Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

TTK 83/2 Maddesi ve icra inkar

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-02-2012, 17:13   #1
Avukat-taras

 
Varsayılan TTK 83/2 Maddesi ve icra inkar

TTK 83/2 Maddesi gereği defterlerin incelenmesi ve dolandırıcılık :

Merhaba Sayın Meslektaşlarım,

İşin içinden çıkamadığım bir icra takibi ve bununla açılmış itirazın iptal davası var . Bu konuda değerli görüşleriniz ve deneyimlerinizi benimle paylaşırsanız memnun olurum.

Beş yıl öncesin de İki şirket ticari ilişki içinde bulunuyorlar . A şirketi kesmiş olduğu fatura bedellerini B ( müvekkilim ) şirket banka yolu ile gönderiyor. Ama A şirket son kesmiş olduğu fatura bedelinin ödemesini Malzeme aldığı 3. Bir şirkete ödenmesini B şirketinden istiyor. Antetli ve imza kaşeli bir talimat ile bu ödemenin yapılması için B şirketinden talepte bulunuyor.
B şirketi muhasebe müdürü bu talimatı alınca 3. Şirket yetkilisine ödemeyi yapıyor. 3. Şirket yetkilisi de bu ödemeyi kendi banka hesaplarına yatırıyor dekontu B şirket yetkilisi muhasebe müdürüne veriyor .
Ayrıca bu ödemeyi A şirketine kesmiş olduğu xx numaralı fatura karşılığı aldığını imzalı bir protokol yaparak teslim ediyor.

Aradan 4 yıl 11 ay geçtikten sonra A şirket yetkilisi B şirket aleyhine icra takibi başlatıyor .
B şirketi icraya itiraz ediyor ve A şirketinin açmış oldğu icra inkar davasına delillerini mahkemeye sunuyor.

Mahkemede A şirket yetkili avukatı önce 3. şirket hesabına yatırılan paranın kendi müvekkillinin bankaya yatırdığını söylüyor Bunun üzerine bankadan bilgi istenince bu paranın 3.Şirket yetkilisi kendi hesaplarına yatırdığı ortaya çıkınca A şrket Avukatı bu konunun dava ile ilgili olmadığını ileri sürüyor.
A şirket avukatı daha önce B şirketine müdürünün vermiş olduğu talimatı inkar ederek kendilerine ait olmadığını ileri sürüyor.
A şirket avukatı ayrı bir celsede de TTK nın 83/2 maddesine dayanarak B şirketinin defterlerini delil gösteriyor.

B şirketi defterlerini mahkemeye veriyor ve mali müşavir bilirkişi incelemesinde defterlerden bazıları noter kapanışları olmadığı için defter sahibini aleyhine delil kabul edilerek ilk bilir kişi; defterlerde borcun olmadığını ama bu yapılan ödemenin banka dekontu ile ispatı gerektiği , yapılan 3.kişi ödemesinin başka bir şey olduğunu ifade ederek B şirketin sonuçta borçlu olacağını savunarak B şirket aleyhine rapor veriyor.

Ben bu olaydan sonra davaya dahil oldum ve mahkemede bilirkişi raporuna itiraz ettim . Mahkeme de yeniden bir hukukçu ve grafolog bilirkişi olarak atanmasına karar verdi.

Ben A şirket yetkilisi ile yüzyüze görüşmemiz de aslında bir alacağının olmadığını ama bu parayı mahkeme yolu ile alarak güzel bir şekilde harcayacağını ifade etti.

Kesin B şirketinin borçlu olmadığı halde haksız bir ödeme yapmasına vicdanım el vermiyor.

Ayrıca 2 yıl önce A şirket ve B şirket müdürleri başka bir şahsi borç /alacak davaların da A şirket yetkilisi B (müvekkillim) şirketi yetkilisine borucu olmadığını ve A ile B şirketlerinin "kendi aralarında mahsuplaşarak borçlarını kapattığını" imzalı beyanı ile mahkemeye vermiş .


Şu andaki icra inkar davasında da bu belge delil olarak gösterilmiş.
A şirket müdürü görüşmemizde B şirket muhasebe müdürüne orijinal talimat vermediğini renkli fotokopi ( yada sahte ) “ Bunu açıkça söylemedi “ olduğunu ve bu belgeyi inkar ettiğini söyledi.

Ayrıca mahkemede 3.şirket yetkilisinin şahit olarak dinlenmesini talep ettim mahkeme değerlendirmedi . 2 yıl öncesi ortaklar şahsi borç/alacak davasındaki A firma yetkilisinin kendi imzası ile başka bir mahkemeye vermiş olduğu "Şirketlerimiz mahsuplaşmıştı borcumuz yoktur. " yazısını dikkate almadı .

İlk duruşmada A şirket Avukatı 3. şirket hesabına önce parayı kendisi yatırdığını söylemişti sonra bu konunun dava ile ilgisi olmadığını ifade etti. Ayrıca defterlerini de 83/2 ye dayanarak mahkemeye sunmadı .

Acaba müvekkillim haksız olarak bu parayı ödememesi için, bu dava sürerken nitelikli dolandırıcılık davası mı açsam ? yada bundan sonra takip etmem gereken yol ne olmalı.

Saygılarımla
Old 11-02-2012, 23:18   #2
Av.Yasemin AKYOL BAŞYAYLA

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, 3. şirket yetkilisi ile hiç bir ticari ilişkinizin bulunmadığını ve o şirkete yapılan ödemenin alacaklı şirketin talimatı üzerine üzerine yapıldığını kanıtladığınız an davayı kazanacağınızı düşünüyorum ancak buradaki handikap, size bu yetkiyi veren alacaklı şirket yetkilisinin böyle bir işleme yani alacağın temlikine yetkisi var mı? var ise şüphesiz şirket yetkilileri böyle bir işlemde haberimiz yok ya da bizi bağlamaz diyemeyecektir. Tabi müvekkilinizin de bu temlik talimatını aldığında yetki durumunu incelemesi ve araştırması basiretli bir tacir olarak yapması gerekendi, sanırım bunu ihmal etmişler. En kötü halde 3. şirkete yaptığınız ödemeyi sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak talep ve dava edebilirsiniz.
Yetkinin sahteliği daha lehinize bir iddia yani 3. kişiye ödemeyi yapın talimatını içeren belgeyi tanzim eden yetkilinin imza incelemesi sonucu asılsız bir iddia olduğu ortaya çıkacaktır. Ancak gerçekte imzaya yetkisi olmayan biri tarafından verilmiş bir yetkinin de elbette şirketi bağlamayacağı açıktır. Burada yetki hususuna dikkatinizi çekmek isterim.
Old 12-02-2012, 16:33   #3
Avukat-taras

 
Olumlu Yetki durumu

Merhaba Yasemin Hanım,
Vermiş olduğunuz bilgi ve açıklamalar için teşekkür ederim.
Sormuş olduğunuz sorulara gelince ;
1-Talimatı veren ve imzası bulunan kişi A şirketinin yetkili müdürü.
2-Vekilliğini yaptığım B şirketi 3. Şirket ile hiç bir ticari ilişkisi olmamış . Aslında A şirketi defterlerini mahkemeye sunmuş olsa idi büyük
bir ihtimalle 3.Şirketin kesmiş olduğu ve elimiz de kopyası bulunan faturanın A şirketine kayıtlarında görmek mümkün olacaktı.
3-3.Şirket krizden etkilenerek 2 yıl önce kapanımış . Ama 3.Şirket o zamanlar resmi yetklisi olan kişi ile görüşme imkanımız var. Zaten 3. Şirkette ödemeyi A şirkete kesmiş olduğu fatura karşılığında aldığına dair, ödemnin yapıldığı zamanlarda vermiş olduğu bir ödeme protokolüde elimiz de mevcut . Ve 3.Şirket o zamanlar daki resmi yetkilisi şahit olarak mahkemeye de çıkabileceğini ifade etmiş.

Evet değinmiş olduğunuz konuyuda ben düşünmemiştim . Savunmamıza belirtmiş olduğunuz konuya da ekliyeceğim .
Old 12-02-2012, 16:53   #4
Av.Yasemin AKYOL BAŞYAYLA

 
Varsayılan

Sayın Taras, rica ederim yardımcı olabilirsek ne mutlu, anlatımlarınıza göre davayı kazanacağınızı düşünüyorum yine de siz bence sahtelik iddiasına karşı A şirket yetkilisinin imzası incelemesini talep ediniz ve iddiayı bertaraf ediniz.

Ayrıca tanık dinletme talebinin dikkate alınmadığını belirttiğinize göre talimatı içeren belgeyi düzenleyen kişi ile mail görüşmesi kurunuz ve bunların çıktısını ek dilekçeyle dosyaya sununuz, böylelikle tanık olarak dinletemeseniz de beyanlarını dosyaya dahil etmiş olursunuz. Aklıma gelen başka bir çözüm yolu da budur.
Old 19-02-2012, 13:28   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Avukat-taras,

A Şirketi= Davacı-alacaklı
B Şirketi= Müvekkil borçlu
C Şirketi= A Şirketinin malzeme satın aldığı üçüncü kişi/dava dışı şirket

C Şirketinin, malzeme alım-satımı ve faturasına mesnetle A Şirketinden olan alacağı var,
A Şirketinin, aradaki ticari ilişki ve faturaya mesnetle B Şirketinden alacağı var,
A Şirketi, kendisine olan borcun C Şirketine ödenmesi için B Şirketine talimat veriyor,
B Şirketi C Şirketine, A Şirketi adına (ELDEN) ödeme yapıyor,
C Şirketi yetkilisi, A Şirketinin ELDEN ödemesini aynı gün bankaya yatırıyor,
C Şirketi yetkilisi, bankaya şirketi adına (KENDİSİNİN) yatırdığı paranın, A Şirketinden olan fatura alacaklarına mesnetle B Şirketinden tahsil edildiğine dair B Şirketine imzalı yazı veriyor. *
* Bu kısım biraz garip

Soru: B Şirketinin defter kayıtlarında C Şirketine yapılan ödeme ne şekilde kayıtlı?
ki bilirkişi ödemenin başka birşey olduğunu söylemiş?

Alıntı:
Yazan Avukat-taras
...Ayrıca 2 yıl önce A şirket ve B şirket müdürleri başka bir şahsi borç /alacak davalarında A şirket yetkilisi B (müvekkillim) şirketi yetkilisine borucu olmadığını ve A ile B şirketlerinin "kendi aralarında mahsuplaşarak borçlarını kapattığını" imzalı beyanı ile mahkemeye vermiş. Şu andaki icra inkar davasında da bu belge delil olarak gösterilmiş...
Buradaki dava nedir? Şahsi borç/alacak söz konusu ise şirketlerin bununla alakası nedir; eldeki davayla ne gibi bir bağlantı kurmaya çalışıyorsunuz? Derdest itirazın iptali davanızda bu belge, neyin delili olarak ibraz ediliyor? Belgenin içeriği tam olarak nedir? Şirketlerin ticari ilişkisinin sonucunda ibralaşma mı söz konusu?

___________
Eldeki verilere göre:

Borçlu olan B şirketidir. Alacağın rızai temlikinden bahsedebilmek için A ile C arasında akdedilmiş yazılı bir alacağın temliki sözleşmesi olması gerekir; ki somut olayda böyle bir durum söz konusu değil.

Diğer taraftan; kanuni temlik de, A Şirketinin verdiği talimattan mütevellit C Şirketine ödeme yapıldığı konusunun ispatlanması halinde ancak BK m.109 (Alacaklıya tediyede bulunan üçüncü şahıs aşağıdaki hallerde tediye eylediği miktar nispetinde alacaklının haklarına kanunen halef olur:...2 - Alacaklıya tediyede bulunan üçüncü şahsın ona halef olacağı borçlu tarafından alacaklıya haber verildiği takdirde.) şartları oluşması ve mahkemenin bu durumu buna uygun değerlendirmesi ile söz konusu edilebilir.

Sizin anlatımınızda (talimat geçerli kabul edilirse) daha çok A Şirketinin ödeme yükümünü; A Şirketinin verdiği ödeme yetkisine mesnetle onun adına ifa etmek var (diye düşünüyorum ). Yani (talimatın geçerli kabul edilmesi halinde) hukuki değerlendirmenin bu olması gerektiği kanaatindeyim.

Alıntı:
Yazan Avukat-taras
...A şirket müdürü görüşmemizde B şirket muhasebe müdürüne orijinal talimat vermediğini renkli fotokopi ( yada sahte ) “ Bunu açıkça söylemedi “ olduğunu ve bu belgeyi inkar ettiğini söyledi...
A Şirketi'nin talimatının geçersiz olduğunu/böyle bir talimat olmadığını varsayalım. Bu halde:

A Şirketinin C Şirketine faturaya mesnetle borcu varsa ve B Şirketi, işbu borcu A Şirketi adına ifa etmişse, bu durumda B Şirketi, A Şirketi'ne vekaletsiz işgörmüştür ve işbu vekaletsiz işgörmeye mesnetle (durumu ispatlamanız halinde) A Şirketine karşı bunu ileri sürebilirsiniz. Böylece talimat da çok önemli olmaz...

Saygılar...
Old 19-02-2012, 14:29   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Ama A şirket son kesmiş olduğu fatura bedelinin ödemesini Malzeme aldığı 3. Bir şirkete ödenmesini B şirketinden istiyor. Antetli ve imza kaşeli bir talimat ile bu ödemenin yapılması için B şirketinden talepte bulunuyor.

Bu talimat sahte değilse başka bir ifade ile alacaklı şirket yetkili temsilcisinin ıslak imzasını taşıyorsa, talimat Alacaklı A şirketini bağlar. B şirketi bu talimat üzerine C şirketine yaptığı ödeme ile A şirketine karşı borcunu ödemiş sayılır.

Alıntı:
B şirketi muhasebe müdürü bu talimatı alınca 3. Şirket yetkilisine ödemeyi yapıyor. 3. Şirket yetkilisi de bu ödemeyi kendi banka hesaplarına yatırıyor dekontu B şirket yetkilisi muhasebe müdürüne veriyor .
Ayrıca bu ödemeyi A şirketine kesmiş olduğu xx numaralı fatura karşılığı aldığını imzalı bir protokol yaparak teslim ediyor.

Bu ifadelerinizden B şirketi müdürünün C şirketi müdürüne elden ödeme yaptığını anlıyoruz. Ancak C şirketi müdürü ise, parayı elden alıp kendi şirketlerinin hesabına yatırdığını ve A şirketinin talimatına uygun şekilde tahsil ettiğini beyan ediyor şeklinde değerlendiriyoruz.

Bu durumda da C şirketi adına imzalı belge veren kişinin, belgeyi verdiği tarihte C şirketinin yetkilisi olması durumunda B şirketi A şirketine karşı borçtan kurtulur.

Burada kanaatimce alacağın temliki değil, alacağın alacaklının talimatı doğrultusunda belirtilen yere ödenmesi sözkonusudur. Alacaklı alacağın kendisine veya gösterdiği yere ödenmesini talep edebilir. Borçlu talimata uyarak yaptığı ödeme ile borçtan kurtulur.

Diğer yandan C şirketi yetkilisinin parayı tahsil ettiğine dair belgesine rağmen bu belgede yer verilen para tutarı B şirketi kasasından çıkmamış görünüyorsa o durumda da belgenin sıhhati kuşkulu hale gelir.

Sanıyorum sizin olayınızda eksik anlatılan bir konu var. Çünkü bu haliyle bir sorun olmaması gerekir.

Ya C şirketi yetkilisi şirketinden ayrıldıktan sonra böyle bir belge vermiş olmalıdır veya A şirketinin talimatı sahte olmalıdır... Veyahut belgelere konu edilen paralar şirket kasasından çıkmamış olmalıdır... Bu konuyu biraz açmalısınız...
Old 19-02-2012, 21:20   #7
Avukat-taras

 
Varsayılan Sayın Nevra Hanım,

Öncelikle sorularınıza cevap vermeye çalışayım,
C şirketi yetkilisi, A şirket yetklisi ve B şirket yetkilisi birlikte bankaya gidiyorlar .
B şirketi yetkilisi "Aynı zamanda şirket ortağı " kendi şahsi hesabından ( ödemenin yapılacağı zaman B şirket kasasında para olmaması nedeni ile ) çekerek C şirket yetklisine teslim ediyor.
C şirket yetkiliside parayı kendi hesabına yatırıyor.
A şirket vekili ilk savunmasında bu ödemeyi B şirket yetkilisinin yaptığını mahkemeye vermiş olduğu dilekçede yazıyor. Daha sonra 2. dilekçesinde bunu yanlışlıkla yazdığını aslında parayı kendi müvekilinin yatırdığını ( A şirket yetkilisi ) savunuyor . Bunun üzerine mahkeme Bankadan hesap detayını isteyince , bu sefer A Şirket vekili bu paranın dava ile ilgilisi olmadığını ileri sürüyor.
B şirket muhasebe kayıtları da bir sonraki yıl bu parayı B şirket; ortağına (A Şirketine yapmış olduğu ödemenin geri verilmesi açıklaması ile ) şeklinde banka vasıtası ile ödeme yapıyor . inşalalh karışıklık yoktur .

Alıntı:
* Bu kısım biraz garip anlıyamadım


Acaba bu kısımda size garip gelen nokta nedir ?

2.
Sorunuza gelince ;
Şahsi borç alacak konusu : A ve B şirket yetkilileri kendi aralarında borç alacak ilişkisine girmişler . A şirket yetkilisi B şiket yetkilisinden aldığı borç parayı vermeyince B şirket yetkilisi mahkemeye başvuruyor . Alacağını istiyor.
A şirket yetkiliside bu borçu vermemek için inkara yöneliyor ve aldığı parayı şirketler arasındaki hesaba saydığını ve bu yüzden mahsuplaşarak bakiyelerin kapatıldığını ve mahsuplaşıldığını kendi ıslak imzası ile mahkemye sunuyor.
Tabi bu yazıyı yukarıda ki dava konusu olan A ve B şirketler arasındaki borç/alacak ilişkisinden yıllar sonra oluyor .

Acaba bu bölümü biraz daha açıklamanız mümkün mü ?

Alıntı:
A Şirketinin C Şirketine faturaya mesnetle borcu varsa ve B Şirketi, işbu borcu A Şirketi adına ifa etmişse, bu durumda B Şirketi, A Şirketi'ne vekaletsiz işgörmüştür ve işbu vekaletsiz işgörmeye mesnetle (durumu ispatlamanız halinde) A Şirketine karşı bunu ileri sürebilirsiniz. Böylece talimat da çok önemli olmaz


1- B şirketinin kayıtlarına A şirketi dayandığına göre (83/2) ve B şirketinde A şirketinin alacağı görünmediğine göre acaba toplam 5 yıllık kayıtlarda 2-3 yılın sadece noter kapanışının olmaması sahibi adına delil olmaktan tamamen çıkar mı ?
2- A şirketi için önemli bir meblağ olan bu miktarı A şirket 4 yıl 11 ay bekleyeyerek zaman aşımına bir ay gibi bir süre kala dile getirmesinden yola çıkarsak acaba bizim elimize bir şeyler vermez mi ?

3- A şirketi alacağı olduğunu davadan bir yıl önce noter kanalı ile bildiriyor ama B şirketide Borcu olmadğını cevaben yine noter vasıtası ile bildiriyor.
Bu arada bir yıldan fazla B şirket sesiz kaldıktan sonra bu sefer icra takibine başlıyor.

4-A şirketi hiç bir şekilde defterlerini filan mahkemeye sunmuyor acaba bu defterleri bir şekilde mahkemeye sunulması sağlanılamaz mı ?
Old 19-02-2012, 22:17   #8
Avukat-taras

 
Varsayılan Sayın Mehemt bey,

Alıntı:
Bu talimat sahte değilse başka bir ifade ile alacaklı şirket yetkili temsilcisinin ıslak imzasını taşıyorsa, talimat Alacaklı A şirketini bağlar. B şirketi bu talimat üzerine C şirketine yaptığı ödeme ile A şirketine karşı borcunu ödemiş sayılır.
Şu anda bu belge grafolog incelemesinde .

Eğer karşı taraf "imza sahte " blöf yapmış ise ve gerçektende imza kendisine ait ise sorun bencede çözülür ama bu işi planlamışsa ( başka olayalrda da bir sürü banka çekindeki imzalarında da benzer olaylar yaşandığını duydum ) ve sahte evrak müvekkilime verdi ise o zaman başka çözüm bulunmalıdır.

Alıntı:
Bu durumda da C şirketi adına imzalı belge veren kişinin, belgeyi verdiği tarihte C şirketinin yetkilisi olması durumunda B şirketi A şirketine karşı borçtan kurtulur.

C Şirket yetkilisi begleyi verdiği tarihte C şirketinin resmi yetklisidir.
Ama bana biraz B Şirketi A şirketine olan borçtan nasıl kurtulur ? Biraz açıklarmısınız ?

Alıntı:
Burada kanaatimce alacağın temliki değil, alacağın alacaklının talimatı doğrultusunda belirtilen yere ödenmesi sözkonusudur. Alacaklı alacağın kendisine veya gösterdiği yere ödenmesini talep edebilir. Borçlu talimata uyarak yaptığı ödeme ile borçtan kurtulur.
Bu konuda örnek yargıtay v.s. gibi bir karar var mı ?

Alıntı:
Diğer yandan C şirketi yetkilisinin parayı tahsil ettiğine dair belgesine rağmen bu belgede yer verilen para tutarı B şirketi kasasından çıkmamış görünüyorsa o durumda da belgenin sıhhati kuşkulu hale gelir.

B şirketinin kasasın da para olmaması nedeni ile B şirket ortağı bu ödemeyi yapıyor. Daha sonra B şirket hesaplarında bu kadar bir para oluncada
B şirketi "A şirketine yapılan ödemenin geri verilemesi " açıklaması ile B şirket ortağına ödeme yapıyor.
C şirket yetklisi de vermiş olduğu belge ödemenin C şirketine yapıldığı zaman vermiş.

B Şirket kasasından bu para çıkıyor ama B şirket defterleri noter kapanışları olmaması nedeni ile sahibi adına delil olmaktan çıkıyor .

Daha detaylı açıklamalrı yukarıda da yapmıştım . Eğer başka sorularınız varsa bekliyorum.
Selamlar

Old 20-02-2012, 10:46   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat-taras
Şu anda bu belge grafolog incelemesinde .

Eğer karşı taraf "imza sahte " blöf yapmış ise ve gerçektende imza kendisine ait ise sorun bencede çözülür ama bu işi planlamışsa ( başka olayalrda da bir sürü banka çekindeki imzalarında da benzer olaylar yaşandığını duydum ) ve sahte evrak müvekkilime verdi ise o zaman başka çözüm bulunmalıdır.



C Şirket yetkilisi begleyi verdiği tarihte C şirketinin resmi yetklisidir.
Ama bana biraz B Şirketi A şirketine olan borçtan nasıl kurtulur ? Biraz açıklarmısınız ?

A şirketinin yetkili imzalı - yazılı talimatı üzerine C şirketine ödeme yapıldığını C şirketinin yetkilisinin makbuzu ile ispatlanması halinde B'nin A şirketinin talimatına uygun davrandığı ölçüde borçtan kurtulacağı kuşkusuzdur.


Alacağın temliki ancak yazılı yapılırsa geçerlidir. Somut olayda temlik iradesini ortaya koyan ve alacaklı ile temlik alan arasında yazılı bir temlikname yoktur.

Bu konuda örnek yargıtay v.s. gibi bir karar var mı ?

Birebir, modamod Yargıtay kararı bulmak belki zor olabilir. Ancak alacaklının talimatına istinaden yapılan ödemeler imzalı geçerli bir belge ile ispatlanabiliyorsa bunun geçerli olacağına dair kararlar. Örneğin:

Alıntı:
YARGITAY 11 HD.
2000/1011 E.
2000/1767 K.
6.3.2000

Davacı, davalı Belediyenin işletmek üzere ruhsatını aldığı sahada davalı ile yapılan 16.3.1998 tarihli protokol ile taşeron olarak çalıştığını, davalının 1998 yılı ödemeleri için icra takibine başladığını, oysa protokole uygun olarak davalının talimatı ile çeşitli yerlere taş ve kur verdiğini yapılanbu ödemelirn kabul edilmediğini toplam 1.679.000.000 lira alacağı bulunduğunu beyanla bu miktarın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.


Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında yapılan ek protokole göre, davacının 5.400.000.000 lira ödemesi gerektiğini oysa 3.643.000.000 lira ödediğini, Burhan Kayı'na yapılan ödemenin protokol dışı olduğunu, kooperatife verilen kumların protokoldeki 5 kamyon kuma tekabül ettiğini, muhsıp Kadir Eroğlu'nun imzalarının müvekkilini bağlmaadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, davacının iddiasını yazılı belge ile ispatlaması gerektiği, kooperatife verilen kumların protokol gereği olduğu, ibraz edilen belgelerde alacaklının imzası bulunmadığı, davacının alacağını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.




B şirketinin kasasın da para olmaması nedeni ile B şirket ortağı bu ödemeyi yapıyor. Daha sonra B şirket hesaplarında bu kadar bir para oluncada B şirketi "A şirketine yapılan ödemenin geri verilemesi " açıklaması ile B şirket ortağına ödeme yapıyor.
C şirket yetklisi de vermiş olduğu belge ödemenin C şirketine yapıldığı zaman vermiş.

B Şirket kasasından bu para çıkıyor ama B şirket defterleri noter kapanışları olmaması nedeni ile sahibi adına delil olmaktan çıkıyor .

Daha detaylı açıklamalrı yukarıda da yapmıştım . Eğer başka sorularınız varsa bekliyorum.
Selamlar


İlgili bölümlere renkli olarak cevabımı ekledim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
icra inkar tazminatı aynı icra dosyası ile istenebilir mi? Av.TOLGAA Meslektaşların Soruları 4 03-02-2009 13:14
%40 icra inkar tazminatı yunusemre_85 Meslektaşların Soruları 3 14-01-2009 16:33
İİK Md. 170/4 maddesi uyarınca hükmedilen inkar tazminatlarının icrası AVUKAT AYŞE Meslektaşların Soruları 1 26-09-2008 15:10
icra inkar tazminatı advocat63 Meslektaşların Soruları 1 25-07-2008 15:27
icra inkar tazminatı, av.naim Meslektaşların Soruları 3 04-07-2007 11:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06438708 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.