Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

yargıtay anısı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-04-2009, 11:42   #1
av.yasin özkan

 
Varsayılan yargıtay anısı

Gecen hafta meslek hayatım ilk kez Yargıtay da bir duruşmaya katıldım.


Müvekkillerim icin çok önemli bir gayrimenkul davasını duruşma talepli olarak temyiz ettik ve duruşma günü geldiğinde de büyük bir heyecanla Ankara nın yolunu tuttuk Yargıtay da duruşma beklerken sohbet ettiğim kıdemli bir avukat ağabeyimin dediği gibi Yargıtay bir umut kapısıydı nede olsa.

Yerel mahkemelerin kararlarında hukuka aykırılık olduğunu düşünen kişiler tetkik hakiminin incelemesinden sonra heyet halinde dosyaların ele alındığı Yargıtay ı umut kapısı olarak görüyorlardı. Biz de aynı umutla davamızı temyiz ettik ve duruşma günü geldiğinde duruşmamıza katıldık.

İstanbul dan yola çıkıp Sabah saatlerinde vardığımız Ankara da Ankara Esenboğa Havaalanı nın yenilenmiş olduğuna ve cağdaş görünümüne tanık olduk önce , ulustaki havaş duragına gitmek üzere bindiğimiz otobüste de hep etrafımıza, Ankara nın değişimine baktık kimi zaman sevindik kimi zaman üzüldük ve bu arada Ankara trafiğinin İstanbul dan hiç aşağı kalır yönü olmadığına sabah saatlerinde aynı yoğunluğun ve tıkanıklığın yaşandığına tanık olduk.

Ulustaki havaş durağına geldiğimizde servis otobüsünden inip peş peşe dizilmiş, yolcularını alıp hızla uzaklaşan taksilerin bizide alması icin sıramızı beklemeye başladık. Tesaduf yargıtayda duruşmaya gelmiş 3 kişi yan yanaymışız. Aynı taksiye binip yola koyulduk, yolda trafik tıkanınca Ankara nın trafiğine çözüm diye yapılan alt üst gecitlerin (istisnalar olmakla birlikte) aslında nihai çözüm olmadığı gibi ne kadar kent estetiğini bozduğuna tanık olduk. Özellikle GAR ın önündeki çok çirkin duruyordu.

Niye başkente metro yapılmaz diye düşünüp aramızda konuşurken taksimiz kızılaya geldi ve 1993 yılında Kızılay meydanında gördüğüm metro kazılarının ve şantiyelerinin halen kızılayın göbeğini işgal ettiğini görüp cevabımıda peşinen almış oldum.

Taksiden indiğimizde Yargıtay binası ve Demokles heykeli karşımızdaydı işte Yargıtay dedim, yüksek yargı. acaba içi nasıl? duruşma salonları nasıl? İstanbul da her gün adliyeye girip cıkıyoruz ama burası Yargıtay dedim kendi kendime.

Binaya girdik ve baro odasından duruşmada giymek icin cüppe alırken ilk şoku yaşadım belliki cüppeler en az bir yıldan beri ne temizlik nede kuru temizleme görmemişti hatta bazılarının renkleri o kadar soluktu ki bir an avukat cüppesi olduğundan dahi şüphelendim.

9.15 duruşmasına gec kalmamak icin aceleyle asansöre binip 14. dairenin olduğu 5. kata geldik . Asansörden çıkınca beni bir Anadolu hükümet konağı koridorunu andıran adliye koridoru karşıladı tek fark daire başkanlarının kapılarının deri kaplama olması ve yere serilmiş olan kırmızı halıydı. Koridorda bildik duruşma kalabalığı aynen vardı o zaman anladımki adı Yargıtay da olsa adliye adliyeydi.

Duruşma salonuna doğru yürüdüm ikinci şoku ise duruşma listesinde yaşadım saat 9.15 e tam 16 tane dosya konulmuştu 16.sıradakinin kim olduğunu merak edip baktım ve acıdım kendilerine. Hatırladığım kadarıyla Datca Asliye Hukuk Mahkemesine ait bir dosyaydı 9.15 e yetişmek icin kimbilir ne kadar acele etmişlerdi.

Saat 9.15 i beklerken gözüm oturacak bir yer aradı ama nafile koskoca koridora layık görülen iki bankta çoktan kapılmıştı ve etrafında yaşlı üstat avukatlar vardı bana zaten düşmezdi orası ben ucakla geldim Ankaraya, ama geceyi otobüste gecirmiş uykusuz ve yorgun insanlar etrafımdayken o bank boş olsada oturamazdım zaten herhalde . Koridorun diğer tarafına doğru yürüdüm biraz diğer mahkemelerde de manzara aynıydı aynı saate konulmuş onlarca dosya ve kapıda bekleyen onlarca yorgun uykusuz insan.

Kendi kendime adalet bakanımız, barolar birliği başkanımız, Ankara Barosu başkanımız, Başsavcımız hiç mi gelmiyor buralara o kadar kamu bankası var, belediye var bu koridorlara boydan boya oturma grupları konamazmıydı diye düşündüm .

Neyse saat 9.15 oldu tam duruşma başlayacak derken mübaşir niye sabahtan beri çayları getirmiyorsun diye sonra çaycıya fırça attı çaycı heyetin caylarını getirdi 10 dakikalık çay faslı bitince nihayet mübaşir ilk dosyayı anons etti ve kapı açıldı. Oturacak yer bulamadım bari çömelerek dosyamı gözden gecireyim dedim ve oracıkta çömelip dosyamı karıştırmaya başladım notlarımı aldım nede olsa heyetin karşısına çıkacaktım sıram gelip anons edilince içeri girdiğimde Yargıtay duruşma salonunun kararını temyiz ettiğimiz mahkemenin duruşma salonundan daha küçük ve daha kötü olduğunu gördüm.

Sabah sabah yaşadığım şokların en kötüsüde buydu umut kapısı olarak nitelenen yüksek mahkemenin önce binasıyla, heybetiyle , düzeniyle hakimlerinin odalarıyla duruşma salonlarıyla gelen avukatların kullandıkları cüppelerin temizliği, bekleme odalarıyla da yüksek olması gerekirdi.

Ben temiz cüppe, bekleme salonu, koridorda oturma grubunda duruşma beklemeyi ne kadar hak ediyorsam yüce mahkeme üyeleri de mahkemenin adına yakışır bir duruşma salonunu ve makam odalarını hak ediyorlardı elbette. Benim asıl üzüldüğüm ve hayal kırıklığı yaşadığım nokta ise tüm bu anlattıklarımın oradaki pek çok insan tarafından normal karşılanması ve kanıksanmış olmasıydı…
Old 23-04-2009, 20:40   #2
kapgan

 
Varsayılan

Sayın Özkan
Öncelikle tecrübelerinizi ve gözlemlerinizi güzel bir dille anlattığınız için teşekkürler.Durum pek iç açıcı değil tabi.Yalnız yazınızda sizin de duruşmadaki anlarınızı okumak isterdim,acaba nasıl başladı,ne kadar ve nasıl dinlendiniz,üyelerin tavırları,ortamın genel durumu... Tekrar teşekkürler.
Old 15-03-2012, 15:26   #3
caner87

 
Varsayılan

ben de merakla bekliyorum,yargıtaydaki duruşma anılarını anlatmak isteyenler umarım olur,
Old 15-03-2012, 16:25   #4
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.yasin özkan
...Taksiden indiğimizde Yargıtay binası ve Demokles heykeli karşımızdaydı...
Genel itibariyle samimi olarak yazılmış ve paylaşılmış olduğu izlenimini veren bir yazı olmuş.

Ancak yanılmıyorsam Yargıtay'ın girişinde, biri Atatürk diğeri Themis olmak üzere iki heykel var. Kısacası meslektaşımızın kastettiği Demokles değil de Themis olsa gerektir.

Saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yargıtay kararı Yargıtay 5.HD' nin 2004/2721 e. 2004/4423 k. sayılı ve 09.04.2004 tar angel82 Meslektaşların Soruları 1 21-03-2009 17:25
Yargıtay incitanesi Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 1 22-07-2008 13:58
Yargıtay kararı AVUKAT ŞÜKRAN Meslektaşların Soruları 1 31-05-2008 18:20
Bir mahkeme kalemi anısı hukukcu1985 Hukuk Sohbetleri 4 20-05-2008 13:32
Yargıtay TD. korayoz Hukuk Soruları Arşivi 2 06-03-2007 15:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05120111 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.