördüğü Sosyal Sigortalar sistemi ile bağdaşmadığı halde, yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 5.2.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: {Corpus Arşiv No:21-80}

[Copyright © Ced Dağıtım Medya Yazılım - Corpus Mevzuat ve İçtihat Programı]
Old 17-11-2009, 15:35   #3
Avukat Kamer Akgül

 
Varsayılan teşekkür

Merhaba Sayın Polat,

Teşekkür mesajımda da belirttiğim gibi ilgili konuyu açmama rağmen bir cevap alamadım kaygısı ile açtığım konuya tekrar bakınca cevabınızı gördüm. Kıymetli emeğinize çok teşekkür ediyorum. Gerçekten bana gelen dava ile birebir uyuşan bir karar eklemişsiniz. Bu konuda Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımıza büyük haksızlıklar yapıldığına şahit oluyorum. Medya da çok iyi kullanılarak 3201 yasa çerçevesinde konumuna uysun uymasın 18 yaşından büyük herkes borçlanma yapmaya teşvik ediliyor. Karar konuyla ilgili tüm problemlere çözüm getirmiş. Benim burda bu emeklilikten vazgeçirdiklerim ile ilgili en önemli problemlerden birisi de maaş almadan borçlanma için yatırılan paranın geri alınması sırasında bu paranın yatırıldığı tarihteki Türk Lirası karşılığı ile iade edilmesi meselesi. Gönderdiğiniz karar bu probleme de çözüm getirmiş.

Tekrar çok teşekkür ediyorum ve meslek hayatınızda başarılar diliyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
3201 sayılı Kanun ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin iptla kararı Av.Yüksel Eren Hukuk Haberleri 0 15-04-2008 07:51
3201 sayılı Yasa-Malulen Emeklilik lawyer382 Meslektaşların Soruları 0 13-06-2007 09:58
2521 sayılı yasa ve 6536 sayılı yasa uygulaması Av.Hatice Çilenger Meslektaşların Soruları 0 06-06-2007 15:38
Malulen Emeklilik-3201 Sayılı Yasa lawyer382 Meslektaşların Soruları 3 13-04-2007 18:29
yurt dışı borçlanması,3201 sayılı kanun Av.mdogan Meslektaşların Soruları 1 28-02-2007 08:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04472899 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.