Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ceza Hukukunda Yargılamanın Yenilenmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-05-2014, 13:08   #1
Av.Azize

 
Varsayılan Ceza Hukukunda Yargılamanın Yenilenmesi

Merhaba,

Maddi olayda müvekkil 6136 S'lı Yasaya Muhalefetten yargılanıyor ve ceza alıyor. Ancak dosyadaki temyiz dilekçesi müvekkil tarafından verilmemiş. İmza müvekkile ait değil ve bunu ispatlayabiliriz. Buna dayanarak CMK m. 311'e göre yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmak mümkün müdür? Zira CMK m. 311/1-a "Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa (...)" demekte.

Ayrıca temyiz dilekçesinde müvekkilin duruşmadaki savunmaları aynen tekrarlanmış ve yargıtay cezayı düzelterek onamış.

Tüm bu etkenleri dikkate aldığımızda yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunma imkanımız olup olmadığı ve bulunduğumuz takdirde neticenin olumlu olması olasılığı konusunda düşündüklerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Şimdiden teşekkürler.
Old 05-05-2014, 14:38   #2
Av.Elvan Akkaya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Azize

Ayrıca temyiz dilekçesinde müvekkilin duruşmadaki savunmaları aynen tekrarlanmış ve yargıtay cezayı düzelterek onamış.

Tüm bu etkenleri dikkate aldığımızda yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunma imkanımız olup olmadığı ve bulunduğumuz takdirde neticenin olumlu olması olasılığı konusunda düşündüklerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Talepte bulunabilirsiniz bulunmasına.
Sadece "temyiz dilekçesinde müvekkilin duruşmadaki savunmaları aynen tekrarlanmış" dediğinize göre neticeyi değiştirebilecek bir şey olmadığını düşünüyorsunuz.

Siz talepte bulunun, gerekçelerinize göre Mahkeme değerlendirecektir..
Old 05-05-2014, 17:48   #3
Av.S.Seckin KAVAK

 
Varsayılan

Sayın Av. Azize,

Çok ilginç bir olay öncelikle,bir başkasının yerine temyiz dilekçesi verilmiş olması,kötüniyet dense Yargıtay'ın sadece o nedenlere dayanmadan inceleme yapma ihtimali malumken makul değil, iyiniyet adına süre bitiyor diye örneğin kalemce ya da bir tanıdık adına yapılan bir hareket gibi bir şey mi desem bunlar da anlamsız.

Konuya gelince, kanaatimce bir ihtimal, müvekkil tarafından verilmeyen bir temyiz dilekçesi açısından CMK 311'e dair atıf yaptığınız hükmün uygulanabilmesi için, kararın müvekkil ya da müdafiine tefhim ya da tebliğ edilmemiş olduğunu ya da tebligat söz konusu ise usülüne uygun bir tebligat yapılmadığını da ispat etmeniz gerektiği kanaatindeyim. Zira, sanık ya da müdafii tarafından verilmeyen bir temyiz dilekçesinden söz etmişseniz de ,bu durumun sanığın ya da müdafiinin usulüne uygun şekilde temyiz talebinde bulunmasına engel teşkil etmeyeceği açıktır.

Ayrıca kendisine usule uygun şekilde tebligat yapılmamış olsa dahi, "hükmü etkileyen belge" kavramının daha çok dosyanın esası ile ilgili olduğunu( örneğin sahtecilik iddiasında bulunulan belgedeki imzanın sahteliği) gibi bir dar yorumla (belki de doğrusu dar yorumlanması) yüksek olasılık diye düşünüyorum.

Ayrıca Yargıtay'ın sadece temyiz dilekçesindeki hususlarla bağlı olmadığını, hukuka aykırılıkları re'sen tespit edebileceği ve bu doğrultuda karar verebileceği düşünüldüğünde, mevcut durumun yargılanmanın yenilenmesini sağlaması için hükme etkili olabilecek ve sanığın yargılama esnasında hangi nedenlerle ortaya koyamadığını makul gösterebilecek nedenlerin, kararın usulüne uygun tebliğ ya da tefhimi halinde ancak temyiz dilekçesinde ifade edilebilme olasılığının ortaya koyulması da gerekebilir düşüncesindeyim.

İyi çalışmalar.
Old 06-05-2014, 14:26   #4
Av.Azize

 
Varsayılan

Öncelikle cevaplarınız için teşekkür ederim.

Konunun sıkıntılı olduğunun farkındayım ki asıl sorun daha da karışık. Esasen müvekkil 1996 tarihinde işlediği kasten öldürme suçundan dolayı hüküm giyiyor ve 4616 Sayılı yasadan faydalanıp şartla tahliye oluyor. Daha sonra ilk soruda bahsettiğim dava nedeniyle şartla tahliyesi geri alınıyor. 4616 Sayılı yasada ertelenen yargılamalar için şartla tahliyenin geri alınması koşulu olarak denk veya daha ağır bir suç işlenmiş olması şartı aranırken, hükümlüler için 10 yıllık indirim neticesinde şartla salıverilmelerinden başkaca bir hususa değinilmiyor. Dolayısıyla bu yasadan faydalanmak suretiyle şartla tahliye olanlar için yürürlükteki infaz kanunları geçerli oluyor. Yani şartlı tahliye süresi içinde kasten başkaca suç işlemesi halinde tahliye geri alınıyor. Oysa 4616 Sayılı yasada yer alan ve haklarındaki hüküm kesinleşmemiş olanlar için şartla tahliyenin geri alınmasına gerekçe olarak aynı neviden suç işlemiş olma şartı aranıyor. (Belki de bu kısmı ben dar yorumluyorum, bu konuyla ilgili de fikirlerinize ihtiyacım var tabi ki..)

Dolayısıyla buradan çıkış yolu bulmak mümkün olmadığından şartla tahliyenin geri alınmasına sebep yargılamadaki usulsüzlükler üzerinde durmayı tercih ettim.

Bu yargılamada ise yargılama devam ederken Ceza Mevzuatı değişiyor ve bu hususlarla ilgili müvekkil sanığın ek savunması alınmıyor. Müvekkil sadece gıyabi tevkif neticesinde yapılan ara celsede savunmalarını sunuyor. Dolayısıyla savunma hakkının etkili bir şekilde kullanılamaması gibi hususlar üzerinden yola çıkarak müvekkilin yargılama esnasında ortaya koyamadığı nedenleri temyiz dilekçesinde ileri sürme olasılığına binaen yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmayı düşündüm; belki de son çare olarak. (Zira kanımca temyiz aşamasında dosyanın bozulması kuvvetle muhtemel idi.)

İyi çalışmalar.
Old 06-05-2014, 15:30   #5
Av.S.Seckin KAVAK

 
Varsayılan

Sayın Av. Azize,

http://www.erzincanbarosu.org.tr/Pri...8203&Tip=Haber

bu linkte böyle bir karar var,google'ladım çıktı,belki görmüşsünüzdür ama bence de dar yorum yerine bu noktadan (ağır hapis cezasıyla ilgili şartla salıvermede hapis cezasının etkisi olmayacağı noktasında) talepte bulunulabilir.Daha önce rastladığım ve çok araştırdığım bir konu değil ama yeni infaz kanununda 4616 veya sair uygulamaya ilişkin olarak açık şekilde bir hüküm yoksa,salıvermenin 4616 kapsamında yapıldığı düşünüldüğünde orada ifade edilen hükmün uygulanması bence makul olabilir. (Kararda 765 sayılı kanunun metadolojisi baz alınmış, 2. olay 5237 zamanı ise bu husus ayrıca irdelenebilir)

2. paragrafta bahsi geçen hususla ilgili ise daha önceki mesajımda belirttiğim üzere neden temyiz edilemediğine ilişkin gerekçelendirme durumu önem arz etmekte diye düşünüyorum. Ancak belirttiğiniz husus dar yorumla 311 şartlarını tam olarak karşılamamakta, bu durumda uzunca bir yol olacak ama AİHM yolu ya da şartları haizse Anayasa Mahkemesi yoluyla etkin savunma hakkının kısıtlandığının ortaya koyulması yolu da düşünülebilir.

Saygılar, iyi çalışmalar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargılamanın Yenilenmesi law89 Meslektaşların Soruları 1 17-08-2012 19:39
ceza hukukunda yargılamanın yenilenmesi avukat VB Meslektaşların Soruları 2 13-06-2011 09:39
Yargılamanın Yenilenmesi Av.ilçe Meslektaşların Soruları 1 30-11-2010 14:11
ceza-yargılamanın yenilenmesi. avukat1980 Meslektaşların Soruları 2 18-06-2008 13:38
Ceza Muhakemesinde Yargılamanın Yenilenmesi" neslihanvural Meslektaşların Soruları 1 01-05-2003 13:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11030698 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.