Düzenlenme tarihi bulunmayan senet, kayıp olması durumu ve alınabilecek önlem?

Sayın meslektaşlarım,

Uygulamada bugüne kadar pek yakın olmadığım bir konu reddedemeyeceğim şekilde karşıma geldi bugün. Kendimce anlamaya çalıştım aslında ama konu üzerine yürütülen bazı tartışmalar aklımı karıştırdı. Yardımcı olabileceğinizi umuyorum.

X şahsı seneler önce (dokuz sene kadar galiba) Y şahsına aralarındaki ticari ilişkinin başında "teminat" kaydı düşerek bir senet veriyor imzalayıp. SENETTE TARİH YOK. Düzenlenme tarihi yok, ödeme tarihi zaten hiç yok.

Daha sonra ilişkileri sorunsuz bitiyor, alacak verecek kalmıyor fakat Y şahsı senedi kaybettiğini söylüyor ve gerçekten de X ile birlikte aramalarına karşın senet bulunamıyor. Y'nin kötü niyetli olmadığını sanıyoruz, ama sadece sanıyoruz, bilemiyoruz tabii.

Şimdi X şahsının endişesi, Y şahsına vermiş olduğu bu senedin karşısına çıkma ihtimali. Ve eğer böyle bir ihtimal varsa kayıp olan bu senedin geçersizliği ile ilgili bir önlemi şu anda alıp alamayacağını bilmek istiyor.

Senetlerin düzenlenmesinde eksiklik / açıklık ayrımı olduğunu okuyorum ... Açık olduğunda sözleşmenin gerçeklerine göre ve iyi niyetle doldurulması gerektiğini okuyorum... ancak tarihin de esaslı unsur olduğunu ve sonradan doldurulmaması gerektiğini, bu tür unsurların sonradan doldurulmasının sahtecilik suçu olduğunu okuyorum... bu tür iddialara karşı tanık dinleyen savcılıklar ve mahkemeler olmasına karşın kuralın senede karşı senetle ispat olduğunu okuyorum... Anlattığım gibi bir durumun nasıl bir senetle ispat edilebileceğini bilemiyorum. Fakat bunları netleştirip bir yol çizemiyorum X şahsının durumunun hangi gruba dâhil olduğu ve ne yapması gerektiği ile ilgili.

Şimdiden teşekkürler. Saygılarımla.

Sayın multipack,

Senette (muhtemelen bonodan bahsediyoruz?) Y nin cirosu var mıdır?

Varsayalım ki; senet bir 3. şahıs tarafından icra takibine konu edildi:

Şayet Y nin cirosu bulunmamakta ise; (lehdarı) Y tarafından cirolanmadan tedavüle çıkarılan senet, bono vasfında olmayacaktır ve dolayısıyla "iyiniyetli hamil"den de söz edilemeyecektir.

Senette Y'nin cirosu bulunmakta ise; şu anda senedin iptali istemli bir dava ikame edilebilirse de; zaten senedi takibe koyan kişiye işbu iptal kararı etki etmeyecektir ve bu kişinin (hamilin) kötü niyetle senedi iktisap ettiğinin ispatlanması gerekecektir.

Bu ahvalde incelemenizi/sağlamanızı önereceğim: X ile Y arasında bu senedin teminat senedi olduğuna dair yazılı sözleşme bulunmakta mı ve bu senedin teminatını teşkil eden X ile Y arasındaki ticari işin söz konusu teminatın gerçekleşmeyeceği şekilde; başka bir ifadeyle teminata gerek kalmayacak şekilde X tarafından ifa edilmiş olduğu şeklinde; X, Y tarafından ibra edilmiş mi?

Saygılar...