Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Aciz belgesi talebinde icra müdürünün takdir hakkı var mı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-11-2008, 19:12   #1
av.alpay yıldız

 
Varsayılan Aciz belgesi talebinde icra müdürünün takdir hakkı var mı?

Sayın Meslektaşlarım cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim. İcra dosyasında iik 143. maddedeki şartlar gerçekleşmiş olup aciz belgesi talep ettim. ancak icra müdürü İİK 105/1'e göre haciz tutanağı İİK 143 yerine geçeceğinden bahisle talebimi reddetti. ancak 5661 saylı yasa kesin aciz belgesi istediğinden problem yaşadım. benim talebim konusunda icra müdürünün bu şekilde talebi geri çevirmesi doğrumudur. yani Aciz belgesi talebinde icra müdürünün takdir hakkı var mı? dır. buna ilişkin karar olursa çok sevinirim. İyi Çalışmalar
Old 19-11-2008, 19:27   #2
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/348

K. 2002/631

T. 11.2.2002

• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Hacze Kabil Mal Bulunmadığını Tespit Eden Haciz Zaptının Aciz Vesikası Niteliğinde Olduğundan Bahisle Borçlunun Tasarrufunun İptali İstemi )

• HACİZ ZAPTI ( Hacze Kabil Malın Bulunmadığını Tespit Eden Haciz Zaptının Aciz Vesikası Hükmünde Olması İçin Borçlunun Menkul ve Gayrimenkul Hiçbir Malının Bulunmamasının Gerekmesi )

• GEÇİCİ ACİZ VESİKASI ( Borçlunun Taşınmaz Malı Olduğu Halde Haczedilebilecek Menkul Malı Olmadığından Bahisle Düzenlenen Haciz Zaptının Aciz Vesikası Niteliğinde Olmaması )

• KESİN ACİZ VESİKASI ( Borçlunun Aciz Halini Gösteren Kesin Aciz Vesikası Alınmadan Tasarrufun İptali Davasının Açılamaması )

2004/m.277

ÖZET : Tasarrufun iptali davasını elinde muvakkat yada kati aciz vesikası bulunan alacaklılar iflas idaresi yada iflas idaresince kendilerine yetki verilen alacaklılar açabilirler.Borçlunun haczi kabil malının bulunmaması halinde, durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz vesikası niteliğinde kabul edilerek, iptal davasının açılabileceği ortadadır.Haciz zaptında haczi kabul menkul malının bulunmadığının belirtilmesi şüphesiz dava hakkını vermeyecektir. Daha açık bir ifadeyle, haciz zaptında yer alan bu açıklamanın anlamı, başkaca malın bulunamaması halinde değer kazanacaktır. Aksi takdirde pek çok taşınmazı mevcut olduğu halde bunlar araştırılmadan sadece menkul malları olmadığından dolayı iptal davası açılması, alacaklı ve borçlu dışındaki kişilerin de haklarını önemli derecede etkileyecektir. Bu durumda dava konusu olayda borçlunun aciz halini gösteren kesin aciz vesikası da alınmadığından, dava şartından olan aciz halinin gerçekleşmediğinin kabulü icap etmiştir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı Ali Serdar Tülek vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İİK.nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarını, elinde muvakkat, yahut kati aciz vesikası bulunan alacaklılar, iflas idaresi, ya da iflas idaresince kendilerine yetki verilen alacaklılar açabilirler.
Temyize konu olayda; mahkeme, 13.10.1998 tarihli ihtiyati haciz zaptını ( haczi kabil menkul malı bulunamadığı yazıldığı için ) geçici aciz vesikası hükmünde kabul ederek sonuca ulaşmıştır.
Gerçekten de borçlunun haczi kabil malının bulunmaması halinde, durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz vesikası niteliğinde kabul edilerek, iptal davasının açılabileceği ortadadır. Nevar ki temyize konu olayda, borçlu hakkında yapılan icra takiplerinde taşınmaz mallarının bulunup bulunmadığının tespiti için tapu Müdürlüklerine yazı yazılmış, Altındağ 2.nci Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü'nden alınan 13.10.1998 gün ve 4429 yevmiye nolu cevapta; borçlu Ahmet Murat Köksal adına "Altındağ Sebzebahçeleri Mahallesinde kain 9280 ada 16 parseldeki 1615 m2'lik taşınmazın 30/1615'er arsa paylı 2 ve 3.nolu dükkanların ve 15/1615 arsa paylı 42 nolu çay ocağının 15/100 hissesinin kayıtlı olduğu ve haciz şerhinin işlendiği" belirtilmiştir. Söz konusu taşınmazlara kıymet takdiri yapılıp satışa çıkartılmadan ve borcu karşılayıp karşılamadığı anlaşılmadan düzenlenen haciz zaptında haczi kabul menkul malının bulunmadığının belirtilmesi şüphesiz dava hakkını vermeyecektir. Daha açık bir ifadeyle, haciz zaptında yer alan bu açıklamanın anlamı, başkaca malın bulunamaması halinde değer kazanacaktır. Aksi takdirde pek çok taşınmazı mevcut olduğu halde bunlar araştırılmadan sadece menkul malları olmadığından dolayı iptal davası açılması, alacaklı ve borçlu dışındaki kişilerin de haklarını önemli derecede etkileyecektir. Bu durumda dava konusu olayda borçlunun aciz halini gösteren kesin aciz vesikası da alınmadığından, dava şartından olan aciz halinin gerçekleşmediğinin kabulü icap etmiştir.
Bu nedenle de mahkemece reddi gereken davanın yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiş kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalı Ali Serdar Tülek yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı Ali Serdar Tülek'e geri verilmesine, 11.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 19-11-2008, 19:38   #3
av.alpay yıldız

 
Varsayılan

cevabınız için teşekkürler. ancak sorun icra müdürünün talep üzerine aciz belgesi düzenlememesi" icra hakimide müdürün takdir hakkı ben karışamam diyor. benim isteği ise örnek no 28 de düzenlenen bir belge. bu konuda ne yapabilirim
Old 19-11-2008, 19:49   #4
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;
Hacze Kabil Malın Bulunmadığını Tespit Eden Haciz Zaptının Aciz Vesikası Hükmündedir.Haciz tutanağında borçlunun hacze kabil malı yoktur ibaresi tutanağı aciz belgesi haline getirir. Bunun için icra müdüründen ayrıca talep açıp yazı almanıza gerek yok diye düşünüyorum.
Old 19-11-2008, 20:02   #5
av.alpay yıldız

 
Varsayılan

Haklısınız ancak ben 5661 sayılı yasa kapsamında borçlunun tüm malvarlığı araştırması yapılıp haczi kabil mal bulunamadığı kesin aciz belgesine bağlanırsa hazine tarafından ödeme yapılması öngörüldüğünden anılan yasada kesin aciz belgesine bağlanma koşulu getirdiğinden sıkıntı çekiyorum. sorum şu benim talebim üzerine icra müdürünün bu belgeyi düzenlemeyip vermek zorunda değil mi? aciz belgesinin tüm şartları dosyada mevcut olmasına rağmen. bu hususa yönelik net birşey bulamadım. cevabınız için teşekkürler.
Old 19-11-2008, 20:18   #6
limpid

 
Varsayılan

sayın alpay,
benim de kafama takıldı araştırıyorum. pek alakalı olmasa da aşağıdaki kararı buldum şimdilik. bu arada benim de bir sorum var. aciz vesikası verilirken kapak hesabı yapılıp ona göre mi veriliyor? yoksa asıl borç mu esas alınıyor?
T.C.
YARGITAY
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E: 2001/4764
K: 2001/5466
T: 27.11.2001

2004/m.105,143,277

KARAR : İİK. 277 ve ardından gelen maddelerince açılan iptal davasının dinlenebilmesi için borçlu hakkında kesin ya da geçici aciz belgesinin bulunması dava şartıdır. Davaya esas 1999/9251 sayılı takip dosyasında alacaklı vekilinin böyle bir belge verilmesine dair isteminin icra memurluğunca reddine dair karar, diğer takip dosyasında ise haciz günü borçlunun ikametgahının belli olmadığına dair tutanak mevcuttur. O halde doğrudan ya da geçici aciz belgesinin varlığından söz edilemez ( İİK. md. 143-105 ). Davanın bu nedenle reddi gerekirken alacaklı vekilinin dilekçesi esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 27.11.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 19-11-2008, 20:22   #7
av.alpay yıldız

 
Varsayılan

Sayın Ruhan:
aciz belgesi düzenlenirken asıl alacak,faiz, vekalet ücreti yani tüm ferileri ile birlikte kapak hesabı yapılıp düzenlenir yani aciz belgesine alacağın toplamda ne miktar için verildiği yazılır. ilginiz için ayrıca teşekkür ederim . ancak karar pek işimi görmeyecek çünkü bu konudaki kararlara baktım.
Old 19-11-2008, 20:28   #8
limpid

 
Varsayılan

teşekkürler farkındayım işinize yaramayacağının ancak red olununca da dava şartı gerçekleşmiş olmadığını belirttiği için yolladım. sizin klonunuzla ilgili bir karar bulursam yollayacağım. 5661 sayılı yasanın hangi maddesinde kesin aciz belgesinden bahsediyor
Old 19-11-2008, 20:34   #9
av.alpay yıldız

 
Varsayılan

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ZİRAAT BANKASI ANONİM ŞİRKETİ VE TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ TARAFINDAN KULLANDIRILAN TOPLU KÖY İKRAZATI/GRUP KREDİLERİNDEN DOĞAN KEFALETİN SONA ERDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN 5661 sayılı 1. maddenin 5. fıkrası"...borcu devam eden borçlular hakkındaki yasal takipler neticesinde, alacağın kesin aciz vesikasına bağlanması halinde, kesin aciz vesikasına bağlanan faiz dahil..." şimdiden teşekkür ederim. iyi çalışmalar
Old 20-11-2008, 15:51   #10
icra20

 
Varsayılan

Aciz vesikası talebi üzerine aşağıda vermiş olduğum karar üzerine yapılan şikayet sonucunda İcra Hakimliğince şikayet reddedilmiştir.
Tetkik edildi.
KARAR : Her ne kadar alacaklı vekili aciz vesikası istemiş ise de Haciz sırasında borçlunun haczedilebilir malı bulunamazsa, durum haciz tutanağı ile tespit edilir. Bu şekilde borçlunun haczedilebilir malının bulunmadığını gösteren haciz tutanağı, m.143 anlamında kesin aciz belgesi niteliğindedir. (m.105,I) Bu halde alacaklıya ayrıca bir aciz belgesi verilmez; borçlunun haczedilebilir hiçbir malının bulunmadığını gösteren haciz tutanağı, doğrudan doğruya borç ödemeden aciz belgesi yerine geçer.
Aciz vesikasının verilebilmesinin şartları ;
1-Satış ve satış bedelinin paylaştırılması safhasının sona ermiş olmasıdır.
2- Borçlunun satışı yapılan (veya talip çıkmaması nedeniyle yapılamayan) mal dışında haczi kabil malının bulunmamasıdır..
3- Alacaklının alacağını, masraf ve faizler de dahil olmak üzere tamamen alamamış olmasıdır.
Bu şartlar yerine geldiği takdirde borç ödemeden aciz vesikası sadece kesin (icrai) haciz koydurmuş veya kesin hacze iştirak etmiş olan takip alacaklarına verilir.
Dosyamızın yapılan incelemesinde haczi kabil menkul mallarının bulunamadığından haciz uygulanmadığı ve borçlunun .................... ilinde mal varlığının bulunmaması ................... ili dışında taşınmazları ve banka şubelerinde mevduatları ile 3 ncü şahıslarda hak ve alacaklarının bulunmayacağı sonucunu doğurur ki bu anlayış hayatın olağan akışına uygun düşmeyecektir.Borçlunun Denizli ilinde borçlanması ile sadece .................... ilinde mal varlığının araştırılması ile yetinilmesi oysa bugünkü koşullarda her kişinin Türkiyenin her yerinde mal edinmesinin mümkün olduğu ve sadece menkul mallarının bulunmayarak başka hak ve alacakları ile gayrimenkullerinin de olabileceği nazara alınarak aciz vesıkasının verilebilme koşulları oluşmadığından alacaklı vekilinin talebinin REDDİNE (İcra ve İflas Hukuk el Kitabı Sayfa 639 Prof.Dr.Baki Kuru-Adalet Bakanlığı Huk.İşl.Gn.Md.nün 2.9.1950 T. Ve 58/77 sayılı mütalaası.T.Uyar İcra Hukukunda İhale ve ihalenin bozulması II.Cilt Sahife 2337 dip not.6-Doç.Dr.Selçuk Öztek İcra ve İflas hukukunda borç ödemeden aciz vesikası Sahife 33,48-52-.................. .İcra Hukuk Mahkemesi ................ gün ve ............. E................ K.)
Karar verildi................


İcra Müdür..............
Old 04-03-2009, 13:31   #11
cencor

 
Varsayılan

Sn. İcra 20 nin eklemiş olduğu talihsiz kararı bir başka vesile ile duymuştum. Bu kararda bir kaç ilginç nokta vardır. Birincisi Parantez içerisinde belirtilen atıfları da inceledim ve fakat bu atıflarla kararın çok da ilgisi yok. Bir diğer husus ise "................... ili dışında taşınmazları ve banka şubelerinde mevduatları ile 3 ncü şahıslarda hak ve alacaklarının bulunmayacağı sonucunu doğurur ki bu anlayış hayatın olağan akışına uygun düşmeyecektir" gerekçesidir. Düz bir mantıkla şahsın mal varlığının bir başka ilde bulunabileceğini belirtmektedir. Buradan hareketle şunlarıda ekleyebiliriz. Türkiye genelinde Aciz vesikası taleplerini uygun görüp alacaklıya veya borçluya aciz vesikası veren icra müdürlerimiz büyük bir yanılgı içerisindedirler. Zira " Bu günkü koşullarda" ikili andlaşmalar gereği Türk vatandaşları Almanya'da Gayrimenkul edinebilirler, bunula birlikte İsviçre bankalarında hesap sahibi de olabilirler.Bu örneklemeleri çoğaltabiliriz. Öyle ise bu hususlar arştırılmadan verilen aciz vesikaları var ise bunlar hukuka aykırı düzenlenmiş vesikalar anlamına gelir ki kanun koyucunun böyle bir düzenlemeyi hedeflemediği açıktır. Ayrıca Kadastro yapılmamış bir çok bölgemiz mevcuttur buralarda gayrimenkul tespitinin ne şekilde yapılacağı hakkında bir uygulama da yoktur. Bu kararın temyiz edildiğini umuyorum zira bu karar yargıtaydan dönecektir. Bununla birlikte yüksek yargı içtihadı olmayan bu kararın diğer icra dairelerince emsal tutulabileceği ve böylelikle hatalı bir uygulamaya sebep olunabileceği ihtimalini ise takdirlerinize bırakıyorum.
Old 04-03-2009, 14:46   #12
akyürek

 
Varsayılan

Haciz tutanağı aciz vesikası hükmündedir ancak zamanaşımını kesmez. Bu noktaya dikkat edin kambiyo senedine dayalı bir takibimiz bu yüzden hem de tasarrufun iptali davamızda herşey yolunda giderken geri bırakıldı. Şartlarınız da oluşmusa zamanaşımını kesmemesini ileri sürerek tekrar şansınızı deneyin.kALDI Kİ ŞARTLARINI OLUŞTURMUŞSANIZ BENCE TAKDİR YETKİSİ YOKTUR. TÜRKİYE ŞARTLARINDA ORTK BİR SİSTEM YOK Kİ KOLAYLIKLA NERDE ALACAĞI VAR NERDE GAYRİMENKULU VAR TESPİİT EDELİM. ŞİKAYETE GİDERSENİZ LEHİNİZE KARAR ÇIKAR DÜŞÜNCESİNDEYİM
Old 04-03-2009, 17:01   #13
Av. Asena

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan icra20
Dosyamızın yapılan incelemesinde haczi kabil menkul mallarının bulunamadığından haciz uygulanmadığı ve borçlunun .................... ilinde mal varlığının bulunmaması ................... ili dışında taşınmazları ve banka şubelerinde mevduatları ile 3 ncü şahıslarda hak ve alacaklarının bulunmayacağı sonucunu doğurur ki bu anlayış hayatın olağan akışına uygun düşmeyecektir.Borçlunun Denizli ilinde borçlanması ile sadece .................... ilinde mal varlığının araştırılması ile yetinilmesi oysa bugünkü koşullarda her kişinin Türkiyenin her yerinde mal edinmesinin mümkün olduğu ve sadece menkul mallarının bulunmayarak başka hak ve alacakları ile gayrimenkullerinin de olabileceği nazara alınarak aciz vesıkasının verilebilme koşulları oluşmadığından alacaklı vekilinin talebinin REDDİNE ...

Alacaklı olarak elinizi kolunuzu bağlayan bir karar.. Başka bir yönden bakalım ;zaten birçok masrafla icra takibi yapılıyor, hakim de "sadece bağlı olduğumuz il değil, Türkiye genelindeki tüm il ve ilçeleri ile birlikte tapularla irtibata geçin, banka şubelerine sorun, trafik araştırması yapın" demesi hukuka uygun mu? Ben mi yanlış anlıyorum? Eğer tüm ülke genelinde bu araştırmayı yapacak olsam, dosyam (pardon x kadar klasör diyecektim) icra hakimi önüne geldiğinde aciz vesikasının alınması yönündeki şikayetimi kabul edecek mi? Yaptığım masraflar dosya borcuna eklenecek ama komik olan, belki de dosya borcundan fazla masraf yapacak olmam! Desenize artık aciz vesikası alamayacağız..

İşbu kararın hukuka uygun olduğunu düşünmüyorum. Lütfen temyiz edildiğini ve temyizden de bozulup geldiğini söyleyin..
Old 05-03-2009, 23:19   #14
icra20

 
Varsayılan

Vermiş olduğum kararda görüldüğü gibi kaynak göstermişimdir. Verilen kararda hukuka aykırı bir yön yokki sadece şartlarının oluşturulması lazım, çoğu icra dairelerinde haczi kabil menkul mal bulunmadığına dair tutanak ve birkaç yere yazı yazılıp olumsuz cevap geldikten sonra aciz vesikası vermektedirler. Benim gösterdiğim kaynak ve gerekçelere göre aykırı, Diğer taraftan haczi kabil menkul mal bulunamadığına dair tutanak kesin aciz vesikası hükmünde olup dava açmaya engel değildir, Aslında burada hukuka aykırı olarak alınan bazı aciz vesikaların muhasebeleştirme yönünden vergi usul kanununa göre vergiden muafaiyet sağlanmasındaki uygulamadır. Sokakta kredi kartı dağıtılır ondan sonrada biz tahsil edemedik al sana aciz vesikası ve zarar gösterip vergi muafiyetinden yararlandırılmasının doğurduğu bütçe yükünü de dikkate almak lazım. Özellikle bankalar ısrarla istemektedirler. saygılarımla
Old 23-03-2009, 17:51   #15
cencor

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan icra20
Vermiş olduğum kararda görüldüğü gibi kaynak göstermişimdir. Verilen kararda hukuka aykırı bir yön yokki sadece şartlarının oluşturulması lazım, çoğu icra dairelerinde haczi kabil menkul mal bulunmadığına dair tutanak ve birkaç yere yazı yazılıp olumsuz cevap geldikten sonra aciz vesikası vermektedirler. Benim gösterdiğim kaynak ve gerekçelere göre aykırı, Diğer taraftan haczi kabil menkul mal bulunamadığına dair tutanak kesin aciz vesikası hükmünde olup dava açmaya engel değildir, Aslında burada hukuka aykırı olarak alınan bazı aciz vesikaların muhasebeleştirme yönünden vergi usul kanununa göre vergiden muafaiyet sağlanmasındaki uygulamadır. Sokakta kredi kartı dağıtılır ondan sonrada biz tahsil edemedik al sana aciz vesikası ve zarar gösterip vergi muafiyetinden yararlandırılmasının doğurduğu bütçe yükünü de dikkate almak lazım. Özellikle bankalar ısrarla istemektedirler. saygılarımla

O kararda bahsedilen kaynaklardan bir tanesini piyasada bulmak oldukça zor. Ancak her iki kaynak ta bende mevcut ve karara mesnet olarak olarak gösterilen sözkonusu eserleri inceledim ve bu konu ile ilgili hiçbir şey mevcut değil. Kararlara mesnet olarak kitap adı ve sayfası yazmak yerine oradan alıntılar yapılsa ve alıntılarla ilişkilendirilmiş olsa kaynak olarak alabiliriz. Zira hukuka uygun veya değil bir karar verelim ve kaynak olarak da Talih Hocanın şerhli icra iflas külliyatını gösterelim. Orada biryerde var inanmayan baksın İlgili sayfalarda kararın özüne ilişkin hiçbir açıklamanın olmadığının farkındasınız değil mi?
Old 23-03-2009, 21:34   #16
sailor1981

 
Varsayılan

Benım kısa bır sorum olacak.İcra dosyasından 2 adet araca kayden haciz konulmuş,yakalamaqçıkarılmamış, bu durumda alacaklının 3.bir araç için (2 yıl önce satılmış) Tasarrufun iptali davası açabilme imkanı varmıdır.Geçici aciz vesikası alarak dava açılabilir mi?
Old 24-03-2009, 19:44   #17
icra20

 
Varsayılan

Sayın cencor
Kaynak gösterdiğim kitapları iyi oku, zira o kaynakları şikayet üzerine hakimin önüne kadar gitmiş olup ve yapılan inceleme sonucunda şikayet rededilmiştir. Siz söylediğiniz gibi kaynakların açıklamalarını yazmam için zamana ihtiyacım var. işlerimin yoğunluğu nedeniyle de eskisi gibi siteyi takip edememekteyim. ancak yine kitap ismi sayfa numarasını bildirmeme rağmen halen birşey bulamadım diyorsan, onuda senin bileceğin bir husus.saygılarımla
Old 27-03-2009, 14:03   #18
Av.Kemal

 
Varsayılan Acİz Vesİkasi

KESİNLEŞMİŞ HACİZ TUTANA⁄ININ GEÇİCİ ACİZ BELGESİ NİTELİ⁄İNDE OLMASI • ACİZ BELGESİ

Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 14-11-2006 | Kategori: İçtihat | Not


YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

E: 2005/15­100 K: 2005/119 T: 02.03.2005

KESİNLEŞMİŞ HACİZ TUTANA⁄ININ GEÇİCİ ACİZ BELGESİ NİTELİ⁄İNDE OLMASI • ACİZ BELGESİ
Özet: Borçlunun haciz sırasında hazır ol­maması nedeniyle belgenin yetersizliği ya da geçersizliği olgusu, ayrıca ilgilisince İcra Ha­kimliği önünde itiraz ve şikayete konu edil­memişken; tasarrufun iptaline bakan mahke­mece konunun resen ele alınıp tartışılması bu aşamada olanaklı değildir. Eş söyleyişle; içe­riği ve yapılan işlemler yönünden merciinde itiraz ve şikayete konu edilmemiş bulunan 27.11.2002 tarihli haciz tutanağı içerdiği (borçlunun hacze değer malı bulunmadığı) yönündeki açıklama nedeniyle, yasanan açık hükmüne uygun olarak (geçici aciz bel­gesi) niteliğindedir ve borçlunun aciz hali ger­çekleşmiştir.
Mahkemece; dava şartı olan aciz belgesi­nin varlığı gözetilerek işin esasına girilmeli ve toplanacak delillerin sonucuna uygun bir ka­rar verilmelidir



YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E: 2005/15­100 K: 2005/119 T: 02.03.2005

KESİNLEŞMİŞ HACİZ TUTANA⁄ININ GEÇİCİ ACİZ BELGESİ NİTELİ⁄İNDE OLMASI • ACİZ BELGESİ
Özet: Borçlunun haciz sırasında hazır ol­maması nedeniyle belgenin yetersizliği ya da geçersizliği olgusu, ayrıca ilgilisince İcra Ha­kimliği önünde itiraz ve şikayete konu edil­memişken; tasarrufun iptaline bakan mahke­mece konunun resen ele alınıp tartışılması bu aşamada olanaklı değildir. Eş söyleyişle; içe­riği ve yapılan işlemler yönünden merciinde itiraz ve şikayete konu edilmemiş bulunan 27.11.2002 tarihli haciz tutanağı içerdiği (borçlunun hacze değer malı bulunmadığı) yönündeki açıklama nedeniyle, yasanan açık hükmüne uygun olarak (geçici aciz bel­gesi) niteliğindedir ve borçlunun aciz hali ger­çekleşmiştir.
Mahkemece; dava şartı olan aciz belgesi­nin varlığı gözetilerek işin esasına girilmeli ve toplanacak delillerin sonucuna uygun bir ka­rar verilmelidir.
Taraflar arasındaki "Tasarrufun İptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.12.2002 gün ve 2000/364­2002/392 sayılı kara­rın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 30.10.2003 gün ve 5707­5100 sayılı ilamı ile ;
(...Dava, İİK’in 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun ip­tali istemine ilişkindir. Mahkemece, geçici ya da kesin aciz belgesinin su­nulmadığından bahisle reddolunmuş, hüküm davacı vekilince temyiz edil­miştir.
Borçlu hakkında Hayrabolu İcra Müdürlüğünün 1999/1130 sayılı dos­yası ile 301.544.043 TL’nin tahsili için takip yapılmış, 27.11.2002 tarihin­de borçlunun evinde yapılan hacize ilişkin tutanakta hacze değer mal bu­lunamadığı belirtilmiştir. Bu tutanak, İİK’in 105. maddesinde gösterilen ge­çici aciz belgesi niteliğindedir. Dairemiz uygulamasına göre aciz belgesi da­va tarihinden önce veya sonra hatta mahkeme kararının Yargıtay'ca bozul­masından sonra bile ibraz edilebilir.
Bu durumda borçlunun aciz hali gerçekleştiğinden ve tasarrufta bulu­nulan kişi de borçlunun abisi olduğundan İİK’in 278. maddesinin şartlan davada vardır. Mahkemece tasarrufun alacak ve fertleriyle sınırlı olacak şekilde iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de dava şartının yokluğu sebebiyle reddedilen davada, davalılar için maktu vekalet ücreti­ne hükmedilmesi yerine nisbi avukatlık ücreti takdiri de yanlıştır..)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili




HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra ge­reği görüşüldü:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddele­rine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
A­ Davacı İsteminin Özeti:
Davacı/alacaklı banka vekili 08.12.2000 tarihli dava dilekçesinde: Hayrabolu İcra Müdürlüğünün 1999/1130 sayılı dosyasında davalılar­dan borçlu Remzi aleyhine icra takibi yaptıklarını, borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarını satması nedeniyle müvekkili bankanın alacağını tah­silde zorlandığını, borçlunun takipten iki ay evvel de adına kayıtlı olan 59 M 6028 plaka sayılı minibüsü takipten kurtulmak için diğer davalı kar­deşi F’ye görünürde sattığını, aracın zilyetliğinin halen kendisinde oldu­ğunu, ifadeyle, İİK’in 277. maddesi gereğince tasarrufun iptali ile müvek­kili adına haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini istemiştir.



B­ Davalı Tarafın Cevabının Özeti:
a) Davalılardan borçlu R vekili cevabında; minibüsün diğer davalı ile müvekkili arasında satışa konu olduğunu, ancak bu satışın takipten kur­tulmaya değil davacı dışında borçlu olunan diğer bankalara borç ödemek için ve değerinden noksan olmamak üzere yapıldığını, müvekkilinin aynı minibüste bu defa yevmiyeli olarak çalıştığını, ifadeyle davanın reddini savunmuştur.
b) Davalı lehine tasarrufta bulunulan borçlunun kardeşi F’nin aynı avukatı vekil tayin ettiğine ilişkin vekaletnamesi var ise de vekil dilekçe­lerini sadece R vekili olarak vermiş, ancak duruşmadaki beyanlarında ay­nı hususları tekrarla müvekkili diğer davalı F yönünden de davanın red­dini savunmuştur.



C­ Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Yerel Mahkeme: “Davacı (alacaklı) Banka davalı R aleyhine 1.026.244.967.TL’lik icra takibi başlatmış, ancak alacağını tamamen ala­madığını gösteren kesin aciz belgesi veya geçici aciz belgesi sunmamıştır. Aciz belgesi bu davalar için yargılama koşulu olup İİY 277. Maddesi dava açabilecekleri elinde geçici veya kesin aciz vesikası bulunan alacaklı ola­rak belirlemiş olup, aciz hali dava açılırken saptanmış olmakla birlikte bel­ge daha sonra alınıp mahkemeye sunulduğunda dahi dava görülecektir. Olayımızda davacı 27.11.2002 tarihli borçlunun gıyabında yapılan hacze ait tutanağı İİY 143. maddedeki geçici aciz belgesi niteliğiyle ibraz etmişse de dava tarihinin 7.12.2000 oluşuna göre dava koşulunu gerçekleştiren belge sayılmadığından, başka deyişle dava tarihi itibariyle geçici aciz bel­gesinden bahsedilemeyeceği gibi kesin aciz belgesi de sunulmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir...)
Gerekçesiyle (işin esasını incelemeksizin dava şartı yönünden) dava­nın reddine karar vermiştir.



D­Temyiz Evresi, Bozma Ve Direnme:
Davacı vekili temyizinde, mahkeme tarafından verilen mehil üzerine ibraz ettikleri 27.11.2002 tarihli haciz belgesinin geçici aciz belgesi oldu­ğunu, bu belgenin bulunmadığı gerekçesine dayalı kararın bozulmasını, istemiş; Özel Dairece ibraz edilen belgenin geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu vurgulanarak yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçeyle hü­küm bozulmuştur.
Yerel Mahkeme: “İİK’in 277. maddesi gereğince elinde geçici veya ke­sin aciz vesikası bulunanlar tasarrufun butlanını sağlayacak iptal davası­nı açabilir. Dava şartı Mahkemece kendiliğinden gözetilip, eldeki davada 8. celseye kadar bu konu gözden kaçırılmış, 8. celsede aciz vesikası sunma­sı için davacıya süre verilmiş, davacı süre gereğini yerine getirmediği hal­de takip eden 9­10­11­12 celselerde taraf mazereti ve düplik layihasına ilişkin ara kararlan verildikten sonra 13. celsede 15.11.2002'de davacı ya­na ikinci ve son kez mehil verilmiş, takip eden celsede davacı geçici aciz ve­sikası olarak 27.11.2002 tarihli borçlunun gıyabında düzenlenmiş " hacze değer eşya bulunmadığı" dair haciz tutanağını sunmuş, mahkememiz da­va şartı yokluğundan davayı reddetmiştir. Borçlu 22.11.2002' de yenileme dilekçesinin tebliğinden üç gün sonra mal beyanı dilekçesi" vererek, Aydın­lar Köyünde babadan kalma ev yeri (arsa) deki miras hissesini borca kar­şılık beyan etmiştir. Alacaklı 27.11.2002' de borçlunun Aydınlar Köyünde­ki evine gidilerek borçlunun yokluğunda evde hacze değer mal bulunmadı­ğına dair düzenlenen haciz tutanağını geçici aciz vesikası olarak sunmuş­tur. Bu tutanak düzenlenirken borçlu hazır olup, başkaca malı olmadığına dair beyanda bulunmasaydı bunu da imzalasaydı 22.11.2002' deki mal beyanı dilekçesine rağmen dava şartının yerine geldiğinden bahsedilebile­cekti, oysa, daya tarihi itibariyle borçlunun haczedilebilir malı vardır. Üs­telik bu malda başka hacizler dahi olsa aciz halinin varlığı kanıtlanmış ol­mazken, düzen/enen haciz tutanağının İİK’nun 105. maddede belirtilen ve alacaklıya İİK’nun 377. maddesindeki hakları veren geçici aciz vesikası olarak kabulü mümkün değildir.Borçlunun mal beyanı dilekçesi taşınma­zın tarifi açık olarak yapılmamışsa da kefilin imzaladığı kredi sözleşmesin­deki kimlik bilgileriyle Aydınlar Köyündeki taşınmaz kaydının mal sahiple­ri sicilinden bulunabileceği açıktır. 27.11.2002 tarihli tutanakta borçlunun imzası olsaydı, başka deyişle gıyapta değil yüzcek (vicahta) tutu/muş ol­saydı Yüksek 15. H.D' nin bozma kararının doğru olacağı, bu haliyle dava tarihinde İİK’ın 105. maddesi anlamında geçici aciz vesikası sunulmamış, böylece dava koşulu gerçekleşmediğinden mahkememiz önceki kararında ısrarla davanın reddine karar vermiştir." Gerekçesiyle önceki kararında direnerek, (işin esasını ince/emeksizin dava şart yönünden) davanın red­dine karar vermiştir.
Direnme kararı, davacı vekilince temyiz edilmiştir.



E­ Gerekçe:
a) Yasal düzenlemeler ve buna ilişkin açıklamalar:
Dava, İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı ta­sarrufun iptali istemine ilişkin olup; direnme yoluyla Hukuk Genel Kuru­lu önüne gelen uyuşmazlık, davanın görülebilirlik şartlarından olan geçi­ci ya da kesin aciz vesikasının dosyada bulunup bulunmadığı, noktasın­da toplanmaktadır.
Öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar
vardır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun;
"İcra ve iflas daireleri yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep
ve beyar tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları il­gililer ve icra memuru veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.
İlgililer bu tutanakları görebilir ve bunların örneğini alabilir.
İcra ve iflas dairelerinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar mu­teberdir."
Denilmekte;
"Borç Ödemeden Aciz Vesikası" başlıklı 105. maddesinde de aynen;
"Haczi kabil mal bulunmazsa haciz tutanağı 143. maddedeki aciz ve­sikası hükmündedir.
İcraca takdir edilen kıymete (m.87) göre haczi kabil malların kifayet­sizliği anlaşıldığı surette dahi tutanak muvakkat aciz vesikası yerine ge­çerek alacaklıya 277 maddede yazılı hakları verir."
Hükmü bulunmaktadır.
Yine aynı Kanunun 277. maddesinde ise:
"İptal davasından maksat 278, 279 ve 280. maddelerde yazılı tasar­rufların butlanına hükmettirmektir. Bu davayı aşağıdaki şahıslar açabilir­ler:
1­ Elinde muvakkat yahut kati aciz vesikası bulunan her alacaklı,
2­ İflas idaresi yahut 245. maddede ve 255. maddenin 3. fıkrasında yazılı hallerde alacaklıların kendileri"
Hükmüne yer verilmektedir.
Görüldüğü üzere, İcra ve İflas Kanununun 277 ve devamı maddele­rinde düzenlenen iptal davasının dinlenebilmesi için alacaklının elinde borçlu hakkında alınmış geçici (İİK.md.l05) veya kesin aciz (İİK.md.143) belgesi bulunmalıdır.
Bu bir dava koşuludur ve bu nedenle Hakimin kendiliğinden nazara
alması zorunludur.
Hemen burada aciz belgesinin ne olduğu açıklanacak olursa;
Aciz belgesi borçlunun mal varlığının alacaklının alacağını karşıla­maya yetmediğini gösteren tek ispat aracıdır. Haczedilen taşınır ve taşın­mazlar hakkında, haczin yapıldığı mahalde haczi yapan memur tarafın­dan bir tutanak düzenlenir. İİK ‘in 102. maddesine göre haciz tutanağına alacaklı ve borçlunun ad ve soyadları, alacağın miktarı, haczin yapıldığı gün ve saat, haczedilen malların cins ve miktarı ile kıymetleri ve varsa üçüncü kişilerin iddiaları yazılarak haczi yapan memur tarafından imza edilir. Ayrıca hazır bulunan alacaklı, varsa vekili, borçlu, yediemin ve bi­lirkişiler de tutanağı imza ederler. Borçlunun haczedilen malları alacağı karşılamaya yeterli olmazsa veya haczi kabil mal bulunmazsa bunlar da tutanağa yazılır (İİK. m. l02/son). Alacaklı veya borçlu haciz sırasında ha­zır değilse, kendilerine tebligat yapılarak üç gün içinde tutanağı inceleyip diyecekleri varsa bildirmeleri için davet olunurlar (İİK. m. 103) bu üç gün­lük süre yapılan haciz işlemine karşı şikayet süresinin başlamasını sağ­lamak amacına yöneliktir.
İcraca takdir edilen kıymete göre haczedilen malların alacağı karşıla­madığı anlaşılırsa buna ilişkin haciz tutanağıda geçici aciz belgesi sayılır {m.105/2) . Eş söyleyişle, haciz sırasında borçlunun bir kısım malları bu­lunmasına karşın, bunların takdir edilen kıymetine göre takibe konu ala­cağı karşılamaya yetmediği anlaşılırsa, buna ilişkin haciz tutanağı geçici aciz belgesi sayılır (İİK.m. 105/2). Borçlunun haczi kabil malı bulunma­dığının haciz tutanağında açıkça yazılı olması gerekir. Aksi halde tutanak aciz belgesi niteliği taşımaz.
Kesin aciz belgesinde de olduğu gibi borçluya ayrıca aciz belgesi ve­rilmez. Buna ilişkin haciz tutanağı geçici aciz belgesi hükmündedir. Ala­caklıya İİK. 277. maddede yazılı hakları verir. Yani iptal davası açma hak­kı verir. Geçici aciz belgesi kesin aciz belgesinden farklı olarak İİK. 68. madde anlamında borç ikrarını havi bir senet niteliğinde değildir.
Kesin aciz belgesine gelince; İcra takibi sonucunda paraların paylaş­tırılmasından sonra alacaklıya verilen belgeye kesin aciz belgesi denir. Bu belge İİK 143. maddede açıklanmıştır. Bu belge İİK m. 68 anlamında borç ikrarını havi bir senet mahiyetinde olup alacaklıya iptal davası açma hak­kını verir.
Ayrıca haciz sırasında borçlunun haczedilebilir hiçbir malı bulun­mazsa bunu belgeleyen haciz tutanağı da 143. madde anlamında kesin aciz belgesi niteliğindedir. Bu tutanak doğrudan doğruya kesin aciz bel­gesi yerine geçtiğinden alacaklıya ayrıca bir aciz belgesi verilmez. İcra me­murunun borçlunun haczi kabil malının bulunup bulunmadığını araştır­ması ve haciz tutanağında açıkça göstermesi gerekir.
Şayet borçlunun haczedilebilir malının bulunduğu anlaşılmışsa ke­sin aciz belgesi verilemez.
Aciz belgesine dayanılarak açılan iptal davası sırasında aciz belgesi­nin iptali için dava açıldığı ileri sürülürse ve belgelenirse açılan bu dava­nın tasarrufun iptali davasının sonucuna etki olacağından ön mesele ya­pılması gerekir.
Aciz belgesinin alacaklının yaptığı icra takibi ile ilgili olması gerekir. Bir başka alacaklının kendi alacağı ile ilgili olarak alınan aciz belgesine dayanılarak iptal davası açılamaz. Yargıtay uygulaması yerleşik olarak bu yöndedir.
Aciz belgesi borçlunun mal varlığının alacaklının alacağını karşıla­maya yetmediğini gösteren tek ispat aracıdır. Bu nedenle de aciz belgesi­ne rağmen ve bu belge dava yoluyla iptal edilmedikçe borçlu; malvarlığı­nın alacaklının alacağını karşılayabileceğini ileri süremez.
Alacaklının bu belgelere dayanarak tasarrufun iptali davası açması mümkündür.
Aciz belgesi niteliğindeki haciz tutanağı 2004 sayılı İcra ve İflas Ka­nunu'nun 8. maddesi gereğince "aksı sabit oluncaya kadar geçerli belge" niteliğindedir.
Açılan iptal davasında davacının dayandığı aciz belgesi şikâyet veya itiraz yoluyla icra hâkimliğince ortadan kaldırılmadıkça mahkemece ge­rek re'sen gerekse davalının savunması doğrultusunda usulüne uygun şekilde düzenlenmiş olup olmadığı konusunda inceleme yapılamaz. Bu nedenle hukuken geçerliliğini muhafaza eden aciz belgesinin varlığı ha­linde borçlunun borcu karşılayacak başka mallarının bulunduğu, yeterli araştırma yapılmadan aciz vesikası düzenlenmiş olduğu iddiası dinlene­mez.
Borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyor, tebligatlar da ilanen yapılıp, hakkında birçok takip bulunuyorsa bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılır.
Aciz belgesinin varlığı davanın dinlenebilmesi için ön koşul olduğun­dan bu husus mahkemece resen (kendiliğinden) araştırılmalıdır. Ne var ki, kesin veya geçici aciz belgesinin varlığı davanın ön koşulu ise de , bu­nun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açıl­masından sonra alınabileceği gibi temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra bile alınıp ibraz edilmesi yeterli olur. Önemli olan husus bu belge­nin davanın açılmasından önceki bir takibe dayalı olmasıdır. Karar kesin­leşinceye kadar alınıp ibraz edilmesi mümkündür. Mahkemece dava açıl­dığı sırada aciz belgesinin yokluğundan dolayı davanın reddi mümkün değildir. Dava sürerken ikmali olanaklı dava şartlarındandır.
Dava ekonomisi bu düşüncenin altında yatan en önemli nedendir. Yargıtay'ın sapma göstermeyen, yerleşik uygulaması da bu yöndedir.
b) Somut olay yönünden yapılan değerlendirme ve dayanılan gerekçe:
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde;
Hayrabolu İcra Müdürlüğünün 1999/1130 sayılı (19.11.2002 tari­hinde yenilenmekle 2002/665 esas sayılı) dosyasında, alacaklı banka ta­rafından 13.01.1999 tarihli kredi sözleşmesine dayanılarak, davalı/borç­lunun üçüncü kişiye kefaletinden kaynaklanan alacak için 301.544.043 TL asıl borcun faiz ve fertleriyle birlikte tahsili için 21.10.1999 tarihinde ilamsız takibe girişilmiştir. Davalı/borçlu mal beyanında bulunmuş ve başkaca açıklama yapmadan, babasından olan ev yerinden hissesi oldu­ğunu soyut olarak bildirmiş; diğer mal varlığını ise kefili olduğu borçlu­nun borçlarını ödemek için sattığını ifade etmiştir.
Davalı/borçluya ait Aydınlar köyündeki ev adresinde 27.1L2002 tari­hinde saat: 10.10 da haciz gerçekleştirilmiş; borçlunun hazır bulunmadı­ğı haciz sırasında annesi Ümmiye'nin hazır olduğu yaşlı, felçli ve yatalak olduğu, belirtilerek "borçlunun hacze değer malı bulunmadığı' tutanağa geçirilmiştir. Tutanak memur, alacaklı vekili ve şoför tarafından imzalan­mış, hazır olan Ümmiye imzadan kaçınmıştır.
Bu tutanak, yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 105. maddesinde gösterilen "geçici aciz belgesi' niteliğindedir ve dava görülmekte iken ibraz edilmekle dava şartı gerçekleşmiştir.
Zira, yukarıda da açıklandığı üzere, davanın açılması için bir ön ko­şul olan aciz belgesinin davanın açılmasından önce alınması zorunlu bu­lunmayıp; davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi temyiz aşama­sında ve hatta bozmadan sonra bile alınıp ibraz edilmesi yeterlidir. Nite­kim bu gerek davacı/alacaklı yanca yerine getirilmiştir.
Diğer taraftan, borçlunun haciz sırasında hazır olmaması nedeniyle belgenin yetersizliği yada geçersizliği olgusu, ayrıca ilgilisince İcra Hakim­liği önünde itiraz ve şikayete konu edilmemişken; tasarrufun iptali dava­sına bakan mahkemece konunun resen ele alınıp tartışılması bu aşama­da olanaklı değildir. Eş.söyleyişle; içeriği ve yapılan işlemler yönünden merciinde itiraz ve şikayete konu edilmemiş bulunan 27.11.2002 tarihli haciz tutanağı içerdiği “borçlunun hacze değer malı bulunmadığı” yönün­deki açıklama nedeniyle, yasanın açık hükmüne uygun "geçici aciz belge­si' nitelîğindedir ve borçlunun acz hali gerçekleşmiştir.
Mahkemece; dava şartı olan aciz belgesinin varlığı gözetilerek işin esasına girilmeli ve toplanacak delillere göre sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Şu durum karşısında, davanın esasına girişilmeksizin, dava şartı yokluğundan bahisle davanın reddi ve bu kararda direnilmesi usul ve ya­saya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme ka­rarının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.03.2005 gü­nünde, oybirliği ile karar verildi.
Old 27-03-2009, 18:03   #19
sailor1981

 
Varsayılan

aksi kararlarda mevcut..benım olayımda ıcra dosyasında haciz edilmiş 2 araç var ve eşya hacizde mumkun

15. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/6075
K. 2004/2268
T. 21.4.2004
• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Banka Yöneticileri Hakkında Tasarrufun İptali Davalarında Aciz Belgesinin Aranmaması )
• İPTAL DAVASI ( Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Diğer Kişiler Aleyhine Açılan İptal Davalarında Aciz Belgesi Olmadıkça Davanın Dinlenmesinin Mümkün Bulunmaması )
• TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONU ( Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Banka Yöneticileri Hakkında Tasarrufun İptali Davalarında Aciz Belgesinin Aranmaması )
• ACİZ BELGESİ ( Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Diğer Kişiler Aleyhine Açılan İptal Davalarında Aciz Belgesi Olmadıkça Davanın Dinlenmesinin Mümkün Bulunmaması )
• BANKA YÖNETİCİLERİ ( Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Banka Yöneticileri Hakkında Tasarrufun İptali Davalarında Aciz Belgesinin Aranmaması )
• UYGUN MEHİL VERİLMESİ GEREĞİ ( Borçlu Hakkında Kesin Aciz Belgesi de Alınmadığından Mahkemece Davacı Alacaklıya Borçlu Hakkında Aciz Belgesi İbraz Etmesi İçin Gerekmesi - Tasarrufun İptali )

ÖZET : 4389 sayılı Bankalar Kanununun değişik 14/5 maddesinde yer alan ( aciz belgesi aranmayacağına dair hüküm ) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun banka yöneticileri hakkında açtığı tasarrufun iptali davalarında uygulanıp, diğer kişiler aleyhine açılan iptal davalarında aciz belgesi olmadıkça davanın dinlenmesi mümkün bulunmamaktadır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili ile davalı Semra vekili ile davalı Muhittin vekili geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiş ve davacı bankanın fona devredilmiş olması nedeniyle aciz belgesi aranmasına gerek olmadığı belirtilmiştir. Oysa 4389 sayılı Bankalar Kanununun değişik 14/5 maddesinde yer alan ( aciz belgesi aranmayacağına dair hüküm ) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun banka yöneticileri hakkında açtığı tasarrufun iptali davalarında uygulanıp, diğer kişiler aleyhine açılan iptal davalarında aciz belgesi olmadıkça davanın dinlenmesi mümkün bulunmamaktadır. Dava konusu olayda; borçlu hakkında alınmış kesin bir aciz belgesi yoktur. Her ne kadar ihtiyati haciz zabtında borçlunun haczi kabil menkul malının bulunmadığı belirtilmiş ise de bu zaptın İİK.nun 105/2.maddesinde belirtilen geçici aciz belgesi niteliğine olduğu düşünülemez. Çünkü icra dosyalarında borçlunun taşınmaz mallarının bulunduğu, bir kısmı üzerinde ipotek tesis edildiği ve çeşitli alacaklılar tarafından haciz uygulandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mevcut taşınmaz malların kıymet takdiri yapılmadan alacakları karşılayıp karşılamadığı belli olmadan borçlunun aciz halinde olduğunun kabulü ve dava şartının oluştuğundan söz edilemez. Borçlu hakkında kesin aciz belgesi de alınmadığından mahkemece davacı alacaklıya borçlu hakkında aciz belgesi ibraz etmesi için uygun bir mehil tanınarak bu mehil zarfında dava şartı yerine getirildiği takdirde şimdiki gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken Bankalar Kanunu'nun 14/5.maddesine yanlış anlam verilerek aciz belgesi aranmadan davanın kabulü doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
Old 19-04-2009, 20:16   #20
cencor

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan icra20
Sayın cencor
Kaynak gösterdiğim kitapları iyi oku, zira o kaynakları şikayet üzerine hakimin önüne kadar gitmiş olup ve yapılan inceleme sonucunda şikayet rededilmiştir. Siz söylediğiniz gibi kaynakların açıklamalarını yazmam için zamana ihtiyacım var. işlerimin yoğunluğu nedeniyle de eskisi gibi siteyi takip edememekteyim. ancak yine kitap ismi sayfa numarasını bildirmeme rağmen halen birşey bulamadım diyorsan, onuda senin bileceğin bir husus.saygılarımla

Kaynak gösterdiğiniz kitaplar karadaki dayanaklar. Bu kitapların ilgili sayfalarını da okudum. Burada zaten bunun tartışmasına hele de nahoş şekilde devam etmeye niyetim yok. Bu kararın Yargıtaya gidip gitmediğini merak ediyorum. Bu konuda bilgilendirirseniz sevinirim. Bununla birlikte sözkonusu kitaplar bende mevcuttur. Bir kaç defada okumuşumdur. Sizin bahsettiğiniz kararın gerekçesini oluşturan alıntılar ise kararla (türkiyenin diğer merkezlerinde de araştırma yapılması gereği) örtüşmemektedir. İcabı halinde yanımda çalışanlara birebir ilgili sayfaların tamamını da buraya yazdırabilirim. Kararın verilmişliği mutlak doğruluğu anlamına gelmez.
İcra hukuk mahkemesinin kararının bir eşi de yoktur. Yargıtayın da bu yönde bir kararı yoktur. Bu yönde bir karar bulan meslektaşlarımızın ise bana bildirmesi beni mutlu edecektir.
Old 19-04-2009, 23:22   #21
icra20

 
Varsayılan

Sayın cencor
Mesajım sizi rahatsız etmişse öncelikle özür diliyorum benim rahatsız etme bir niyetim yok.
Ancak Av.Kemal beyin göndermiş olduğu yargıtay kararı Hukuk Genel Kurul Kararı olup 2005 yılında verilmiştir. Ben bu karara yukarıda vermiş olduğum karardan sonra ulaştım şimdi bu yargıtay kararından da bahisle aciz vesikası ile ilgili kararımı da dahada sağlamlaştırdım. Bu nedenlede Av.Kemal beyin bu katkılarından dolayı kendisine teşekkür ediyorum.
Sorun biz artık türkiyedeki tüm malvarlıklarınımı araştıralım Hayır araştırmayalım diyorum. Ancak bu maddenin artık gündemden kalkması lazım. Yani herkesin istediği aciz vesikasının verilmemesi yönünde görüşüm var. Zira Vergi Usul kanuna göre muhasebeleştirme söz konusu olduğunda bazı istisnalardan yararlanılmaktadır. Oysa haczi kabil menkul mal bulunamadığına dair tutanak hukuki anlamda bütün hakları vermekte dava açılabilmektedir. sadece Vergi Usul Kanunu kapsamında geçersizdir. Avukat olarak aciz vesikası alındığında belki bir sorumluluktan kurtulmuş olabilirsiniz. veya bir takip yükünden kurtulmuş veya kenarda bekletmiş olabilirsiniz. Bunları yazarken sakın kötü anlamda değerlendirmeyin. Bence herkes basiretli bir tüccar gibi davransın. Girişeceği işlerde karşılaşabileceği riskleri de dikkate alsın. Ben tahsil edemedim aciz vesikası alayımda bu işi kapatayım olmaz. Özellikle bankaların en fazla üzerinde durdukları belge aciz vesikasıdır. Sokakta kredi kartı dağıt ondan sonra aciz vesikası.Bence olmaz, Bu arada benim vermiş olduğum karar şikayet edilmiş olup kesin karar olup yargıtaya intikal ettirilememiştir.saygılarımla
Old 20-04-2009, 11:13   #22
HakiMavi

 
Varsayılan

Eğer hacze kabil mal bulunamamışsa haciz tutanağı geçici aciz vesikası hükmündedir. Kesin aciz vesikası ise icra müdürlüğünün sizden talep ettiği yerlere haciz müzekkeresi göndermeniz ve buralardan olumsuz cevap geldiği takdirde alınabilir. Siz örnek no 28 aciz vesikası hazırlayıp icra müdürüne onaylatabilirsiniz. Şartları gerçekleşmediği takdirde aciz vesikası almanız durumunda borçlu icra mahkemesine şikayet yoluyla aciz vesikasını iptal ettirebilir. Bu durumda alacaklı olduğunuz halde vekalet ücreti ödemek durumunda kalabilirsiniz.
Old 20-04-2009, 14:12   #23
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.alpay yıldız
Sayın Meslektaşlarım cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim. İcra dosyasında iik 143. maddedeki şartlar gerçekleşmiş olup aciz belgesi talep ettim. ancak icra müdürü İİK 105/1'e göre haciz tutanağı İİK 143 yerine geçeceğinden bahisle talebimi reddetti. ancak 5661 saylı yasa kesin aciz belgesi istediğinden problem yaşadım. benim talebim konusunda icra müdürünün bu şekilde talebi geri çevirmesi doğrumudur. yani Aciz belgesi talebinde icra müdürünün takdir hakkı var mı? dır. buna ilişkin karar olursa çok sevinirim. İyi Çalışmalar

Çok iyi bir tartışma konusu olduğunu düşünüyorum. İİK. 105 ile İİK.143 arasındaki farkı izah edebildiğimiz takdirde mesele çözülmüş olur düşüncesindeyim.

İİK.105. madde çok açıktır. Bu maddenin ilk fıkrası, Haczin tatbiki sırasında borçluya ait haczi kabil mal yoksa, haciz tutanağı 143'de zikredilen aciz belgesi hükmünde sayılır demekte, ikinci fıkrasında ise, haciz sırasında borçluya ait mallar, alacağı karşılamazsa karşılamayan kısım geçiçi aciz vesikası hükmünde sayılır demektedir.

Peki İİK.143. maddenin 105. maddeden farklı olarak aciz belgesi için aradığı koşullar nedelerdir? İİK.105. madde kapsamında haciz tutanağı madem ki aciz belgesi sayılabiliyorsa, 143. maddedeki hükmün anlamı nedir? Bunu açıklamak ve tartışmak sanıyorum cevabın sağlıklı olarak ortaya çıkmasına katkı sunacaktır.
Old 22-04-2009, 16:54   #24
fatihlk

 
Varsayılan

aciz vesikasıyla ilgili naçizane bir karar yollayayım da denizli icra müdürlerinden henüz okumayanlar varsa okusun
T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/688

K. 2004/1433

T. 15.3.2004

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı avukatı, davalı Rukiye Çilsal vekili gelmedi. Davalı Gülser Gündoğdu vekili avukat İsmail İnan geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı Gülser Gündoğdu avukatı dinlenip, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edildikten sonra gelmekle dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaları elinde kati (İİK. Madde 143) ve geçici (İİK. Madde 105) aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir. İİK.nun 105. maddesi uyarınca geçici aciz vesikasından bahsedebilmek için borçlu hakkında haciz işlemi yapılması ve düzenlenecek haciz tutanağına borçlunun borcu karşılayacak malı bulunmadığı kaydının yazılması gerekir. Böyle bir haciz tutanağı varsa geçici aciz vesikası yerine geçerek alacaklıya tasarrufun iptali davası açma hakkı verir. İİK.nun 143. maddesi uyarınca kati aciz vesikası alacaklının alacağının tamamını almaması durumunda kalan tutar için icra müdürlüğünce düzenlenerek alacaklıya verilir. Alacaklı bu belge ile de 277. maddedeki yazılı hakları kazanır. Alınan belgelerin dosyaya dava açılmadan, dava açıldıktan sonra ve hatta hükmün Yargıtay'ca bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır.
Bu açıklamaların ışığında somut olaya dönüldüğünde, uyuşmazlıkta Yasanın 105. maddesi anlamında geçici aciz belgesi bulunmadığı, borçlu hakkında verilen kati aciz belgesinin ise İcra Tetkik Hakimliğince iptal edildiği anlaşılmaktadır. Böylelikle olayda dava açabilmenin ön koşulu olan aciz vesikasının bulunmadığı görülmektedir. Mahkemece tüm bu olgular gözetilerek açılmış bulunan davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddi yerine hüküm altına alınması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, 275.000.000 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı Gülser'e verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 15.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.









T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/272

K. 2004/595

T. 10.2.2004

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı Tahir Yalçın ve Recep Astekin vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edildikten sonra gelmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, İcra İflas Kanununun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Dava tarihinden önce davacı alacaklılar tarafından borçlu aleyhine girişilen icra takiplerinin kesinleştiği ve davanın da kesinleşen bu takip dosyalarına dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Bu tür davaları elinde geçici (İİK.nun md.105) yahut kati (İİK.md.143) aciz vesikası bulunan alacaklılar açabilir.
İİK.nun 105.maddesindeki borç ödemeden aciz halinden maksat, bu konuda tutulan haciz tutanağı ile borçlunun yazılanlardan başka haczi kabil malı olmadığının saptanmasıdır. Yasanın 143.maddesindeki kati aciz vesikası ise, alacaklının alacağını tamamen sağlayamaması halinde, kalan miktarı göstermek bakımından icra müdürlüğünce düzenlenip verilir. İİK.Yönetmeliğinde icra iflas işleri için ne tür belgelerin kullanılacağı, ilgili yasa maddeleri de sayılarak ayrıntılı olarak gösterilmiş, ancak, bunlar arasında somut olayda olduğu gibi icra müdürlüğünce bir bakıma 105.madde anlamında bir belgenin düzenlenebileceğine dair icra müdürlüğüne yetki tanınmamıştır. Daha açığı, 17.4.2001 günlü belge icra müdürlüğünce yetkisi olmadığı halde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu tür belge, İİK.nun 105.maddesi anlamında geçici aciz vesikası hükmünde değildir. Dosyaya kati aciz belgesi de ibraz edilmemiştir.
O halde, davacılara geçici veya kati aciz belgesi ibraz etmeleri için süre verilmeli, bu nitelikte aciz belgesi ibraz edildiği takdirde davanın esası incelenerek gerekli karar verilmeli, aciz belgesi ibraz edilememesi halinde ise dava, dava şartının yokluğu nedeniyle reddedilmelidir. Değinilen bu yönler üzerinde durulmadan davanın yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 10.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 22-04-2009, 17:14   #25
paluri

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan fatihlk
İİK.nun 143. maddesi uyarınca kati aciz vesikası alacaklının alacağının tamamını almaması durumunda kalan tutar için icra müdürlüğünce düzenlenerek alacaklıya verilir.

borçlunun herhangi bir malvarlığına ulaşılamadığında haciz tutanağına düşülecek şerh İİK.105. te sözü edilen aciz vesikası hükmünde olacaktır. bir kısım mal varlığına ulaşılmış, örneğin satış yapılmış ya da bir kısım tahsilat yapılmışsa kalan miktar için İİK. 143. maddesi uyarınca KALAN TUTAR için aciz vesikası talep edilebilecektir.

T.C. YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ E. 2003/6317 K. 2004/223 T. 20.1.2004

• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Elinde Geçici Yahut Kati Aciz Vesikası Bulunan Alacaklıların Açabileceği - İcra Müdürlüğünce Geçici Aciz Vesikası Anlamında Bir Belge Düzenlenemeyeceği )

• ACİZ VESİKASI ( Tasarrufun İptali Davası İçin Alacaklıların Elinde Bulunması Gereği - İcra Müdürlüğünce Geçici Aciz Vesikası Anlamında Bir Belge Düzenlenemeyeceği )

• İCRA MÜDÜRLÜĞÜNCE DÜZENLENEN GEÇİCİ ACİZ VESİKASI ANLAMINDAKİ BELGE ( Yetkisi Bulunmadığı - Tasarrufun İptali Davası )

2004/m.105, 143, 277

ÖZET : İcra müdürlüğünce geçici aciz vesikası anlamında bir belgenin düzenlenebileceğine dair, icra müdürlüğüne yetki tanınmamıştır. Düzenlenen bu tür belge, İİK.'nun 105. maddesi anlamında geçici aciz vesikası hükmünde olmadığından sözkonusu belgeye dayanılarak açılan tasarrufun iptali davasının dinlenebilme koşulu gerçekleşmez.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, İcra İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaları elinde geçici ( İİK. Madde 105 ) yahut kati ( İİK. Madde 143 ) aciz vesikası bulunan alacaklılar açabilir.
İİK.'nun 105. maddesindeki borç ödemeden aciz halinden maksat, bu konuda tutulan haciz tutanağı ile borçlunun yazılanlardan başka haczi kabil malı olmadığının saptanmasıdır. Yasa'nın 143. maddesindeki kati aciz vesikası ise, alacaklının alacağını tamamen sağlayamaması halinde, kalan miktarı göstermek bakımından icra müdürlüğünce düzenlenip verilir. İİK. Yönetmeliğinde icra ve iflas işleri için ne tür belgelerin kullanılacağı, ilgili yasa maddeleri de sayılarak ayrıntılı olarak gösterilmiş, ancak, bunlar arasında somut olayda olduğu gibi icra müdürlüğünce bir bakıma 105. madde anlamında bir belgenin düzenlenebileceğine dair icra müdürlüğüne yetki tanınmamıştır. Daha açığı, 20.3.2003 günlü belge icra müdürlüğünce yetkisi olmadığı halde düzenlemiş bulunmaktadır. Bu tür belge, İİK.'nun 105. maddesi anlamında geçici aciz vesikası hükmünde olmadığından ve kati aciz belgesi de ibraz edilmediğinden, olayda davanın dinlenebilme koşulu gerçekleşmemiştir. Mahkemece bu olgu gözetilerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi yerine, istemin hüküm altına alınması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz taleplerinin kabulüyle hükmün davalılar lehine BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 20.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
borç ödemeden aciz belgesi üye14072 Meslektaşların Soruları 18 06-12-2010 13:54
tehiri icrada icra müdürünün mehil vesikası vermesinde takdir yetkisi mevcut mudur emelakd Meslektaşların Soruları 8 12-10-2009 15:27
Tasarrufun İptali Davasında Birden fazla borçlu varsa hepsinden aciz belgesi gerekirm Av. Salim Meslektaşların Soruları 5 17-11-2008 22:52
Küçük Bir Soru: İcra Müdürünün Takdir Hakkı turbo Meslektaşların Soruları 3 04-06-2008 13:25
aciz belgesi dava aşamasında alınabilirmi? av.tuğbabal Meslektaşların Soruları 2 11-09-2007 13:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,13003898 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.