Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ticaret mahkemelerinde tanık delilinin hukuki geçerliliği

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-05-2007, 10:47   #1
av.özlem terzi

 
İnceleme Ticaret mahkemelerinde tanık delilinin hukuki geçerliliği

Her iki tarafın tacir olduğu bir davada davalı taraf üretilen malın ayıplı olduğu hususunda tanık deliline dayanır ise ve tanık olarakta sadece şirket çalışanlanı ,şirket ortağı sıfatına haiz kişileri tanık olarak dinletmek isterse bu kişilerin tanıklığının kabul edilebilirliği mümkün müdür bu konuda yargıtayın farklı içtihatları var . Tanık delillerinin yazılı delillerle kuvvetlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim ancak bunu destekler yargıtay kararı bulamadım görüşleriniz için şimdiden teşekkürler.
Old 24-05-2007, 12:17   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan



Maddi ayıp tanıkla da ispat edilebilir. Bir sınırlama olmaması gerekir. Tanıkların şirket çalışanlarından olması , o beyanın hakimlikce değerlendirilmesi ile ilgilidir. Hakim beyanların doğruluğunu inandırıcı bulmayabilir.Ayıbın tespitinde bilirkişi görüşü önem kazanır.

Buna karşın , ticari ilişki ret edilirse ; ilişkinin varlığının ispatı
miktar itibariyle HUMK.daki senetle ispat kurallarına tabi olur.(mad.288)Bu takdirde yazılı belge aranır. Ticari ilişki ispat edilemezse zaten ayıbın araştırılmasına gerek kalmaz.

Ayıp ihbarının ispatı ise şekle tabi değildir. Diye biliyorum.


Saygılarımla.
Old 26-05-2007, 01:32   #3
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas : 2001/5619
Karar : 2002/3128
Tarih : 29.04.2002
ÖZET : Olayımızda TTK.nun 25.maddesinde ön görülen süreler içinde aynı kanunun 20/3.maddesinde belirtilen usulle yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayıp ihbarının yapılması herhangi bir şekle bağlı tutulmamış ise de, uyuşmazlık halinde yasada ön görülen sürelerde ve anılan 20/3.madde de ön görülen biçimde yapılmış olduğunun usulen kanıtlanması gerekir. Sair bir anlatımla bu yön isbat koşuludur.
(6762 sayılı TTK. m. 20, 25)
KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki istirdat-menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı, davalıdan yirmi adet koltuk takımı satın aldığını, malların ayıplı çıktığını iddia ederek, mal bedeli olarak verdiği çeklerin iptalini, ödenmeleri halinde istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacıya sattığı mallarda herhangi bir ayıp bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dinlenen davacı tanıkları beyanına göre satım konusu malların ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının, davalıdan 20.6.1999 günlü sipariş fişi ile malların imal edildiği Eskişehir´de beğendiği yirmi adet koltuk takımını satın alarak İstanbul´a naklettiği, bir kısmını da kendi müşterilerine sattığı anlaşılmaktadır.
Satım konusu malların İstanbul´a naklinden ve davacının kendi müşterilerine satışından, dava tarihi 30.1.2000´e kadar TTK.nun 25.maddesinde ön görülen süreler içinde aynı kanunun 20/3.maddesinde belirtilen usulle yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayıp ihbarının yapılması herhangi bir şekle bağlı tutulmamış ise de, uyuşmazlık halinde yasada ön görülen sürelerde ve anılan 20/3.madde de ön görülen biçimde yapılmış olduğunun usulen kanıtlanması gerekir. Sair bir anlatımla bu yön isbat koşuludur. Bu hususlar gözetilmeden mahkemece yalnızca davacı tarafından gösterilen tanık beyanlarına itibar edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, istirdada ve borçlu olunmadığının tespitine karar verilen bedelin karşılığı olan malların iadesine karar verilmemesi de kabul şekli itibariyle doğru değildir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeplerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istem halinde iadesine, 29.4.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hukuki Mütalaa Hazırlamak Üzere, Sözleşmeli Avukat Çalıştıran Ticaret Şti. Av.Mehmet Saim Dikici Meslektaşların Soruları 13 19-11-2007 14:32
teşhis sırasında müdafii bulunmadığında bu teşhisin hukuki geçerliliği olur mu? avukat_selcuk_bey Meslektaşların Soruları 9 11-10-2007 11:58
tanık listesinde tanıdığın soyadının yanlış yazılması halinde bu tanık dinlenirmi? dilekgulsen Meslektaşların Soruları 6 16-03-2007 10:56
Adli Rapor Yerine Özel Klinik Raporunun Hukuki Geçerliliği umutlaw Meslektaşların Soruları 2 05-01-2007 02:20
Borç İkrarı İçeren Sözleşmede Tanık İmzasına Da Yer Verilmesinin hukuki Anlamı Nedir Av.Mehmet Saim Dikici Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 10 31-07-2006 19:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03824210 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.