usulsüz haciz

Merhaba Sayın meslektaşlarım.

Yaklaşık 6-7 ay kadar evvel vekili bulunduğum şirketin borcundan dolayı, şirket için çok önemli bir mal haczedilmişti. Haciz sırasında hernekadar, haczedilmek istenen malın kendilerinin bir işine yaramayacağını, ancak şirket açısından çok önemli olduğunu ve şirkete ait değeri daha yüksek olabilecek malların haczedilebileceğini belirtmiş ve bu durumu zabıtlara geçirtmiş oldu isek de, karşı taraf şirket için önemli olan malı haczedip muhafaza altına almakta ısrarcı davranmıştır. Haczin ardından tarafımızdan icra mahkemesinde dava açılmış ve yakın zamanda sonuçlanan dava sonucunda haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak şöyle bir durum var ki, sözkonusu malın muhafaza altına alınmış olması şirketi büyük bir zarara uğratmıştır. Kaldı ki, malı geri aldığımızda eskisine oranla daha az çalışabilecek yahut tamamen arızalı olabilecek durumda olmasından korkmaktayız. Gerek malın değerinin azalması, gerekse haciz sırasındaki bu kötü niyetli durum karşısında malın haczedilerek şirketin uğramış olduğu zararlara yönelik tazminat davası açmayı düşünmekteyim. Ancak genel olarak hakzı hacizle ilgili yani gerçekten borçlu olunmadığı haldemalların haczedilmesiyle ilgili bilgilere ulaşmaktan başka bir sonuç elde edemedik. Zira müvekkil şirket gerçekten borçluydu.. Acaba bununla ilgili gerek avukata gerekse asıl alacaklıya karşı bir tazminat davası açabilir miyiz? Bu konuyla ilgili açık yahut örtülü bir kanun hükmü veya bir içtihat olabilir mi? Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Alıntı: Yazan amaçadalet . Kaldı ki, malı geri aldığımızda eskisine oranla daha az çalışabilecek yahut tamamen arızalı olabilecek durumda olmasından korkmaktayız. . . Zira müvekkil şirket gerçekten borçluydu.. Acaba bununla ilgili gerek avukata gerekse asıl alacaklıya karşı bir tazminat davası açabilir miyiz? .

Sanırım avukatın sorumluluğu ile yedieminin sormluluğunu karıştırmışsınız.Siz en iyisi avukatı taraf gibi değil,alacaklı vekili meslektaşınız olarak görmeye gayret gösteriniz.

Anlatımınızdan çıkan sonuç; Tazminat davasının genel şartları çerçevesinde,-şayet şartları varsa- alacaklıya (alacaklının avukatına değil) dava açmanız mümkün

Malın muhafaza altına alınması esnasında örneğin teknik bilgi gerektiren paketleme , taşınma vs. gibi durumlar mevcut olup da mal bundan dolayı değer kaybetmişse bu hususutaki itirazlarınızı zapta geçirtip gerekli tedbirleri aldınız mı? Mal muhafaza altındayken bir değer eksilmesine uğramışsa, bu eksilme depoda uzun süre beklemesinden kaynaklanıyor ise borçlu taraf olarak uğranılan zarara kendi kusurlu hareketinizle de katılmış olmuyor musunuz.Borçlu yandan bahsediyorum şahsınızdan değil. Haciz bir cebri icra hareketidir.Kötüniyet olmadığı müddetçe burada muhatap icra müdürlüğü ve depo olacaktır.

Ayrıca bana fazla kızmadıysanız dosya numaralarını ve tarafları silip, haczin kaldırılması kararını sakıncası yoksa yayınlayabilir misiniz veya şahsıma gönderebilir misiniz.

Alıntı: Yazan Av.Ergün Vardar Sanırım avukatın sorumluluğu ile yedieminin sormluluğunu karıştırmışsınız.Siz en iyisi avukatı taraf gibi değil,alacaklı vekili meslektaşınız olarak görmeye gayret gösteriniz.

Elbette ki meslektaş olarak görüyorum. Ancak sözkonusu haciz sırasında bahsigeçen avukat, borcu taksitlerle ödeme talebimizi ya da borcu karşılayacak miktarda mal haczedebileceğini söylemiş olmamıza rağmen tüm sorumluluğu üstlendiğini tutanağa geçirtmiştir. Bizse zararla karşılaşabilmemiz halinde tazmin hakkımızı saklı tuttuğumuzu belirterek tutanağa geçirttik. Benim maksadım meslektaşımı zor duruma düşürmek değil; sebep olduğu ve sorumluluğunu kabul ettiği zarara hukuki olarak katlanıp katlanamayacağını öğrenmek. Yani hukuki hakkımız varsa kullanırız. Ayrıca mala zarar gelmesi halinde tabii ki yediemina karşı da dava açılacaktır. Ancak mala zarar gelmemiş olsa dahi, elimizde bulunmadığı süre içinde uğranılan zararların bir şekilde ödtilmesi gerekmektedir. Neticede biz haciz sırasında borcu ödemenin pekçok yolunu sunmuştuk. Kaldı ki, asıl borç, alacaklının iddia ettiği değerde değildir ve bu durum mahkeme kararıyla da kesinleşmiştir. Şu durumda müvekkil şirket aleyhine yapılan bu haksız hacze karşı yapılabilecek hiçbir hukuki yol bulunmamakta mıdır? Eğer öyleyse, alacaklı ve vekili hacze gittikleri yerde borçluyu zarara uğratmak için ellerinden geleni somut olayımızda olduğu gibi yapabileceklerdir. Ben şahsen hacizde tertip kuralıyla alakalı bir yol olabileceğini düşünüyorum fakat çok emin değilim. Sizlerin de görüşlerinize başvurmak istedim.

Daha doğrusu asıl sorun şu ki; ipotek akit tablosunda kayıtlı eklenti niteliğinde olan ve hatta mesleğin icrası için öneme sahip bulunan bir malın muhafaza altına alınmış olması haksız haciz durumuna girebilir mi?

Aslına bakarsanız bu konudaki asıl sorun şu ki; ipotek akit tablosuna kayıtlı olan eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczedilmesi haksız haciz durumuna girebilir mi?