Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sözleşme Aslının Karşı Tarafta Olması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-07-2009, 20:29   #1
Av.Olcay Pehlivanlıoğlu

 
Varsayılan Sözleşme Aslının Karşı Tarafta Olması

Sayın Meslektaşlarım;

Müvekkil, vadelere bağlanmış olduğu halde bir galericiden araç satın alıyor ve aralarında adi yazılı şekilde araç alım-satım sözleşmesi düzenliyorlar.Sözleşmenin aslı galericide kalıyor.Müvekilde fotokopisi mevcut.Müvekkil, vadelere bağlanmış olan semen karşılığında galericiye bonolar veriyor.Bonoların bir tanesinin ödemesi belli bir süre gecikince, galerici 3. bir şahsın üzerine kayıtlı olan aracı icra kanalıyla bir şekilde bağlatıyor.Bu gelişme üzerine müvekkilin ödemiş olduğu bedelin iadesi için dava açacağız.Fakat başta da söylemiş olduğum gibi sözleşme aslı elimizde mevcut değil.Karşı taraf sözleşmeyi inkar ederse, bu durum davanın reddine sebebiyet verebilir gibi.Bu nedenle sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak dava açmayı düşünüyorum.Sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz ne olur?

Saygılarımla
Old 27-07-2009, 08:51   #2
av.kadirpolat

 
Varsayılan Nitelikli dolandırıcılık

Sayın meslektaşım, benzer bir olay da benim müvekkilimle ilgili oldu.

Burada Cumhuriyet Başsavcılığı'na "aracı sattılar; sonra da devri almadığımız için 3.şahsa kasten borçlanma yaptırılarak arabaya haciz koydurdular" şeklinde suç duyurusunda bulunun. Buna dair 8.Ceza Dairesi'nin de bir kararı var. Muhtemelen sadece sizin kullandığınız araç üzerinde yakalamalı haciz vardır. Yani borçlanan (devir sahibinin) başkaca herhangi bir aracına yada malvarlığına haciz işlemi yapılmamıştır. BU haliyle savcılığa suç duyurusunda bulunun. (malesef bir çok savcı, k.y.o. dair karar veriyor; ama siz direnin ve içtihat bularak dilekçenize ekleyin)

Hukuki prosedüre gelecek olursak,

1- Belge aslının sizde olmaması bu noktada sıkıntı yaratmaz. Şöyle ki; araç satılmış ve satışan araç MENKUL hükmünde. Menkul mallar, zilyetliğin teslimiyle zilyet alana geçer ve bu esnada herkes alacağını vereceğini almış sayılır. (karine)

Bu haliyle karşı taraf, biz paramızı almadık diye asıl sözleşmeyi karşınıza çıkartıp delil ileri sürebilir. Bu da sizi evrak aslına ulaştırıp alacak elde etmenizi sağlayacaktır.

Yani, kanuni karine, sizi güçlü kılacaktır.

2- Alacak davası açabilirsiniz.

3- Ceza yoluna mutlaka gidin.

Umarım yardımcı olabilmişimdir. Saygılarımla...,
Old 28-07-2009, 10:32   #3
Av.Olcay Pehlivanlıoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ederim.

Hayırlı Çalışmalar
Old 28-07-2009, 13:08   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Olcay Pehlivanlıoğlu
Sayın Meslektaşlarım;

Müvekkil, vadelere bağlanmış olduğu halde bir galericiden araç satın alıyor ve aralarında adi yazılı şekilde araç alım-satım sözleşmesi düzenliyorlar.Sözleşmenin aslı galericide kalıyor.Müvekilde fotokopisi mevcut.Müvekkil, vadelere bağlanmış olan semen karşılığında galericiye bonolar veriyor.Bonoların bir tanesinin ödemesi belli bir süre gecikince, galerici 3. bir şahsın üzerine kayıtlı olan aracı icra kanalıyla bir şekilde bağlatıyor.Bu gelişme üzerine müvekkilin ödemiş olduğu bedelin iadesi için dava açacağız.Fakat başta da söylemiş olduğum gibi sözleşme aslı elimizde mevcut değil.Karşı taraf sözleşmeyi inkar ederse, bu durum davanın reddine sebebiyet verebilir gibi.Bu nedenle sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak dava açmayı düşünüyorum.Sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz ne olur?

Saygılarımla

Sayın meslektaşım,

Bildiğiniz üzere; Trafiğe tescilli araç, ancak Noter sözleşmesiyle devredilir. 2918 sayılı Yasanın 20/d maddesi uyarınca Trafiğe tescilli araçların haricen satışı geçersiz olup bu husus kamu düzeni ile ilgili olduğundan mahkemelerce kendiliğinden ( resen ) gözönünde bulundurulur. (T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2004/10-165 , K. 2004/171 T. 24.3.2004)

Bu itibarla, geçersiz sözleşme nedeniyle herkes verdiğini sebepsiz zenginleşme hükümleri dairesinde isteyebilme hakkına sahiptir. Bahsettiğiniz fotokopi sözleşme içeriğnden, vadelere bağlanan satış taksitlerinin bonolar verilmek suretiyle ödeneceği açıkça anlaşılabiliyorsa ve ödediğiniz bonoların aslı elinizde ise, bu durumda hem aracın sizde bulunuşu, hem şekil eksikliği nedeniyle geçrsiz olan sözleşme metni ve bu sözleşmeyi doğrulayan taksit bonolarının ödenenlerine ilişkin asılları elinizde olması nedeniyle, sebepsiz zenginleşme hükümleri dairesinde ödediklerinizi geri istemeniz mümkün olabilir diye düşünüyorum.

Diğer yandan, HUMK.un ilgili (321, 322, 326 maddeler) hükmünde davanın ispatına yarayacak delilin diğer taraf uhdesinde olması halinde hakimin davanın halline yarayacak delili mahkemeye sunması yönünde diğer tarafa talimat verme imkanı var, bu hükmü de işletebilirsiniz diye düşünüyorum.

Alıntı:

MADDE 321 - İbraz olunan senet, suret olursa dâvanın her halinde re'sen veya iki taraftan biri canibinden senedin aslının ibrazı talep olunabilir. Bu takdirde zayi veya telef olmamış ise senedin aslını ibraz mecburidir.
MADDE 322 - Senedin aslını muhafaza eden taraf veya kâtibiadiller veyahut sair memurlar, tahkikat hâkiminin kararına tevfikan bunları mahkemeye ibraz etmeğe mecburdurlar.
Tahkikat hâkimi, ibraz olunan senedin dâvanın esnayı cereyanında hıfzı için icabeden tedbirleri ittihaz veya lüzumunda yeniden verilmek üzere ibraz eden iadesini tensip edebilir.


2 - SENEDATIN İBRAZI MECBURİYETİ
MADDE 326 - Kanunu Medeni ve Ticaret Kanunu mucibince bir kimse, yedinde bulunan vesikayı ibraza mecbur olduğu gibi aşağıda yazılan vesikaları da ibraz ile mükelleftir:
1 - Mahkemeye verilen evrakta istinat olunan senetler,
2 - Bir tarafın diğer taraftan dâvaya müteaallik aldığı mektup ve telgraflar,
3 - İki taraf için müşterek olan muamele ve menfaatlere mütaallik tanzim olunan vesikalar,
4 - İki tarafın müstakillen veya müştereken malik olduğu vesikalar.
Old 28-07-2009, 14:06   #5
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Bu bir tüketici işlemi ise 4077 sayılı yasa madde taksitle satışı düzenleyen 6/A maddesi fıkra 3 uyarınca sözleşmenin bir nüshasını tüketiciye vermeyen satıcıyı yine aybnı yasanın 25 inci maddesi hükümleri uyarınca mülki amire şikayet edebilirsiniz.
Old 28-07-2009, 15:29   #6
av.kadirpolat

 
Olumlu Evrakın aslını inkar edecekleri kesin

Sayın meslektaşım, burada evrakın aslı HASIM tarafta olduğu için, yapılan alım satımı kabul etmeyecekler ve böyle bir evrakın varlığını reddedeceklerdir. Bu tip kişilerin kendi ayağına balta vuracaklarını düşünmeyelim. Kaldı ki, burada işlemin geçerlilik şartı olarak noterden işlem yapılması gerekiyor ise de burada Avukat Olcay bey'in derdi, aracı almak değil. Araç için ödediği parayı almak.

Bu haliyle alacak davası (sebepsiz zenginleşmeye dayalı) açması konusunda sizinle hem fikirim.

Burada bir önemli husus daha var; kaç lira para vererek bu araç alındı, (?) sorunu.

Burada karşı taraf bedel almadık satmadık diyeceklerdir. Bu haliyle de bilirkişi incelemesi ile aracın değeri hesaplanacaktır.

OLcay bey'in burada ispat edeceği hiçbir durum zorunluluğu yok. Alım satıma dair delil sunması yeterli. Karşı taraf, tabiri caizse TIRMALAYIM DURSUN.

Çok basit bir dava. Olcay bey, bir dava açman yeterli, ispat külfeti karşı tarafda. Siz sadece alım satımı ıspatlayın. Zaten menkul mal olsuğu için zilyetlikle mal alım satımı olduğu karinesi var. (BUNUNLA İLGİLİ İÇTİHAT VAR, İSTERSENİZ YOLLAYABİLİRİM)

Davayı, araç sahibine karşı açın.

Dolandırıcılık davasında galericileri ve araç sahibini ve de muvazaalı alıcıyı şüpheli gösterin.
Old 29-07-2009, 16:20   #7
Av.Olcay Pehlivanlıoğlu

 
Varsayılan

Sayın Kadir Bey;

İçtihat gönderirseniz sevinirim.

Hayırlı Çalışmalar
Old 29-07-2009, 22:06   #8
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 03.10.2005 T., 2005/10893 E., 2005/14383 K: “Davacı, davalıdan haricen satın aldığı aracın davalı tarafından evinin önünden götürüldüğünü, bu durumda araç bedeli olarak vermiş olduğu bononun da iade edilmesi gerekirken takip başlatıldığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tesbitine, %40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya satmış olduğu aracı, bedelinin ödenmemesi nedeniyle geri aldığını, satım sözleşmesinden birkaç gün sonra davacının kendisinden ödünç para aldığını, takip konusu bononun da bu nedenle düzenlendiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bononun araç satımından kaynaklandığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında haricen düzenlenen araç satım sözleşmesi; Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesi gereğince resmi biçimde düzenlenmediğinden geçersizdir. Geçersiz sözleşme ile taraflar aldıklarını aynı anda ve karşılıklı olarak sebepsiz iktisap kurallarına göre birbirlerine iade ile yükümlüdürler. Davacının, davalıdan haricen satın aldığı aracın, davalı tarafından geri alındığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacı bu durumda satım bedeli olarak verilen bononun da iadesi gerekirken takip başlatılması nedeniyle borçlu olmadığının tesbitini istemiş, davalı ise takip konusu bononun araç satım sözleşmesi nedeniyle değil, davacıya ödünç vermesi nedeniyle kendisine verildiğini savunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık takip konusu bononun araç satımı nedeniyle verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır. Davalı, davacının şikayeti üzerine Anamur C.Başsavcılığının 2003/585 sayılı hazırlık dosyasında 7.3.2003 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde 2.400.000.000 TL'lık bononun araç satım sözleşmesi nedeniyle kendisine verildiğini açıkça ikrar etmiştir. Her ne kadar davalı mahkeme aşamasında bu ifadesini değiştirmişse de, davalının, araç bedelini nakit veya senet şeklinde almadan aracını davacıya teslim etmesi, ayrıca alacağı varken davacıya tekrar ödünç para vermiş olması hayatın olağan akışına aykırı olup, davalının az yukarda belirtilen harici nitelikteki ikrarı maddi olayla da bu şekilde teyit edilmektedir. O halde dava konusu olan bononun taraflar arasındaki araç alım satımı nedeniyle verildiğinin kabulü gerekir. Mahkemece bu nedenle davacının takip konusu bono nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde senedin araç alım satımından kaynaklandığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.”
Old 29-07-2009, 22:08   #9
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 14.04.2003 T., 2002/14990 E., 2003/4397 K: “Davacı, 12.9.1990 tarihinde davalıya ait aracı 50.000.000 Tl. ödeyerek haricen satın aldığını, kendisinin oğlu ile davalının eşinin arasındaki iş ortaklığına ve davalıya duyduğu güven nedeniyle aracın kaydını üzerine almadığını, ancak bilahare davalının muvazaalı olarak borçlandığı dava dışı şahıs tarafından aracın elinden alındığını ileri sürerek araç bedeli olan 2.500.000.000 Tl.nın 4.1.2001 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davacıya araç satmadığını, aracı aradaki iş ilişkisi ve arkadaşlığa dayanarak bedelsiz olarak sadece kullanması için davacıya bıraktığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 10 yılı aşkın bir zaman davalının aracı davacıya kullanmak üzere bırakmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu süre içinde aracın onarımının davacı tarafça yapıldığı, vergilerini davacının ödediği, aracın davacıya satıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle araç bedeli olan 1.750.000.000 Tl.nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temiz edilmiştir.
Davacı, bu davada aracı davalıdan haricen satın aldığını bildirmiş, davalı ise aracı satmadığını, bedelsiz olarak kullanması için davacıya bıraktığını savunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, davacının alım satım akdini yasal delilerle ispatlaması gereklidir. Davacı bu hususta yazılı delil ibraz edememiş olup, davacının aracın vergilerini ödemesi veya aracı tamir ettirmesi satış akdinin varlığını ispatlamak için yeterli değildir. Bu itibarla mahkeme kabulünün aksine, davacının dava konusu aracı haricen satın aldığının kabulü olanaksızdır. Kaldı ki, bir an için haricen satın alındığı kabul edilse dahi satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için 2918 sayılı yasanın 20/d maddesine göre geçersiz olup, taraflar ancak birbirlerinden verdiklerini talep etme hakkına sahiptirler. Davacı, dava dilekçesinde dava konusu aracı 50.000.000 Tl. bedelle satın aldığını bildirdiğine göre ancak bu bedeli isteme hakkına sahiptir. Mahkemece bu yönler üzerinde durulmak suretiyle, davacı dava dilekçesinde her türlü yasal delile dayandığı için, aracın haricen satın alındığı hususunda davacıya, davalı tarafa yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılmalı, davacı yemin teklif etmezse davanın reddine karar verilmeli, davacı davalıya yemin teklif eder ve davalıda kabul ve eda ederse yine dava reddedilmeli, şayet davalı teklif edilen yeminden kaçınırsa bu defa harici alım satım olduğu kabul edilerek ve ancak davacının ödediği 50.000.000 Tl.na hükmedilmelidir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır, bozmayı gerektirir.
Old 29-07-2009, 22:09   #10
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 24.06.1999 T., 1999/4773 E., 1999/5140 K: “Davacı, davalıdan harici sözleşme ile araç satın aldığını ve satış bedeli karşılığı her biri 100.000.000'er TL'lik 12 adet boş senet vererek aracı teslim aldığını, daha sonra aracı almaktan vazgeçerek iade ettiğini, ancak davalının elinde bulunan senetleri iade etmeyerek, senetlerden birini 300.000.000 TL olarak doldurarak hakkında icra takibine giriştiğini, davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin iptalini istemiştir.
Davalı, davacının satıştan vazgeçtiğini, bu nedenle sözleşme gereği alınan senetlerin davacıya iade edildiğini, dava ve takip konusu senedin araç alım satımı ile ilgisi olmadığını, davacıya verdiği borç para karşılığında senedi elinde bulundurduğunu, senedin nakten kaydını içerdiğini, davacının borcunu ödemediği için takibe giriştiğini bildirerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, boş olarak verildiği bildirilen 11 adet bono ilgili dava atiye bırakıldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu bonolar ile ilgili olarak davacının ileride doğabilecek haklarının saklı tutulmasına, 300.000.000 TL tutarındaki bononun karşılıksız olduğunun tespitine ve davalı yönünden iptaline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İptali istenen bono, 16.8.1997 tanzim ve 3.9.1997 vade tarihli olup, üzerinde nakden alınan bedel karşılığı düzenlendiği yazılıdır. Her ne kadar davacı, bu senedin aralarında yaptıkları araç alım-satım sözleşmesi ile ilgili verildiğini iddia etmiş ise de, bu yön davalı tarafından kabul edilmemiş, ayrıca davalı bu senedi davacıdan ödünç karşılığı aldığını savunmuştur. Senette "nakden alınan para karşılığı" düzenlendiği yazılı bulunduğuna göre bu düzenleme şekli davalının savunmasını doğrulamaktadır. Davacı bu senedin aralarında yapılıp sonradan feshedilen satış sözleşmesi ile ilgili olduğunu iddia etmiş ise de bu iddiasının yaasal delillerle ispat edememiştir. Ne var ki davacı dava dilekçesinde ( vs. deliller ) demek suretiyle and deliline dayanmıştır. Bu konuda davalıya bir and yönetilebilir. Mahkemece davacıya bu hakkı hatırlatarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir. Aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.”

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
her iki tarafta boşanma davası açmamışsa evi terk eden koca evi habersiz satabilirmi? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 12-05-2009 15:44
Her iki tarafta boşanma davası açmamışsa,suçsuz taraf maddi açıdan zor durumdaysa Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 12-05-2009 15:44
İmdat! Aynı tarafta bulunan meslektaşıma dava açacağım Av. Lale Beşe Meslektaşların Soruları 4 18-10-2007 13:14
çekin aslının bankaya verilmesi advocat63 Meslektaşların Soruları 3 03-10-2007 13:04
Yazılı sözleşme olması durumunda Vekalet Ücretinin ödenmemesi Gamze Manay Meslektaşların Soruları 1 21-05-2007 22:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04596400 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.