İşçi ihbardan sonra işyerinde kalmak istemiyor, ihbar tazminatı ödenir mi?

Merhabalar, müvekkil işyerinde çalışan bir işçiyi görülen lüzum üzerine işten çıkartmak istiyor. İşçiye bu durum bildiriliyor ve ihbar süresi içersinde iş araması söyleniyor. İşçi istenmediği yerde durmayacağını söylerek ayrılıyor. Müvekkil şirket kıdem tazminatı ve diğer haklarını ödemek istiyor ancak ihbar tazminatını ödemek istemiyor çünkü işçi ihbar süresini işyerinde geçirmek istemiyor. Bu durumda ihbar tazminatı ödenmezse müvekkil işveren sorumlu olur mu?

Alıntı: Merhabalar, müvekkil işyerinde çalışan bir işçiyi görülen lüzum üzerine işten çıkartmak istiyor. İşçiye bu durum bildiriliyor ve ihbar süresi içersinde iş araması söyleniyor. İşçi istenmediği yerde durmayacağını söylerek ayrılıyor. Müvekkil şirket kıdem tazminatı ve diğer haklarını ödemek istiyor ancak ihbar tazminatını ödemek istemiyor çünkü işçi ihbar süresini işyerinde geçirmek istemiyor. Bu durumda ihbar tazminatı ödenmezse müvekkil işveren sorumlu olur mu?

Sayın feyzaday;

4857 sayılı İş Kanunu'nun 17. maddesindeki ihbar sürelerine riayet eden işverenin, feshi ihbar ettiği işçisinin işyerinde daha fazla bulunmak istememesi karşısında ihbar tazminatı ödemesi gerekmez.

Saygılarımla..

Sayın Ekici çok teşekkür ederim.

Alıntı: Yazan feyzaday Merhabalar, müvekkil işyerinde çalışan bir işçiyi görülen lüzum üzerine işten çıkartmak istiyor. İşçiye bu durum bildiriliyor ve ihbar süresi içersinde iş araması söyleniyor. İşçi istenmediği yerde durmayacağını söylerek ayrılıyor. Müvekkil şirket kıdem tazminatı ve diğer haklarını ödemek istiyor ancak ihbar tazminatını ödemek istemiyor çünkü işçi ihbar süresini işyerinde geçirmek istemiyor. Bu durumda ihbar tazminatı ödenmezse müvekkil işveren sorumlu olur mu?

Sayın feyzaday;

Sayın Ekici'nin müsaadesi ile, kendisinin cevabını yanlış anlama ihtimalinize nazaran şunu belirtmek isterim; bildirim süreleri içinde tarafların borçları devam eder. Yani daha önce süreli fesih hakkının kullanılmış olması, bildirim süresi içinde koşulları varsa daha sonra haklı nedenle fesih hakkının kullanılmasına engel olmaz.

Somut olayda bildirim süresi içinde işçi devamsızlık yapmış, hakkında tutanak tutulmuş ve bilgi verilerek sebebi sorulmuş ise, ya da yargılama sırasında dinlenecek tutanak tanıklarının tutarlı ve çelişkisiz beyanları ile işçinin bildirim süresi içinde "istenmediğim yerde durmam" ifadesi ile işyerinden ayrılarak gitmiş ise 25. madde gereği haklı fesih hakkına dayanabilir, kıdem ve ihbar tazminatı ödemeyebilirsiniz. İşveren rızaen ödemek istiyorsa o başka

Sayın İbrahim Yiğit bilgi için çok teşekkür ederim. Ancak işveren tüm haklarını ödemek istiyor, haklı olmadığı için ihbarını ödemek istemiyor. Saygılarımla

Alıntı: Yazan Av. İbrahim YİĞİT Sayın feyzaday; Sayın Ekici'nin müsaadesi ile, kendisinin cevabını yanlış anlama ihtimalinize nazaran şunu belirtmek isterim; bildirim süreleri içinde tarafların borçları devam eder. Yani daha önce süreli fesih hakkının kullanılmış olması, bildirim süresi içinde koşulları varsa daha sonra haklı nedenle fesih hakkının kullanılmasına engel olmaz. Somut olayda bildirim süresi içinde işçi devamsızlık yapmış, hakkında tutanak tutulmuş ve bilgi verilerek sebebi sorulmuş ise, ya da yargılama sırasında dinlenecek tutanak tanıklarının tutarlı ve çelişkisiz beyanları ile işçinin bildirim süresi içinde "istenmediğim yerde durmam" ifadesi ile işyerinden ayrılarak gitmiş ise 25. madde gereği haklı fesih hakkına dayanabilir, kıdem ve ihbar tazminatı ödemeyebilirsiniz. İşveren rızaen ödemek istiyorsa o başka

Sayın Yiğit, uygulamada tartışma konusu olan ve henüz yerleşik bir hal almamış bir tartışmayı açmışsınız. Bu konu yıllardır benimde kafamı karşıtırdığı için görüşlerimi aktarmak istiyorum.

İhbar önelinde çalışma, işçinin hakkı mıdır? Yoksa ödevi mi?

İşçi, ihbar önelinin bitimin beklemeden, istifa etmesi, işten ayrılması, çalışmaması bence hak olmalı. Bu hakkı kullanırken ihbar tazminatından da bir anlamda vazgeçmiş sayılmaktadır.

İşveren açısından da baktığımızda, ihbar öneli süresi içerisinde, işçiden çalışmasını beklemek de bir haktır, ancak kendisinin bu hakkı, işçinin bir ödevi olarak nitelendirmemek gerekir.

Bu nokta da ince bir çizgi vardır, işçi bu süre esnasında "ben çalışmıyorum dediğinde" hizmet akdini işçinin feshettiği kabul edilmelidir. Bu beyana karşılık işe gelmemesi "devamsızlık" olarak nitelendirilmemesi gerekir.

İşveren ihbar süresi içerisinde işçiden çalışmasını beklemekte bir haktır; ancak bu hakkın gerçekleşmemesi sadece işverene ihbar tazminatı vermemesi gibi menfaat sağlamalıdır. Eş söylem ile, işveren hizmet akdini fesih beyanı bugün veriyor, fesih 4 hafta sonra hüküm ifade ediyorsa, işçi ben ihbar öneli beklemeden ayrılmak istiyorum, diyebilme hakkına sahip olmalıdır.

Peki sonuç itibari ile işçinin aslında fesih beyanı haklı bir gerekçeye dayanıyor mu? Ya da işveren fesih iradesini gösterdikten sonra ki işçinin feshi haklı bir fesih midir? (SEN BENİ KOVAMAZSIN BEN İSTİFA EDİYORUM!)

Bence haklı bir fesihtir. Bu da ayrı bir tartışma konusu...

İhbar önelinde işçinin çalışmak istememesi ile ilgili;

İşçiye çalışması gereken ihbar öneli süresi bildirimi yapıldığında bu sürede çalışma konusunda Kanun'da bir zorunluluk olmadığına dair tanımlama yapılmamış.

Bu sürede çalışmak işçinin görevi değil mi?

Görevini yerine getirmemesi ve ben istifa ediyorum demesi...

Md.17'ye (işveren bildirimli fesih) göre hak ettiği Kıdem Tazminatını hakkını da ortadan kaldırmaz mı?

Alıntı: Yazan İLKNUR SU İhbar önelinde işçinin çalışmak istememesi ile ilgili; İşçiye çalışması gereken ihbar öneli süresi bildirimi yapıldığında bu sürede çalışma konusunda Kanun'da bir zorunluluk olmadığına dair tanımlama yapılmamış. Bu sürede çalışmak işçinin görevi değil mi? Görevini yerine getirmemesi ve ben istifa ediyorum demesi... Md.17'ye (işveren bildirimli fesih) göre hak ettiği Kıdem Tazminatını hakkını da ortadan kaldırmaz mı?

Mevcut uygulamaya göre feshin ihbarından sonraki önel içinde de tarafların borç ve yükümlülükleri devam etmektedir. Bu nedenle işveren bildirimli fesih hakkını kullandıktan sonraki önel içinde işçinin iş görme edimi devam ettiğinden " sen beni kovamazsın, ben istifa ediyorum " diyen işçinin kıdem tazminatı hakkı da kalmamaktadır.

Not: Sayın Balku gönlünden ve aklından geçeni yukarıda belirtmiştir. Mevcut uygulamaya karşı sayın Balku'nun düşüncesine katılıyorum ve tarafların açık rızası var ise işçinin önel sonunu beklemeden ayrılması ve karşılığında tarafların birbirlerinden ihbar tazminatı talebinin olmamasına müsaade edilmesi gerektiği fikrine yakınım. Saygılar.

Sayın İbrahim Yiğit,

İşçinin ''ben istifa ediyorum'' demesi, kıdem tazminatı hakkını kaybetmesi, çok olağan görünmüyor.Olmamalı da zaten.

İşçinin önel süresi içinde çalışmak istemiyorum kararı, işverenin fesih tarihini erkene alması anlamını mı taşıyor?

Saygılar.

Değerli Dostlar,

Olayı amaçsal yorum yöntemi ile çözmeye çalışırsak, gerçekten de ihbar öneli fesih beyanının muhatabı için bir geçiş süresi olarak öngörülmüş olduğundan Selim Beyin vardığı sonuca varabilirdik belki. Fesihten sonraki sürece hazırlansın diye işçiye/işverene bir süre vermek, fesih beyanında bulunana verilmiş bir görev, ödevdir. Diğer taraf için bu sürede çalışmak hak mıdır, ödev midir? Tartışılabilirdi belki...
Ama ne var ki, (kanımca) yasa hükmü yoruma mahal bırakacak kadar muğlak değildir. Bu sebeple de yorum yapmak imkansızdır.

İşçinin verdiği ihbar önelinde işveren işçiyi çalıştırmak zorundadır. İşverenin verdiği ihbar önelinde de işçi çalışmak zorundadır. İşçinin ihbar önelinde işveren ihbar tazminatını peşin veriyorum, hemen çık diyemeyeceği gibi; ihbar sürendeki çalışma ödevinden seni azat ediyorum diyemez. Yasada sadece işveren feshinde, fesih süresine ait ücreti peşin ödeyerek işçiyi çalıştırmama hakkı düzenlenmiştir.

Somut olayda ise kanımca artık işçinin feshi söz konusudur ve başkaca haklı bir sebebi yoksa işçinin kıdem tazminatı hakkı doğmayacağı gibi, işçinin işverene ihbar tazminatı borcu da doğacaktır.

Saygılarımla,