Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Adli müzaheret talebi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-08-2011, 15:38   #1
zeynep1969

 
Varsayılan Adli müzaheret talebi

Davacı vekili olarak takip etmekte olduğum boşanma davasında boşanma kararı verildi.Ancak davalı kocanın adresinin belli olmaması sebebiyle ilamın ilanen tebliğine karar verildi.Bu arada, ilan giderleri oldukça yüklü bir miktar ve müvekkilimin bu bedeli karşılam durumu yok.Maddi durumu gerçekten elverişsiz.İlan bedeli için adli müzaheret talebinde bulunmayı düşünüyorum.Ancak özel avukat vasıtasıyla davayı takip etmiş olması bu talebin reddine sebebiyet verebilir mi?Görüşlerinizi bekliyorum,iyi çalışmalar
Old 07-08-2011, 10:59   #2
law in law

 
Varsayılan

Bence özel avukatın davayı takip etmesi adli müzaharet talebinin reddini gerektirmez. Ne uygulamada ne de kanunda öyle bir kısıtlama yok.
Old 07-08-2011, 11:28   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynep1969
Davacı vekili olarak takip etmekte olduğum boşanma davasında boşanma kararı verildi.Ancak davalı kocanın adresinin belli olmaması sebebiyle ilamın ilanen tebliğine karar verildi.Bu arada, ilan giderleri oldukça yüklü bir miktar ve müvekkilimin bu bedeli karşılam durumu yok.Maddi durumu gerçekten elverişsiz.İlan bedeli için adli müzaheret talebinde bulunmayı düşünüyorum.Ancak özel avukat vasıtasıyla davayı takip etmiş olması bu talebin reddine sebebiyet verebilir mi?Görüşlerinizi bekliyorum,iyi çalışmalar


Adli müzaheret talebinin değerlendirilmesinde sadece özel vekilin bulunması nedeniyle red kararı verilmesi mümkün değildir. Zira önemli olan yargılama harç ve masraflarının yüksek olması nedeniyle, kendisinin ve ailesinin iaşesinin yetersiz olmasıdır.

Adli müzaheret talebinizin reddine karar verilmesi halinde, verilen bu ek kararı temyiz etmenizi tavsiye ederim. Kaldı ki davanın her aşamasında, hatta temyiz talebinde dahi adli müzaheret talep edilebilmektedir. Aşağıdaki karar gayet kapsamlı ve gerekçeli. İşinize yarayacaktır. Kolay gelsin.



T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/10000

K. 2010/30626

T. 26.10.2010

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Kararın Temyizi İçin Oldukça Yüksek Miktarda Olan Karar ve Temyiz Harcının Yatırılmasının İstenmesi ve Verilen Sürede Yatırılmaması Üzerine Kanun Yoluna Başvuru Hakkının Ortadan Kaldırılması Adil Yargılama Hakkının İhlali Niteliğinde Olduğu )

• TEMYİZ AŞAMASINDA ADLİ YARDIM TALEBİNDE BULUNULMASI ( İleri Sürülmesinde Hukuken Bir Engel Bulunmadığı - Karar ve Temyiz Harcının Yatırılmasının İstenmesi ve Verilen Sürede Yatırılmaması Üzerine Kanun Yoluna Başvuru Hakkının Ortadan Kaldırılması Adil Yargılama Hakkının İhlali Niteliğinde Olduğu )

• ADİL YARGILAMA HAKKININ İHLALİ ( Kararın Temyizi İçin Oldukça Yüksek Miktarda Olan Karar ve Temyiz Harcının Yatırılmasının İstenmesi ve Verilen Sürede Yatırılmaması Üzerine Kanun Yoluna Başvuru Hakkının Ortadan Kaldırılması Halinde )

492/m.28

1086/m.465

AHİS/m.6
2709/m.90

ÖZET : Adli yardım talebinin temyiz aşamasında ileri sürülmesinde hukuken bir engel bulunmamaktadır. Kararın temyizi için oldukça yüksek miktarda olan karar ve temyiz harcının yatırılmasının istenmesi ve verilen sürede yatırılmaması üzerine kanun yoluna başvuru hakkının ortadan kaldırılması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde belirtilen adil yargılama hakkının ihlali niteliğindedir.

DAVA : Taraflar arasındaki, maddi ve manevi tazminat alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan 1- Mahmut, 2- Gaye, 3- Sibel avukatlarınca istenilmesi üzerine, tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı işveren dava dilekçesinde, B... Üniversitesi'ne bağlı İ... Z... H... Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde davalıların birlikte eylemleri sonucu zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı tutularak 2.500.000,00 TL maddi tazminat ile 200.000,00 TL manevi tazminatın ödetilmesi isteklerinde bulunmuştur.

Davalılardan Mahmut ve Sibel yargılama sırasında adli yardım talebinde bulunmuşlar ve mahkemece isteklerin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.

Yapılan yargılama sonunda mahkemece, toplam zararın 2.612.339,53 TL olduğu belirtilerek, taleple bağlı 2.500.000,00 TL'nin davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline dair karar verilmiştir. Karar harcı olarak da 135.000.000,00 TL'nin yatırılması hükme bağlanmıştır.

Kararı davalılardan Mahmut, Gaye, Sibel temyiz etmiştir. Mahkemece temyiz eden davalılara 135.000.000,00 TL karar harcı ile 33.750,00 TL temyiz harcı ve 80,00 TL posta giderinin yatırılması için HUMK'nın 434/3. maddesi uyarınca ayrı ayrı muhtıra çıkarılmıştır.

Davalılar Gaye ve Sibel, muhtırada geçen miktarların çok yüksek olması sebebiyle malvarlığı ve gelir durumları itibarıyla sözü edilen tutarların yatırılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, adli yardım talebinde bulunmuşlar ve harç alınmaksızın temyiz incelemesinin yapılması gerektiği yönünde istekte bulunmuşlardır.

Mahkemece, davalılardan Gaye'nin yargılama sırasında adli yardım talebinde bulunmadığı, dilekçesi ekinde de adli müzaheret kararı verilmesini gerektiren delil ibraz etmediği gerekçesiyle isteğin reddine karar verilmiştir.

Davalılardan Sibel yönünden aynı tarihli ek kararda, yargılama sırasında da adli yardım talebinde bulunulduğu ve talebin reddedildiği, son olarak aynı yönde verilen dilekçe ekinde belge verilmediği gerekçesiyle adli yardım isteğinin reddine dair hüküm kurulmuştur.

Kararı temyiz eden diğer davalı Mahmut yönünden ise, muhtıraya rağmen gerekli harç ve masrafların yatırılmaması sebebiyle HUMK'nın 434/son maddesi gereğince kararın temyiz edilmemiş sayılmasına dair ek karar verilmiştir.

Mahmut vekili kararı temyiz etmiş ve yargılama sırasında adli yardım talebinde bulunulduğunu, ancak talebin reddedildiğini, sözü edilen harç ve masrafların maddi engeller sebebiyle yatırılmasının mümkün olamadığını ileri sürerek, ek kararı yasal süresi içinde temyiz etmiştir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, adli yardım talebinin temyiz aşamasında ileri sürülmesine hukuken bir engel bulunmamaktadır. Davalılardan Gaye açısından yargılama sırasında adli yardım talebinde bulunulmamış olması, temyiz aşamasında bu yönde başvuru yapılamayacağı şeklinde değerlendirilmemelidir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da konuyla ilgili kararında, adli yardım talebinin kanun yollarına müracaat aşamasında yapılabileceğini kabul etmiş, ilk derece mahkemesinin bu yönde delilleri değerlendirerek usuli işlemleri tamamlaması gerektiği hükme bağlanmıştır ( Yargıtay HGK 27.01.2010 gün 2010/19-49 E, 2010/10 K ).

HUMK'nın 465. maddesinde, "Kendisiyle ailesini meişetçe ehemmiyetli zarurete düşürmeksizin masarifi lazimeyi kısmen veya tamamen ifadan aciz olan kimselerle müessesatı hayriye iddia ve müdafaalarında veya icraya ve ihtiyati tedbirlere müracaatlarında haklı olduklarına dair delil gösterirlerse müzahereti adliyeye nail olabilirler" şeklinde düzenlemeye yer verilmiş, takip eden maddelerde, adli yardımlara dair esaslar ele alınmıştır.

Dava konusu olayda davalılardan talep edilen maddi tazminat miktarı 2.500.000.00 TL olup, davalıların dosya içeriği ile sabit olan gelir durumları ve bir kısım davalılar yönünden üzerine tedbir konulan malvarlığı dikkate alındığında yargılamadaki adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmelidir.

Özellikle kararın temyizi aşamasında oldukça yüksek miktarda karar ve temyiz harcının yatırılmasının istenmesi ve verilen sürede yatırılmaması üzerine kanun yoluna başvuru hakkının ortadan kaldırılması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde sözü edilen adil yargılama hakkının ihlali niteliğindedir. Benzer bir olayda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararında, başvurucudan istenen mahkeme harcının çok yüksek miktarda olması durumunda devletin mahkeme harcı almaktaki menfaati ile başvuranın mahkemeler vasıtasıyla hakkını korumaktaki çıkarları arasında adil bir denge bulunmadığı kabul edilmiş ve başvuran yararına ihlalin varlığı sonucuna varılmıştır ( AHİM, 19.06.2001 gün, başvuru no: 28249/95, Kreuz/Polonya ).

Yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bir kararında, başvurucuyu harç ödemekle yükümlü tutmanın kendisine aşırı bir yük getirmesi halinde, mahkemeye başvuru hakkının özünün zedelendiği kabul edilmiştir ( AHİM, 26.06.2007 gün, başvuru no: 25321/02, Ülger/Türkiye ).

Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni onaylamış olup, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargı yetkisini de kabul etmiştir. Anayasa'nın 90. maddesinde, "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasa'ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurulamaz ( Ek cümle: 07.05.2004-5170 S.K./7. mad ).

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır" şeklinde kurala yer verilmiştir. Böyle olunca, adil yargılama hakkının ihlal edilmemesi bakımından somut olayda davalılara adli yardım hakkı sağlanmalıdır.
Öte yandan, Harçlar Kanunu'nda 6009 sayılı Yasa ile 23.07.2010 tarihinde değişiklik yapılmış olup, anılan Kanun'un 28. maddesine göre, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel oluşturmaz. Mahkemece anılan hüküm de bir değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmelidir.

Yapılan bu açıklamalara göre, davalılardan Mahmut yönünden mahkemece verilen 08.09.2008 tarihli ek kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Bundan başka, davalılardan Sibel ile Mahmut açısından yargılama sırasında ileri sürülen adli yardım talepleri kabul edilmeli, yine davalı Gaye'nin kararın temyizi aşamasında ileri sürdüğü adli yardım isteği yerinde görülerek bu yönlerde usuli işlemler tamamlanarak bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönde karar verilerek gereğinin yapılması yerine, yazılı şekilde adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde karar verilmesi hatalı olmuştur.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten ( BOZULMASINA ), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Adli müzaheret talepli ihtiyati haciz Av. Ferhat BÜYÜKADA Meslektaşların Soruları 6 28-01-2020 00:10
Adli Yardım Talebi Hak. Brusk Meslektaşların Soruları 10 21-06-2014 15:10
Adli Müzaheret Ve Vekalet moonliner Meslektaşların Soruları 11 29-08-2011 14:08
Adli Müzaheret - Şirketler için mümkün müdür ? Av. F.G. Erman Meslektaşların Soruları 4 08-04-2011 11:02
Adli Müzaheret Talebi Av.Alperen Meslektaşların Soruları 3 21-04-2008 14:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04274106 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.