Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

manevi tazminatta davacının ölümü

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-03-2010, 17:09   #1
lawyer_721

 
Varsayılan manevi tazminatta davacının ölümü

açtığımız manevi tazminat davasında, müvekkil ilk celseye yetişmeden vefat etti. davalılar bunu ileri sürerek davanın reddini talep ettiler. hakim de "konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına" karar verdi. benim bildiğim kişinin ölümünden sonra manevi tazminat davası açılamaz(bunda kuşku yok); dava açıldıktan sonra davacı ölmüşse mirasçılar isterlerse budavayı takip edebilirler. bu hususta yargıtay kararlarına ulaşamadım. yargıtay kararı paylaşan olursa memnun olurum.
Old 03-03-2010, 17:15   #2
lawyer_721

 
Varsayılan

kendi görüşümü MK.m 25'e ve gerekçesine dayandırıyorum.Ama tam net bir karara varamadım.
Madde 25 - Davacı, hakimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.
Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.
Davacının, maddi ve manevi tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.
Manevi tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.
Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.
gerekçesi
MADDE 25 - Yürürlükteki Kanunun 24/a maddesini karşılamaktadır.
Madde yürürlükteki Kanuna 3444 sayılı Kanunla konulmuş yeni bir hükümdür. Maddenin aslı İsviçre Medenî Kanununun 1985 tarihinde yürürlüğe giren yeni 28/a maddesidir.
Maddenin birinci fıkrasında zarar ve kusur koşullarını gerektirmeyen saldırı tehlikesinin önlenmesi, saldırıya son verilmesi ve tespit davaları düzenlenmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, birinci fıkrada yer alan davalarla birlikte davacıya, mahkemece verilen düzeltmenin (tekzibin) ya da kararın "üçüncü kişilere bildirilmesi" veya "kararın yayımını" isteme hakkı tanınmıştır.
Yürürlükteki maddenin üçüncü fıkrası "Manevî tazminat talebi karşı tarafça kabul edilmedikçe devredilemez, ancak miras yoluyla intikal eder." şeklindedir. Madde bu şekliyle manevî tazminat istemlerinin hak sahibi tarafından ileri sürülmemesine rağmen ölümü hâlinde mirasçılarına intikal etmesini kabul etmiştir. Böyle bir çözüm tarzının manevî tazminat istemlerinin niteliğiyle bağdaştırılması mümkün değildir. Zira manevî tazminat istemleri ileri sürülmediği sürece kişilik hakkına yönelik saldırıdan elde edilen kazancın istem hakkının başkasına intikal etmesi düşünülemez. Böyle bir istem ileri sürüldükten sonra, malvarlığı niteliği kazanabilir ve miras yoluyla intikal edebilir. Nitekim bu gerçeği göz önünde tutan İsviçre Medenî Kanunu da 93 üncü maddesinin ikinci fıkrasında manevî tazminat isteminin ileri sürülmedikçe miras yoluyla intikal edemeyeceğini kabul etmektedir. Buna uygun olarak maddenin dördüncü fıkrası yeniden kaleme alınıp, değiştirilmiştir. Bu değişiklik sonucu olarak manevî tazminat istemlerinde iki nitelik önemle vurgulanmıştır:
a) Manevî tazminat istemlerinin bir başkasına devredilebilmesi için, bundan sorumlu olan kişi ya da kişilerin bu istemi kabul etmeleri gerekir.
b) Manevî tazminat istemlerinin miras yoluyla mirasçılara geçebilmesi için, kişilik hakları saldırıya-uğrayan kişinin tazminat istemini ileri sürmüş olması gerekir. Maddeye göre ileri sürmenin mutlaka dava yoluyla gerçekleşmesi şart olmayıp saldırıya uğrayan kişinin bunu ortaya koyan ve kanıtlanabilen hür iradesi yeterli görülmüştür. Madde bu konuda dava şartını öngören kaynak Kanundan ayrılmıştır.

Old 03-03-2010, 20:04   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuyla ilgili karar

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/5173
K. 2000/8153
T. 2.10.2000
• DAVACININ DAVA SIRASINDA ÖLMESİ ( Davayla Talep Edilen Manevi Tazminata İlişkin Hakkın Mirasçılara Geçmesi )
• MANEVİ TAZMİNAT ( Davacının Dava Sırasında Ölmesi Üzerine Hakkın Mirasçılara Geçmesi )
• MİRASÇILARIN DAVAYA DEVAM ETMESİ ( Manevi Tazminata İlişkin Dava Sırasında Davacının Ölmesi )
• TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT ( Kayıt Maliki Olup İşleten Olmadığını Davada İspat Eden Davalı Lehine Yargılama Gideri ve Vekalet Ücretine Hükmedilememesi )
• YARGILAMA GİDERLERİ VE VEKALET ÜCRETİ ( Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası-Davalı Kayıt Malikinin İşleten Olmadığını Dava Sırasında İspat Etmesi Halinde )
• TRAFİK KAYDINDA MALİK GÖRÜNEN KİŞİ ( Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasının İşleten Olmadığı Halde Kendisine Tevcih Edilmiş Olması-Yargılama Giderleri )
• İŞLETEN OLMAYAN KAYIT MALİKİNE AÇILAN DAVA ( Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası-Yargılama Giderleri ve Vekalet Ücreti )
818/m.41,47
2918/m.3,18,85
ÖZET : 1- Trafik kazası sonucunda yaralanan davacının bu nedenle açtığı maddi ve manevi tazminat davasının devamı sırasında başka bir nedenle ölmesi halinde; bu kişinin maddi tazminata ilişkin hakları yanında, manevi tazminata ilişkin haklarının da mirasçılarına geçtiğini kabulü gerekir,

2- Trafık kayıt maliki, işleten konumunda olmadığını, işletenin bir üçüncü kişi olduğunu kanıtladığı takdirde, malik olmasına rağmen işleten sıfatıyla sorumlu tutulamaz. Ancak zarar gören kişi de, davasını açmadan önce işletenin, trafık kaydında adı yazılı olan mı, yoksa bir başkası mı olduğu konusunda araştırma yapmakla yükümlü kılınamaz.

DAVA : Davacılar Hasan ve arkadaşları vekili avukatı tarafından, davalılar Bünyamin ve arkadaşları aleyhine 17.6.1993 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.12.1999 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların tüm, davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; dava trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş ve karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu olay sonucu yaralanmış olan davacı Fahri Çetin yargılama devam ederken başka bir nedenle ölmüştür. Bu durumda bu kişinin maddi tazminata ilişkin hakları yanında; manevi tazminata ilişkin haklarının da, ( davayı açtıktan sonra ölmüş bulunması nedeniyle ) mirasçılarına geçtiğinin kabulü gerekir. Adı geçen davacının mirasçıları, miras bırakanlarının manevi tazminat isteğine ilişkin olan bölümünü de usulüne uygun mirascılık ve yetki belgesi ile takip etmiş olduklarına göre manevi tazminatın da verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan manevi tazminat hakkının mirasçılara geçmeyeceği düşüncesi ile bu talebin reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

3- Davalı, Cahit'e yönelen temyiz itirazlarına gelince; zarara sebebiyet veren araç trafikte adı geçen davalı adına kayıtlıdır. Davacı bu kayda dayanarak davasını işleten sıfatıyla ona yöneltmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası'nın 3.ve 19. maddeleri hükümlerine göre trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, kimliğini belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kayıt maliki, işleten konumunda olmadığını işletenin bir üçüncü kişi olduğunu kanıtlamakla, malik olmasına karşın, işleten sıfatıyla sorumlu tutulamaz. Bir araç üzerinde aynı anda iki işleten konumunda kişi olamayacağına göre, kanıtlanması olanaklıdır. İşletenin kim olduğu Karayolları Trafik Yasası'nın 3. maddesinde tanımlanmış ve aynı Yasanın 85. maddesinde de hukuki sorumluluğun işletene ait bulunduğu hüküm altına alınmıştır. Bu bakımdan işleten 2918 sayılı Yasa'nın 3. maddesindeki ölçütlere göre kayıt sahibi olabileceği gibi kayıt sahibi olmayan ve araç üzerinde ekonomik yararı bulunanlar da işleten konumunda yer alabilirler.

Bu bakımdan zarar gören kişi davasını açmazdan önce işletenin trafik kaydında adı yazılı kişiden başkası olduğu konusunda bir araştırma yapmakla yükümlü kılınamaz. Olağan olanı, davanın trafik kaydında adı yazılı kişiye yöneltilmesidir. Somut olayda da davacı trafik kaydına dayanarak bu davayı davalı aleyhine açmış ve onun işleten olmadığı davalının ileri sürdüğü kanıtlarla doğrulanmıştır. Bu nedenle davanın açılmasında davacının bir kusuru bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddi üzerine davalı yararına yargılama giderleri ve bu arada avukatlık ücretine hükmedilemez.

O halde davalı Cahit ile ilgili hükmün yargılama giderleri ve avukatlık ücretine ilişkin olan bölümünün de bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın ( 2 ve 3 ) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle davacılar yararına ( BOZULMASINA ), davalıların tüm, davacıların diğer temyiz itirazlarının ( 1 ) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 2.10.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 03-03-2010, 20:59   #4
lawyer_721

 
Varsayılan

doğru düşünmüşüm, suat bey yargıtay kararı için teşekkürler
Old 25-05-2012, 16:35   #5
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Kişi davayı açmak istiyor ancak açamadan öldüyse, mirasçılar manevi tazminat davası açabilir mi?

Trafik kazası olmuş, kişi hastanede 30 gün kalmış, taburcu olayım ondan sonra davayı açarım diye düşünürken davayı açamadan ölmüştür.

Bu noktada, soruya verilecek olan cevap değişir mi?
Old 26-05-2012, 19:47   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Kişi davayı açmak istiyor ancak açamadan öldüyse, mirasçılar manevi tazminat davası açabilir mi?

Trafik kazası olmuş, kişi hastanede 30 gün kalmış, taburcu olayım ondan sonra davayı açarım diye düşünürken davayı açamadan ölmüştür.

Bu noktada, soruya verilecek olan cevap değişir mi?

Tabii ki değişecektir. Mirasçılar artık kendi adlarına manevi tazminat davası açabilecektir.
Old 28-05-2012, 11:39   #7
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Tabii ki değişecektir. Mirasçılar artık kendi adlarına manevi tazminat davası açabilecektir.

Kişiye hakaret edildi, şikayetçi oldu, soruşturma başlasın sonra manevi tazminat davası açarım demişti, tazminat talep edemeden öldü, bu durumda da mirasçlar manevi tazminat talep edebilirler mi?

Çok mu uzattım
Old 28-05-2012, 11:46   #8
yılmazkan

 
Varsayılan

TMK 25/4 gereğince; mirasbırakan kendisine yapılan hakaret nedeniyle henüz dava açıp manevi tazminat talebini dava konusu haline getirmediğinden bu hak mirasçılara geçmeyecektir. Miras bırakanın bu yönde sadece niyetinin olması yeterli değildir, diye düşünüyorum.
Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Kişiye hakaret edildi, şikayetçi oldu, soruşturma başlasın sonra manevi tazminat davası açarım demişti, tazminat talep edemeden öldü, bu durumda da mirasçlar manevi tazminat talep edebilirler mi?

Çok mu uzattım
Old 28-05-2012, 12:01   #9
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yılmazkan
TMK 25/4 gereğince; mirasbırakan kendisine yapılan hakaret nedeniyle henüz dava açıp manevi tazminat talebini dava konusu haline getirmediğinden bu hak mirasçılara geçmeyecektir. Miras bırakanın bu yönde sadece niyetinin olması yeterli değildir, diye düşünüyorum.

Soruyu direk soracağıma uzattım.

Müvekkil işçi geldi, patronu hakeret etmiş, bunun üzerine işçi müvekkilim istifa etmiş, işçilik alacaklı davayı açtık, kendisi bana gelmeden karakola gitmiş, hakaretten dolayı şikayetçi olmuş, görüşmede hakaret ile ile ilgili tazminat davasını soruşturma başladıktan sonra açacağız diye anlaştık.

Müvekkilim öldü. Bunların hepsi 5 günde oldu, müvekkilimin nihai niyeti tazminat davası açmaktı. Olmadı...

Ben olaya şöyle bakıyorum. Müvekkilim bana, sadece manevi tazminat davası açmaya gelseydi, benim dava dosyasını hazırlamam 3 gün sürecekti, bana geldiğinin günün ertesinde öldü. Bu durumda talep, davanın harcının yatırıldığı değil bana (yargılma makamlarından avukata) geldiği gün gerçekleşmiş oldu.

Öyle değil mi?

Ya da bir şekilde, hakaretten sonra, hastaneye yattı, bana gelemeden öldü, tanıklar tazminat davası açma isteğinin olduğunu hatta bunu vasiyet bile ettiğini söyleseler durum değişmez mi? (ki bunu bana iletmişti ancak acele etmeyelim demiştim)

Kolay Gelsin...
Old 28-05-2012, 12:04   #10
yılmazkan

 
Varsayılan

Sayın Balku; gerekçeleriniz akla yatkın, kabul edilebilir. Ancak kanununun hükmü açık gibi. İlgili karar bulabilirsem bilgi vereceğim.
Old 28-05-2012, 12:15   #11
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yılmazkan
Sayın Balku; gerekçeleriniz akla yatkın, kabul edilebilir. Ancak kanununun hükmü açık gibi. İlgili karar bulabilirsem bilgi vereceğim.

Kanunu belirtmeniz faydalı oldu.

TMK 25:
Manevi tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.

Kanunu tekrar okuyunca, altını çizdiğim cümle, soruma yanıt veriyor sanki...

Kolay Gelsin...
Old 28-05-2012, 12:22   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Soruyu direk soracağıma uzattım.

Müvekkil işçi geldi, patronu hakeret etmiş, bunun üzerine işçi müvekkilim istifa etmiş, işçilik alacaklı davayı açtık, kendisi bana gelmeden karakola gitmiş, hakaretten dolayı şikayetçi olmuş, görüşmede hakaret ile ile ilgili tazminat davasını soruşturma başladıktan sonra açacağız diye anlaştık.

Müvekkilim öldü. Bunların hepsi 5 günde oldu, müvekkilimin nihai niyeti tazminat davası açmaktı. Olmadı...

Ben olaya şöyle bakıyorum. Müvekkilim bana, sadece manevi tazminat davası açmaya gelseydi, benim dava dosyasını hazırlamam 3 gün sürecekti, bana geldiğinin günün ertesinde öldü. Bu durumda talep, davanın harcının yatırıldığı değil bana (yargılma makamlarından avukata) geldiği gün gerçekleşmiş oldu.

Öyle değil mi?

Ya da bir şekilde, hakaretten sonra, hastaneye yattı, bana gelemeden öldü, tanıklar tazminat davası açma isteğinin olduğunu hatta bunu vasiyet bile ettiğini söyleseler durum değişmez mi? (ki bunu bana iletmişti ancak acele etmeyelim demiştim)

Kolay Gelsin...

Elimdeki kitapta 4.HD.nin 2.6.1994 T. ve 1994/1898 E. 1994/5093 K. sayılı ilamına atıfta bulunularak " Zarar görenin ölmeden önce dava açması ya da açma iradesini izhar edilmesinin manevi tazminat isteme hakkının mirasçılara geçmesi için yeterli olacağı.."denilmiştir.

Yine aynı kitapta ,dava açmak üzere avukata vekalet verilmesi (4 HD 13.2.1979 T.9216/1726) manevi tazminat davası açma niyet ve kararlığının göstergesi olarak kabul edilmiş.
Old 28-05-2012, 12:24   #13
yılmazkan

 
Varsayılan

Evet bu fıkradan bahsediyordum. Ancak yukarıda da dediğim gibi sizin gerekçeleriniz de makul ve makbul olabilecek hususlardır.
Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Kanunu belirtmeniz faydalı oldu.

TMK 25:
Manevi tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.

Kanunu tekrar okuyunca, altını çizdiğim cümle, soruma yanıt veriyor sanki...

Kolay Gelsin...
Old 28-05-2012, 12:28   #15
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Elimdeki kitapta. 4.HD.nin 2.6.1994 T. ve 1994/1898 E. 1994/5093 K. sayılı ilamına atıfta bulunularak " Zarar görenin ölmeden önce dava açması ya da açma iradesini izhar edilmesinin manevi tazminat isteme hakkının mirasçılara geçmesi için yeterli olacağı.."denilmiştir.

Yine aynı kitapta ,dava açmak üzere avukata vekalet verilmesi (4 HD 13.2.1979 T.9216/1726) manevi tazminat davası açma niyet ve kararlığının göstergesi olarak kabul edilmiş.

Kararları okudum, sıkıntı yok, dert edinmiştim rahatladım.

Bugün de birşey öğrendim...
Old 28-05-2012, 12:32   #16
Levent Cirit

 
Varsayılan

Gerekçenin son cümlesi burada önem taşımaktadır.
b) Manevî tazminat istemlerinin miras yoluyla mirasçılara geçebilmesi için, kişilik hakları saldırıya-uğrayan kişinin tazminat istemini ileri sürmüş olması gerekir. Maddeye göre ileri sürmenin mutlaka dava yoluyla gerçekleşmesi şart olmayıp saldırıya uğrayan kişinin bunu ortaya koyan ve kanıtlanabilen hür iradesi yeterli görülmüştür. Madde bu konuda dava şartını öngören kaynak Kanundan ayrılmıştır.

Bu gerekçenin altını iyi çizer ve müvekkilin size vekalet çıkardığının ertesi günü vefat etmesi ile pekiştirirseniz bir şansınız olabilir diye düşünüyorum.

Ayrıca CMK Md.131/2 hükmünü de dilekçenize yazın "Mağdur, şikayet etmeden önce ölürse, veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabilir."

Şikayet hakkını veren kanun koyucunun tazminat talep etme hakkını vermemesinin (Şikayet hakkı sanığın hürriyetine el uzatırken tazminat talebi sadece malvarlığına el uzatır) mantıkla bağdaşmayacağını da belirtin. Ve hatta gerekirse TMK Md.25 hükmünün Anayasaya aykırı olduğu itirazında bulunun.
Ondan sonrası hakimin yürekliliği, bilgisi ve Yargıtay'ın yorumuna kalmış.
Old 09-06-2014, 17:09   #17
jonesbo

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2012/9830
KARAR NO : 2013/596 Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gebze 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2012
NUMARASI : 2008/826-2012/122
DAVACILAR : ______ Vek .Av. Resul Tat
DAVALI : G______ .Av. Hulusi Metin



Davacılar, iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Dursun Sabay tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava,28.03.2011 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanarak %7.2 oranında sürekli işgöremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının 12.12.2005 tarihinden işleyecek faiziyle giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden;zararlandırıcı olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edildiği,kazazede sigortalının olayın meydana gelmesinde %30 oranında mütefarik kusurunun bulunduğu,davacı sigortalı R ____'ın 28.03.2011 tarihinde bir başka nedenden ötürü vefat ettiği,sigortalının vefatı sonrasında davaya yasal mirasçıları olan anne ve babası tarafından devam olunduğu,05.09.2011 tarihli hesap raporunda vefat eden sigortalının maddi zararı yanında anne ve babasının destekten yoksun kalma tazminatının da hesaplandığı ve mahkemece destekten yoksun kalınan bu miktarlar esas alınarak neticeye gidildiği anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 599. maddesi uyarınca; “Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar...”yine 6100 Sayılı HMK'nın 26.maddesi kapsamında mahkemeler taleple bağlılık kuralına göre tarafların talep sonuçları ile bağlı olup ondan daha fazlasına karar veremezler.
Somut olayda,lehine maddi tazminata karar verilen davacılar N ____ ve Z ____'in iş kazasında yaşamını kaybeden sigortalının hak sahibi olarak değil,dava açan sigortalının yargılama sırasında bir başka nedenle ölümü nedeniyle ölenin mirasçısı olarak halefiyet prensibi gereği davaya dahil olduklarının anlaşılmasına göre maddi tazminat davası Bakımından vefat eden sigortalının davaya konu iş kazası nedeniyle ölümü tarihine kadar hesaplanan zararının esasında halefiyet yoluyla davaya katılan davacı anne ve babanın da

--/--
--2--

ESAS NO : 2012/9830
KARAR NO : 2013/596

lehine karar verilmesi gereken zarar olacağı hususunun gözetilmemesi hatalı olmuştur. Yine manevi tazminat talebi bakımından davacı sigortalının 29.12.2008 tarihinde anılan bu davayı açması ile artık manevi zararlarına dair doğan alacaklarının mal varlığına(terekesine)dahil olacağı ve halefiyet prensibi gereğincede ölen sigortalının anne ve babasının sigortalı davacının ölümü ile birlikte terekeye dahil olacak olan bu alacağın da sahibi olduğu hususu gözetilmeden manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Ayrıca; açılan davada maddi ve manevi tazminatlara 12.12.2005 tarihinden itibaren faiz işletilmesi istenmesine rağmen, HMK'nın 26.maddesine aykırı olarak talebin aşılması neticesini doğurur şekilde maddi tazminata olay tarihinden başlayan faize karar verilmesi yanlıştır.
Yapılacak iş,maddi tazminat davası bakımından,davacı sigortalı Ramazan'ın ölüm tarihine kadar maddi zararını yeniden hesaplatmak,hesaplanan bu zarardan Kurum tarafından kendisine ödenen 1.766,03TL geçici işgöremezlik ödemesini tenzil ederek bakiye bir zarar kalmış ise bu miktara davacı N____ ve Z _____ lehine olarak karar vermek yine manevi tazminat davası bakımından davacı müteveffa R _____'ın yaşı,maluliyeti,kusuru ve sair etkenler gözetilerek uygun bir manevi tazminata karar vermek ve hükmedilen tazminatlara taleple bağlı kalarak 12.12.2005 tarihinden işleyecek yasal faize hükmetmekten ibarettir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 21/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan
Mesut BALCI
Üye
B. SONER
Üye
B. AYDOĞAN
Üye
DR. H. YILMAZ
Üye
A. YENER
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Davalının ölümü halinde davacının izleyebileceği yollar gag Meslektaşların Soruları 4 01-10-2009 10:53
manevi tazminatta vergi kesintisi olurmu? avhllmas Meslektaşların Soruları 2 01-05-2008 09:14
Manevi Tazminatta Kusur Tartışması Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 1 21-08-2007 19:20
manevi tazminatta vekalet ücreti avukat_selcuk_bey Meslektaşların Soruları 6 13-06-2007 13:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10720396 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.