Evli Birisiyle İlişkisi Olanlar Artık Daha Dikkatli Olacak

Yargıtay 2. ceza Dairesi, artık evli
birisinin evinde onunla birlikte
bulunmayı, diğer eşin rıza
göstermeyeceğinden yola çıkarak konut
dokunulmazlığının ihlali suçunun
oluştuğuna hükmetti.

Yargıtay, sevgilisinin evinde yatak altında yakalanan sanıkla ilgili davada, evli bir kadınla ilişki kurmanın aynı zamanda “konut dokunulmazlığını ihlal” olarak değerlendirileceğini vurguladı. Yargıtay, karara gerekçe olarak “böyle bir durumda yaşamın doğal akışına göre kocanın rızasının olamayacağını” gösterdi

DAVAYA konu olan olay şöyle gelişti: Evine erken gelen koca, karısının kapıyı geç açmasından şüphelenerek evi araştırdı ve karyolanın altında yarı çıplak biçimde A.Y.’yi yakaladı. Sanık A.Y. hakkında “konut dokunulmazlığını ihlal” suçundan dava açıldı. Yerel mahkeme, “kocanın aile reisi olması kuralının kalktığını” belirterek, sanığın konuta sevgilisinin rızasıyla girdiğini ve bu nedenle konut dokunulmazlığını bozma suçunun yasal öğelerinin oluşmadığını kaydetti ve beraat kararı verdi.

YAŞAMIN AKIŞINA AYKIRI
Davacı koca, yerel mahkeme kararını temyiz etti. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Dairesi, olay gecesi sanığın, sevgilisinin kocasının bulunmadığı sırada sevgilisinin rızasıyla evine girdiğinin anlaşıldığını kaydetti. Ancak böyle bir eylemde “yaşamın olağan akışına göre, kocanın rızasının bulunduğunun düşünülemeyeceğini” ifade eden daire, “konut ihlalinin gerçekleştirilmiş” olduğunu savundu.

KOCANIN HAKKI
Daire, evli bir kadınla ilişki kurmanın, evlilikte bağlılık yükümlülüğünü öngören Türk Medeni Kanunu’na, dolayısıyla hukuka aykırı olduğunu ve kocanın haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunun açık olduğunu kaydetti. Daire, bu nedenlerle sanığın beraatine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararını bozdu.

Kaynak : http://www.haberturk.com/yasam/haber/559630-yatagin-altinda-yakalandi-konut-ihlalinde

Alıntı: Yazan Raşit Tavus Yargıtay 2. ceza Dairesi, artık evli birisinin evinde onunla birlikte bulunmayı, diğer eşin rıza göstermeyeceğinden yola çıkarak konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluştuğuna hükmetti. Yargıtay, sevgilisinin evinde yatak altında yakalanan sanıkla ilgili davada, evli bir kadınla ilişki kurmanın aynı zamanda “konut dokunulmazlığını ihlal” olarak değerlendirileceğini vurguladı. Yargıtay, karara gerekçe olarak “böyle bir durumda yaşamın doğal akışına göre kocanın rızasının olamayacağını” gösterdi DAVAYA konu olan olay şöyle gelişti: Evine erken gelen koca, karısının kapıyı geç açmasından şüphelenerek evi araştırdı ve karyolanın altında yarı çıplak biçimde A.Y.’yi yakaladı. Sanık A.Y. hakkında “konut dokunulmazlığını ihlal” suçundan dava açıldı. Yerel mahkeme, “kocanın aile reisi olması kuralının kalktığını” belirterek, sanığın konuta sevgilisinin rızasıyla girdiğini ve bu nedenle konut dokunulmazlığını bozma suçunun yasal öğelerinin oluşmadığını kaydetti ve beraat kararı verdi. YAŞAMIN AKIŞINA AYKIRI Davacı koca, yerel mahkeme kararını temyiz etti. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Dairesi, olay gecesi sanığın, sevgilisinin kocasının bulunmadığı sırada sevgilisinin rızasıyla evine girdiğinin anlaşıldığını kaydetti. Ancak böyle bir eylemde “yaşamın olağan akışına göre, kocanın rızasının bulunduğunun düşünülemeyeceğini” ifade eden daire, “konut ihlalinin gerçekleştirilmiş” olduğunu savundu. KOCANIN HAKKI Daire, evli bir kadınla ilişki kurmanın, evlilikte bağlılık yükümlülüğünü öngören Türk Medeni Kanunu’na, dolayısıyla hukuka aykırı olduğunu ve kocanın haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunun açık olduğunu kaydetti. Daire, bu nedenlerle sanığın beraatine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararını bozdu. Kaynak : http://www.haberturk.com/yasam/haber...onut-ihlalinde

Zorlama bir karar. Bu mantıkla eşlerden biri kendi anne babasını bile diğer eşten izin almadan evine sokamaz.

Sizin yorumunuza sonuna kadar katılıyorum. Biz nedense toplum olarak bu konulara "kadı" gibi hükümler getirmeye meraklıyız maalesef. Yargıtay elbette kadı gibi hüküm getirmiyor ama şimdi sizce de burada eve giren erkeği zorlama bir kararla cezalandırma isteği var mı yok mu? Aynı şekilde biliyorsunuz güncel bir konu var SSK'dan maaş bağlı olan boşanmış çiftlerden birlikte yaşayanlar denetleniyor ve maaşları kesiliyor. Prensipte doğrudur ve bu maaşlar desteğe muhtaç olmayıp topluma yük olanlar için elbette kesilmelidir ama düşünsenize boşanmış bir çift, adamcağız belki çocuğunu görmeye gidiyor bir iki gün ya da ne billeyim belki arkadaş kalmışlar özlüyorlar birbirlerini...SSK müffettişleri oldu olacak bir de evde kontrolde bulunsunlar...(Bu arada yanlış anlaşılmasın bu konuda her hangi bir şekilde fayda sağlamış bir insan değilim bugüne kadar SSk ile tek ilişkim hak eden etmeyen tüm yeşil kartlıların yükünü karşılamak için milyarlarca lira prim ödeyip bir diş için bile tedavi olamamak yönünde oldu)

Olmaaaaaaz, illa insanların mahremine girilecek ya, illa tek tip kendi kafalarında oluşturdukları Arap, afedersiniz klavyem sürçtü, Türk toplum yapısına uygun yaşanacak ya, o yüzden yasak, kadınla erkek aynı evde bulunur mu hiç? bulunursa da kadın sonuç olarak birey olarak ne gibi haklara sahip ki? Sebebi ne olursa olsun evine aldığı kişi konut dokunulmazlığını ihlalden yargılanıyor. Bu bence kadına neredeyse temsil yeteneği vermemek hatta neredeyse temyiz kudretinden yoksun muamelesi yapmaktır. Yine soruyorum, evin 16 yaşındaki oğlu arkadaşını ya da bir yabancıyı eve alsaydı sizce yüce yargıtay yine böyle bir karar verir miydi? sonuç olarak cezacı olmasam da benim hatırladığım kadarıyla Mesken masumiyetini ihlal için rıza dışı girmek ya da kalmak gerekiyordu. Ben bu karara sebep olan olayda rıza unsuruyla ilgili bir problem göremiyorum. Herkesten alınacak rıza öyle mi? Bu hayatın akışına uygun olmayan muhtemel başka gayelerle ulaşılmış zorlama bir yorum değil de nedir? Kadının iradesini sakat görmek değil de ne bu?

Bundan sonra bir yere misafir olarak çağırıldığımızda mutlaka herkesten muvafakatname almayı unutmayalım ve hatta imzaların gerçek olduğuna da emin olalım. Hatta önce muhtarlığa gidelim evde kaç kişi yaşıyor öğrenelim, ona göre ikişer kopya hazırlayalım alındı kaydıyla imzalatıp teslim alalım ve imzalayanlardan bir de hastane raporu isteyelim ayırdetme kapasitesini haiz diye... kırsal düşünce şehirdeki hayata hükmedince işte böyle komik sonuçlar çıkıyor demek ki...

Biraz daha zorlansa vatana ihanete kadar gidermiş.

Karar şu şekilde çıkmış olsaydı, nasıl olurdu acaba?

Davaya konu olayda; Her ne kadar eşinin rızasıyla da olsa kocanın, kendisinden habersiz evine giren ve uygunsuz bir şekilde yakalanan A.Y.'e rıza gösteremeyeceği düşünülse bile, karyolanın altında yarı çıplak biçimde yakalanan A.Y.'nin de yaşamın doğal akışına göre erkek eşe "sen çıktıktan sonra eşinle birlikte olmak için evine gidecem, rızan var mı?" şeklinde bir düşüncenin de hayatın olağan akışına aykırı olacağından, bahse konu olayda eşine sadakatiz davranan kadın eşin haksız eyleminden başka haksız bir eylemden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın ONANMASINA/BOZULMASINA............


Burada fatura yine kadına çıkmış gibi görünüyor ama, varsayalım olay bir otel odasında geçti. Taraflar için ne değişir?

Son zamanlarda okuduğum kararları gördükçe,"kadın" olmak zor iş diyorum..
Belki de kendimizi "yeni anlayış ve hukuk düzenini "anlamak için alıştırmamız gerekiyor.Anlamalıyız ki, mücadele edebilelim..

bir önceki Karar da haber başlığını okumak bile yeterli idi. "evli erkekle birlikte olan kadın" diye haber başlığı vardı.

Birliktelik özgür bir irade olarak tanımlanmadığı sürece, bu Kararlara daha çok rastlayacağız şüphesiz. Evli iki kişi arasındaki temel ilişki(evlilik)
sebebiyle kişilikhaklarından sözedilebilir ama,
3. kişiye tazminat, ceza gibi hükümler anlamaya çalıştığımız yeni hukuk düzeni olacak sanırım.
"varsayalım olay bir otel odasında geçti. Taraflar için ne değişir?"
o zaman da mesken tecavüzü sebebiyle ceza değil, diğer eşin şahsi haklarının ihlali sebebiyle 3. kişinin tazminat ödemesi gerektiği anlaşılıyor. (kararlardan bunu anlıyorum ben)