İşverenin adresini değiştirmesi nedeniyle tebliğ edilemeyen işe iade başvurusu.

Sayın meslektaşlarım;

Kesinleşmiş işe iade kararının işçiye tebliğ edilmeden, işe iade başvuru süresinin başlamayacağına dair verilmiş yargıtay kararı arıyorum. Bu kararı paylaşabilecek olan üstadlarıma şimdiden çok teşekkür ediyorum.

Saygılarımla.

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=16365
Linkteki kararda ve İş Kanununun 21. maddesiyle ilgili içtihatların hemen hepsinde bu ifade geçiyor. Ancak kanun hükmü açık olduğundan bu hususta tereddüte düşüp, Yargıtay kararı isteyecek bir hakim olduğuna inanmak istemiyorum.

İşçinin Yargıtay onamasını tebliğ edilmeden önce bilmesine imkan bulunmadığından elbette kendisine ya da vekiline tebliğ ile öğrenmesi mümkün olacaktır.

Alıntı: Yazan Av. Can DOĞANEL http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=16365 Linkteki kararda ve İş Kanununun 21. maddesiyle ilgili içtihatların hemen hepsinde bu ifade geçiyor. Ancak kanun hükmü açık olduğundan bu hususta tereddüte düşüp, Yargıtay kararı isteyecek bir hakim olduğuna inanmak istemiyorum. İşçinin Yargıtay onamasını tebliğ edilmeden önce bilmesine imkan bulunmadığından elbette kendisine ya da vekiline tebliğ ile öğrenmesi mümkün olacaktır.

Üstadım öncelikle yanıtınız için çok teşekkür ediyorum.

Davamız biraz karışık açıkçası, şöyle izah etmeye çalışayım müsadenizle. Kesinleştirilmiş işe iade kararı, vekil olarak tarafımıza tebliğ edildikten sonra davalı işverene, işe iade başvurusunda bulunduk. Ancak ihtarnamemiz adres değişikliği sebebiyle davalı işverene tebliğ edilmemiş olmasına karşın utanarak söylüyorum biz bunu gözden kaçırarak işçilik alacağı davamızı açtık. Yargılama sırasında, yaptığımız hatayı fark ettik ve çare olarak da, kesinleşme şerhli işe iade kararını davacı asile tesbliğe çıkararak tekrardan yasal süresi içerisinde davalı işverene işe iade başvurunda bulunduk. Şu an bir aylık işe başlatma süresi dolmak üzere, bu süre dolduktan sonra davamızı ıslah ederek tebliğ edilmeyen ilk işe iade başvurumuz yerine usul ve yasaya uygun olarak yapılan ikinci işe iade başvurumuzu davamızın yasal ve maddi dayanağı olarak ileri sürüp, bu şekilde davamızın kabulüne karar verilmesini sağlamaya çalışmaktayım.

Bu nedenle, ıslah dilekçem ile birlikte mahkemeye davayı ıslahta haklılığımı gösterir bir beyan dilekçesi sunarak söz konusu yargıtay kararına istinaden ıslah talebimin ve davamın haklılığını ortaya koymayı amaçlıyorum.

Saygılarımla.

Bila tebliğ nedeniyle adres araştırması yaparak işe iade başvurunuzu yenilemeniz yeterli olurdu bence. Çünkü Yargıtay kesinleşmiş kararı vekilin öğrendiği tarihi asilin de öğrendiği tarih sayıyor. Yani Yargıtay'ın görüşü aradığınızın tam tersi.
Zaten yaptığınız garip bir şey. Kararı öğrendim diyerek, işe iade başvurusunu işçi adına yapıyorsunuz. Sonra karar işçi adına tebliğ edilmeliydi biz işe iade başvurusu yaptık ama (vekil olarak) asilin haberi yoktu mu diyeceksiniz.
Müvekkiliniz sizi azledip böyle yollara girse belki inandırıcı olur da bu haliyle dediğim gibi garip duruyor.
Ben olsam davayı takipsiz bırakıp, bila tebliğ olan ihtarname üzerinden giderdim. Süren bir davada temyiz aşamasında da olsa tarafların adres değişikliklerini dosyaya bildirme zorunluluğu olduğundan, değişikliğin mahkeme dosyasına bildirilmediğinden hareketle işe iade başvurusunu yeniden tebliğ ettirerek ondan sonra sonucuna göre hareket edilebilirdi.

4857 S.K. m.21/5 " işçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır"

Yasa maddesinde dikkat edilecek olursa eğer, yasa koyucu bilinçli olarak 10 günlük hak düşürücü sürenin başlaması için kesinleşmiş işe iade kararının bizzat işçiye tebliğini şart görmüştür. Bu anlamda, kesinleştirilmiş kararın bizzat işçiye tebliği dışında, işçinin ya da vekilinin kararın kesinleştiğini öğrenmesi ya da kesinleşmiş kararın işçi yerine vekiline tebliğ edilmesinin anılan yasa maddesinin düzenleniş amacı karşısında hiçbir hukuki gerekliliği ve yaptırımı bulunmadığı inancındayım. Bu cümleden olarak yasa koyucu bir anlamda, usul hükümlerinin dışına çıkarak kesinleşen işe iade kararının infazı açısından işçiye tebliğ şartını zorunlu görmüştür.

Kaldı ki, işçinin vekili olarak görevimiz, eldeki davamızın yasal dayanağı teşkil eden işe iade davasının yargılaması sonucunda verilen işe iade kararının kesinleştiği gün sona ermektedir. Bu durumda, işe iade kararının maddi ve şekli anlamda kesinleşmesini hukuken mümkün kılmak için gerekçeli kararın işçi vekili olarak tarafımıza tebliği yeterli ve mümkün ise de işe iade başvurusu için bu kesinleştirilmiş kararın vekil olarak tarafımıza tebliğinde hiçbir hukuki ve mantıki gerekçe görememekteyim. Çünkü başta da ifade ettiğim gibi, davacı vekili olarak takip ettiğimiz davada verilen kararın kesinleşmesine müteakip vekillik görevimiz ve sorumluluğumuz sona ermektedir. Bu andan itibaren kesinleşmiş bir dava ile ilgili olarak görevi sona eren vekile yapılan tebligatın hiçbir hukuki geçerliliğinin olmayacağı düşüncesindeyim.

Saygılarımla.

Bence yasadan o anlam çıkmıyor. Genel tebliğ kurallarına istisna getiren bir düzenleme olsaydı daha net ve kesin ifadeler kullanırdı.
Vekilin o aşamada görevinin bitip bitmeyeceği vekil ile müvekkil arasındaki ilişkiyi ilgilendirir. Dosyaya görevinizin bittiğini bildirmezseniz tebligat size yapılır ve geçerli olur.
Sonucu merakla bekleriz. Tersini düşünsem de adınıza olumlu sonuçlanmasını dilerim.

İyi temennileriniz için teşekkür ederim üstadım. Kararı paylaşıcam.
Saygılarımla.